Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1142 E. 2021/1176 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1142
KARAR NO : 2021/1176

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/04/2019(Dava)-27/11/2020(Karar)-30/06.2021(Ekkarar)
NUMARASI : 2019/162 Esas – 2020/387 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 17/11/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 17/11/2021
Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/162 Esas ve 2020/387 Karar sayılı dosyasından verilen 30.06.2021 tarihli EK KARARA karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili, 13/10/2018 tarihinde …. plakalı aracına davalı ….’nun kullanımında, davalı …. Turizm Ltd. Şti’ye ait ve davalı …. Sigorta A.Ş tarafından ZMSS ile sigortalı …. plakalı aracın arkadan çarpmak suretiyle hasar meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, davalı ….’nun kaza sebebiyle %100 tam kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından araçtaki değer kaybının 6.411,77-TL olarak hesaplanıp ödeme yapıldığını, bu miktarın çok düşük olduğunu, ayrıca aracın serviste kaldığı 75 günlük süre nazara alınarak başka aracı olmaması sebebiyle yapılacak maddi zarar hesaplamasında ikame araç bedeline ilişkin tazminatın da nazara alınması gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL araç değer kaybının tüm davalılardan müşterek müteselsilen tahsiline ve davalı sürücü ile davalı araç maliki şirket yönünden 300,00-TL ikame araç bedeline ilişkin maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile ikame araç için taleplerini 2.880,00 – TL olarak arttırmıştır.
CEVAP; Davalı …. Turizm Ltd. Şti. vekili, müvekkili şirkete ait …. tescil plakalı aracın …. Sigorta Şirketi tarafından Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi ile güvence altına alındığını ve 6.411.77-TL ödeme de yapıldığını, davacının iddia ettiği gibi bakiye bir alacağının olması halinde dahi bu miktarın poliçe teminat ve limitleri kapsamında olup bunu sigorta şirketinden talep etmesi gerektiğini, davacının aracının kaza nedeniyle değişen parçalarından dolayı değer kaybı değil tam aksine parçaların yenilenmiş olması sebebi ile değer artışı söz konusu olduğunu, davacı tarafça bu süre zarfında herhangi bir şekilde araç kiralandığı ya da kullanıldığına dair bir iddia ve beyanda bulunmadığını, buna ilişkin bildirdiği deliller arasında fatura da bulunmadığını, davacının kazayı fırsata çevirmeye ve haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, ikame araç bedeli talebinin tamamen haksız ve kötüniyetli olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalıların davaya cevap vermedikleri anlaşılmıştır.
YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece, “…Davanın KISMEN KABULÜNE, 2.880,00-TL ikame araç bedelinin 13/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan …. Tur. Ltd. Şti ile ….’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 588,23-TL değer kaybı bedelinin davalılar …. Ltd. Şti ve ….. yönünden kaza tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
YEREL MAHKEMENİN TASHİH ŞERHİ; Mahkemece; “Davalı …. Tur.Taş.İnş.Tic.Ltd.Şti.vekilinin 14/04/2021 tarihli tashih talepli dilekçesi incelenmekle, davacı …. adına dosyaya sunulmuş bir vekaletname bulunmadığı, vekille temsil edilmediği, 27/11/2020 tarih ve 2019/162 Esas 2020/387 Karar sayılı kararında sehven vekalet ücretine hükmedildiği anlaşıldığından; karardaki ‘..Davacı vekilinin hizmet ve mesaisine karşılık hesap edilen taktiren 3.468,23-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine…’ şeklindeki kısım ile 15/02/2021 tarihli ‘…Davacı vekilinin hizmet ve mesaisine karşılık hesap edilen takdiren 3.468,23-TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı sigorta şirketinin 588,23-TL’den sorumlu olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine…’ şeklindeki tavzih kararının kaldırılmasına ve maddi hatanın bu şekilde düzeltilmesine” şeklinde kararın tashih edildiği anlaşılmıştır.
TASHİH ŞERHİNE KARŞI İSTİNAF İTİRAZLARI: DAVACI TARAFINDAN, “….Kararın kesinleşme şerhiyle birlikte tashih şerhinin de tebliğ edildiğini, tashih şerhinin içeriği incelendiğinde yapılan işlemin usul ve yasaya aykırı olmasının yanısıra hukuki ayıp niteliğinde olduğunu, zira, mahkemece davacı vekili lehine vekalet ücreti hükmedilmesine ilişkin hüküm fıkralarının davacının vekil ile temsil edilmediği gerekçesiyle kaldırılmış olduğunu, oysa HMK 304. maddesi gereği tashihin ancak hükümdeki yazı ve hesap hataları ile benzeri açık hataların düzeltilmesine imkan vermekte olup; vekalet ücretine ilişkin kararın bırakın tashih yolunu HMK 305/2 gereği tavzih yolu ile genişletilip kaldırılmasının mümkün olmadığını, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, hükmün tebliğ edildiği, hatta kesinleştiği ve hatta istinaf incelemesi de geçirmiş olduğunu, buna rağmen mahkemece taraflar dinlenmeden, duruşma açıp beyanları alınmadan oldu bittiye getirilerek kararın tashih edildiğini, mahkemenin kesinleşmiş karardan bir türlü el çekmediğini, hak ve borçlar yaratarak hakkın özüne dokunmakta olduğunu, yine tavzih kararının tashih edilmesi gibi akla mantığa uymayan hukuki içerik ürettiğini, zira, mahkemece 15.02.2021 tarihli tavzih kararının da işbu tashih şerhi ile kaldırılmış olduğunu” beyanla, mahkemenin tashih kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
YEREL MAHKEMENİN İSTİNAFIN REDDİNE DAİR EK KARARI; Mahkemece, “Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, her ne kadar tavzih yoluyla taraflara tanınan hak ve borçlarda değişikliğe gidilemeyeceği açık ise de, davacı ….’ın eldeki davada vekil ile temsil edilmediği ve vekil ile temsil edilmediği davada vekalet ücretine hak kazanamayacağı, anılan tashih kararı ile gerekçeli kararda vekalet ücretine ilişkin bölüm ile tavzih kararının kaldırılmasına yönelik istinaf başvurusunda hukuki yarararının bulunmadığı anlaşılmakla, davacı ….’ın 03/05/2021 tarih ve 2019/162-2020/387 E-K sayılı tashih şerhine yönelik istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğu nedeniyle REDDİNE
” şeklinde karar verilmiştir.
EK KARARIN İSTİNAF İSTEMİ; DAVACI TARAFINDAN; “….Mahkemenin kesinleşmiş dosyadan el çekmesi gerekirken dosyayı ele alıp yeni hak ve borçlar yaratmak suretiyle lehine hükmedilen vekalet ücretini kaldırdığını, kararın kesinleşme şerhiyle birlikte tashih şerhinin de tebliğ edildiğini, tashih şerhinin içeriği incelendiğinde yapılan işlemin usul ve yasaya aykırı olmasının yanısıra hukuki ayıp niteliğinde olduğunu, zira, mahkemece davacı vekili lehine vekalet ücreti hükmedilmesine ilişkin hüküm fıkralarının davacının vekil ile temsil edilmediği gerekçesiyle kaldırılmış olduğunu, oysa HMK 304. maddesi gereği tashihin ancak hükümdeki yazı ve hesap hataları ile benzeri açık hataların düzeltilmesine imkan vermekte olup; vekalet ücretine ilişkin kararın bırakın tashih yolunu HMK 305/2 gereği tavzih yolu ile genişletilip kaldırılmasının mümkün olmadığını, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, hükmün tebliğ edildiği, hatta kesinleştiği ve hatta istinaf incelemesi de geçirmiş olduğunu, buna rağmen mahkemece taraflar dinlenmeden, duruşma açıp beyanları alınmadan oldu bittiye getirilerek kararın tashih edildiğini, mahkemenin kesinleşmiş karardan bir türlü el çekmediğini, hak ve borçlar yaratarak hakkın özüne dokunmakta olduğunu, yine tavzih kararının tashih edilmesi gibi akla mantığa uymayan hukuki içerik ürettiğini, zira, mahkemece 15.02.2021 tarihli tavzih kararının da işbu tashih şerhi ile kaldırılmış olduğunu, bu işlemlerin yok hükmünde olduğunu, buna yönelik istinaf isteminin de mahkemece ek karar ile hukuki yarar yokluğu gerekçesiyle reddedildiğini” beyanla ek kararın istinafa getirildiği anlaşılmıştır.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Talep, yerel mahkemenin tashih kararına ilişkin istinaf isteminin reddine dair ek kararın kaldırılarak, mahkemenin tashih kararına yönelik istinaf incelemesi yapılması istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde; mahkemece 27.11.2020 tarihinde verilen davanın kısmen kabulüne dair kararın davanın tüm taraflarınca istinafa konu edilmesi üzerine Dairemizce incelendiği, Dairemizce 10.03.2021 tarihli karar (2021/253 E.-2021/199 K) ile istinaf başvurularının kararın “miktar itibariyle kesin olmasından dolayı” ayrı ayrı usulden reddine karar verildiği, karardan sonra mahkemece davalı şirketin tashih istemi üzerine, davacının vekille temsil edilmediği halde sehven davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olduğu gerekçesi ile kararın bu yön itibariyle tashihine karar verildiği, tashih kararına karşı davacı tarafından istinaf isteminde bulunulmuş olduğu, mahkemece verilen 30.06.2021 tarihli ek karar ile davacının hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verildiği, davacı tarafından işbu ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmakla;
Mahkemenin asıl kararında hükmedilen miktar itibariyle (3.468,23-TL) karar kesin nitelikte olup istinaf incelemesine konu edilmesinin mümkün bulunmadığı gibi, fer’i nitelikteki hususların ve buna bağlı ek kararların da istinaf kesinlik sınırı nedeniyle istinaf incelemesine konu edilemeyeceği anlaşılmakla, davacının ek karara yönelik istinaf isteminin usulden reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacının istinaf isteminin HMK’nın 352/1-b maddesi (kararın kesin olması) gereğince usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/162 Esas – 2020/387 Karar sayılı, 30.06.2021 tarihli EK kararına yönelik istinaf isteminin HMK’nın 352/1-b ve 346. maddesi gereğince miktarı itibariyle kesin olması nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; başlangıçta iki kez alınan 59,30 TL istinaf karar harcından alınması gereken 59,30 TL ‘nin mahsubu ile bakiye kalan 59,30 TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktarı itibariyle kesin olmak üzere 17/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.