Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/999 E. 2022/280 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/999
KARAR NO : 2022/280

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2015 (Dava)- 27/02/2018 (Karar)
NUMARASI : 2015/1128 Esas – 2018/240 Karar
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 17/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2018 tarihli 2015/1128 Esas ve 2018/240 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … adlı işletmeyi işletirken iş yaptığı firmalar … Şti. ve … Şti.’ nin ödemelerini çek ile yaptığını, bu çeklerden birinin 10.03.2015 keşide tarihli ve 30.000,00 TL bedelli olduğunu, diğer çekin 24.05.2015 keşide tarihli ve 31.000,00 TL bedelli olduğunu, dava konusu çeklerin … tarafından tarafından müvekkilinin ofisinden çalındığını, davalı her ne kadar çekleri …’den otomobil satışı karşılığında aldığını beyan etmiş ise de araçların resmi satışını gösteren belgenin bulunmadığı, davalının müvekkili ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığını, davalının çekler ödenmediği için müvekkiline karşı takip başlattığını, çeklerden biri olan 10.03.2015 keşide tarihli çek bedelinin icra dosyasına ödendiğini, müvekkilinden karşılığı olmayan bu çek bedelinin tahsil edilmesi nedeniyle 27. İcra Müd.’ nün 2015/4112 sayılı takip dosyasında yapılan ödeme nedeni ile bu bedelin davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin araba alım satımı ile uğraştığını, bu vesile ile dava dışı …’i 2013 yılından bu yana tanıdığını, araba alışverişi ilişkisi dışında nakit borç ilişkisinin de doğduğunu, davacıyı tanımadığını, İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2015/4112 sayılı dosyasına konu edilen çekin nakit borç karşılığında verildiğini ve çek bedelinin tahsil edildiğini, … plakalı satışı yapılan aracın bedeli olarak İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2015/7850 sayılı dosyasına konu edilen çekin müvekkiline verildiğini, İzmir 34. Noterliğinde 19/12/2014 tarihli,59850 y.numaralı araç satış sözleşmesi ile … plakalı araçın müvekkilince dava dışı …’e satılmış, araç bedeli karşılığında da İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2015/7850 sayılı dosyasına konu edilen 31.000,00 TL bedelle çekin alındığını, araç satışına ilişkin müvekkilce yine … adına 19/12/2014 tarihli 31.000,00 TL bedelli faturada düzenlendiğini,
çekin keşidecisi … Şti tarafından müvekkili aleyhine İzmir 1. Asliye Tic. Mah.’nin 2015/636 sayılı dosyası ile dava açıldığını, davanın reddine karar verildiğini, çeklerin çalıntı olduğunun iddia edildiğini, ancak davacının çeklerin kaybolduğundan bahisle Karşıyaka Asliye Tic.mah.de 2015/85 esasıyla görülen 06/02/2015 tarihinde açılan davada çeklerin kaybolduğunu ve tüm aramalara rağmen çeklerin bulunamadığından bahisle çek iptali davası açtığını, ayrıca davacı tarafça dava dışı … isimli kişi tarafından çalındığı iddiası ile 14/05/2015 tarihinde Karşıyaka C.Başsavcılığına şikayet başvurusunda bulunulduğunu, davacının beyanlarının doğru olmadığı kendi açtığı davalarda çelişen beyanları ile ortada olduğunu, çeklerin Aralık 2014 tarihinde müvekkiline verildiğini, şikayet etmek için 5 ay bekleyen davacının kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin, davacıyı tanımamakta, kendisi ile herhangi bir alışverişi olmamış, kendisinden çek veya para da almadığını, davacı ile dava dışı … arasında ki ilişkiyi veya bu çekin çalıntı olup olmadığını bilebilecek konumda olan bir kişi olmadığını, yasal unsurlarını taşıyan çekleri yasal ciro silsilesi ile teslim alındığı, aldığında da bankayı arayarak çekleri soruşturduğunu, banka tarafından sorun olmadığı yönünde bilgiler verildiği için teslim alındığını, yetkili hamil sıfatıyla tahsil cihetine gidildiğini, açılan davalar sebebiyle asıl zarar gören alacağını alamayan müvekkilinin olduğunu, çekin çalıntı olduğu iddia edilmekte ise de bu iddia dahi hayata uygun olmadığını, çeklerin arkasında davacının cirosu bulunduğunu, ciro edilmiş çeklerin orta yerde durmasının akla uygun iddia olmadığını, çek çalıntı olsa dahi bunun sonuçlarına basiretsiz davranan davacının kendisinin katlanması gerektiğini ve kim çaldı ise zararlarını ondan tazmin etmesi gerektiğini, tüm yasal unsurlara sahip çekler yasaya uygun ciro silsilesi ile müvekkiline geçtiğini, müvekkiline karşı ancak çek metninden görülebilen defi ve itirazlar ileri sürülebileceğini, iyi niyetli 3.şahıs olan müvekkilinin bu çeklerin çalıntı olduğunu bilmesinin imkansız olduğu gibi,bunu bilmesinin kendisinden beklenmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını belirterek, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince; “… Dava konusu çekin keşidecisinin davacı dışı taraf … olduğu, lehtarın … – … olduğu, çek arkasında … – …, … ve davalı … ‘ın cirolarının bulunduğu ve davalı tarafından bankaya ibraz edildiği ve ödeme yasağı bulunduğundan işleme alınmadığı ve … tarafından davalı ile dava dışı … ve … aleyhine kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi yapıldığı belirlenmiştir. 6762 sayılı TTK’nun 599 ve 6102 sayılı TTK’nun 687.maddesi gereğince davacı tarafın çek hamilinin çeki iktisapta kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunu ispatlaması gerekmekte olup, duruşmada dinlenen tanık beyanına göre davalı … ile hakkında hırsızlık davası açılan … ile işbirliği yaptığı ispat olunamadığı, dinlenen tanık beyanlarının da aynı yönde olduğu, … ile ilgili açılmış bir hırsızlık davası bulunmadığına göre tüm dosya kapsamından davalının dava konusu çeki devir ve temlik alırken davacı zararına olacak biçimde, çalıntı olduğunu bilerek kötü niyetli iktisap ettiği ve kötü niyetli hamil olduğu hususunun sübut bulmadığı gerekçesiyle ”…. Davanın reddine ….” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin … adlı işletmeyi işletirken, iş yaptığı firmaların ödemelerini çekle gerçekleştirdiğini ve bu çeklerden birinin 10.03.2015 keşide tarihli ve 30.000,00 TL bedelli, diğer çekin ise 24.05.2015 tarihli 31.000,00 TL bedelli olup iş bu çeklerin … tarafından ofisten çalındığını ve aralarında ticari ilişki bulunan yakın arkadaşı olan davalı …’a verildiğini, davalının, çek bedellerinin tahsili için müvekkiline karşı icra takibi başlattığını, 27. İcra Müdürlüğü’nün 2015/4112 esas sayılı takip dosyası ile yapılan takip nedeniyle çek bedelinin ödendiğini, söz konusu olay ile ilgili olarak Karşıyaka 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/1 Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, …’in müvekkiline ait işyerine ziyarete geldiğini ve müvekkili ile oturdukları esnada müvekkilinin Vergi Dairesi’ne gittiğini, sanığın işyerinde kaldığı ve sonrasında işyerinde çalışan …’a sonra geleceğini söyleyerek işyerinden ayrıldığını, müvekkilinin vergi dairesinden döndükten sonra çeklerin kaybolduğunu fark ederek …’a çekleri sorduğunu, …’ın …’i aradığı ve telefonda suça konu 2 adet çeki aldığını ve bozdurup getireceğini söylediği şeklinde olay örgüsünün açıklığa kavuşturulduğunu, dosya kapsamında savunması alınan sanık …’in ” suça konu çeklerin …’dan alınan iki adet araç karşılığı müvekkil … tarafından verildiğini beyan etmişse de, dosya kapsamında tanık olarak dinlenen …, “suça konu çekleri …’den aldığını, müvekkilini tanımadığını beyan ettiğini, ceza davasında … ve …’in çelişkili beyanlarda bulunduklarını, … ile …’ın aralarında ticari ilişki söz konusu olup, birlikte hareket ettiğini ve birbirlerini yakından tanıdıklarını, … ile birlikte iş ilişkisi yürüten ve onu yakından tanıyan hamilin, plan dahilinde çalınmış bir çeki iktisapta kötü niyetli olduğunun açık olduğunu, yerel mahkemece …’ın kötüniyetli hamil olmadığına yönelik hüküm tesis edilmesinin hukuki dayanağının bulunmadığını, bu hususların ceza yargılamasında kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıktığını, …’in bina içinde muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini ve karar kesinleştiğini, davacı müvekkilinin rızası dışında elinden çıkan bu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti amacıyla İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/565 E. Sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında, müvekkilinin elinden rızası dışında çıkan çekten dolayı davalılara borçlu olmadığı, yetkili çek hamilinin müvekkili … olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verildiğini, ancak yerel mahkeme tarafından, yargılama aşamasında öne sürdükleri beyanları ve dosyaya sunmuş oldukları emsal niteliğindeki mahkeme kararları dikkate alınmaksızın söz konusu hükmün tesis edildiğini, istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme tarafından verilen kararın kaldırılması ve yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacının ödediği çek bedelinin haksız olarak tahsil edildiği iddiasıyla, çek bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davacı vekili müvekkilinin … adlı işletmeyi işletirken iş yaptığı firmaların ödemelerini çek ile yaptığını, 10/03/2015 keşide tarihli ve 30.000,00 TL bedelli çekin … tarafından tarafından müvekkilinin ofisinden çalındığını, davalı her ne kadar çeki …’den otomobil satışı karşılığında aldığını beyan etmiş ise de araçların resmi satışını gösteren belgenin bulunmadığı, davalının müvekkili ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığını, İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2015/4112 sayılı takip dosyasında karşılığı olmayan çek bedelinin icra dosyasına ödendiğini belirterek bu bedelin davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği; davalı vekilinin ise, müvekkilinin araba alım satımı ile uğraştığını, bu vesile ile dava dışı …’i 2013 yılından bu yana tanıdığını, araba alışverişi ilişkisi dışında nakit borç ilişkisinin de doğduğunu, davacıyı tanımadığını, İzmir 27.İcra Müdürlüğü’nün 2015/4112 sayılı dosyasına konu edilen çekin nakit borç karşılığında verildiğini ve çek bedelinin yetkili hamil sıfatıyla tahsil cihetine gidildiğini, çekin çalıntı olduğu iddia edilmekte ise de bu iddianın dahi hayata uygun olmadığını, çeklerin arkasında davacının cirosu bulunduğunu, ciro edilmiş çeklerin orta yerde durmasının akla uygun iddia olmadığını, çek çalıntı olsa dahi bunun sonuçlarına basiretsiz davranan davacının kendisinin katlanması gerektiğini, zararlarını çeki çalanın tazmin etmesi gerektiğini, tüm yasal unsurlara sahip çekin yasaya uygun ciro silsilesi ile müvekkiline geçtiğini, müvekkiline karşı ancak çek metninden görülebilen defi ve itirazların ileri sürülebileceğini, iyi niyetli 3.şahıs olan müvekkilinin bu çeklerin çalıntı olduğunu bilmesinin imkansız olduğunu ve kendisinden beklenmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu İzmir 27. İcra Müdürlüğünün 2015/4112 sayılı takip dosyasının incelenmesinde, dosyamız davalısı takip alacaklısı tarafından 10/03/2015 keşide tarihli ve 30.000,00 TL bedelli çeke dayalı keşideci … Şirketi, lehtar … ve ciranta … aleyhine 11/03/2015 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığı anlaşılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; davacı tanığının dava dışı … ile ilgili beyanda bulunduğu, dava dışı bu şahısla ilgili iddiaların davalı ile ilgisi bulunmayıp, çekleri çaldığı iddia edilen şahsı ile davalının birlikte hareket ettiği, davalının kötü niyetli hamil olduğu hususunu ispata yarar dosyada herhangi bir delilin de bulunmadığı, yasal unsurları itibarıyla kıymetli evrak özelliği taşıyan ve davacının cirosu bulunan çekin düzgün bir ciro zincirine dayalı yetkili hamil olduğu, davacı vekilinin de söz konusu çeke ilişkin şekil noksanlığı veya sahtelik iddiası ya da imzaya itirazının da bulunmadığı, davalının dava konusu alacağa esas çeki kötü niyetle çalıntı olduğunu bile bile iktisap ettiği veya iktisapta ağır bir kusurunun olduğunun ispat edilemediği anlaşılmaktadır.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde, davalının çekleri …’den otomobil satışı karşılığında aldığını beyan ettiği, ancak araçların resmi satışını gösteren belgenin bulunmadığını iddia etmiş ise de, davalı vekili tarafından dosyaya sunulan İzmir 34. Noterliğince düzenlenen 19/12/2014 tarihli, 59850 yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile … plakalı aracın davalı tarafından dava dışı …’e satışının yapıldığı, yine 24/11/2013 tarihli Oto Satış Mukavelesi ile davalı tarafından dava dışı … arasında … plakalı araca ilişkin satış sözleşmesi yapıldığı söz konusu sözleşmeyi şahit olarak imzalayan … isimli şahsın rehin alan alacaklı olarak İzmir 34. Noterliğinin 28/1/2018 tarihli ve 53837/53838 yevmiyeli Borç ve Rehin sözleşmesi ile aynı … plaka sayılı araç için dava dışı …’in rehin veren borçlu olarak yer aldığı rehin anlaşması yapıldığı, dolayısıyla çekin keşide tarihinden önce davalı ile dava dışı … arasında ticari ilişkinin bulunduğu; davacının dava dilekçesinde delil olarak dayandığı İzmir 27. İcra Müdürlüğü’nün 2015/7850 sayılı dosyasına konu 24/05/2015 keşide tarihli ve 31.000,00 TL bedelli çeke ilişkin olarak yapılan takip nedeniyle İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/636 Esas- 2016/280 Karar dosyasında çek hamili … tarafından dosyamız davalısına karşı açılan davanın iş bu davaya konu çek nedeniyle ödenen tutarın istirdatı talebiye açılan davada davalı hamilin kötüniyetle ya da ağır bir kusur ile çeki iktisap ettiğini kanıtlayan bir hususun da bulunmadığı; kaldı ki, yapılan yargılama sonucunda mahkemece” 6102 Sayılı TTK’nun 687. maddesi gereğince davacı tarafın çek hamilinin çeki iktisapta kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunu ispatlaması gerekmekte olup dinlenen davacı tanığı ve tüm dosya kapsamından davalının dava konusu çeki devir ve temlik alırken davacı zararına olacak biçimde kötü niyetle iktisap ettiği ve kötü niyetli hamil olduğu hususunun sübut bulmadığı sonucuna ulaşılarak davanın reddine dair” karar verildiği; yapılan açıklamalara göre davacının 6102 sayılı TTK’nun 687.maddesi gereğince davacı tarafın davalı çek hamilinin çeki iktisapta kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunu ispatlaması gerekli olup dosya kapsamına göre bu hususu ispat edemediği anlaşıldığından istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2018 tarihli 2015/1128 Esas ve 2018/240 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa davacı tarafından yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/02/2022