Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/960 E. 2022/114 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/960
KARAR NO : 2022/114

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2016 (Dava) – 19/09/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/1287 Esas – 2018/895 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
BAM KARAR TARİHİ : 26/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 26/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/09/2018 tarihli 2016/1287 Esas ve 2018/895 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/03/2016 tarihinde, davacıya ait ve dava dışı …’ın sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın dava dışı …’ın maliki ve sürücüsü olduğu … plakalı araçların maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ın “sola dönüş kurallarına uymamak ve şerit ihlali” kusurları nedeniyle asli kusurlu olduğunu, … plakalı aracın davalılardan … Sigorta A.Ş.’de 311000009321844 no’lu poliçe ile KZMM sigortası olduğunu, diğer davalı ….’de ise 0001021012791108 no’lu poliçe ile İMM sigortasının olduğunu, davacıya ait araçta meydana gelen hasardan poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduklarını, kaza sonrası davacıya ait araçtaki hasarın davalı … Sigorta A.Ş.’ye ihbar edildiğini, davalı şirket tarafından 2016311041132/1 no’lu hasar dosyasının açıldığını, açılan hasar dosyası gereği davalı şirket tarafından atanan eksper tarafından davacıya ait araçta KDV hariç eşdeğer parça baz alınmak sureti ile 55.362,00-TL tutarında maddi hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, ancak değerlendirmenin KDV’siz ve eşdeğer parça iskontolu yapıldığını, gerçek hasar bedelinin 66.028,60-TL yedek parça+3.580,00-TL işçilik olmak üzere toplam 69.608,60-TL’ye %10’lik KDV eklemesi ile oluşan 82.138,14-TL olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davacıya ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 50.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları oranında (… Sigorta için poliçe limiti olan 31.000,00-TL ile sınırlı olmak, … Sigorta için 31.000,00-TL’den artan hasar bedeli açısından poliçe limiti olan 100.000,00-TL ile sorumlu olmak kaydı ile) tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP :
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunulduğu, davalı şirketin adresinin İstanbul olduğunu ve yetkili Mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemelerinin olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, … plakalı aracın davalı şirket nezdinde 0001021012791108 no’lu … Tüm Oto Sigorta Poliçesi ile 10/09/2015-10/09/2016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, poliçeden dolayı maddi zarar başına azami sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve 100.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacıya ait araçta meydana gelen gerçek zararın tespitinin gerektiğini, KTK Md. 99 ve yerleşmiş Yargıtay kararları gereğince, yeterli ve gerekli belgeler ile davalı şirkete müracaat edilmediğini, davalı şirketin temerrüdünün söz konusu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunulduğu, davalı şirketin adresinin Beykoz/İstanbul olduğunu ve yetkili Mahkemenin Beykoz Asliye Hukuk Mahkemelerinin olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafın davalı şirkete maddi hasarın giderilmesi için başvuruda bulunduğunda gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu, davaya konu araçta meydana gelen hasar ile davalı şirket başvuru sırasında beyan edilen hasarın oluş şekli arasında uyumsuzluk olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile maddi hasar için talep edilen miktarın fahiş olduğunu, yine kabul anlamına gelmemek kaydı ile davalı şirketin söz konusu zarardan sorumluluğunun poliçe teminat limitleri dahilinde olduğunu, söz konusu davanın haksız fiile dayanması nedeniyle uygulanacak faizin yasal faiz olması gerektiğini savunarak davanın esastan ve usulden reddine karar verilmesinin talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince ; “… 31/03/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıya ait … plakalı aracın hasar gördüğü iddiası ile hasar bedelinin … plakalı karşı taraf aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile İhtiyari Mali Sorumluluk Sigorta Poliçeleri uyarınca bu poliçeleri düzenleyen davalı şirketlerden tazmini istemi ile iş bu davanın açıldığı, davalı … şirketleri vekillerinin davanın reddini istedikleri ve yetki itirazında bulundukları görülmüştür. Davalı tarafça kazanın davacının iddia ettiği şekilde olmadığı yönünde iddiada bulunulmuş ise de, kaza tespit tutanağının aksini ispatlamaya dönük herhangi bir maddi delilin dosyaya sunulmadığı, olayın oluş şekline ilişkin kaza tutanağı haricinde başkaca bir delilin dosyada bulunmadığı, bilirkişi tarafından sadece varsayıma dayalı olarak yapılan açıklama ile kazanın davacının beyan ettiği şekilde meydana gelmesinin lastiklerin mevcut hali dikkate alınarak mümkün olmadığının beyan edilmesinde Mahkememizce kabule şayan olmadığı, davalı … şirketlerinin bu konuda iddialarını ispata dönük net delillerini dosyaya sunmaları gerektiği, ancak mevcut delillere göre bu hususun kabul edilemeyeceği, davacıya ait araçta meydana gelen hasar miktarı dikkate alındığında toplam hasar bedelinin 82.138,00-TL olduğu, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda tespit edilen bedel yönünden bu bedele itibar edilebileceği, davalı … Sigorta A.Ş.’nin aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesini düzenleyen şirket olduğu ve poliçe hükümlerine göre poliçe limitinin kaza tarihi itibariyle 31.000,00-TL olduğu, davacıya ait araçta oluşan zarar miktarından bu bedel kadar sorumlu olduğu, davalı … tarafından düzenlenen İhtiyati Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında davacıya ait araçta oluşan bakiye hasarın tazmini gerektiği, zira teminat limitinin 100.000,00-TL olarak gösterildiği, buna göre 51.138,00-TL bakiye bedel yönünden davalı … şirketinin sorumlu olduğu ve bu bedelin … Tüm Oto Sigorta Poliçesi kapsamında teminat limiti içinde bulunduğu…” gerekçesiyle davanın KABULÜNE, davacıya ait araçta meydana geldiği tespit edilen 82.138,00-TL zarardan; 31.000,00-TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı taraf ZMSS Sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş.’den alınarak davacıya ödenmesine, 51.138,00-TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte karşı tarar İMSS Sigortacısı davalı …’den alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalılardan … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava sırasında alınan bilirkişi heyet raporu ile davacının talebine konu hasar ile beyan edilen kazanın uyumsuz olduğunu ve dolayısıyla hasarın teminat kapsamında olmadığının tespit edilmiş olduğunu, mahkemece kaza tespit tutanağına itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesinin yasa ve içtihatlara aykırı olduğunu, hasar ile beyan arasında uygun illiyet bağı bulunmayan işbu davada davacının talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunun aşikar olduğunu, mahkemenin bilirkişi raporuna mutlak olarak itibar etme zorunluluğu bulunmamakla birlikte; bilirkişi raporunun aksine karar verilmesi halinde bunun gerekçelendirilmesi gerektiğini, yargılama esnasında dosyaya kazandırılan bilirkişi raporu doğrultusunda kazanın belirtilen yer ve şekilde teknik olarak gerçekleşmesinin mümkün olmayacağı bildirilmiş olsa da kararda bilirkişi tarafından bildirilen işbu değerlendirmenin dikkate alınmadığını, kabul manasında olmamak üzere hükmedilen tazminat fahiş olduğunu, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle araçtaki hasar bedelinin tahsili davasıdır.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı … Sigorta A. Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamında meydana gelen trafik kazası nedeniyle Menderes Trf. Dnt. Şube Müdürlüğü’nün tanzim ettiği maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağına göre kazanın “31.03.2016 tarihinde ve saat: 00.12 sıralarında sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile İzmir İli, Menderes İlçesi, Gaziemir yolu üzerinde seyir halinde iken Görece kavşağına geldiği esnada sağ şeritten kontrolsüz olarak kavşak içerisine dönüş yapmak istediği esnada sol ön kısımları ile sol şerit üzerinde seyreden sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sağ yan kısımlarına çarptığı, çarpışmanın etkisiyle her iki aracın da savrularak orta refüj üzerine kaldırım taşına çarparak çıkması” şeklinde meydana geldiği belirtilmektedir.
Davalı … şirketinin dosyaya sunduğu emekli motor ve trafik öğretmeni otomotiv servis müdürü …’a ait 10.09.2016 tarihli “Bilimsel Teknik Değerlendirme” başlıklı raporda ise özetle; beyan edilen kazada sigortalı araçta, karşı araca arka kısmından çarpmasıyla oluşmayacak biçimde hasarın olmasından, sigortalı aracın ön tampon demirinde ciddi hasar olmasına rağmen tampon bakalitinde ve tescil plakasında hasar olmamasından dolayı sigortalı aracın daha önce geçirdiği başka bir kazada hasarlandığı, ilgililer tarafından olay sonrası çekildiği anlatılmak istenen olay yeri fotoğraflarına bakıldığında, sigortalı araçtan dökülmesi gereken döküntülerin yeri ve konumuna göre kaza sırasında aracın hızına, ataletine uygun yerde ve konumda olmamasından döküntülerin buraya sonradan bırakıldığı, karşı aracın ön tekerleklerinin refüj üstündeki toprak zemine çarpması ve sürtmesi sonrasında derin iz bırakması gerektiği ama bu husus görülmediğinden her iki aracın ön taraflarında ortalama standart yüksekliği 18-20 cm olan refüje çıkması durumunda ön tekerlek lastikleri ve jantlarında çok ciddi hasar izlerinin oluşması gerektiği ama bu oluşmadığından, her iki aracın olay yeri fotoğrafları olarak gösterilen yerde kaza sonrası doğal haliyle görülmediği, araçların buraya sonradan konulduğu, karşı aracın hasarı incelendiğinde ise, refüj üzerine çıkmasıyla refüjğün keski köşesinin yaratacağı yatay hasar izinin intercoler radyatöründe görülmediğinden, hasar izlerinin dairesel taş/kaya benzeri sert kütlere çarpmasıyla oluştuğundan, aracın buradan kurtarılması/çekilmesi sırasında su radyatörünün ters kavisle hasarlandığından, refüj üzerinden çekilmesi sırasında böyle bir hasar kavisi oluşturmayacağından, karşı aracın sağ ön çamurluğu ve kapısında beyan edilen kazada hasarlanması mümkün olmayan hasarlar görüldüğünden her iki aracın hasarının görevlilerin düzenledikleri tutanakta belirtilen kazada oluşmadığı” belirtilmiştir.
Mahkemece otomotiv öğretim görevlisi bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi görüşünde “..belirtilen hasarların oluşa uyumlu olmadığından her iki aracın hasarlarının bulunduğu yer itibarıyla kazanın belirtilen yer ve şekilde teknik olarak gerçekleşmesinin mümkün olamayacağını” belirtmiş, mahkemece kaza tespit tutanağının aksini ispatlamaya dönük herhangi bir maddi delilin dosyaya sunulmadığı, bilirkişi tarafından sadece varsayıma dayalı olarak yapılan açıklama ile kazanın davacının beyan ettiği şekilde meydana gelmesinin lastiklerin mevcut hali dikkate alınarak mümkün olmadığının beyan edilmesinin kabule şayan olmadığı, davalı … şirketlerinin bu konuda iddialarını ispata dönük net delillerini dosyaya sunmaları gerektiği, ancak mevcut delillere göre bu hususun kabul edilemeyeceği gerekçesiyle rapora itibar edilmeyerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir (HMK 282/1). Buna göre raporu serbestçe değerlendirme yetkisi hâkimin, bilirkişinin yerine geçerek hâkimlik mesleği dışında özel ve teknik bilgi gerektiren bir durumda şahsi bilgisi ile karar verebileceği anlamına gelmez. HGK’nın 04.02.2009 tarihli 2008/4-823 Esas 2009/50 Karar sayılı kararında da hakimin kendisini bilirkişi veya bilirkişi kurulu yerine koyamayacağı, özel ve teknik bilgiyi gerektiren konularda şahsî bilgisi ile sonuca gidemeyeceği, o konuda bilirkişi incelemesi yaptırması gerektiği belirtilmiştir.
Bilirkişi raporları arasında çelişki olduğu ve bu çelişkinin giderilmesi teknik bilgiyi gerektirdiği takdirde, hâkim bu çelişkiyi giderecek rapor veya ek rapor almalıdır. Bu şekilde çelişkiyi gideren rapor almaksızın raporlardan birini esas alarak karar verilmesi halinde hâkimin özel ve teknik bilgi gerektiren bir durumda şahsi bilgisi ile karar verdiği gibi bir sonuç ortaya çıkacaktır.
Tüm bu açıklamalar ışığında; kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporu ve 10.09.2016 tarihli uzman görüşü arasında oluşan çelişkiyi giderecek şekilde tarafların iddia ve savunmaları ile kaza tutanağı, hasar beyan dilekçeleri, araçların fotoğrafları, davacıya sigortalı araca ve dava dışı araca ait ekspertiz raporlarını içeren varsa önceki ve davaya konu kazaya ait hasar dosyaları göz önünde bulundurularak, araçların çarpma noktaları, hasar durumları vs. gibi hususlar birlikte incelenip değerlendirilmek üzere, dosyanın … veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kuruluşlardan seçilecek uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile kazanın ve hasarın iddia edilen yer ve şekilde meydana gelip gelemeyeceği noktasında ve meydana gelen çelişkileri giderecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık yeni bir rapor alındıktan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalılardan … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/09/2018 tarihli, 2016/1287 Esas ve 2018/895 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalılardan … Sigorta A.Ş tarafından yatırılan 530,00 TL istinaf karar harcı ile 14,00 TL tamamlama harcından oluşan toplam 544,00 TL’nin istek halinde kendilerine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf aşamasında … Sigorta A.Ş tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 26/01/2022