Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/974 E. 2022/220 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/974
KARAR NO : 2022/220

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2016 (Dava) – 28/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/1331 Esas – 2018/1608 Karar
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
BAM KARAR TARİHİ : 09/02/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 09/02/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2018 tarihli 2016/1331 Esas ve 2018/1608 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’nin 4.400.000,00 TL sermayeli olan davalı şirketin 360.000,00 TL bedelli 72.000 adet hissesinin sahibi olduğu, diğer davacı …’ın ise 24/11/2011 – 28/07/2016 tarihleri arasında davalı şirkette yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığı, davalı şirketin 2014 – 2015 yıllarına ilişkin olağan genel kurullarının 28/06/2016 tarihinde yapılmasına karar verildiğini, davacı …’nin bu genel kurulda şirketin finansal tablolarının incelenmesi için genel kurulun bir ay süre ile ertelenmesine talep etmesi üzerine 28/07/2016 tarihinde yapıldığını, bu genel kurulda alınan kararların bazılarının usul ve yasaya aykırı olduğundan iptali gerektiğini, gündemin 3. maddesi gereğince bilanço ve gelir-gider tabloları oylanıp oybirliği ile kabul edildiği halde bu kararın daha sonra tutanaktan çıkartıldığını, genel kurulun sonuna doğru şirket ortaklarından …’in tek taraflı talebi üzerine tutanağın değiştirildiği ve bu kez tutanağa “Bilanço ve gelir gider hesapları okundu ve müzakere edildi. Söz alan olmadı” şeklinde yazıldığı, değiştirilen metinde müzakere edildiği denildiği halde hem de söz alan olmadığı denilerek birbiri ile çelişen ifadelerin kullanıldığını, 3. maddeye ilişkin oylama yapıldıktan ve oybirliği ile kabul edildiği tutanağa yazıldıktan yaklaşık 1 saat kadar sonra sorumluluk davası görüşülürken TTK 424 maddesi taraflarınca hatırlatıldığından panikle tutanakta değişiklik yapma yoluna gidildiğini, genel kurulda alınan kararın sonradan değiştirilmesi ve tutanağa gerçeğe aykırı şekilde geçirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin ibrasını ayrı ayrı oylanmasının iptali gerektirdiği sadece davacılardan …’ın ibra edilmediği ve diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrasına karar verildiği, ayrı ayrı yapılan ibra oylaması davacı …’ın ibra edilmemesi ve hakkında dava açılmasına yol açan gündemin 4. ve 5. maddelerindeki kararların iptalinin gerektiğini, genel kurulda ortaklardan …’in 6. madde görüşülürken gündeme madde eklenmesini talep ettiği, ancak bu ortağın hisse oranı %10’un altında olduğu ve genel kurul başladıktan sonra gündeme madde ilave edilmesi mümkün olmadığından davacının itirazına rağmen 6. maddesinini görüşülüp oylanmasının haksız olduğunu ve bu maddede dava açılmasına ilişkin kararın da iptalinin gerektiğini ileri sürerek, davanın kabulü ile davalı şirketin 28/07/2016 tarihli genel kurulunun 3, 4, 5 ve 6 gündem maddeleri hakkında alınan kararların iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekillik ücretlerinin davalı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 28/07/2016 tarihli genel kurulda davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olan … ile ilişkili olduğu ve birlikte hareket etmek suretiyle davalı şirketi zarara uğrattığı … A.Ş. hakkında hukuki ve cezai yollara başvurulmasına ve sorumluluk davası açılmasına da karar verildiği, açılan davanın İzmir 1. Asliye ticaret Mahkemesinin 2016/1084 esas sayılı dosyası ile halen derdest olduğunu, huzurdaki davanın davacılar tarafından İzmir 1. ATM’nin 2016/1084 esas sayılı sorumluluk davasının dilekçesi tebliğ edildikten sonra bu davada bekletici mesele yapılmasını talep etmek üzere apar topar açılan kötüniyetli bir dava olduğunu, davalı şirkette 72.000 adet hissenin sahibi olan … ile diğer davacı …’ın birlikte … A.Ş.’ni kurdukları ve davacıların bu şirketin hissedarı ve yönetim kurulu üyesi olduklarını, davacı … hakkında genel kurulda alınan ve iptali istenen ibra edilmeme kararını değerlendirme yetkisinin İzmir 1. ATM’nin 2016/1084 esas sayılı sorumluluk davasına bakan mahkemeye ait olduğunu, emsal Yargıtay kararlarına göre genel kurulda ibra edilmeyen yönetim kurulu üyesi hakkında şirket tarafından açılmış bir sorumluluk davası var ise bu yönetim kurulu üyesinin genel kurulun iptali için dava açmasında hukuki yarar olmadığını, davacılardan …’ın davacı sıfatına sahip olmadığını, genel kurul gündeminde yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibrası ve sorumluluk davası açılması hususları farklı madde başlıkları altında düzenlenmişken diğer ortakların bilanço ve gelir – gider tablolarını ayrıca onaylamalarına gerek olmadığını, davacılardan … ile diğer davacının firması olan … A.Ş.’nin davalı şirketi uğrattığı zararın yeminli mali müşavir raporları ile sübut bulduğunu, objektif ve tarafsız raporları genel kurulda yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibrasını mümkün kılan somut ve geçerli bir neden olduğunu, davacıların bu yöndeki iptal istemlerinin de dayanaksız olduğunu, 28/07/2016 tarihli genel kurulda davalı yönetim kurulu üyesinin ibra edilmemesi ve bu şahis ile ilişkili olduğu … A.Ş. hakkında sorumluluk ceza davası açılmasına karar verildiği ve akabinde sorumluluk davası açıldığı, gündeme madde eklenmesinin söz konusu olmadığı, sorumluluk davası açılması konusunun gündemin 6. maddesinde yer aldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “… davacılar 28/07/2016 tarihli genel kurulun 3, 4, 5 ve 6 gündem maddeleri hakkında alınan kararların iptalini istemişlerdir. Yapılan incelemelerde; 3. nolu gündem maddesine ilişkin olarak, genel kurul toplantı tutanağında “2014 ve 2015 yıllarına ait bilanço ve gelir gider hesapları okundu ve müzakere edildi. Söz alan olmadı” ibarelerine yer verildiği, ancak bilanço ve gelir gider hesaplarının müzakeresi sonucunda onanması ya da onanmamasına dair herhangi bir kararın toplantı tutanağında yer almadığı, ayrıca davacılar vekilinin 14/12/2017 tarihli ıslah talebi ile oybirliği ile kabul edildiğinin tespiti yönünde ıslah edildiği, dolayısıyla toplantı tutanağına göre bu konuda alınmış herhangi bir kararın mevcut olmadığı ve ıslah ile tespit hükmünde değerlendirildiğinde de bu madde ile ilgili alınan bir karar olmadığından bu talebin reddinin gerektiği,
Alınan 4 ve 5 nolu gündem maddelerinde; yönetim kurulu üyelerinden davacı …’ın ibra edilmemesine ilişkin kararın iptali talebine ilişkin, davalı şirket tarafından, davacıların ortağı olduğu … A.Ş. ve davacılardan …’a karşı dosyamız davalısı şirketi zarara uğrattığından bahisle İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1084 esas sayısı ile sorumluluk davası ikame edildiği, davanın halen derdest olduğu, davacı hakkında açılmış bir sorumluluk davasının mevcut olduğunun belirlenmesi halinde, davacı hakkında verilen ibra edilmeme kararının açılmış sorumluluk davasında değerlendirilecek olması karşısında davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığının kabulü ile davanın 4 ve 5 nolu gündem maddelerinin iptaline yönelik talebin hukuki yarar yokluğundan reddinin gerektiği,
Alınan 6 nolu gündem maddesinde alınan kararın TTK 411 hükmüne uyulmaksazın toplantı gündemine eklendiği ve bu sebeple iptalinin istendiği, dava dosyası içerisinde bulunan Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 13/07/2016 tarihli nüshasında ilan edilmiş olan toplantı gündeminin 6. maddesinde şirketin yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılması hususunun görüşülmesi hususunun yer aldığı ve bu hali ile gündem dışında bir karar alınmadığı, bu yönü ile 6 nolu gündem maddesinin iptaline yönelik istemin reddinin gerektiği…” gerekçesiyle davacı vekilinin iptalini istediği 28/07/2016 tarihli genel kurulda alınan “3” nolu gündem maddesi ile ilgili herhangi bir karar bulunmadığından reddine, 14/12/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile “aynı zamanda tespit hükmünde olduğu ” anlaşılmakla talebin reddine; “4” ve “5” nolu gündem maddelerinin iptaline yönelik talebin hukuki yarar yokluğundan reddine; “6” nolu gündem maddesinin iptaline yönelik talebin reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda 3 nolu gündem maddesinde alınan bir karar olmadığından bu maddeye yönelik iptal taleplerinin esasen konusuz olduğu sonucuna ulaşmanın mümkün olduğunun belirtildiğini, ancak talepleri ile açık olan taleplerinin aslında genel kurul iradesinin gerçeğe uygun şekilde tutanağa aktarılıp aktarılmadığı olduğunu, ne var ki çoğunluğun son anda genel kurul tutanağında yaptığı değişiklik ile alınan karar alınmamış gibi bir fili durum yaratılmaya çalışıldığını, bu nedenle taleplerinin genel kurulun gerçek iradesinin ortaya çıkarılması olduğunu, genel kurulda alınan kararın sonradan değiştirilmesi ve tutanağa gerçeğe aykırı şekilde geçirilmesinin iyiniyet kurallarına, usule ve yasaya aykırı olduğu için bu kararın iptalinin talep edildiğini, dolayısıyla amaca uygun olarak yorumlanarak; bilanço ve gelir gider hesaplarının oybirliği ile kabul edildiğinin tespitine karar verilmesini talep ettiklerini, bu nedenle gündemin 3. maddesine ilişkin taleplerini genel kurulun iradesine uygun olarak ıslah ettiklerini, hal böyle iken öncelikle dava dilekçelerinde bildirdikleri tanıklarının dinlenmesi ve daha sonra bilirkişiden ek rapor alınması gerektiğini, yönetim kurulu üyelerinin ayrı ayrı ibra edilmesine imkan veren bir hukuki norm bulunmadığını ve şirket işleyişinde bunu gerektirecek bir durum olmadığını, ayrıca yönetim kurulunun faaliyet raporundan ve bilanço ve gelir gider tablolarından aklandığı da gözetilerek ayrı ayrı ibra konusuna itirazlarının tutanağa geçirildiğini, nitekim şirket yönetim kurulu üyeleri arasında bir işbölümü / çalışma alanı paylaşımı yapılmadığı gibi yönetim kurulu üyelerinin (müvekkil …’ın) belli ve sınırlı konular dışında tek başına şirketi temsil etme yetkisi olmadığını, bu nedenle aslen hukuki temeli olmayan ayrı ayrı ibra konusunun fiilen de haklılığını gerektirecek bir durum söz konusu olmadığını, dolayısıyla gündemin 4 ve 5. maddeleri ile ilgili olarak da bilirkişiden ek rapor alınmasını talep ettiklerini, gündemin 6. maddesinde “şirketimiz yönetim kurulu üyeleri hakkında sorumluluk davası açılması” yer almasına rağmen Genel kurul tutanağının 6. maddesinde ortaklardan …’in usulsüz önerisi doğrultusunda … ve ilişkili olduğu şirket … A.Ş.ye dava açılmasına ve cezai yönden şikayet yapılmasına karar verildiğini, esasen gündemde yer alan madde ile alınan kararın birbirinden tamamen bağımsız olduğunu, bilirkişinin ve mahkemenin yaptığı yorum kabul edilecek olursa ortakların pay oranı gözetilmeden, her aşamada gündeme madde ilave etmesinin mümkün olacağını, o takdirde 411. maddenin %10 barajıyla uygulanmasına da gerek kalmayacağını, kaldı ki bilirkişi raporunda gündem maddelerinde adı geçmeyen … A.Ş hakkında da usulsüz madde ilavesi yoluyla dava açılmasına karar verildiğine hiç temas etmeyeceğini, bu kararın yok sayıldığını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; şirket genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, genel kurul toplantı tutanağının tümüne bakıldığında bilanço ve faaliyet raporlarının görüşülmesi, ibra ve sorumluluk davasının açılması hususlarının farklı maddelerde düzenlendiği, ibra ve sorumluluk davası açılması hususunun gündemde açıkça görüşülmesi nedeniyle bilançonun onaylanmasının yönetim kurulu üyelerinin ibrası sonucunu doğurmayacak olduğu da gözetilerek (benzer yönde Yargıtay 11. HD, 2017/223 E.- 2018/6103 K. Sayılı ilamı), davacılar vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2018 tarihli 2016/1331 Esas ve 2018/1608 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/02/2022