Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/978 E. 2022/172 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/978
KARAR NO : 2022/172

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/09/2014 (Dava) – 13/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2014/330 Esas – 2018/1477 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 02/02/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 02/02/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2018 tarihli 2014/330 Esas ve 2018/1477 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 21/06/2014 tarihinde müvekkiline çarptığını, o tarihte 16 yaşında olan müvekkilinin yaralandığını ve sakatlandığını, kazadan dolayı maddi ve manevi çöküntü içine girdiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00-TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 21/06/2014 tarihinden itibaren davalılardan (davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olmak üzere ve reeskont faiziyle) yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline, 20.0000-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/06/2014 tarihinden itibaren davalılardan … A.Ş. ile …’den müştereken ve müteselsilen yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile … Şti. arasında 11/04/2014 tarihinde 7 ay süreliğine araç kiralama sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme ile müvekkili şirketin maliki bulunduğu … plakalı aracın … Şti.’ne teslim edildiğini, kazaya karışan aracın işleteni olmaması nedeniyle müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirket aleyhine açılan davanın haksız olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kazanın etkisi ile psikolojisinin bozulduğunu ve 10 günlük rapor verildiğini, halen ilaç kullandığını ve tedavisinin devam ettiğini, kaza tespit tutanağında görüldüğü üzere, davacı …’ın da meydana gelen kazada kusurlu olduğunu, bu nedenlerle yargılama aşamalarında kusur oranları da ispat olunacağından açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamına dahil olmadığını, nitekim davacılar vekilinin de usul ve yasaya uygun olarak manevi tazminat taleplerini münhasıran diğer davalılara yönelttiğini, maluliyet oranının tespitinde meydana gelen sakatlığın kalıcı hale gelip gelmediğinin tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca kaza tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi talebinin de reddi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, “…Kazada davacının %60 oranında, davalı taraf aracının %40 kusurlu olduğunun belirlendiği, rapora itirazlar üzerine üç kişilik heyetten alınan raporda da, ceza yargılamasında alınan raporlarda da davacının asli kusurlu olduğu, tüm rapor ve deliller dikkate alınarak davacının yayaların geçiş kurallarına uymaması nedeni ile %60 kusurlu olduğunun belirlendiği, raporun dosyadaki önceki tüm raporlarla asli kusurun davacıda olması yönünden aynı görüşte, kusur oranı yönünden de ATK raporu ile aynı görüşte olması nedeni ile dosya kapsamına ve delillere uygun olduğu kanaatine varılarak 11.7.2018 havale tarihli raporun hükme esas alındığı, davacının kaza nedeniyle gördüğü tedavi evrakları temin edilerek bu kazadan kaynaklı iş göremezlik raporunun alındığı, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Anabilim Dalından alınan rapora göre belirlenen sürekli işgöremezlik oranı ve tıbbi iyileşme süresinin (bugünkü yaşına göre de %3,3 olarak bulunduğu, tıbbi iyleşme süresinin 6 ay olduğu..) kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine ve yaralanmanın niteliğine göre hazırlanması nedeni ile hükme esas alındığı, aktüer bilirkişinin hazırladığı raporunda, bilinen ve bilinmeyen dönem ayırımı yapıp artırım ve iskontalar uygulamak sureti ile ve davacının daha fazla geliri olduğu ispat edilemediğinden asgari ücret üzerinden hesap yaptığından ilkelere uygun olan aktüerya raporunun hükme esas alındığı, davacı vekilinin, davayı davalı sigorta şirketinin sigortacısı olduğu aracın kusuruna isabet eden tazminat miktarı oranında ıslah ettiği, araç maliki … A.Ş.’nin ihbar olunana aracı uzun süreli kiraya verdiği anlaşılmakla işleten sıfatı kalmadığından bu davalı yönünden açılan davaların reddine karar verilmesi gerektiği, davalı … A.Ş. dışındaki davalıların tazminattan müteselsil sorumlu olmaları nedeni ile yukarıda açıklanan yöntemle davalının kusuru da dikkate alınarak belirlenen tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne karar verildiği, olaydaki kusur durumu ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, yaralanmanın niteliği ve iyileşme süreci, davacının küçük yaşının getirdiği korku ve manevi sıkıntılar dikkate alınarak davacı yararına hükmedilen 10.000,00 TL manevi tazminatın, davacının zenginleşmesine, davalıların da fakirleşmesine neden olmayacak şekilde hak ve nesafete ve adalete uygun olduğu kanaatine varılmakla; 1-DAVANIN DAVALI … A.Ş. YÖNÜNDEN HUSUMET YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE, 2-Davanın DİĞER DAVALILAR YÖNÜNDEN KISMEN KABULÜ İLE, 11.988,03.-TL MADDİ TAZMİNATIN davalı … yönünden dava tarihinden, davalı sigorta şirket yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve davalı sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 10.000,00.-TL MANEVİ TAZMİNATIN kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, davalılar yönünden maddi tazminat ile davalı … yönünden manevi tazminat için fazlaya ilişkin taleplerin reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; “…Davalı … Şti.’nin mevcut davanın tarafı olduğunu, zarar gören müvekkili tarafından davalı … Şti.’nin işleten sıfatının olmadığının bilinmesinin hiçbir surette mümkün olmadığını, 23 Mart 2016 tarihli bilirkişi heyet raporunun G bendine göre de; ‘davalı … Şti.’nin işleten sıfatının olmadığının zarar gören davacı tarafından bilinmesinin mümkün olmayacağı, bu nedenle … Şti.’ nin de müvekkiline karşı sorumlu olduğu, ancak daha sonra davadışı araç kiralayan …’e rücu edebileceği’ kanaatine varıldığını, yerel mahkemenin gerekçeli kararında husumet yokluğu nedeniyle vermiş olduğu red kararının gerekçesinin belirtilmemiş olduğunu, bilirkişi raporundaki kanaatin de göz ardı edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, ıslah dilekçelerinde maddi tazminat istemlerini 16.882,34 TL olarak yükseltmek istediklerini belirtmekle birlikte 12.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda tespit olunan zararın 16.882,34 TL olduğu kanaatine varıldığını, mahkemenin gerekçeli kararında maddi tazminat açısından 16.882,34 TL’lik taleplerinin aksine 11.988,03 TL olarak takdir edildiğini, bu şekilde ıslah dilekçelerinin yanı sıra 12.03.2018 tarihli bilirkişi raporundaki geçici iş göremezlik süresi zararına ilişkin kanaatin de göz ardı edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, müvekkilinin yaralanıp sakatlandığını, kaza tarihinde 16 yaşında 10. sınıf öğrencisi olduğunu, işbu kaza nedeniyle öğrenim yaşamının sekteye uğradığını ve 1 yıl süreyle eğitim ve öğrenim hayatına ara vermek zorunda kaldığını, manevi tazminat açısından 20.000,00 TL’lik taleplerinin aksine 10.000,00 TL takdir edildiğini, müvekkilinin içerisinde bulunduğu manevi çöküntü göz ardı edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu” beyanla, mahkeme kararını istinaf kanun yoluna getirmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesinde özetle; “….Kararın eksik inceleme sonucu tesis edilmiş olduğunu, mahkeme tarafından 11.988,03 TL maddi tazminata ilişkin müvekkili şirketin sorumluluğuna hükmedildiğini, işbu tazminat miktarının, … Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından alınan rapor esas alınmak suretiyle belirlendiğini, halbuki dosya kapsamında mübrez 19.01.2016 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda, davacı yanın organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ya da yitirilmesine neden olmadığı, yani davacının daimi maluliyetinin bulunmadığı kanaatine varıldığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda meydana gelen sakatlığın sürekli hale geldiğinin tespitinin de Adli Tıp Kurumunca yapılması gerektiğini, buna rağmen mahkemece en üst kurum olan Adli Tıp Kurumu’nunki değil de … Üniversitesi Hastanesi’nden alınan raporda mevcut maluliyet oranının hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı yayanın %75 oranında asli kusurlu olduğunu, 23.03.2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda davacı yayanın asli derecede ve %75 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, ancak yerel mahkeme kararında, sigortalı araç sürücüsünün %40 oranında kusurlu olduğunun tespitini içeren bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle hesaplanan tazminat miktarına hükmedildiğini, bu açıdan da yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı yanın, gerek dava gerekse ıslah dilekçesinde hangi taleplerinin hangi alacak kalemine ilişkin olduğunun belirtilmediğini ve işbu sebeple HMK’nın ‘somutlaştırma yükü ve delillerin gösterilmesi’ başlıklı 194. maddesinin de ihlal edildiğini, davacı yanın yargılama aşamasında somutlaştıramadığı ve açıklamadığı taleplerini salt bilirkişi raporunda geçici iş göremezlik tazminat hesaplaması yapıldığı gerekçesiyle ileri sürmesinin hukuken mümkün olmadığını, kaldı ki, geçici iş göremezlik taleplerinin tedavi giderleri kapsamında olduğunu, 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkili şirketin tedavi giderleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, tedavi giderleri nedeniyle tüm sorumluluğun SGK’da olduğunu….” beyanla, mahkeme kararını istinaf kanun yoluna getirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle geçici ve sürekli işgöremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili ve davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
1-Davacı vekili, istinaf aşamasında sunduğu dilekçe ile davadaki maddi tazminata yönelik taleplerinden feragat ettiklerini belirtmiş olup, vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür. Davalı … Sig.A.Ş. vekili de, davacı tarafın maddi tazminat davasından feragati nedeniyle kendilerinin de istinaf istemlerinden feragat ettiklerini belirten dilekçe sunmuş, vekaletnamesinde kanun yollarından feragate yetkili olduğu görülmüştür. Her iki taraf da karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerini beyan etmiştir. Dava hangi yargılama derecesinde ise feragat hakkında karar verme yetkisinin de o mahkemeye ait olduğunun kabulü gerektiğinden, HMK 353/1-b-2.madde uyarınca kararın kaldırılarak maddi tazminat bakımından feragat nedeniyle redde dair (HMK 310) hüküm tesis edilmesi gerekmiştir. Ancak, mahkemece davalı … A.Ş. bakımından davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş olduğu dikkate alınarak kurulacak hükümde bu husus dikkate alınmıştır.
2-Davacı vekilinin feragat dilekçesi maddi tazminata ilişkin olup, manevi tazminat isteminden feragat edilmediğinden, davacı vekilinin manevi tazminatın az olduğuna dair istinaf itirazı Dairemizce değerlendirilmiş olmakla; kazada kusurun %60’ının yaya olan davacıda olmasına, kazanın meydana geliş biçimine, davacının maluliyet oranına, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, kaza tarihine ve tüm dosya kapsamına göre mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarında bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmış, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının maddi tazminat yönünden davadan feragati açısından HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin manevi tazminat istemine yönelik istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-1. madde gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/330 Esas-2018/1477 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE,
A-MADDİ TAZMİNAT İSTEMİ YÖNÜNDEN;
a-Davanın davalı …. A.Ş. yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine,
b-Davanın diğer davalılar yönünden feragat nedeniyle reddine,
B-MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ YÖNÜNDEN;
10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
C-Harçlar Yasası gereğince;
a-Maddi tazminat yönünden, alınması gereken 80,70-TL harcın peşin olarak alınan 102,50-TL ile ıslah harcı olarak alınan 35,90-TL harcın toplamı olan 138,40-TL’den mahsubu ile artan 57,70-TL’ nin talep halinde davacıya iadesine,
b-Manevi tazminat yönünden; alınması gereken 683,10-TL harcın davalı …’den alınarak Hazineye gelir kaydına,
Ç-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat yönünden davacı yararına takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınıp davacıya verilmesine,
D-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı … A.Ş. yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğinden işbu davalı yararına takdir edilen 2.180,00-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınıp işbu davalıya verilmesine,
E-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen manevi tazminat yönünden davalı … yararına takdir edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp işbu davalıya verilmesine,

F-Davacı ile davalılardan … Sigorta AŞ tarafından yapılan yargılama giderlerinin talepleri gibi kendileri üzerinde bırakılmasına,
G-Davalı … A.Ş. tarafından yargılama gideri olan 1.050,00-TL’nin davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine,
Ğ-Davalı … tarafından yargılama gideri olarak yapılan 150,00-TL’nin davanın ret ve kabul oranına göre takdiren 120,00-TL’sinin davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine, bakiye kısmın kendisi üzerinde bırakılmasına,
H-Taraflarca yatırılıp kullanılmayan gider avansının, karar kesinleştiğinde istek halinde yatırana iadesine”,
ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
3-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin İSTİNAF İSTEMİNDEN FERAGATİ NEDENİYLE HMK 349/2. madde gereğince BAŞVURUSUNUN USULDEN REDDİNE,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a) İstinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan 44,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
b) İstinaf başvurusu sırasında davalılardan … Sigorta A.Ş’den alınan 375,00 TL istinaf karar harcının talep halinde bu davalıya iadesine,
5-İstinaf incelemesi esnasında, davacı ve davalı sigorta şirketi tarafından yapılan yargılama giderlerinin talepleri gibi kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02/02/2022