Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/11 E. 2023/985 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/11
KARAR NO : 2023/985

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/07/2020
NUMARASI : 2015/218 Esas – 2020/356 Karar
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Sebebiyle Açılan Maddi ve Manevi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 08/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2020 tarihli 2015/218 Esas ve 2020/356 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri … ve …’un oğlu diğerlerinin kardeşi olan …’un 07/01/2014 tarihinde saat 11.50 sıralarında … plakalı motosikleti ile seyir halinde iken davalı … … idaresindeki … plakalı otomobile çarpması sonucu davacıların oğlu …’ın vefat ettiğini, … …’un ölümü ile onun maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldığını, trafik kazasında oğullarını kaybeden davacıların 6100 sayılı yasanın 107.maddesi uyarınca toplanacak delillere göre destekten yoksun kalma tazminatı belirlenerek işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden temerrüt tarihinden işletilecek faizi ile birlikte, manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek faizin yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme işleten ve sürücüden tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davacılar vekili sunmuş olduğu 10/03/2020 tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde; 10.000,00-TL olarak talep edilen destekten yoksun kalma tazminatının arttırılarak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı anne … için 40.589,48-TL, davacı baba … ise 28.257,94-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup eksik harcı yatırmış olduğuna dair makbuzu da dilekçesine eklemiştir.
CEVAP:
Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, davacılar vekilinin davayı belirsiz alacak davası olarak açtığını, her bir davacı için talep edilen meblağın belirli olması gerektiğini, davacıların talep ettiği maddi tazminat isteminin yerinde olmadığını, dava konusu olayda davalı sürücünün kusurunun bulunmadığını, manevi tazminat konusunda ise toplanacak delil ve belirlenecek sorumluluk derecesine göre bir istemde bulunulmasının söz konusu olmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davacı tarafın, maddi ve manevi tazminata konu alacaklar için harca esas değerinin 10.000,00-TL. olarak gösterdiğini, bu durumun HMK 107′ ye aykırı olduğunu, davada her bir davacı için ne kadar maddi tazminat talep ettiğini izah ve beyan etmek zorunlu olduğunu, davacı tarafın kaza tarihinden itibaren faiz talebinin yerinde olmadığını, öncelikle HMK 107.nin uygulanması babında davacı tarafa maddi tazminata ilişkin beyanlarını düzeltme ve ayırma yapmasının istenmesi, aksi halde davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece; “….Maddi tazminat istemi açısından davanın kabulüyle; davacı … için 40.589,48-TL, davacı … için 28.257,94-TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle her bir davacıya ayrı ayrı verilmesine, manevi tazminat istemi açısından davanın kısmen kabulüyle; davacı … için 8.000,00-TL, davacı … için 8.000,00-TL, davacı … için 4.000,00-TL, davacı … için 4.000,00-TL, davacı … … için 4.000,00-TL ve davacı … için 4.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı … ve davalı … …’dan tahsiliyle her bir davacıya ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Ek karara karşı davacılar vekili, asıl karara karşı davalı … A.Ş. vekili, davalılar … ve … (…) vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacılar vekili ek karara karşı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalılardan … ve … vekiller Av. … ve Av. …’ın 04/11/2018 tarihinde istifa ettiklerini, ayrıca 04/12/2019 tarihinde … imzası ile vekaletten istifa ettiklerini, bu dilekçelerin ekte sunulduğunu, mahkemenin karar aşamasında anılan davalı tarafın avukatı olmadığı halde davalılar lehine sehven vekalet ücretine hükmettiğini, davalı başka bir avukat vasıtası ile bu vekalet ücretleri yönünden İzmir 25. İcra Dairesinin 2020/8720 sayılı takip dosyası le müvekkilleri hakkında 4-5 örnek takip açtığını, Avukatlık Kanunu 164 maddesi son fıkrası …”Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti avukata aittir. Avukatın olmadığı bir davada davalı lehine vekalet ücreti hükmedilemeyeceğinin yerleşmiş yargıtay kararları ile de sabit olduğunu, buna ilişkin örnek yargıtay kararının yerel mahkemeye ekte sunulduğunu, yerel mahkeme Avukat …’ın vekillikten istifa ettiğine dair bir dilekçenin dosya içerisinde bulunmadığı gerekçe göstermiş ise de bu vekilin de vekalet aktinin sona erdiğini, kararın davacılar yönünden kesinleşmiş olup, istinaf etme hakları olmadığından bu sehven yapılan hatanın düzeltilmesinin talep edildiğini, anılan davalılar lehine takdir edilen vekalet ücretlerinin tavzih yolu ile karardan çıkarılmasının talep edildiğini, yerel mahkemenin tavzih taleplerini haksız yere reddettiğini, ak kararın kaldırılarak tavzih taleplerinin kabulü ile davalılar … ve … lehine takdir edilen vekalet ücretlerinin tavzih yolu ile karardan çıkarılmasını taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalılar … ve … (…) vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş. tarafından davacı …’un destekten yoksun kalma tazminatı yönünden 20.206,00-TL ve … destekten yoksun kalma tazminatı yönünden 18.303,00-TL, dava vekalet ücreti yönünden 4.585,00-TL ve yargılama gideri yönünden 350,00-TL olmak üzere toplam 43.444,00-TL davacılar vekili Av. …’a ödemenin yapıldığını, bu hususta davacılar ile sulh olunduğunu, yapılan sulhun 19/02/2016 tarihli protokole bağlandığını, protokolde davacıların, davalı … A.Ş ye karşı olan maddi tazminat davasından feragat ettiğini, protokolün dosyaya sunulduğunu, davacılar vekilinin protokolde … A.Ş ye karşı açtığı davadan feragat ettiğine göre müvekkilleri açısından da bu feragat hükmünün ifade etmesi gerektiğini, protokol kapsamında, davacı taraf, edimini yerine getirmemiş olsa da Yerel Mahkemece, bu hususun resen değerlendirilmesi ve maddi tazminat yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, davalı … A.Ş tarafından yapılan ödemeler nazarında müvekkillerin de borçtan kurtulduğunu, davacılar, diğer davalı ile sulh olduğuna göre maddi tazminat yönünden bu sulh müvekkiller açısından da sonuç doğuracağını, HMK’nın 315.maddesinde “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.” denildiğini, bu meyanda sulh olunduğu kabul edilerek maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu, hâkim belirlemeyi yaparken olayın özelliğini, zarar görenin ekonomik durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabını gözetmesi gerektiğini, somut olayda müvekkil, … sürücünün olarak %50 kusurlu bulunduğunu, olayın taksirle ölüme sebebiyet verme olduğunu, olayda kastın olmadığını, müvekkillerin ekonomik sosyal durum araştırmasında görüleceği üzere herhangi bir gelirinin olmadığını, bu meyanda hükmedilen manevi tazminatların yüksek olduğunu, kararın kaldırılmasına, davacıların maddi tazminat ve davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine, mahkeme aksi kanaatte ise hak ve nesafete uygun daha az ve makul manevi tazminata hükmedilmesi ve kararının kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemede görülen işbu dava açıldıktan sonra davacı …’un maluliyet tazminat talepleri yönünden 20.206,00-TL ve … maluliyet tazminatı talepleri yönünden 18.303,00-TL, dava vekalet ücreti yönünden 4.585,00-TL ve yargılama gideri yönünden 350,00-TL olmak üzere toplam 43.444,00-TL üzerinden davacı taraf ile sulh olunduğunu, yapılan sulh 19/02/2016 tarihli protokole bağlandığını ve iş bu protokole binaen müvekkil şirket tarafından davacı vekili Av. …’a toplam 43.444,00-TL ödeme yapılmak suretiyle de müvekkil şirketin protokol ediminin sona erdiğini, söz konusu protokol, yerel mahkemenin dosyasına ibraz edildiğini, bu hususun, 05/12/2017 tarihli duruşma zaptında da yer almakta olduğunu, iş bu 19/02/2016 tarihli Protokol’de de görüleceği üzere; “ödemenin yapılmasından sonra, davacı vekili, davalı … A.Ş. ye karşı olan davasından feragat edeceği” ediminin bulunduğunu, yerel mahkemece yapılan yargılama sırasında davacı taraf ile anlaşıldığını, protokol kapsamında ödeme yapıldığını ve bu ödeme karşılığında … A.Ş.’ye karşı açılan işbu dava yönünden feragat edileceği taahhüt edilmesine rağmen bu edimin yerine getirilmediğini, protokol kapsamında, davacı taraf, edimini yerine getirmemiş olsa da yerel mahkemece, bu hususun resen değerlendirilmesi ve müvekkili şirket yönünden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken iş bu hususlar dikkate alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararının kaldırılmak suretiyle davanın tümden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminatın kazaya sebebiyet verdiği iddia olunan işleten, sürücü ve zorunlu trafik sigortacısından tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; asıl karar ile maddi tazminatın davanın kabulüne; manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalılar vekilleri tarafından, ek karar ile davacılar vekilinin tavzih talebinin reddine dair verilen karar ise davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılmıştır.
1-Davacılar vekilinin ek karara yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde; davacılar vekili, davalılar … ve … vekillerinin istifa etmiş olmaları nedeni ile mahkemece anılan davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesine ilişkin hükmün tavzihi yoluyla hükümden çıkarılmasını istemişler, mahkemece davacılar vekilinin tavzih talebi taraflara yüklenen hakların ve borçların tavzih yolu ile değiştirilemeyeceği gerekçesiyle talebin reddine dair ek karar verilmiş, davacılar vekili ek karara karşı süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Yargılama gideri olan vekalet ücretine hükmedilmesi için bir duruşmaya katılma veya bir dilekçe vermek yeterli olup, mahkemece manevi tazminat istemlerinin kısmen kabul edilmesi nedeniyle davalılar … ve … yararına Tarife hükümlerine göre belirlenen ücrete hükmedilmesi yerindedir. Vekilinin istifa etmesi, davalıların vekalet ücretini kazanmasına engel değildir. Ayrıca yargılama ve hüküm, ancak davanın tarafları hakkında verilebilir. 6100 sayılı HMK’nun 330. maddesine göre, dava sonunda mahkemece hükme bağlanan vekalet ücreti, lehine hüküm verilen tarafa aittir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2018/2242 Esas, 2018/5756 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
O hâlde, mahkemece davacılar vekilinin bu yöndeki tavzih talebinin reddine ilişkin ek karar usul ve yasaya uygun olduğundan, davacılar vekilinin ek karara yönelik istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddi gerekmiştir.

2-Davalılar … ve … vekilinin manevi tazminat yönünden istinaf itirazlarının incelenmesinde;
6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olay yönünden yapılan değerlendirmede; meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur oranları, davacının yaralanmasının niteliği, olay tarihindeki paranın alım gücü ile hak ve nesafet kuralları çerçevesinde davacılar yararına hükmedilen manevi tazminatın yeterli olduğu görüldüğünden, anılan davalılar vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Davalılar … ve … vekili ile sigorta şirketi vekilinin maddi tazminata yönelen istinaf itirazlarının incelenmesinde ise;
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden, eldeki davanın 20/02/2015 tarihinde açıldığı, davacılar vekili ile davalı sigorta şirketi arasında dava tarihinden sonra 19/12/2016 tarihinde protokol düzenlediği, düzenlenen protokole göre davacı anne …’a 20.206,00 TL maddi tazminat, baba …’a 18.303,00 TL maddi tazminatın, 4.585,00 TL vekalet ücreti, 350,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 43.444,00 TL bedel ödenmesinde tam bir mutabakata vardıklarını, ödeme halinde davalı … A.Ş nin herhangi bir sorumluluğunun kalmayacağını, hasara hasar dosyasına ve poliçeye konu alacaklar yönünden fazlaya ilişkin ve veya faiz talebi asli ve feriler kapsamında sair herhangi bir nam altında bir hak ve talebin olmayacağını, …ya karşı herhangi bir itiraz defi ve her ne nam altında olursa olsun herhangi bir talep ve dava ileri sürmeyeceğini, kabul beyan ve taahhüt ettikleri, … A.Ş’ de ödemeyi takiben yapılacak(maddi tazminat talebinden feragat sebebi ile doğacak karşı avukatlık ücretinden feragat ettiğini peşinen kabul etmiş sayılacağını, iş bu ibraname ödemenin yapılması halinde geçerli olacaktır şeklinde, davacılar vekilinin vekaletnamesinde ibra ve feragat yetkisinin yer aldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık yargılama sırasında taraflar arasındaki sulh anlaşması gereğince ödenen tazminat ve buna bağlı olarak düzenlenen ibranamenin borcu ortadan kaldırıp kaldırmayacağı noktasındadır.
2918 sayılı Yasanın Sorumluluğa ilişkin anlaşmalar, başlıklı düzenlemesine göre;“Madde 111 – Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” Yasanın 1. fıkrasındaki geçersizlik yaptırımı, trafik kazasından doğan zararlar nedeniyle, zarar görenin kazadan hemen sonra içinde bulunduğu zor durumdan kurtulabilmesi amacıyla yetersiz ödeme yapılmasına rağmen zarar sorumlusunu ibra etmesi durumunda TBK’nın 28. maddesinde aşırı yararlanma madde başlığı altında düzenlenen 818 sayılı BK’da gabin olarak karşılığını bulan ve sözleşmenin iptalini talep edebileceği hukuki bir durum olarak düzenlemiştir. 2. fıkrada ise kısmi ödemenin varlığı durumunda zarar gören ödemenin açıkça yetersiz olduğunu ileri sürerek 2 yıllık hak düşürücü süre içinde ibranamenin geçersiz olduğunu ileri sürerek eksik ödendiğini ileri sürdüğü tazminat tutarını talep edebilecektir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı sigorta şirketi ile davacılar vekili arasında dava açıldıktan sonra yapılan ödemeye bağlı olarak ibraname düzenlenmiştir. Davacılar vekili, ödemenin yetersiz olduğunu ileri sürerek ödenmeyen kısım yönünden tazminat isteminde bulunmaktadır. İbraname içeriğinde ödenmesi ibraname görülmekte olan dava konusuna ilişkin olup, soyut bir ibra niteliğinde değildir. Davacılar vekili 2918 sayılı KTK 111/2. fıkrası kapsamında kısmi ödemeye ilişkin geçersizlik iddiasında bulunmaktadır.
Dairemizce yapılan değerlendirmede davacılar talebinin KTK’nın 111/2 maddesi kapsamında kabul edilemeyeceği, yargılama sırasında taraf vekillerinin anlaşması ile borcun sona erdiği, TBK’nın 28. maddesi uyarınca iradede yanılma halinden de söz edilemeyeceği kabul edilerek, davanın maddi tazminat yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.(Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 2020/819 Esas, 2021/3050 Karar sayılı ilamı aynı doğrultudadır.)
Bu itibarla, davalılar sigorta şirketi, … ve … vekilinin maddi tazminata ilişen istinaf sebepleri yerinde görüldüğünden istinaf başvurularının esastan kabulü ile kararın HMK 352/1-b/2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve Dairemizce yeniden hüküm tesisine, davacılar vekilinin ek karara yönelik istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davacılar vekilinin 04/11/2020 tarihli ek karara yönelik istinaf itirazlarının HMK nın 353/1/b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
B-Davalılar … ve … vekillerinin manevi tazminata yönelen istinaf itirazlarının HMK nın 353/1/b/1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
C-Davalılar sigorta şirketi, … ve … vekillerinin maddi tazminata yönelen istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/07/2020 tarihli 2015/218 Esas ve 2020/356 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERİNE;
1-Maddi tazminat istemi açısından dava tarihinden sonra davacılardan … ve …’a davalı sigorta şirketince ödeme yapıldığından dava ödeme ile konusuz kaldığından davanın esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Manevi tazminat istemi açısından davanın KISMEN KABULÜYLE; davacı … için 8.000,00 TL , davacı … için 8.000,00 TL, davacı … için 4.000,00 TL, davacı … için 4.000,00 TL, davacı … … için 4.000,00 TL ve davacı … için 4.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı … ve davalı … …’dan tahsiliyle her bir davacıya ayrı ayrı verilmesine, fazlaya ilişkin istemin yerinde görülmediğinden reddine,
3-Kabul edilen maddi tazminat istemi açısından karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının davacı tarafça yatırılan toplam 235,16 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 55,26 TL bakiye karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,
4-Kabul edilen manevi tazminat istemi açısından karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 2.185,92-TL nispi karar ve ilam harcının davalılar … (…) ve …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan toplam 275,16 TL harç ile, tebligat ve posta gideri 565,00 TL, bilirkişi ücreti 500,00 TL, ATK fatura bedeli 314,50 TL olmak üzere toplam 1.379,50 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına tekabül eden 993,24 TL ‘sinin ( davalı sigorta şirketi 456,89 TL ‘sinden sorumlu olmak kaydı ile ) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacılardan … açısından yargılama sırasında ödeme ve ibraname ile konusuz kalan maddi tazminat bedeli yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacılardan … açısından yargılama sırasında ödeme ve ibraname ile konusuz kalan maddi tazminat bedeli yönünden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacılardan … açısından kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ( …) ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine,
9-Davacılardan … açısından kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ( … ) ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine,
10-Davacılardan … açısından kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ( … ) ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine,

11-Davacılardan … açısından kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ( … ) ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine,

12-Davacılardan … açısından kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ( … ) ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine,

13-Davacılardan … açısından kabul edilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ( … ) ve … …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya verilmesine,

14-Davacılardan … açısından reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ( … ) ve … …’a verilmesine,
15-Davacılardan … açısından reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ( … ) ve … …’a verilmesine,
16-Davacılardan … açısından reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ( … ) ve … …’a verilmesine,
17-Davacılardan … açısından reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ( … ) ve … …’a verilmesine,
18-Davacılardan … açısından reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00TL nispi vekalet ücretinin davacı … …’dan alınarak davalılar … ( … ) ve … …’a verilmesine,
19-Davacılardan … açısından reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00TL nispi vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … ( … ) ve … …’a verilmesine,
20-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan bulunması halinde karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, “
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
D- İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)İstinaf başvurusu sırasında davalılardan alınan istinaf karar harcının talep halinde istinaf eden davalılara istek halinde ve karar kesinletiğinde ayrı ayrı iadesine,
b)İstinaf başvurusu sırasında davalılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir olarak kaydına,
c)İstinaf incelemesi esnasında davalılardan sigorta şirketi tarafından yapılan 148,60-TL istinaf başvuru harcı ile 130,50-TL istinaf posta gideri olmak üzere toplam 279,10-TL istinaf yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davalıya verilmesine,
ç)İstinaf incelemesi esnasında davalılardan … … ve … tarafından yapılan 148,60-TL istinaf başvuru harcı ile 19,00-TL istinaf posta gideri olmak üzere toplam 167,60-TL istinaf yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak anılan davalılara verilmesine,
d)İstinaf kanun yolu başvurusu nedeniyle davacılardan alınması gereken 179,90 TL harcın, başlangıçta alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir olarak kaydına,
e)İstinaf incelemesi sırasında davacılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının Hazineye gelir olarak kaydına,
f)İstinaf kanun yolu başvurusu sırasında davacılarca yapılan istinaf yargılama gideri olan 148,60-TL istinaf başvuru harcı ile 519,00-TL istinaf posta gideri olmak üzere toplam 667,60-TL nin davacılar üzerinde bırakılmasına,
g)İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
ğ) Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere 08/06/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.