Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/950 E. 2022/128 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/950
KARAR NO : 2022/128

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2018 (Dava) – 01/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2018/180 Esas- 2019/40 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 26/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 26/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/02/2019 tarihli 2018/180 Esas ve 2019/40 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait olan … isimli gezinti teknesinin, davalı şirkete “Gezinti Tekneleri Sigorta Poliçesi” ile sigortalı olduğunu, 24.09.2017 tarihinde teknenin …’ın kontrolünde Orak Adası’na doğru hareket etmekte iken iki pervanesinin kayaya çarptığını ve çalışmaz duruma geldiğini, kazadan sonra …’ın sigortayı yapan acentenin yetkilisini aradığını ve kazadan haberdar ettiğini, kendisine tekneyi denizden çıkarmasını ve teknenin ekspertiz tarafından inceleneceğinin söylenmesi üzerine teknenin kıyıya çıkarıldığını, ekspertiz incelemesi yapıldığını ve daha sonra poliçenin motor zayiatını kapsamadığı, ancak denizden çıkarma, tekne altının ilaçlanması ve yeniden denize döndürülmesi masraflarının sigorta tarafından ödeneceğinin belirtildiğini, müvekkili şirketin söz konusu kurtarma ve teknenin ilaçlanarak yeniden denize döndürülmesi işlemleri için toplamda 6.126,56 TL’lik masraf yaptığını, fakat bu bedelin de ödenmeyerek hasar dosyasının sigorta şirketince kapatıldığını, bunun üzerine söz konusu bedelin ödenmesi için 06.02.2018 tarihinde davalı şirkete ihtar çekildiğini, ancak kendilerine herhangi bir dönüş yapılmadığını, sigorta poliçesine dahil edilen Enstitü Yat Klozları’nın 14. ve 15. maddelerinde sigortalının yapacağı kurtarma masraflarının sigorta şirketi tarafından tazmin edileceğinin açıkça belirtildiğini, davalı sigorta şirketi her ne kadar yapılan kurtarma masraflarının teminat dışı olduğunu belirterek hasar dosyasını kapatmış ise de Türk Ticaret Kanunu 1409/2. maddeye göre sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükünün sigortacıya ait olduğunu, davalı şirketin hem belirtilen açık hükümler hem de acente yetkilisinin beyanı doğrultusunda denizden çıkarma, tekne altının ilaçlanması ve yeniden denize döndürülmesi masraflarını ödemekle yükümlü olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 6.126,56 TL’lik bu masrafın zararın meydana geldiği tarihten itibaren reeskont faiziyle davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu teknenin hasar tarihinde poliçe genel şartları ve ekli klozlar kapsamında sigorta bedelinin % 0.50′ si muaf olacak şekilde sigortalı olduğunu, muafiyetin sigorta bedeli üzerinden belirlenmiş olup 300.000 TL’nin %0.50’sinin 1.500,00 TL’lik kısmının her hasarda muafiyet kapsamında olduğunu, klozların, poliçenin bir bölümü veya poliçeye ekli özel şartlar olduğunu ve taraflar arasındaki sözleşmenin gerçek sınırlarını belirlemek amacıyla kullanıldığını, nitekim davacının da bu klozlara dayanarak talepte bulunduğunu, poliçeye işli Enstitü Yat Klozlarının 5. maddesine göre sigorta yapılabilecek teknelerde maksimum hız 17 mil olup davacıya ait teknenin maksimum hızının 50 mil olduğunu, bu kapsamda kloz 5.1 maddesine göre davacıya ait tekne poliçesine ”Speed Boat Clauses”, yani hız botu klozları uygulanacağını, klozlar dilekçe ekinde sunulmakla birlikte Türkiye Sigorta Birliği’nden celbinin de mümkün olduğunu, hız botu klozlarının 19.3 maddesinde ”dümen bağlantılı mili veya pervane için tazminat kabul edilemez” denildiğini, davacıya ait teknenin, 24.09.2017 tarihinde Foça İzmir açıklarındaki seyri esnasında pervanelerinin deniz tabanına çarpması sonucu hasar gördüğünü, seyir esnasında deniz tabanına çarpma suretiyle meydana gelen pervane ve tahrik sistemi hasarı yukarıda zikredilen hız botu klozları kapsamında teminat dışı olduğunu, nitekim davacının da bu hususu kabul ettiğini ve pervane hasarı teminat dışı dahi olsa da kurtarma masraflarının teminata dahil olduğunu ileri sürdüğünü, oysa teminata dahil olmayan bir hasara ilişkin kurtarma masraflarının da ödenmesi imkanının olmadığını, Enstitü Yat Klozları 14. maddesinde de “bu sigortadaki herhangi bir açık hükme bağlı olmak koşulu ile sigortalı tehlikeden doğan zararı önlemek üzere yapılan kurtarma masrafları bu tehlikenin bir zararı olarak tazmin edilir” denildiğini, kurtarma masraflarının karşılanmasının sigortadaki açık hükme bağlı olması ve zararı önleme amaçlı olması gerektiğini, açık hükme bağlı olma koşulunun açıkça teminata bağlı olma, teminata dahil olma anlamına geldiğini, bu nedenle teminata bağlı olmayan (pervane) hasarının çekme kurtarma masrafını da kapsamayacağının muhakkak olduğunu, sigortanın, tüm çekme masraflarını değil, teminata dahil hasarların masraflarını tazmin ettiğini, bunun dışında kabul anlamına gelmemek koşulu ile istenilen tazminat tutarının da fahiş olduğunu, davacı tarafın rakamsal fazlalık ile birlikte çekme kurtarma yanında denize dönme masraflarını da talep ettiğini, bunun kurtarma masrafı olarak değerlendirilme imkanının da olmadığını, hasar dosyası kapsamında yapılan ekspertiz incelemesinde hasar miktarlarının belirlendiğini, yine kabul anlamına gelmemek kaydı ile ekspertiz raporunda çekme atma masraflarının 1.850,00 TL olarak belirlendiğini, bu tutarın davacının dava dilekçesi ekinde yer alan fatura tutarı ile de uyumlu olduğunu, ancak faturada yer alan zehirli boya işçiliği ile ilgili giderlerin de çekme kurtarma kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından her ne kadar kloz 15.2 maddesi gereğince zararın önlenmesi kapsamında makul giderlerin ödenmesi talep edilmekte ise de, teminata dahil olmayan pervane hasarı için zararı azaltma adına yapılan bir eylem olmadığını, hasarın pervane hasarı olduğunu ve teminat dışı olduğunu, yine kabul anlamına gelmemek üzere tazminat ödemesinden her halukarda 1.500,00 TL muafiyet tutarının düşülmesi gerektiğini, ayrıca davacı tarafın zararın meydana geldiği tarihten itibaren faiz talep etmesinin mümkün olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI:
Mahkemece, “…Dosya içerisine alınan deliller birlikte değerlendirildiğinde gerçeğe ve hukuka uygun görülerek hükme esas alınan bilirkişi raporuyla da belirtildiği üzere; davacının isteminin davalı yanca sigortalanan gezinti teknesinin sigorta poliçesi uyarınca Sürat Botu Klozu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu kloza göre de pervane zararlarının tazminat kapsamında olmadığı, bu zararın tespitine yönelik harcamanın da teminat içinde olduğunun kabul edilemeyeceği sonucuna varılmakla, DAVANIN REDDİNE….” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI:
Davacı vekili tarafından, “….Bilirkişi raporunun büyük ölçüde hukuki dayanağı olmayan ve tamamen davalı yanın savunmalarına itibar edilerek hazırlanan bir rapor olduğu ve karar tesis etmeye elverişli olmadığı, dikkat edilmesi gereken ilk hususun davalı yanın sigorta teminatı dışında kaldığını ileri sürdüğü hiçbir hususu müvekkilinin hiçbir zaman kabul etmediği olduğu, derhal davalı şirketin acente yetkilisinin haberdar edildiği ve motor zayiatı dışında denizden çıkarma, tekne altının ilaçlanması ve teknenin yeniden denize döndürülmesi masraflarının davalı yan tarafından karşılanacağının belirtildiği, müvekkilinin bu beyanı esasen hiçbir zaman kabul etmediği, tüm zararın poliçe kapsamında giderilmesi gerektiğini davalı yanın acente yetkilisine ilettiği, ancak davalı yan acente yetkilisinin diğer zararların poliçe kapsamında derhal karşılanacağını taahhüt etmesi nedeniyle müvekkilinin ilk etapta taahhüt edilen zararların karşılanmasını beklediği ve davalı yan aleyhine hukuki girişimde bulunmayı bu zararların giderimi yapılıncaya kadar ertelediği, ancak sonradan davalı yanın taahhüt ettiği ve gerçekte de poliçe kapsamına giren zararları dahi karşılamaya yanaşmaması üzerine huzurdaki davayı açtığı, özetle davalı yanın pervane zararlarını karşılamadığını kabul ettiklerine dair en ufak bir ifadeleri bulunmadığı, Sürat Botu Klozu’nun 19.3. maddesi uyarınca pervane zararlarının teminat dışında kaldığı şeklindeki zorlama yorumun dava konusu poliçenin gezinti teknesi poliçesiyle sigortalandığı ve bu doğrultuda teknenin esasen hız teknesi değil gezinti teknesi olduğu dikkate alındığında ne denli mesnetsiz olduğunun açıkça anlaşılacağı, teknenin maksimum hızının 50 mil olması nedeniyle Sürat Botu Klozu’nu içeren 19. maddenin somut olayda uygulanacağı şeklindeki mütalaanın tamamen hatalı olup davalı yanın cevaplarının bir tekrarı olduğu, bir an için Sürat Botu Klozu’nu içeren 19.3. madde hükmünün uygulanacağı düşünülse bile, dava konusu zararların yine tamamen sigorta poliçesi kapsamına dahil zararlar olduğu, mahkemece öncelikle davaya konu teknenin bir hız motoru olup olmadığı yönünde araştırma yapılması gerektiği (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2003/ 3473 Esas- 2003/ 9782 Karar saylı içtihadı), Enstitü Yat Klozlarının Sürat Botu Klozu düzenlemesinin uygulanabilmesi için teknenin hız motoru olması zorunlu olup somut olayda olduğu şekilde gezinti teknesi niteliğinde olan bir teknenin nitelik olarak bir hız motoru olmasının asla mümkün olmadığı, somut uyuşmazlıkta sadece dümenle, bağlantı miliyle veya pervaneyle doğrudan ilgisi olmayan kurtarma masraflarının talep edildiği, Enstitü Yat Klozlarının 14. ve 15. maddeleri dikkate alındığında; teknenin denizden çıkarılması, ilaçlanması, yeniden denize döndürülmesi masrafları toplamı olan ve teknenin uğradığı kaza nedeniyle doğan zararı önlemek amacıyla yapılan kurtarma masraflarından davalı yanın kesin olarak sorumlu olduğu, dava konusu ettikleri masrafların hiçbirinin doğrudan pervane hasarıyla bağlantısı olmadığı, dava konusu masraf kalemlerini içeren faturada pervane hasarıyla ilgili en ufak bir harcamanın yer almadığının açık olduğu, kurtarma masraflarının poliçe kapsamında olduğunu bilen tanıklarının beyanları alınmadan dosyanın karara çıkartıldığı, tanıklardan …’in davalı yanın acente yetkililerinin taahhüdünü bilen kişi olduğu, somut olayda yapılan kurtarma masrafının faturada da açıkça görüldüğü üzere 6.126,56 TL olduğu ve ortada masrafı net olarak gösteren fatura mevcutken davalı yan eksperinin takribi olarak belirlediği bedelin tazminata esas alınmasının mümkün olamayacağı, tenzilatın 1.500,00 TL olarak belirlenmesinin ise son derece fahiş bir uygulama olup hakkaniyetle bağdaşmadığı, tenzilat yapılacak rakam büyüdükçe prim miktarının azalmasının şart olduğu, ancak somut olayda müvekkili tarafından davalı yana 1.323,00 TL prim ödendiği dikkate alındığında tenzilat miktarının hakkaniyete aykırı şekilde yüksek olduğunun ve sigortalıyı zorlayıcı bir genel işlem koşulu olarak geçersiz olduğunun kabul edilmesi gerektiği….” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; gezinti tekneleri sigorta poliçesi uyarınca tekne kurtarma masraflarının tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davacının şirket olması ve dava konusu teknenin şirket üzerine kayıtlı olması karşısında görevli mahkemece yargılama yapılmış olduğu anlaşılmıştır (Bu yönde bknz. Yargıtay 11. HD 2016/8906 E.-2016/7447 K).
Dava dilekçesi içeriği incelendiğinde; davacının, teknesinin kayaya çarpması neticesinde pervanelerinin arızalandığını belirterek, bu arıza nedeniyle yapmış olduğu ve faturasını ibraz ettiği kurtarma masraflarını talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı taraf ise, davacının teknesinin poliçedeki hız limiti hükmü uyarınca sürat botu klozuna tabi olduğunu, nitekim poliçe ve ekindeki klozlar uyarınca da bu hususun tarafların kabulünde olduğunu beyanla, teminat dışı olan pervane hasarı nedeniyle yapılan kurtarma masraflarının da teminat dışı olduğunu savunmaktadır.
Dosya kapsamına göre davacıya ait teknenin 50 mil hız yapabildiğine ilişkin taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamakta olup, bu husus davacının da kabulündedir. Ancak, davacı vekili müvekkilinin teknesinin poliçe uyarınca gezinti teknesi hükümlerine tabi olması gerektiğini ileri sürmektedir.
Mahkemece hükme esas alınan ve denetime elverişli bulunan bilirkişi heyeti raporunda da belirlendiği üzere; taraflar arasındaki poliçenin özel şartlar başlıklı maddesinde Enstitü Yat Klozlarının iptal edildiği ve Enstitü Hız Botu Klozlarının uygulanacağının belirtildiği, zira dava konusu teknenin maksimum hızı 50 mil olmakla, Enstitü Yat Klozları 5. maddesi uyarınca hızı 17 mili aşan botlarda sürat botu klozlarının uygulama alanı bulacağının düzenlenmiş olduğu, sürat botu klozlarının 19.3 maddesinde ise açıkça pervane zararlarının teminat dışı olduğunun belirtilmiş olduğu, Enstitü Klozlarının 14.maddesindeki hükme göre de kurtarma masraflarının teminat kapsamında olabilmesi için öncelikle kurtarma faaliyetine konu temel zararın teminat kapsamında bir zarar olması gerektiği anlaşıldığından, mahkemece alınan raporda ve sözkonusu rapora göre davanın reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/180 Esas – 2019/40 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktarı itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/01/2022