Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/105 E. 2023/1424 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/105
KARAR NO : 2023/1424

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/01/2009 (Dava) – 04/12/2019 (Karar )
NUMARASI : 2009/4 Esas – 2019/751 Karar

BİRLEŞTİRİLEN KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2010//164 ESAS 2010/167 KARAR SAYILI DOSYASINDA;
DAVA : Tapu İptali ve Tescil -Alacak –
BAM KARAR TARİHİ : 28/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2019 tarihli 2009/4 Esas ve 2019/751 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili asıl davada dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin …, …, … Mahallesi, … ada … parsel sayılı 4332 metrekare yüzölçümlü taşınmazın maliki olduğunu, davacının da kooperatif ortağı olduğunu, davalı gerçek kişilerin kooperatifin başkanı, ikinci başkanı ve yönetim kurulu üyesi olduklarını, davalı kooperatifin 24/06/2007 tarihinde yapılan 2006 yılı olağan genel kurulunda 15/08/2007 tarihinde noter huzurunda kura çekilmesi için kooperatif yönetimine yetki verildiğini, yönetim kurulunun bu yetkiye istinaden kura çekimini yaparak ortaklara isabet eden bağımsız bölümleri belirlediğini, devamında kooperatif adına kayıtlı olan taşınmazda kat mülkiyetine geçilmesine ve tapuların üyeler adına çıkartılmasına karar verildiğini, tapu tahsis işleminin yapıldığı ancak davacının kooperatif ortağı olmasına rağmen adına bağımsız bölüm tahsisi yapılmadığını, tapuda B blok 8 nolu bağımsız bölümün kooperatif adına kayıtlı olarak bulunduğunu, öncelikli olarak davacının kooperatif üyesi olduğunun tespiti ile davalıya ait bağımsız bölümün tapusunun iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline, bu tespitin yapılamaması halinde davalı kooperatif adına kayıtlı olan B blok 8 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline, kurada davacı adına isabet eden bağımsız bölüm ile 8 nolu bağımsız bölüm arasında davacı aleyhine değer farkı oluştuğu taktirde değer farkının dava veya bilirkişi raporunun alınma tarihi itibariyle tespiti, bu tarihten itibaren T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredi işlemlerinden avans işlemlerinde öngördüğü reeskont oranında ticari faiz yürütülerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, bağımsız bölümün verilmesinde hukuki imkansızlık olduğu taktirde davacının hak sahibi olduğu bağımsız bölümün dava veya bilirkişi raporunun verilmesi tarihi itibariyle parasal değerinin tespiti ile bu meblağın T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli kredi işlemlerinden avans işlemlerinde öngördüğü reeskont oranında ticari faiz yürütülerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili birleşen dosyada dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olup, kooperatif yönetimi tarafından kooperatif üyeliğinden haksız olarak ihraç edildiği ileri sürülerek, müvekkili ile ilgili kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptaline ve davalı … adına yolsuz olarak tapuya tescil edilmiş olan … ili, … ilçesi, … mahallesi, … ada, … parsel no.lu taşınmaz üzerinde bulunan B blok, 4.kat, 14 no.lu bağımsız bölümle ilgili tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tesciline, olmadığı taktirde davalı kooperatif adına kayıtlı olan başka bir bağımsız bölümün tapusunun iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline, bu da olmadığı taktirde BK’nun 96.maddesinde belirtilen denkleştirici adalet ilkesi gözetilerek 14 no.lu bağımsız bölümün dava veya bilirkişi raporunun tanzim olunduğu tarihteki değeri belirlenerek belirlenecek olan değerin dava tarihinden veya bilirkişi raporunun tanzim edildiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi istenmiştir.

Davacı vekili 03/07/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; davanın açılması sırasında 15.000,00 TL olarak bildirdiği harca esas değerinin 75.185,00 TL arttırarak alacak talebini 14 nolu bağımsız bölümün dava tarihindeki değeri olan 90.185,00 TL ye çıkartmış, 14 nolu dairenin tapusunun iptali ile davacı adına tapuya tesciline, bu bağımsız bölümün tapusunun kooperatif ortağı davacıya verilmemesi halinde davalı kooperatiften alacaklı olduğu 05/08/2007 tarihinden itibaren işleyen ecrimisil alacağını 31/12/2018 tarihi itibariyle ulaştığı 61.921,00 TL olarak takas olarak dermeyan ettiğini beyan ile her iki alacağın az olan miktarınca sona erdirilmesine, artan alacağın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 2/2 fıkrasında belirtilen ve kısa vadeli avanslar için uygulanan faiz oranında ticari faizin de yürütülerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı kooperatif vekili asıl dosyada cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı kooperatife bir üyenin üyelik haklarını devralarak ortak alındığını, ortaklığa kabulüne ilişkin yönetim kurulunun 15/03/2006 gün 2006/2 sayılı kararının bulunduğunu, davacının kooperatife üye olmasına rağmen aidat borcunu ödememesi nedeniyle üyelikten itibaren hesaplanan genel kurul kararlarına göre ödenmesi gereken ödentiler toplamı olan 10.500,00 TL nin ödenmesi için davacıya noter ihtarı gönderildiğini, tebliğin yapılamadığını, bir kez daha bu konuda ihtar gönderildiğini, ihtarlardaki yükümlülüklerini ifa etmemesi halinde ortaklıktan ihraç edileceğinin bildirildiğini, ancak davacı tarafından gerekli aylık aidat ödemelerinin ve ara ödemelerin yapılmadığı gibi, adres bırakılmadan şehrin terk edildiğini, kooperatifle ilgilenmediğini, kooperatif yönetiminin de Kooperatifler Kanununun 27.maddesi ve kooperatif ana sözleşmesi hükümleri uyarınca kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyen davacı hakkında 19/10/2008 gün 2008/12 sayılı yönetim kurulu kararı ile ortaklıktan çıkarılmasına karar verdiğini, sonrasında da kooperatife ait taşınmazların ferdileştirme işleminin usulüne uygun olarak yapıldığını, ferdileştirme yapılmasına rağmen değişik idari nedenlerle ortaklar adına ayrı ayrı bağımsız bölüm tapusunun çıkarılamadığını, davacının davalı kooperatifle olan ortaklık ilişkisi sona erdiği için ortaklığını kabul etmenin mümkün olmadığını, değer farkı, tapu iptali ve tescil istemlerinin haksız ve yersiz olduğunu ileri sürmüş davanın reddini istemiştir.
Birleşen dosyada davalı … vekili, açılan davanın yerinde olmadığını, bu nedenle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davalı … cevap dilekçesi ile özetle; davacının aynı iddialarla dava açtığını, davanın derdest bulunduğunu, bu nedenle derdestlik itirazında bulunduklarını, davanın esasına dair ise davacının kooperatife 15/03/2006 tarihinde üye olduğunu, üye olurken adres beyan ettiğini, ancak sonrasında kooperatife hiçbir aidat ödemediğini, genel kurullara katılmadığını, tek sorumlunun davacı olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, ”…I-Mahkememizin 2009/4 E.sayılı asıl dosyası ile açılan davanın REDDİNE, II-Birleştirilen mahkememizin 2010/164 E.sayılı dosyası ile, A)Davalı … hakkında açılan; aa)Terditli olarak ileri sürülen tapu iptali tescili davasının REDDİNE, bb)Maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE, 53.491,37 TL nin asıl dava tarihi 08/01/2009 dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …nden alınarak davacı …’e verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, diğer davalılar hakkında açılan davanın REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin 2009 yılı Kasım ayında alınan birinci bilirkişi raporuna itiraz etmediğini, davalı kooperatifin rapora itiraz etmemesi üzerine davalı lehine kazanılmış hak oluştuğunu, davacının da birinci bilirkişi raporunda belirtilen 10.500,00-TL’yi ödemeye hazır olduğunu mahkemeye bildirdiğini, bu itibarla ilk derece mahkemesinin tarafların birinci bilirkişi raporu hakkındaki beyanlarını ve davacı lehine oluşan kazanılmış hakkı nazara alarak hüküm vermesi, 10.500,oo TL nın yatırılması için depo kararı vermesi ve hasıl olacak duruma göre (paranın yatırılması halinde 8 veya 14 numaralı dairelerden birinin tapusunun veril-mesi) karar vermesi gerektiği, birinci raporun verildiği tarihte hiçbir dosyada takas dermeyanları olmadığını, ancak hem 8 hem de 14 numaralı bağımsız bölümlerin davalı kooperatif adına tapuda kayıtlı olduğunu, tapularının verilmesini engelleyen herhangi bir hukuki sebep bulunmaması nedeniyle bedel mukabili tescil kararı verilmesi gerektiğini, kaldı ki ilk derece mahkemesinin aldığı üç adet rapor ile bunların ek raporlarının tamamında davacının dava tarihi itibariyle davalı kooperatife borcunun olmadığının belirlendiğini ve raporlarda mahkemeye bildirildiğini, dava tarihi itibariyle kooperatife borcu olmayan ortağa kurada isabet eden dairenin verilmesinin gerektiği, tapu verilmesinin fiilen ve hukuken imkansız olduğu hallerde, o dairenin rayiç değerinin ödenmesi gerektiğinin Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması olduğunu, geçerli hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden üç adet bilirkişi heyetince belirlenmiş ve mahkemeye bildirilmiş olan borçları olmadığı hususunun ve bu konuda istikrar kazanmış uygulamadan kaçınılmasının hukuka aykırı olup bozma sebebi olduğunu, ilk derece mahkemesinin aldığı üç adet bilirkişi raporu ve bunların ek raporlarında davacının kooperatife olan aidat borcu ile davacının kooperatiften olan ecrimisil alacağının miktarının hepsinde de farklı farklı hesaplandığını, ilk derece mahkemesice bilirkişi heyetine sorular yönelterek alacak ve borç miktarlarının niçin farklı olarak hesaplandığını açıklattırması gerektiğini, mübayeneti gidermeden, hukuki bir gerekçe de göstermeden içlerinden birini seçip hüküm kurmak için esas almanın hukuka aykırı olduğunu, takas taleplerinin incelenmemesi ve talepleri hakkında olumlu/olumsuz bir karar verilmemiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, takas itirazlarının İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1400 E sayılı davasında (kapatılan 14. Asl. Tic. Mh. 2012/506 E – 2013/95 K) incelenmesi gerektiği gerekçesiyle takas talepleri hakkında herhangi bir hüküm kurmadığını, (14) numaralı bağımsız bölümün devredildiği kişi iyiniyetli üçüncü kişi olmadığından iktisabının korunmayacağını, 27.01.2009 tarihinde kooperatife üye yapılan ve kendisine apar topar 09.02.2009 tarihinde kurada davacıya isabet eden (14) numaralı dairenin tapusu devredilen … isimli kişi mahkemeye verdiği 17.06.2010 tarihli dilekçesinde, yaptığı işlemin muvazaalı olduğunu ve iyiniyetli olmadığını açıkça ikrar ettiğini, mülkiyetin naklini gerçekleştiren işlemlerin illi olduğu, hukuken geçerli kabul edilen bir işleme dayanmalarının gerektiği, hukuka aykırı işlemlerin mülkiyeti nakletmediği, hukuka aykırı işlemler sonucu tapu kütüğünde şeklen oluşan kayıtların yolsuz tescil olduğu, yolsuz tescillerin hukuk düzenince korunmadıkları yaptığı işlemin gerçek işlem olmadığını ve muvazaalı olduğunu ikrar eden kişinin iktisabının korunmayacağı, bu kişinin iyiniyet iddiasında bulunamayacağı, kötüniyetinin ispatının aranmayacağı, kaldı ki bu kişinin 14 numaralı bağımsız bölümün tapusunun devredilmesinde üçüncü kişi olmadığını, onun tapudaki devir işleminin tarafı olduğunu, bu sebeple üçüncü kişi olmadığını, yasanın amir hükümlerince … isimli kişinin hukuken korunmaya değer hakkının bulunmadığı, takas taleplerinin incelenmesi, kooperatife borçları olmadığı, aksine alacaklı olduklarının tespiti ile (14) numaralı bağımsız bölümünün tapusunun iptal edilerek davacı adına tapuya tescil edilmesi gerektiğini aksi yöndeki ilk derece mahkemesinin kararının hukuka aykırı olup kaldırılması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, mümkün olmadığı takdirde 8 numaralı bağımsız bölümün yahut kooperatif adına kayıtlı başka bir bağımsız bölümün tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, mümkün olmadığı takdirde denkleştirici adalet kuralının gereği olarak (14) numaralı dairenin hüküm tarihine en yakın tarih itibariyle rayiç değerinin belirlenerek bu değerin reeskont oranında ticari faizinin de yürütülmesi suretiyle davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalı kooperatif haricindeki diğer tüm davalılar yönünden dava reddedilmiş olunmasına rağmen reddedilen davalılar yönünden vekalet ücreti tesis edildiğini, davalı müvekkili … yönünden reddedilmiş olunmasına rağmen lehlerine vekalet ücreti tesis edilmediğini belirterek, usul ve yasaya aykırı karara ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak lehlerine vekalet ücreti tesisine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen davada, davacının kooperatife üye olduğunun tespiti, üyelikten kaynaklanan adına tahsis edilmeyen gayrimenkulün belirlenerek tapu kaydının iptali ve davacı adına tescili, bunun mümkün olmaması halinde asıl davada kooperatif adına kayıtlı olan B blok 8 nolu bağımsız bölümün kendi adına isabet eden14 nolu bağımsız bölüm ile değer farkı oluşmuş ise değer farkının tespiti ile adına tesciline, bağımsız bölümün verilememesi halinde davacının hak sahibi olduğu bağımsız bölümün dava veya bilirkişi raporunun verilmesi tarihi itibariyle parasal değerinin tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, karar davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
1-Davacı Vekili İstinaf İtirazları Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Dosya kapsamı, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli olduğu; mahkemece davacının takas ve mahsup talebini İzmir Kapatılan 14.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/506 E. 2013/95 K. (yeni İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1400 E.) sayılı dosyasında talep edebileceği yönündeki gerekçe ile isabetli olarak reddettiği; kaldı ki, davacının açtığı davada davanın konusuna göre takas mahsup talebinin dosya kapsamına göre karşılanmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
2-Davalı … Vekilinin İstinaf İtirazları Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
HMK’nın 323. maddesinde vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti yargılama giderleri arasında sayılmıştır. HMK’nın 326. maddesinde de, kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, davada iki taraftan her birinin kısmen haklı çıkması halinde, mahkemenin, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştıracağı, aleyhine hüküm verilenlerin birden fazla olması halinde ise mahkemece yargılama giderlerinin bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebileceği kurala bağlanmıştır. Bu hükümden de anlaşıldığı üzere, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilmesi ile, haksız ya da hukuka aykırı iş ya da işlemler nedeniyle maddi bir külfete katlanan şahsın zararının giderilmesi amaçlanmaktadır. Mahkemece asıl dava ve birleşen davada davalı … aleyhine açılan davanın reddine karar verildiği ancak asıl dava ve birleşen davada adı geçen davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmakla davalının itirazının kabulü ile kararın bu yönden kaldırılması gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine; davalı … vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/12/2019 tarihli 2009/4 Esas ve 2019/751 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı … vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/12/2019 tarihli, 2009/4 Esas ve 2019/751 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“I-Mahkememizin 2009/4 E.sayılı asıl dosyası ile açılan davanın REDDİNE,
Alınması gerekli 44,40 TL ilam harcının 202,50 TL peşin harçtan mahsubu ile arta kalan 158,10 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
A.A.Ü.T.ne göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …ne, davalı …’a ve davalı …’a verilmesine,
II-Birleştirilen mahkememizin 2010/164 E.sayılı dosyası ile:
A)Davalı … hakkında açılan;
aa)Terditli olarak ileri sürülen tapu iptali tescili davasının REDDİNE,
bb)Maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE,
53.491,37 TL nin asıl dava tarihi 08/01/2009 dan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …nden alınarak davacı …’e verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
B)Diğer davalılar hakkında açılan davanın REDDİNE,
C)Alınması gerekli 3.653,99 TL ilam harcının 148,50 TL peşin harç, 1.283,97 TL tamamlama harcı ve 2.341,42 TL ıslah harcından mahsubu ile arta kalan 119,90 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
D)Davacı tarafından sarfedilen:
a)3.702,04 TL peşin harçların,
b)788,30 TL tebliğ+yazı gideri ve 3.100,00 TL bilirkişiler ücreti olmak üzere toplam 3.888,30 TL yargılama giderinden kabul (%36) oranına göre hesaplanan 1.399,78 TL giderin,
c)Kabul edilen miktar üzerinden A.A.Ü.T.ne göre hesaplanan 6.234,05 TL nisbi vekalet ücretinin davalı kooperatiften alınarak davacıya verilmesine,
E)Reddedilen miktar üzerinden A.A.Ü.T.ne göre hesaplanan 10.239,17 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …ne ve davalı …’a verilmesine,
F)Mali sorumluluğa ilişkin ön şartın gerçekleşmemesi nedeniyle davanın reddedildiği hususu gözetilerek, 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … ve davalı …’a verilmesine,
III-Sarfedilmemiş gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,”
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davalı …’dan alınan 54,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
Davacıdan alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından peşin alınan 54,40-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 215,45-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf incelemesi esnasında davalı … tarafından yapılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 19,00-TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 167,60-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28/09/2023