Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1115 E. 2021/1068 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1115
KARAR NO : 2021/1068

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2021 (Talep) – 10/06/2021 (Ara Karar)
NUMARASI : 2021/147 Esas
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ : 27/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2021

İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/147 Esas sayılı dosyasından verilen 10.06.2021 tarihli ara kararına ilişkin istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; İhtiyati haciz talep eden/davacı vekili, 20.09.2020 tarihinde müvekkili …’ a ait … plakalı motosiklet İzmir Urla yolunda seyir halinde iken ve müvekkilinin oğlu … tarafından kullanılan, davalı … A.Ş.’ye ait ve sürücüsü diğer davalı … olan … plakalı aracın arkadan gelerek çarpması sonucunda müvekkilinin aracının hasar aldığını ve oğlu olan sürücü … ve arkasındaki diğer yolcunun da yaralandığını, bu hasar neticesinde oluşan zararların tazmini için her iki davalıya ve aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasını yapan sigorta şirketi olan davalı … Sigorta A.Ş’ye arabuluculuk başvurusu yapıldığını, ancak olumlu netice alınamadığını, kazaya ilişkin Urla Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan 2020/3640 Soruşturma nolu dosyada yapılan bilirkişi incelemesinde davalı şoför …’ün kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza neticesinde müvekkiline ait araçta ön fren disk, sol arka sinyal, sol arka basamak, sol ön basamak, vites pedalı, orta sehpa, sol koruma demiri, sol gidon, sol stoklama, sol kumanda, debriyaj kolu, sol ön sinyal seleti, grenaj, disk cıvataları ve jantın hasar gördüğünü, aracın tamiri için parça bedelleri dışında takma sökme boyama elektrik, torna, mekanik vs işçilik bedellerinden dolayı da zarar olduğunu, araçta kaza sebebi ile değer kaybının da meydana geldiğini, zira aracın 09.06.2020 tarihli sıfır bir araç olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile araçta oluşan hasarlardan dolayı 1.000-TL maddi tazminat, araçta meydana gelen değer kaybı için 200-TL’lik maddi tazminat olmak üzere toplamda 1.200-TL maddi tazminatın davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili için … plakalı araç üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEMENİN İHTİYATİ HACİZ ARA KARARI; Mahkemece, “…Somut olayda, davacı vekilinin müvekkili olan …’ın meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalı adına kayıtlı aracı kullanan sürücünün ihmali, tedbirsizlik ve dikkatsizliği sonucu aracında oluşan hasar ve değer kaybı zararına ilişkin olarak maddi tazminat talep ettiği ve bu alacakları ile ilgili olarak davalı şirket adına kayıtlı olan … plakalı araç için ihtiyati haciz talebinde bulunduğu, İİK’nın 257/1 maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu nedeniyle ihtiyati haciz istenebileceği açıklanmış iken, 2. bentte vadesi gelmemiş borçtan dolayı hangi hallerde ihtiyati haciz istenebileceğinin açıklandığı, somut olayda zarar, haksız eylemden kaynaklandığından maddi tazminatın haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale geldiği, buradaki ‘muacceliyet’ kavramının, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamında olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından gönderilen hasar dosyası, Urla Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/3640 soruşturma sayılı dosyası, bu dosyada trafik bilirkişiden alınan 25.11.2020 tarihli kusur raporu, fotoğraflar nazara alındığında davacı aracında kaza nedeniyle hasar ve değer kaybı zararı olabileceğinin kuvvetle muhtemel olduğu, haksız fiil tarihi itibarıyla davacının maddi tazminat alacaklarının muaccel hale geldiği, ihtiyati haczin talep edildiği davanın ilk açıldığı aşamada, davacıdan zararın miktarının net olarak belirlemesini beklemenin hakkaniyetle bağdaşmayacağı, zaten davacı vekilinin de fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açmış olduğu, buradan hareketle İİK’nun 257/1. fıkrasındaki yasal koşullar oluştuğundan davacı vekilinin maddi tazminat alacakları ile ilgili olarak ihtiyati haciz talebinin kabulüne, 1.200-TL maddi tazminat miktarı üzerinden %15 oranında nakdi teminat yatırıldığında ya da banka teminat mektubu sunulduğunda davalı … Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi adına kayıtlı … PLAKALI ARACIN İHTİYATEN HACZİNE” şeklinde karar verilmiştir.
KARŞI TARAF/DAVALI VEKİLİNİN İTİRAZI: Davalı … Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi vekili; “…Davacı yan tarafından müvekkili şirket adına kayıtlı … plakalı araç için ihtiyati haciz talep edildiğini, mahkemenin 14.04.2021 tarihli kararı ile … plakalı aracın ihtiyaten haczine karar verildiğini, davacının dava dilekçesindeki talebinin 1.200-TL olduğunu ve dosyada gerçek zararının ne olduğuna dair bir açıklama ve bir belgenin bulunmadığını, ancak kaydına ihtiyati haciz konulacak aracın ikinci el yaklaşık değerinin 200.000-TL olduğunu, bu husus göz önüne alındığında, ihtiyati haciz kararının tazminat talebi ile orantılı olmadığını ve verilen kararın tedbirde ölçülülük ilkesi ile bağdaşmadığını, davalılar arasında müştereken ve müteselsilen sorumluluk esasları çerçevesinde sorumlu olan bir sigorta şirketi de bulunduğunu, sigorta poliçesindeki limitin de kaza tarihinde 41.000-TL olduğu, davacının 1.200-TL talep ile açtığı işbu davasındaki talebinin çok çok üzerinde limiti olan bir poliçe bulunduğunu, davacı tarafından hakkın kötüye kullanıldığını, hukuka aykırı bir şekilde ihtiyati haciz kararı verildiğini, bu nedenle ihtiyati haciz kararının ivedilikle kaldırılması gerektiğini, söz konusu aracın diğer binlerce araçları gibi verilen kiralama hizmeti gereğince üçüncü şahıslara kiralandığını, üçüncü kişilerce kiralanarak kullanıldığını, verilen ihtiyati haciz kararı gereğince söz konusu aracın kaydına yakalama şerhi işlenebileceğini, bu durumda da araç yakalanarak muhafaza altına alındığında, müvekkili şirketin ticari itibarı zarar görebileceği gibi aracı kiralayan üçüncü kişilerin de zarar görmesine neden olabileceğini, bu nedenlerle müvekkili şirket adına kayıtlı … plakalı aracın ihtiyaten haczine ilişkin 14/04/2021 tarihli kararın ve sonuçlarının kaldırılmasına karar verilmesini” beyanla, ihtiyati hacze itiraz etmiştir.
YEREL MAHKEMENİN İHTİYATİ HACZE İTİRAZIN REDDİNE DAİR ARA KARARI: Mahkemece; “İhtiyati haciz talebinin İİK’ nın 257. maddesi kapsamında incelendiği, bu maddedeki koşullar değerlendirilerek karar tesis edildiği, İİK’ nın 265. maddesinde ihtiyati haciz kararına itiraz nedenlerinin sayılmış olup, bunların haczin dayandığı sebepler, mahkemenin yetkisi ve teminat olduğu, borçlu vekilinin itirazının haczin dayanağı olan borcun muaccel olmadığına ilişkin olduğu, davalı vekili tarafından alacak miktarı ile ihtiyaten haczine karar verilen aracın değeri karşılaştırıldığında tedbirin ölçülü olmadığı, davacı aracının zarar miktarının belirli olmadığı, davalı şirkete ait trafik poliçesinin teminat limiti dikkate alındığında davacının talep ettiği zararın teminat limiti içinde kaldığı belirtilerek ihtiyati haciz kararına itiraz edilmiş ise de, ihtiyati haciz kararına itiraz nedenlerinin şekli ve sınırlı olarak İİK’nın 265. maddesinde açıkça düzenlendiği, borçlu vekilinin itirazları anılan madde kapsamında olmadığından İİK. 265.maddesi kapsamında olmayan nedenlere dayalı İHTİYATİ HACZE İTİRAZIN REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI: KARŞI TARAF/DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN, “…Mahkemenin ara kararı yerinde olmayıp ortadan kaldırılması gerektiği, itirazlarının ihtiyati hacze ilişkin itirazda gerekli olan şartları tamamı ile karşılamakta olduğu, yerleşik Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğu, mahkeme gerekçesinin kabul edilebilir bir gerekçe olmadığı, mahkemenin ihtiyati haciz kararında belirtilenin aksine muaccel hale gelmiş bir alacak bulunmadığı, hal böyle olunca İİK. 257/2’deki şartlar gerçekleşmediğinden, davacının ihtiyati haciz talebinin reddinin gerektiği, tedbirde ölçülülük ilkesinin ihlal edildiği, davacının dava dilekçesindeki talebinin 1.200-TL olduğu, dosyada gerçek zararının ne olduğuna dair ne bir açıklama ne de bir belge bulunmadığı, kaydına ihtiyati haciz konulacak aracın ikinci el yaklaşık değerinin ise tedbir tarihinde 200.000-TL olduğu, bu husus göz önüne alındığında, ihtiyati haciz kararının tazminat talebi ile orantılı olmadığının aşikar olduğu, ayrıca sigorta poliçesi nedeni ile davacının alacağının bir nevi rehinle teminat altında olduğu, bunun da ihtiyati haciz için gerekli ilk şartı ihlal eden ve talebin reddini gerektiren bir durum olduğu, davalılar arasında sigorta şirketi bulunmakta olup sigorta poliçesi limitinin davacının talebi göz önüne alındığında talebini fazlası ile karşılamakta olduğu, müştereken ve müteselsilen sorumluluk esasları çerçevesinde sorumlu olan sigorta şirketi de davalı olup limiti de 41.000-TL olduğundan davacının işbu davasındaki talebinin çok çok üzerinde limiti olan bir poliçe bulunduğu, davacı tarafından hakkın kötüye kullanıldığı ve Yerel Mahkeme tarafından da hukuka aykırı bir şekilde ihtiyati haciz kararı verildiği, ihtiyati haciz kararının ivedilikle kaldırılması gerektiği, müvekkili şirketin mal kaçırma ihtimali bulunmadığı, zira ticari hayattaki durumu ve mali yapısı itibariyle mal kaçırma ihtimalinin olmadığı, Türkiye’nin en büyük topluluklarından birisi olan … bünyesinde yer alan, güçlü bir şirket olduğu, ödeme gücünü anlatabilmek adına fazlaca bir açıklama yapmaya gerek bulunmadığı, davacının davasındaki talebini karşılamaya yetecek mali gücü fazlası ile bulunan müvekkili şirket adına kayıtlı bir araç için ihtiyati haciz kararı verilmesinin anlaşılır gibi olmadığı, müvekkili şirketin taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeyeceği, kaçırmayacağı veyahut kendisi kaçmayağı gibi alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunmayacağının da açıkça ortada olduğu, bu kadar küçük bir rakam için bu kadar isyan etmelerinin nedeninin, verilen ihtiyati haciz kararı nedeni ile müvekkili şirketin ticari itibarının zarara uğrayabilecek olmasının önüne geçmek isteği olduğu, zira söz konu aracın diğer binlerce araçları gibi verilen kiralama hizmeti gereğince üçüncü şahıslara kiralanmakta olduğu, ihtiyati haciz kararı gereğince söz konusu aracın kaydına yakalama şerhi işlenebileceği, bu durumda da aracın ön göremedikleri bir zaman diliminde yakalanarak muhafaza altına alındığında, müvekkili şirketin ticari itibarının zarar görebileceği gibi aracı kiralayan üçüncü kişilerin de zarar görmesine neden olabileceği, davacının dava dilekçesindeki telafi edilemez zarar dediğinin dava konusu edilen alacak kalemlerine ve dosyanın durumuna bakıldığında sadece içi boş bir beyandan ibaret olduğu, ancak ihtiyati haciz kararı nedeni ile müvekkili şirketin uğrayabileceği zararların ise bir gerçek olduğu” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Talep, trafik kazasından kaynaklı araç hasar ve değer kaybından dolayı tazminat davası içinde ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçelerle ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verildiği, bu karara yönelik davalı … Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi vekili tarafından yapılan itirazın da reddine dair 10.06.2021 tarihli ara kararı verildiği ve davalı … Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi vekili tarafından sözkonusu ara karara yönelik olarak istinaf isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır.
Davalı … Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi vekili tarafından kiralamaya tabi araçları üzerine ihtiyati haciz konulmasının orantısız ve ticari itibarlarını zedeleme bakımından riskli olduğu gerekçesiyle itiraz edilmekte ise de, tüm dosya kapsamına, davacı vekilinin dava dilekçesi içeriği ve eklerine, mahkeme gerekçesine ve ihtiyati haciz miktarına göre, yaklaşık ispat da dahil olmak üzere tüm yasal şartların oluştuğu ve itiraz nedenleri bakımından da davalı vekilinin itirazlarının yasada sınırlayıcı olarak sayılan itirazlardan olmadığı gözetilerek, usul ve esas yönünden kararda hukuka aykırılık görülmediğinden, anılan davalı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; karşı taraf/davalı … Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Karşı taraf/davalı … Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi vekilinin İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/147 Esas sayılı dosyasından verilen 10.06.2021 tarihli ara karara yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran karşı taraf/davalı … Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketinden alınması gereken harç yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karşı taraf/davalı … Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere 27/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.