Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/963 E. 2022/243 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/963
KARAR NO : 2022/243

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2014 (Dava) – 23/03/2017 (Karar)
NUMARASI : 2015/621 Esas – 2017/374 Karar
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 10/02/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 10/02/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2017 tarihli 2015/621 Esas ve 2017/374 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankadan 16/02/2012 tarihinde 1.750.000,00 TL bireysel ticari emtia kredisi kullandığını, bu kredi nedeniyle davalı banka tarafından 7.996,80 TL kredi komisyon masrafı kesintisi yapıldığını, yapılan bu kesintinin yasal olmayıp iadesinin gerektiğini belirterek 7.996,80-TL’nin 16/02/2012 tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kullanmış olduğu kredinin ticari kredi niteliğinde olduğunu, davacının söz konusu bedelleri bilerek ve çekincesiz ödemeyi kabul ettiğini, davacının tacir olduğunu, müvekkili bankanın tacir olup komisyon alınmasının hukuka uygun olduğunu emsal Yargıtay kararları ve mevzuat hükümleri gereğince kesinti tarihinden, bedelin alındığı tarihten itibaren faizin işletilmesi talebinin hukuka aykırı olduğunu, emsal mahkeme ve Yargıtay kararları gereğince avans faizi talebinin yerinde olmadığını belirterek, davanın reddine yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece,” davacının davalı bankanın müşterisi olduğu ve taraflar arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı bu sözleşme nedeni ile ticari kredi kullandığı, kullandığı bu ticari nitelikteki kredi nedeni ile banka tarafından masraf ve komisyon kesintileri alındığı ancak bu kesintilerin genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır. İddia ,savunma ,dosya içersinde bulunan belgeler,banka kayıtları üzerinde bankacı bilirkişi tarafından inceleme yaptırılmıştır. Alınan bilirkişi raporu ile itiraz üzerine alınan bilirkişi ek raporuna göre,bankaların BDDK ya bildirdikleri kredi komisyon tutarları oranında komisyon aldıkları, bu duruma göre davacıya kullandırılan 1.750.000.00 TL krediden %2 oranına göre alınabilecek komisyonun BSMV hariç 35.000.00 TL olduğu, %3 oranında alınacak komisyonun ise 52.500,00 TL ye tekabül ettiği,davalı bankanın komisyon oranının ise %1.75 olarak belirlendiği ve bu orana göre komisyon bedelinin 30.625.00 TL’ ye tekabül etmesine rağmen alınan tutarın 7.996,00 TL olduğu, dolayısı ile banka ortalamalarının çok altında olan bu tutarın makul olduğu bildirilmiş, banka para ile iştigal eden bir A.Ş statüsünde bir tacir olup Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik içtahatlarında da belirletildiği gibi yapılan ticari bir işlem nedeni ile makul bir ücret talep etme hakkı bulunduğundan,davacıdan talep edilen miktarın da ortalamanın altında makul bir miktar olduğu,…” gerekçesiyle; “davanın reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un ‘’Tüketicinin Korunması ve Aydınlatılması’’ başlıklı 2. Kısmında, 6. maddesinde ‘’Sözleşmedeki Haksız Şartlar’’ düzenlenmiş olup söz konusu kanuni düzenlemenin ‘’ Satıcı veya sağlayıcının tüketiciyle müzakere etmeden, tek taraflı olarak sözleşmeye koyduğu, tarafların sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerinde iyi niyet kuralına aykırı düşecek biçimde tüketici aleyhine dengesizliğe neden olan sözleşme koşulları haksız şart olduğu, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu her türlü sözleşmede yer alan haksız şartlar tüketici için bağlayıcı değildir.’’ şeklinde olduğunu, tüketiciler hakkında düzenlenen bu hüküm esas alınarak verilen Yargıtay’ın yeni kararlarında ister şirket ister şahıs tacir için kullanılmış olsun bütün ticari kredilerde tahsil edilmiş komisyon ve masraflar ile karşılıksız diğer paraların iade alınmasını mümkün kıldığını, bu hususta Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2014/13315 E. 2014/13503 K. 29/04/2014 tarihli kararında da ticari kredilerde haksız olarak yapılan masraflar ve komisyonun iadesi mümkün olduğunun belirtildiğini, banka her ne kadar para ile iştigal eden bir tacir olsa da müvekkilinden oldukça yüksek oranlı kredi faizi zaten tahsil edildiğini, alınan yüksek kredi faizleri yanında ayrıca komisyon adı altında ve hiçbir masraf karşılığı olmaksızın ve belgeye dayanmadan para tahsil edilmesini kabul etmediklerini, yerleşik Yargıtay içtihatlarında da kabul edildiği üzere oranları banka tarafından tek taraflı olarak belirlenip uygulanan, yine banka tarafından dilediği zamanda dilediği oranda arttırılabilen komisyon oranlarının geçerliliği bulunmadığını, kredi sözleşmesinin tek taraflı, müzakere edilmeden düzenlenen bir sözleşme olması, aynı sözleşmenin bir çok benzer sözleşmelerde kullanılması ve banka karşısında müvekkili tacirin de güçsüz konumda olması gibi etkenler dikkate alındığında Türk Borçlar Kanununun 20. maddesinde düzenlenen genel işlem şartları uyarınca yapılan kesintinin haksız olduğu sonucuna varılarak kesintilerin kendilerine geri ödenmesi gerektiğini belirterek; istinaf başvurularının kabulü ile yapılacak inceleme neticesinde Yerel Mahkeme kararının ortadan kaldırılarak haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacının davalı bankadan kullandığı ticari kredi nedeni ile davalı tarafından haksız olarak alındığı iddia edilen komisyon ücretinin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacı, taraflar arasında imzalanan 15/02/2012 tarihli sözleşmeye istinaden davalı bankadan kullanmış olduğu 1.750.000,00 TL bedelli bireysel ticari emtia kredisi nedeniyle, davalı banka tarafından tahsil edilen 7.996,80 TL kredi komisyonunun haksız ve dayanaksız olduğu iddiasıyla davalıdan tahsilini talep etmiş; davalı talebin hukuken yerinde olmadığını haksız olduğunu savunmuş; dosyada mevcut davacı tarafından imzalı bulunan 15/02/2012 tarihli genel kredi sözleşmesinin 4.4 maddesinde” Banka taplam kredi tutarına, dilediği ad altında ve uygun göreceği oranda/’tutarda komisyon tahakkuk ettirebilir ve bu komisyonları müşteriden tahsil edebilir. Müşteri sözleşmeyi imzalamakla. Tatbik edilecek komisyon tutarlarının, toplam kredi borcunun bir parçası olarak kendisi için her yönüyle bağlayıcı olduğunu kabul ve taahhüt eder.” şeklinde hüküm içerdiği; yine sözleşmenin eki niteliğindeki geri ödeme planında, proje komisyon oranının ve BSM dahil tahsil edilecek toplam komisyon oranının açıkça belirtildiği, söz konusu belge üzerinde davacının el yazısı ile isminin yazılı olduğu ve davacı tarafından imzalandığı; yargılama sırasında davacı tarafın belgedeki isim ve imzaya ilişkin itirazının da bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen 08/11/2015 tarihli kök raporda; davalı banka ile davacı arasında düzenlenen 15.02.2012 tarih ve 1.700.000.00-USD limitli Genel Kredi Sözleşme hükümlerine istinaden davacıya 15.02.2012 tarihinde aylık %1.31 Proje kar Payı oranı ve % 0.43520 Proje komisyon oranı ile 1.750,000.00-TL Gayrimenkul Diğer 2. El. Mal hizmet alımı ile ilgili olarak Bireysel Ticari Emtia Kredisi kullandırmış ve 33 ay geri ödeme planına bağlandığını, Genel Kredi Sözleşme eki Ödeme planında Proje komisyon oranı % 0.43520 ve BSMV dahil komisyon tutarı ise 7.996.80.TL olarak belirtilmiş, ödeme planıN davacı tarafından imzalandığını ve bir nüshasının davacıya verildiğini; bankanın BDDK-TCMB’na bildirdiği komisyon oranlarında 40.0001-USD Üzeri kredi tutarına uygulanacak komisyon oranın kredi tutarının %1.75 olarak belirtildiğini, davacıya kullandırılan ticari kredi tutarının 1.750.000,00-TL olduğu ve bu tutarın %1,75′ nin 30.625,00-TL’ye tekabül ettiği, buna karşılık davacı bankanın belirtilen tutardan daha düşük %0.43520 komisyon oranını uyguladığı ve bu oran dikkate alındığında 1.750.000.00x%0,43520= 7.616,00-TL komisyon tutarı ve bu tuların % 5 gider vergisi 7.616.00×5/100=380,80-TL ile toplam tutarın 7.996.80-TL olduğu ve davacı bankanın da bu tutarı tahsil ettiği ve tahsil edilen tutarın taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşimc hükümlerine uygun olduğu belirtilmiş; davacının ek rapora itirazı üzerine, bilirkişinin düzenlemiş olduğu 26/01/2016 tarihli ek raporda; Diğer bazı bankaların ticari kredilerden aldığı komisyon oranının; azami tutarının … Bankası %2; … Bank asgari tutar 250.00, azami tutar % 2 ;… Bank asgari tutar1.000.00, azami tutar %2; … bank asgari tutar 350.00, azami tutar %3 olduğu, belirtilen oranlara göre davacıya kullandırılan 1.750.000.00-TL krediden %2 oranına göre alınabilecek komisyonun BSMV hariç 35.000.00-TL, % 3 oranına göre 52.500.00-TL’ye tekabül ettiğini, davalı bankanın kök raporda verildiği üzere almış olduğu komisyon 7.996.80-TL olup diğer banka ortalamalarının ve kendi belirlediği komisyon oranlarının çok altında bir tutar olduğu tespit edildiği ve alınan komisyonun makul olduğu, kök raporda yapılan tespit ve açıklamalarda değişikliği gerektirecek bir husus bulunmadığı belirtilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamına ilişkin yeterli incelemeyi içerdiği ve denetime elverişli olduğu, davalı bankanın diğer bankaların uyguladığı komisyon oranlarının ortalamasının çok altında % 0,435 oranında komisyon bedeli almış bulunmasına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/03/2017 tarihli 2015/621 Esas ve 2017/374 Karar sayılı dosyasından verilen kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-a)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcının davacı tarafından yatırılan 176,60 TL temyiz başvuru harcı, 35,90 TL istinaf karar harcı ve 35,90 TL temyiz karar harcı toplamı olan 248,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 167,70 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
b)Davalı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcının hazineye gelir yazılmasına,
3-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
7-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/02/2022