Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1018 E. 2021/929 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2021/1018
KARAR NO : 2021/929

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/12/2020
NUMARASI : 2020/78 Esas – 2020/685 Karar
DAVA : Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ : 08/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/10/2021
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/12/2020 tarihli 2020/78 esas ve 2020/685 karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ihyası istenilen …’den alacağın temliki yolu ile alacaklısı olduğunu, müflis şirket aleyhindeki İzmir 7. İcra Müd’nün 2019/18475, 2019/18476, 2019/18522 sayılı takiplerindeki alacak haklarının kısmen 28/11/2019 tarihli temliknamelerle davacıya temlik edildiğini ayrıca …’ aleyhindeki İzmir 1. ATM’nin 2019/619 Esas 2018/159 Karar sayılı 27/02/2018 tarihli ilamında yazılı olan alacak haklarının da 28/11/2019 tarihli temlikname ile davacı tarafından temlik alındığını, müflis şirketin iflas işlemlerinin tamamlandığı gerekçesi ile iflas idaresi tarafından yapılan başvuru üzerine iflasın kapatılmasına karar verildiği ilan edilerek kesinleştirildiğinin öğrenildiğini oysa dava dilekçesinde açıklanacak iki ayrı sebeple şirketin adli merciler önünde temsiline ihtiyaç bulunduğunu, davacının da temlik alacaklısı olarak taraf olduğu İzmir 5 ATM’nin 2014/355 Esas, İzmir 2 ATM’nin 2017/1014 Esas ve 2018/534 Esas sayılı sıra cetveline itiraz davalarının halen devam ettiğini, bu davalarda davacı olarak borçlu … ‘nden alacak hakkı iddia ederek sıra cetveline itiraz davası açan … ve … aleyhinde bu alacak iddialarının muvazaya dayalı olduğunun tespiti ile takiplerin ve dayanağı kambiyo evraklarının iptali konusunda TBK 19. mad. kapsamında dava açılacağını bu kişiler aleyhinde zorunlu arabuluculuk için başvuru yapıldığını, aynı konuda bu kişilere kambiyo evrakı imzalayıp veren müflis …’ne de davada husumet yöneltilmesi gerektiğini ancak borçlu şirketin sicil kaydı sona erdiğinden şirket hakkında başvuru yapılamadığını, açılacak davanın alacaklı ve borçluya birlikte yöneltilmesi gerektiğini, davacı tarafça temlik alınmış olan müflis … aleyhindeki İzmir 1 ATM’nin 2009/619 Esas 2018/159 Karar sayılı ilamında yazılı olan alacak hakları bakımından davanın derdest bulunduğunu, müflis şirketin iflas idaresindeki kişilerin bu davadan haberdar olduklarını, tebligatın bu şahıslara yapıldığını ve savunmayı iflas idaresinin yaptığını, dosyanın halen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2018/932 sayılı olarak İstinaf incelemesinde olup kesinleşmediğini, bu davada şirketin temsili ve verilecek kararların tebliğ edileceği muhatap gerekli olduğunu aksi halde davanın sonuçlanması ve kesinleşmesine imkan bulunmadığını, sicilden terkin edilen şirket aleyhine işlemlere devam edilebilmesi için şirketin ihyası kararı verilmesinin talep edildiğini, kaldı ki şirket aleyhinde devam eden takip ve davalar varken bu hususların iflasın kapatılması talebini inceleyen İzmir 7 ATM ‘ye bildirilmemesinin de doğru olmadığını belirterek; Müflis …’nin ticaret sicil kaydının ihya edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; sicil kayıtlarının tetkikinde İzmir 7 ATM ‘nin 06/11/2012 tarih ve 2012/173 Esas 2012/258 Karar sayılı ilamı ile iflasına karar verilen Tasfiye Halinde …’nin iflas tasfiyesinin İzmir 7 ATM’nin 20/12/2019 tarih ve 2019/1173 Esas 2019/178 Karar sayılı ilamı ile kapatıldığını, bu durumun İzmir İflas Müdürlüğünün 25/12/2019 tarih ve 2012/36 iflas sayılı dosyası ile müdürlüğe bildirildiğini, 26/12/2019 tarihinde şirketin sicilden terkin edildiğini, şirketin tasfiyesinin kanuna uygun olarak gerçekleştirilmesi ve sona erdirilmesinden iflas idaresi üyelerinin sorumlu bulunduğunu , sicil müdürlüğünün bu konuda herhangi bir tetkik mükellefiyetinin bulunmadığını, usulüne uygun tamamlanmamış bir tasfiyeden iflas idaresi üyelerinin sorumlu olacağını, müdürlüğün davanın türü itibariyle yasal hasım konumunda olup davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, davanın TTK 32. maddesine dayalı bir dava olmadığını, müdürlük aleyhine harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini belirtmiştir.
Birleşen dosya davalısı … mahkemeye verdiği cevap dilekçesinde özetle; görevi sona ermiş iflas idaresi üyelerine taraf sıfatının yöneltilemeyeceğini ,ihyası istenen … hakkında İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.11.2012 tarih ve 2012/173 E. Sayılı dosyası ile iflas kararı verildiğini , iflas işlemlerinin İzmir İflas Müdürlüğü’nün 2012/36 İflas sayılı dosyasından, İcra Mahkemesi’nce görevlendirilmiş iflas idaresi üyeleri tarafından yürütülerek neticelendirildiğini ve iflasa karar verilen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1173 E.; 2019/178 K. sy dosyasından bu defa iflasın kapatılmasına karar verildiğini, İ.İ.K.’nun 254. Maddesi uyarınca, müflis bir şirket hakkında Ticaret Mahkemesi’nin “iflasın kapanmasına” karar vermesi ile artık iflas idaresi üyelerinin görevinin de sona ereceğini ,İ.İ.K. ‘254/son ve devamı maddeleri uyarınca ise, iflasın kapanma kararından sonra (iflas idaresinin görevinin sona ermesinden sonra) iflasın kapanma kararının ilanı ve devamı işlemleri İflas Dairesince (İflas Müdürlüğü’nce) yerine getirildiğini ,dolayısıyla davacının, tüzel kişiliği sona ermiş bir şirketin, görevi sona ermiş iflas idaresi üyelerine karşı husumet yöneltmesi mümkün olmadığını , iflas idaresi üyelerinin şirketi temsil görevi olmadığını, davacı bakımından kesin hüküm mevcut olduğunu , iflas masasının, dilekçede belirtilen davaların tarafı olmadığını ,şirketin ihyası halinde davacının bazı masrafları depo etmesi gerektiğini belirtmiş davanın husumet yönü ile reddine, davanın esasına girildiğinde ise esastan reddine, davanın kabulü halinde iflas haline geri dönülüp dönülmeyeceği hakkında da hüküm tesisine, yapılacak masrafların davacı tarafından depo edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya davalısı … mahkemeye verdiği cevap dilekçesinde özetle ; iflasın kapatılmasına karar verildiği ve 20/12/2019 tarihi itibari ile iflas idare memurluğu görevi sona erdiğinden ve bundan sonra da davaya konu şirket ile ilgili iflas idare memuru olarak görev almak istemediğinden işbu davada taraf sıfatının olmasının hukuken mümkün olmadığını, davanın şahsıyla ilgili olmadığından “davalı ” olarak tarafına dava açılmasının açıkça hukuka aykırılık oluşturduğunu, davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini ,İflas idare memurunun tasfiye memuru veya kanuni temsilci olmadığını , ihya davasının şirket yetkililerine yönetilmesi gerektiğini ,davacı tarafından iflasın kapatılması kararı ile ilgili istinaf yoluna gidileceğine ihya davası açıldığını ,davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını belirtmiş davanın reddine karar verilmesini talep etmiş,
Birleşen dosya davalısı … adına usulüne uygun tebligat yapıldığı, davalı tasfiye memurunun cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”…….. Dava ve birleşen İzmir 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2020/266 E. sayılı dosyası ile açılan davanın KABULÜ ile, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün Merkez-84453 sicil numarasında kayıtlı iken 20/12/2019 tarihinde iflasen terkin edilen Tasfiye Halinde …’ nin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2009/619 E. 2018/159 Karar sayılı dosyası, İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2009/18475, 2009/18476 ve 2009/18522 sayılı dosyaları ile sınırlı olmak kaydı ile İHYASINA, Tasfiye Memuru olarak … ‘ün atanmasına, Tasfiye memuru için ücret takdirine yer olmadığına, Keyfiyetin ticaret sicile tescil ve ilanına…..” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; iflasın kapatılmasına karar verildiği 20/12/2019 tarihi itibari ile müvekkilinin iflas idare memurluğu görevi sona erdiğinden ve bundan sonra da davaya konu şirket ile ilgili iflas idare memuru olarak görev almak istemediğinde nişbu davada taraf sıfatının olmasının hukuken mümkün olmadığını, iflas idare memurunun tasfiye memuru veya kanuni temsilci olmadığını, işbu ihya davasının şirket yetkililerine yönetilmesi gerektiğini, iflas tarihinden itibaren şirketin temsil yetkisinin tamamen iflas masasına geçtiğinden bahsetmenin yukarıda anılan mevzuat uyarınca mümkün olmadığını, iflas idaresi sadece masayı yönetmekle yetkili olduğunu, bunun dışındaki hususlarda şirket organlarının şirketi temsil yetkisi ve sorumluluğunun devam ettiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; görevi sona ermiş iflas idaresi üyelerine taraf sıfatının yöneltilemeyeceğini, iflas idaresi üyelerinin şirketi temsil görevi olmadığını, tarafına husumet yöneltilmesi mümkün olmamasına ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş olmasına rağmen yargılama giderlerine mahkum edilmesinin yasaya aykırı olduğunu, yokluğumda yapılan duruşmada, beyanı alınmadan, iflas tasfiyesinde bulunduğu şirketin tasfiye memuru olarak atanmasının mümkün olmadığını, bu nedenle yapmış olduğu istifa bildiriminin de mahkemece kabul edilmemesi ve tasfiye memuru olarak görevlendirilmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu beyan ederek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ve birleşen dava; ticaret sicilinden iflas sonucu terkin edilen Müflis …’ nin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; her iki davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalılar … ve … tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda;davacı tarafça dava dışı Müflis …’ iflas tasfiyesinin tamamlandığı, iflas idaresi tarafından yapılan başvuru üzerine iflasın kapatılmasına karar verildiği ve ticaret sicil kaydının terkinine karar verildiği, ancak dava dışı şirkete karşı devam eden dava ve icra takipleri bulunduğundan bahisle şirketin ihyasına karar verilmesine yönelik olarak dava açıldığı, dava dışı Müflis … iflas tasfiyesi sonucu terkin edildiğinden iflas tasfiye memurları aleyhinde İzmir 7. ATM’nin 2020/266 esas sayılı dosyasında dava açıldığı, söz konusu dosyanın bu dosya ile birleştirilerek yargılamanın bu dosya üzerinden sürdürüldüğü anlaşılmaktadır.
Dava dışı … nin İzmir 7 ATM ‘nin 06/11/2012 tarih ve 2012/173 Esas 2012/258 Karar sayılı ilamı ile iflasına karar verildiği, iflas tasfiyesinin İzmir 7. ATM’nin 20/12/2019 tarih ve 2019/1173 Esas 2019/178 Karar sayılı ilamı ile kapatıldığı, bu durumun İzmir İflas Müdürlüğünün 25/12/2019 tarih ve 2012/36 iflas sayılı dosyası ile Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirildiği, 26/12/2019 tarihinde şirketin sicilden terkin edildiği, şirketin tasfiye işlemleri ile ilgili sorumluluğun iflas tasfiye memurlarına ait olduğu, müflis şirket ile ilgili devam eden dava ve icra takipleri bulunması dolayısıyla davacının dava dışı şirketin ihyasını talep edebilmesi için haklı sebeplerinin mevcut olduğu ve davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, devam eden dava ve icra takip tarihlerinin terkin tarihinden önce olduğu, davalı İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından yapılan işlemlerde usul ve yasaya aykırılığın söz konusu olmadığı ve davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünün davanın niteliği gereği yasal hasım konumunda olduğu, bu sebeple Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri yükletilemeyeceği, davalı iflas tasfiye memurlarının müflis şirket hakkında devam eden dava ve icra takipleri olmasına rağmen iflas tasfiyesinin tamamlandığından bahisle iflasın kapatılmasına karar verilmesi için mahkemeye müracaat ettikleri ve şirketin sicil kaydının terkinine sebebiyet verdikleri, zira davalı tasfiye memurlarının İzmir 1. ATM’ nin 2009/619 esas sayılı dosyasında temsil edildikleri ve dosyada yer aldıkları, bu şekilde dosyadan haberdar olmalarına rağmen tasfiyeyi sonlandırarak kusurlu davrandıkları, dolayısıyla yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları gerektiği anlaşılmakla, asıl dava ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davalılar … ve …’ın istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/12/2020 tarihli 2020/78 esas ve 2020/685 karar sayılı sayılı kararına karşı davalılar … ve …’ın istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç yeterli olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/10/2021