Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/114 E. 2023/1031 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/114
KARAR NO : 2023/1031

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2017 (Dava) – 06/11/2020 (Karar)
NUMARASI : 2017/84 Esas – 2020/344 Karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 14/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2023
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2020 tarih ve 2017/84 Esas – 2020/344 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03.11.2015 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Ahmet Yesevi Bulv. üzerinde Egekent istikametine seyri sırasında 8809/1 Sokağı kavşağına geldiğinde aracının ön çamurluk-ön kısımları ile 8809/1 sokaktan gelip Ahmet Yesevi bulvarına giriş yapmakta iken sürücü … idaresindeki tescilsiz motosikleti ile çarpışmaları sonucu motosiklette yolcu konumunda bulunan müvekkili …’ın yaralandığını, kazanın oluşumunda sürücü …’in asli kusurlu, sürücü …’in ise kusursuz olduğunu, trafik kazasına bağlı olarak müvekkilinin geçici iş görmezlik ve sürekli iş görmezlik durumlarına maruz kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 500,00 TL geçici iş görmezlik tazminatı olmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 17/02/2020 UYAP tanzim tarihli miktar arttırım dilekçesi ile dava dilekçesinde 500 TL olarak istenilen geçici iş göremezlik tazminat tutarını 7.547,31 TL’ na, 500 TL olarak istenilen sürekli iş göremezlik tazminatı tutarını 7.115,68 TL’ na çıkardığını bildirmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 10.06.2015-10.06.2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, teminat limitinin kaza tarihi itibariyle kişi başı 290.000,00 TL olduğunu müvekkilinin sürücünün kusur oranı ve gerçek zarar tutarı ile sorumlu olabileceğini, geçici iş göremezlik taleplerinin teminat dışında olduğunu, davacının kask takmaması nedeniyle müterafik kusurunun tazminat hesabından indirim sebebi yapılması gerektiğini, müvekkilinin dava tarihinden önce temerrüde düşmediğini ve dava tarihinden itibaren faiz sorumluluğunun söz konusu olabileceğini, Karayolları Trafik Kanunun’nun 97.maddesi ile 15 günlük süre içerisinde yapılmış bir başvurunun bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “… Mahkememizin 01/06/2017 tarihli ön inceleme celsesi 3 nolu ara kararı ile ” 15 gün içerisinde sigorta şirketine başvuru zorunluluğunu öngören 2918 sayılı Kanunun 97.maddesini değiştiren 6704 sayılı Kanunun kaza tarihi 03.11.2015 tarihinden sonra 2016 yılı içerisinde yürürlüğe girmesine göre, davalı vekilinin bu yöndeki itirazının reddine …” karar verilmiş ve bu yöndeki savunmaya itiraz edilmemiştir. Davanın esasına gelince: … plakalı otomobil sürücüsünün kaza mahalli kavşakta sola dönüş manevrası yaptığı esnada yaklaşmakta olan taşıt trafiğini yeterince dikkatle kontrol etmemekle, karşıdan gelen araç sürücüsüne ilk geçiş hakkını verip daha sonra dönüş yapması gerekirken yaklaşmakta olan motorsiklete rağmen sola dönmeye çalışmakla, durup motorsikletin emniyetli bir şekilde geçmesini beklememekle, kazanın meydana gelmesinde asli (%75 oranında) kusurlu olduğu; motorsiklet sürücüsünün ise yerleşim yeri hız sınırları üstünde bir hızla seyretmekle, kavşağa yaklaşmasına rağmen hızını düşürmemekle kazanın meydana gelmesinde tali (%25 oranında) kusurlu olduğu, davacının trafik kazasına bağlı olarak yaralanması sonucunda %1 oranında sürekli iş göremezlik durumuna ve 9 ay süre ile geçici iş göremezlik durumuna maruz kaldığı, bu çerçevede kaza tarihi 03/11/2015 ile 03/08/2016 arasındaki dönem için hesaplanan 10.063,08TL geçici iş göremezlik tazminatının %75 oranına tekabül eden tutarın 7.547,31TL olduğu, kaza ile ilgili olarak SGK tarafından davacıya geçici iş göremezlik ödemesi yapılmadığı, bu bedelin ZMMS tedavi giderleri teminatı limiti içinde kaldığı; yine %75 kusur oranı ve %1 sürekli iş göremezlik oranı ve kaza tarihi itibari ile davacının gelir durumu dikkate alındığında 7.115,68TL sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplandığı, bu bedelin ZMMS poliçe teminat kapsamında kaldığı, davalıya başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü sonrasının 15/12/2015’ye tekabül ettiği, ancak dava tarihinin de o tarih olduğu anlaşılmıştır…” gerekçesiyle I-Dava dilekçesi ve miktar arttırım dilekçesi ile açılan davanın KABULÜNE, 7.547,31 TL geçici iş göremezlik tazminatı ve 7.115,68 TL sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 14.662,99 TL maddi tazminatın dava tarihi 15/02/2017 den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve hakkaniyete aykırı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının trafik sigortası genel şartları ve Karayolları Trafik Kanunu gereği trafik poliçesi teminatı kapsamında olmamasına rağmen, yerel mahkemenin bu zarardan müvekkilini sorumlu tuttuğunu, 23.01.2020 tarihli Bilirkişi Raporunda hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi giderlerinin sağlık gideri teminatı içerisinde yer alıp SGK tarafından karşılandığını, tedavi süresince çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin yani geçici iş göremezlik zararı ile, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri ve sağlık giderinin teminat kapsamında olduğunu, sağlık giderlerinin ise SGK tarafından karşılandığını, davadan önce müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddi gerekirken, 15/02/2017 tarihinden itibaren işlemiş faiz ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmalarının hem KTK 97. Maddeye hem de temerrüt hükümlerine aykırı olduğunu, davacı tarafından müvekkili şirkete eksik evrak ile başvuru yapıldığını, müvekkili şirketin faiz ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının temerrüt hükümleri ile bağdaşmadığını, yerel mahkemece, savunmaları dikkate alınmadan ve gerekçeli kararda dahi savunmalarına neden itibar edilmediğine ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadan hüküm kurulduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, zorunlu mali mesuliyet poliçesi uyarınca geçici ve kalıcı işgöremezlik zararının sigortacıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-) Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davalı vekilinin davanın başvuru dava şartı yokluğundan reddi gerektiğine yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Şöyle ki, dava tarihi itibariyle sigorta şirketine başvuru dava şartı niteliğinde olmakla birlikte, davacı tarafça davadan önce davalı sigorta şirketine sağlık raporu da eklenerek başvurulmuş olduğu, bu hususun davalıca inkar edilmediği ancak gerekli tüm evraklarla başvurulmadığı savunmasında bulunulduğu anlaşılmıştır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, başvurunun yapıldığı; ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksikliğin tamamlanabileceği açıktır. Davalının belirttiği üzere sağlık raporu ile davacının ekonomik durumuna ilişkin belgeler yargılama aşamasında mahkemece tamamlatılmış, hali hazırda da mahkemece dava tarihinden itibaren temerrüte hükmedildiği anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının reddi gerekmiştir.
2-) Davalı sigorta şirketi vekilinin geçici işgöremezlik tazminatından sorumlu olmadığna dair istinaf itirazının da reddi gerekmiştir. Bilindiği üzere, 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nca karşılanacak sağlık hizmeti bedellerinin neler olduğu açıklanıp sınırlandırılmıştır. KTK’nın 98. maddesi gereği SGK Başkanlığı’nın sorumlu olduğu sağlık giderleri, trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarında yapılan tıbbi tedaviye ilişkin sağlık hizmet bedellerinden ibarettir. SGK’nın hangi sağlık giderlerinden sorumlu olduğu kanunla belirlenmiş olup, normlar hiyerarşisinde daha altta olan genel şartlar ile kanun kapsamının değiştirilip genişletilemeyeceği aşikardır. Açıklanan maddi ve hukuki vakıalar karşısında; Anayasa Mahkemesinin KTK 90/İ maddesinin iptali de göz önüne alındığında TBK’nın 54. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, kazadaki yaralanmadan kaynaklanan geçici işgöremezlik zararından sorumluluk, zarara neden olanlar ile bu kişilerin sorumluluğunu poliçe ile üstlenen sigorta şirketine ait olduğundan, davacı için hesap edilen geçici işgöremezlik tazminatının sigorta şirketi aleyhine de hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/2511 E.- 2021/2452 K).
3-) Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde,zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Eldeki dosyada; hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu maluliyet raporunun kaza tarihindeki yönetmelik hükümleri uyarınca usulüne uygun düzenlendiği anlaşılmakla hüküm kurmaya elverişli olduğunundan davalının bu yöndeki istinaf itirazlarının da reddi gerekmiştir.
4-) Son olarak ise dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan kusur ve aktüer bilirkişi raporlarının omut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2020 tarih ve 2017/84 Esas – 2020/344 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gerekli 1.001,63 TL istinaf karar harcından, peşin yatan 250,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 751,22 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/06/2023