Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/970 E. 2022/169 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/970
KARAR NO : 2022/169

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2015 (Dava) – 04/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2015/1405 Esas – 2018/1274 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 02/02/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 02/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/12/2018 tarihli 2015/1405 Esas ve 2018/1274 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/07/2015 tarihinde davalılardan …’ın sevk ve idaresinde bulunan diğer davalı … Şirketi adına kayıtlı … plaka sayılı aracın tam ve asli kusurlu bir şekilde müvekkilinin içinde bulunduğu …’un sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarptığını, kaza neticesi müvekkili …. ın yaralandığını, kırılan elinin ve ayak parmaklarının tam iyileşememesinden dolayı malul kaldığını, söz konusu kazada … plakalı aracın sürücüsünün tam ve asli kusurlu olduğunu, diğer sürücülerin kusursuz olduğunu, … plakalı aracın Zorunlu Karayolları Trafik Mali Sorumluluk Sigortası bulunmadığını ve kazadan hemen sonra dakikalar içerisinde … A.Ş isimli sigorta şirketinden poliçe düzenletildiğinin tespit edildiğini, dolayısıyla zararlarının tazmini bakımından …’na da davanın yöneltildiğini belirterek, fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacakları mahfuz kalmak kaydıyla, müvekkilinin en az 2 yıl boyunca rahat haraket edemeyecek, acı çekecek olması ve maluliyet sebebi ile uğradığı zararı için şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 30/07/2015 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari faiziyle beraber davalılardan tahsiline karar verilmesini, müvekkilinin uğradığı derin acıların bir nebze olsun telafisi için 40.000,00 TL manevi zararın kaza tarihi olan 30/07/2015 tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari faiziyle beraber davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 31/10/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini; 3.641,72-TL iş görmezlikten kaynaklı maddi tazminat, 22.965,73-TL sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat olmak üzere toplam 26.607,45-TL’ye çıkardığı anlaşılmıştır.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya sebebiyet veren … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde … AŞ nezdinde sigortalı olduğunu, …’nın sorumluluğunun doğabilmesi için rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli bir sigortanın bulunmaması gerektiğini, müvekkili kurum açısından husumet yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatının talep edilemeyeceğini, müvekkili kurumun sorumluluğunun … Yönetmeliği uyarınca yalnızca bedensel zararları kapsadığını, davacı tarafın müvekkili kurumdan talep etmiş olduğu manevi tazminat isteğinin reddi gerektiğini, davacının kaza tarihinden itibaren ticari faiz talebinin de haksız olup ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ortağı olduğu “… Şirketi” ne ait … plakalı araç ile 30/07/2015 tarihinde bir trafik kazası geçirdiğini, olay günü yanında annesi ve 4 yaşındaki kızının bulunduğunu, seyir halinde iken, şekerinin düşmesi ve birden fenalaşması üzerine … plakalı araç ile çarpıştıklarını, ilk kez bir kazaya karıştığını, davacı tarafın, kazaya karışan …’un sevk ve idaresindeki araçta, hatır için taşınan kişi olduğunu, uzlaşma raporundan görüleceği üzere müvekkilinden 30.000 TL bedel talep edildiğini, talep edilen bedelin fahiş nitelikte olması nedeniyle bu talebin müvekkilince kabul edilmediğini, hatır taşımacılığında hakkaniyete göre tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacı tarafın ticari faiz talep etmesinin haksız olduğunu, ticari faiz talep edilmesinin koşullarının somut olayda oluşmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş nitelikte olduğunu, kusur oranlarının ve maluliyetin Adli Tıp Kurumu tarafından tespiti gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Şirketi’nin usule uygun tebligata rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İhbar olunan … A.Ş vekili beyan dilekçesinde özetle; müvekkili şirket kayıtlarında ve tramerde yapılan araştırma uyarınca … plakalı araca ait kaza tarihini ve saatini kapsayan sigorta poliçesinin müvekkili şirket nezdinde bulunmadığını, dava dilekçesinin ekinde yer alan kaza tespit tutanağında kaza saati olarak 19:40 belirtildiğini, müvekkili şirket nezdinde … plakalı araç için düzenlenen ZMSS poliçesinin başlangıç tarih ve saatinin ise 30/07/2015 saat 19:54 olduğunu, saat itibarı ile kaza saatini kapsamadığının aşikar olduğunu, kaza tarihini ve saatini kapsar geçerli poliçe bulunmadığından müvekkili bakımından davanın reddinin gerektiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, “…Hüküm kurmaya elverişli raporlar dikkate alınarak, davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasında, kazanın oluşumunda davalı araç sürücüsü …’ın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kazaya karışan diğer araç sürücülerinin ve davacının kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığı, kaza sebebi ile davacının %13,1 oranında daimi iş gücü, 4 ay süre ile de geçici iş gücü kaybına uğrayacak şekilde yaralandığı, davacının bu nedenle 22.965,73-TL daimi iş gücü kaybı, 3.641,72-TL geçici iş gücü kaybı bedeli olmak üzere toplam 26.607,45-TL maddi zararının oluştuğu, işbu zararın ZMSS poliçesi limiti ve kapsamı dahilinde kaldığı, araç sürücüsü … ve araç işleticisi …. Şti’ nin sürücü ve işleten olarak oluşan zarardan sigorta şirketi ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu kanaatine varılmakla; davacının maddi tazminat istemine ilişkin davasının kabulüne, davacı ve davalı araç sürücüsü ile araç işleticisinin ekonomik ve sosyal durumu, kazanın oluşumundaki tarafların kusur oranı, kaza sebebi ile daimi ve geçici iş gücü kaybına uğrayan davacının işbu nedenle yaşadığı acı ve ızdırap da dikkate alınarak davacının oluşan manevi zararına mukabil takdir olunan 14.000,00-TL manevi zarar miktarı üzerinden manevi tazminat yönünden davanın araç işleticisi ve sürücüsü yönünden kısmen kabul kısmen reddine, davalı … manevi zarardan poliçe limiti ve kapsamı dahilinde sorumlu olmadığından işbu davalı yönünden açılan davanın ise reddine karar verilerek, sonuç olarak; DAVACININ MADDİ TAZMİNAT İSTEMİNE İLİŞKİN DAVASININ KABULÜ İLE, 3.641,72-TL geçici iş gücü kaybı bedeli, 22.965,73-TL daimi iş gücü kaybı bedeli dahil olmak üzere toplam 26.607,45-TL maddi tazminatın davalılar … ile … Şirketi’nden kaza tarihi olan 30/07/2015 tarihinden itibaren davalı … ndan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, DAVACININ DAVALI …’NA YÖNELİK AÇMIŞ OLDUĞU MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ REDDİNE, DAVACININ DAVALILAR … İLE … ŞİRKETİ ALEYHİNE AÇMIŞ OLDUĞU MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE, 14.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar … ve … Şirketi’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … ve … Şirketi vekili istinaf itirazlarında özetle, “…Gerek davaya cevap dilekçesinde gerekse ikinci cevap dilekçesinde dava konusu kazanın müvekkilinin ani olarak fenalaşması sonrasında meydana geldiğinin ifade edildiğini, kaza videosu incelendiğinde kazaya kendi iradi kusurlu fiili ile sebebiyet vermediğinin anlaşılacağını, 3. Adli Tıp İhtisas kurulu raporu ile sadece davacı yönünden inceleme yaptırıldığını, müvekkilinin fenalaşması sonrasında hareket yeteneğinin kaybolması ile meydana gelen kazada müvekkilinin bu yönde bir rahatsızlığının olup olmadığı, var ise müvekkilinin bu rahatsızlığına rağmen araç kullanmada kusurlu sayılacağını, müvekkilinin bu yönde bir rahatsızlığı yok ise ani bir fenalaşma sebebi ile meydana gelen kazada kusurlu-iradi bir hareketi olmadığından meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağına dair dosyaya sunulu herhangi bir rapor olmadığını, bu yönüyle kurulan hükmün eksik ve hukuka aykırı olduğunu, 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından dosyaya sunulan raporun sonuç kısmının net, kesin ve denetime elverişli olmadığını, davalının meslek grup numarası netleştirilmeden Grup1 olarak kabul edildiğini, hükme esas alınan rapordan maluliyet oranının nasıl bulunduğunun denetime elverişli olarak ifade edilmediğini ve iş göremezlik süresinin de net olarak belirtilmediğini, varsayımsal hesaplamalar sebebi ile hukuka aykırı olduğunu, maddi zararının hesaplanmasına dair bilirkişi raporunun da öncelikle yukarıda ifade edilen 3. Adli Tıp İhtisas Kurulunun raporu esas alınarak hazırlanması sebebi ile hukuka aykırı olduğunu, 3. Adli Tıp İhtisas Dairesinin iş göremezlik süresinin 4 aya ‘kadar’ olabileceğini ifade etmiş olmasına rağmen ikinci bilirkişi raporunda davacının iyileşme süresinin 4 ay olduğunun ön kabulü ile hesaplama yapıldığını, kazaya etki edebilecek harici etkenlerin araştırıldığını, ancak müvekkilinin hareket yeteneğine etki edebilecek dahili sebeplere dair (fenalaşma, bayılma, irade kaybı gibi) hiç bir inceleme ve araştırma yapılmadığını, müvekkiline %100 kusur atfının hukuka aykırı olduğunu, her iki bilirkişi raporuna karşı itirazlarının sunulmuş olmasına rağmen ilk derece mahkemesinin ek bilirkişi raporu almadan dosyayı karara çıkardığını, dava konusu olayda zarar görenin hatır için taşındığından hükmedilen tazminat için hakkaniyete göre bir indirim yapılması, indirim yapılmaması halinde ise sebebinin gerekçeli kararda ifade edilmesi gerektiğini…” beyanla, mahkeme kararını istinaf kanun yoluna getirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasına dayalı sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalılar … ve … Şirketi vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davalılar … ve …Şti. vekili, her ne kadar her iki davalı bakımından da ortak istinaf dilekçesi sunmuş ise de, karar tebliğ tarihine göre davalı … Şirketinin istinafı süresinde değildir. Yargılama aşamasında vekil ile temsil edilmemiş bulunan şirkete gerekçeli karar tebliğinin 29.12.2018 tarihinde yapılmış olduğu, istinaf aşamasında vekilin şirket adına da vekaletini sunmuş olduğu, istinaf dilekçesinin ise 17.01.2019 tarihinde sunulmuş olduğu görülmekle, davalı …Şti. yönünden istinaf isteminin HMK’nın 346. ve 352/1.c maddeleri uyarınca süreden reddi gerekmiştir.
Davalı … vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde ise; davalının kaza anında aniden istem dışı fenalaşması nedeniyle kazanın meydana geldiği ve kazada tam kusurlu olmadığına dair itirazlarda bulunduğu görülmekle birlikte, kaza tespit tutanağına göre davalı … asli ve tam kusurlu olup diğer sürücülerin kusurunun bulunmadığı gibi, yerel mahkemece kusura ilişkin olarak trafik bilirkişiden alınan raporda da davalı …’in kazada %100 ve asli kusurlu bulunduğu, yine dosya içerisinde mevcut ceza mahkemesi dosyası bilgilerine göre de trafik bilirkişiden ve ATK Trafik İhtisastan alınan raporların aynı yönde olduğu görülmekle, bu husustaki istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Davalının, maluliyet raporuna ilişkin itirazları değerlendirildiğinde; bilindiği üzere maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/15219 E. – 2021/6212 K). Mahkemece ATK 3.İhtisas Kurulundan rapor alınmış ise de, raporun Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre düzenlendiği görülmüştür. Oysa kaza tarihi olan 30.07.2015 tarihi itibariyle uygulanması gereken “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” hükümleridir. Bu yön bakımından davalı vekilinin itirazı yerinde görülmüştür. Mahkemece yapılması gereken iş; davacıya post travmatik stres bozukluğu arızasına dayalı maluliyet oranı belirlenmiş olduğu da dikkate alınarak, davalı vekilinin itirazları da karşılanmak suretiyle davacıya ait tüm geçmiş muayene, reçete ve sair sağlık evrakları da getirtilerek, davacının kaza öncesinde psikiyatrik bir tedavisi olup olmadığının da saptanması suretiyle, yukarıda belirtilen yönetmelik hükümleri uyarınca hüküm kurmaya ve denetime elverişli bir rapor almaktan ibarettir.
Davalı vekilinin hatır indirimine yönelik itirazları da yerinde görülmüştür. Şöyle ki, davacının kaza sırasında araçta yolcu olduğu, ceza dosyasındaki mahkeme ifadesine göre komşusunun aracına binmiş olduğu anlaşılmakla, mahkemece davalının aşamalardaki bu yöne dair itirazları bakımından bir araştırma ve değerlendirme yapılmaması yerinde olmamış, tüm bu sebeplerle kararın HMK 353/1-a-6.madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı …Şti.’ nin istinaf isteminin süreden reddine, davalı … vekilinin istinaf itirazlarının ise kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davalı … vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1405 Esas – 2018/1274 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davalı … vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
4-Davalı … Şirketinin istinaf başvurusunun yasal süresi içerisinde olmaması nedeniyle HMK’nın 346. ve 352/1.c maddeleri uyarınca istinaf başvuru dilekçesinin SÜREDEN REDDİNE,
5-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a-Davalılardan … tarafından yatırılan 851,00 TL istinaf karar harcının istek halinde anılan davalıya iadesine,
b-Davalı … Şirketince ayrıca yatırılan bir istinaf başvuru ve karar harcı bulunmadığı anlaşılmakla bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
c-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
e-Kararın taraflara tebliği, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 02/02/2022