Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2021/1000 E. 2021/809 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1000
KARAR NO : 2021/809
KARAR TARİHİ: 23/09/2021
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2021
NUMARASI : 2020/553 Esas ve 2021/429 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/09/2021
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/05/2021 tarihli, 2020/553 esas ve 2021/429 karar sayılı dosyası dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 30.06.2014 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, müvekkili sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletle çarpışması sonucu, müvekkilinin yaralandığı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza sonrası müvekkilinin Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, 15.07.2015 tarihli Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu Raporu ile %12 engel oranı oluşacak derecede yaralandığının rapor edildiğini, söz konusu maluliyetiyle ilgili 16.09.2015 tarihinde Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/465 E. Sayılı dosyasıyla tazminat talepli dava açtıklarını, dava neticesinde davalı sigorta şirketiyle sulh olarak, %12 maluliyet oranı üzerinden 38.000TL tazminat ödemesi alınmış olduğunu ancak 30.06.2014 tarihli trafik kazası nedeniyle meydana gelen maluliyetin zaman içerisinde arttığını ve 30.06.2019 tarihli Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalı Adli Bilirkişi Uzmanlar Kurulu raporunda da görüleceği üzere müvekkilin sürekli iş göremezlik oranı %29,2 ye kadar yükseldiğini, trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ un asli kusurlu olduğunu, kaza tarihi itibarıyla … plakalı aracın, davalı … Sigorta A.Ş. Tarafından ZMMS ile sigortalı olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren hesaplanacak olan yasal faizi ile tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu uyuşmazlığın Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/462 Esas ve 2015/462 Karar sayılı hüküm ile karara bağlandığını, sulhen yapılan 17.09.2015 tarihli tazminat ödemesine istinaden davadan feragat edildiğini, nitekim feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiğini, hükmün 20.11.2015 tarihinde kesinleşmiş olduğunu, davanın kesin hüküm nedeniyle reddinin gerektiğini, dava öncesi dava şartı olan arabuluculuğa başvurulmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, davacının KTK gereğince usulü yükümlülüğü olan başvuru şartını eksiksiz olarak yerine getirmeksizin dava açtığından, davanın usulden reddi gerektiğini, kabul manasında olmamak üzere davacının kalıcı maluliyeti nedeni ile işbu dava öncesinde 38.000,00-TL ödeme yapıldığını ve müvekkili şirketin söz konusu borçtan ibra edilmiş olup, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddinin gerektiğini, dava konusu kazada asli kusurun davacıda olduğunu, yapılacak tazminat hesabında %20 den az olmamak üzere müterafik kusur tenzilinin yapılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere tazminat hesaplamasında TRH2010 tablosunun kullanılması ve teknik faizin 1,8 olarak esas alınması gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece; “…Her ne kadar mahkememize dava açılmış ise de; davacı vekili Av. …’ın mahkememize sunmuş olduğu 05/05/2021 tarihli dilekçesi ile davalı ile sulh hususunda anlaşmaya varıldığını, davadan feragat ettiklerini, davalıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirdiği, yine davalı vekili Av. …’ ın 07/05/2021 tarihli dilekçesi ile davacı taraf ile yapılan uzlaşma neticesinde davacı vekili hesabına 205.266,86-TL ödeme yapıldığını, davanın konusuz kaldığını, davanın reddini talep ettiklerini, davacıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerini bulunmadığını bildirdiği, dilekçe ekinde ibraname-feragatname belgesinin sunulduğu anlaşılmıştır. Davacı vekilinin, dosyaya sunduğu vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi olduğu görülmüştür. Feragat HMK 311.madde hükümleri doğrultusunda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuran taraf işlemlerinden olduğu için, başkaca araştırma yapılmasına gerek görülmeden, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” şeklinde davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar kısmi dava açmış iselerde de; yargılama süreci içerisinde tazminat istemi ferileri ile birlikte kabul edilerek bu miktar tazmin edildiğinden ve müvekkilinin tazminat talebi karşılandığından, davalı tarafça yapılan bu ödeme nedeniyle davanın devamı sırasında davadan feragat ettiklerini, dolayısıyla davalı tarafın davada haksız olduğu ve davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden arabuluculuk dava şartı yolundaki arabulucuya ödenen vekalet ücretinin de yargılama giderlerinden sayılması gerektiği ve buna göre bu ücretin davaya sebebiyet veren davalıdan tahsil edilmesi gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının bu yönü ile kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME,
DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
Dairemizce HMK’nın 355 maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.
Dava; trafik kazasından kaynaklı geçici ve kalı maluliyete ilişkin tazminat istemine ilişkindir.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu
Madde 18/A – (Ek 06/12/2018-7155/23md) –
“…(14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır…” Denilmektedir.
6100 Sayılı HMK`nın 312. maddesinde “Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir. Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” hükmü yer almaktadır.
Yargılama giderleri davada haksız çıkan taraftan alınır (HMK m. 326). Vekalet ücreti de yargılama giderlerindendir. Hakim, Türk Hukukunu re’sen uygular (HMK m. 33). Mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun emredici düzenlemelerinin gereğini yerine getirmek zorundadır (HGK 13.03.2013 tarih, 2013/802 esas, 2013/347 karar). Somut olayda; açılan tazminat davasında, mahkemece bilirkişi marifeti ile davacının hak kazandığı tazminatın hesabı yapıldığı, dava devam ederken, davalı sigorta şirketi tarafından davacının tazminat alacağının karşılandığı, karşılıklı olarak davadan feragat ettikleri görülmüştür. O halde yargılama giderlerinden sayılan arabuluculuk ücretininde yargılama sonunda haksız çıkacak taraftan tahsilinin gerektiği ve bu ücretin davanın açılmasına sebebiyet veren davalıdan tahsili yönünde hüküm kurulması gerekirken, yanılgıya düşülerek davacıdan tahsiline hükmedilmesi doğru bulunmamıştır. Bu itibarla, davacı tarafın istinaf itirazının kabulü gerekmiştir.
HMK 353/1-b-2 maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına gerek duyulmadığı takdirde düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verileceği öngörülmüştür.
Bu durumda, anılan yasal düzenleme doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/05/2021 tarihli, 2020/553 esas ve 2021/429 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davacı tarafın yatırmış olduğu 59,30 TL istinaf karar harcının davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yolu harcının davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 38,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
1-Davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30-TL harcın 2/3’ü olan 39,54-TL harcın peşin alınan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 14,86-TL harcın isteği halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan harç ve masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Talep olmadığından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde ayrıca karar yazılmaya gerek görülmeden artan gider avansının derhal taraflara iadesine,
7-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.23/09/2021