Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/934 E. 2022/121 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/934
KARAR NO : 2022/121

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/03/2017 (Dava) – 13/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/232 Esas – 2018/1403 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 26/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 26/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2018 tarihli 2017/232 Esas ve 2018/1403 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15.01.2012 tarihinde saat 21:30 sıralarında …’un sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracı ile Soma istikametinden Kınık istikametine seyir halinde iken … Kamyon garajına 115 metre kala aracını sağ tarafta bulunan stabilize yola kaptırdığı esnada direksiyon hakimiyetini kaybederek 115 metre gittiği, akabinde kendi seyrine göre yolun sol tarafında bulunan … Belediyesi’ne ait kamyon garajını çevreleyen tel örgüye ve bu tel örgünün direklerinin bulunduğu beton zemine çarpması sonucu takla atarak ve asfalt üzerinde sürünerek 50 metre sonra ters vaziyette ve asfaltın orta kısmında durduğunu, aynı sırada karşı istikametten gelen ve sonra kendi istikametine doğru seyir halinde bulunan …’nin sevk ve idaresinde bulunan … plakalı çekicinin ön sol tampon ve farları ile sağ tampon kısmının kaza yaparak sürüklenen … plaka sayılı araca çarpması neticesinde ölümlü, yaramalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, oluşan kaza neticesinde … plaka sayılı araç sürücüsü …’un asli ve tam kusurlu olduğu tespit edildiğini, iş bu kazaya ilişkin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nin 24.09.2013 tarihli 2013/4 E. 2013/314 Karar sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılamada …’un asli ve tam kusurlu olması nedeniyleceza verildiği, müteveffa …’ nın 15.10.1993 doğum tarihli olduğu, kaza tarihinde 19 yaşında olduğu ve yevmiyeli işçi olarak geçimini sağladığını, ölümü nedeni ile anne ve babasının mağdur olduğunu, annenin daha önceden davalıdan tazminatlarını aldığı, oğlunu kaybeden davacı adına müteveffa …’in eğer yaşasaydı ileriki dönemlerdeki kazancı ve babasına sağlayacağı desteğin hesap edilmesi talep edildiğini, davalı sigorta şirketine …’in vefatı ile ilgili başvuru yapıldığını, ancak her hangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müteveffanın babası için 3.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 500,00 TL cenaze ve defin giderinin 01.03.2017 tarihinden itibaren işletilecek avans faizleri ile davalıdan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 15.01.2012 tarihli kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın davalı müvekkil şirkete 16.05.2011/16.05.2012 tarihleri arasında geçerli olmak üzere 41757850 Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçede teminat limitinin kişi başı 225.000 TL olduğunu, sigortacı şirketin üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. ve 85. Maddelerine göre trafik sigortalarının işletenlere düşen sorumlulukları karşılamak üzere yapıldığını, sigortalı araç sürücüsünün kusuru yoksa işletene de düşen sorumluluk olmadığını, dosyada öncelikle kusur tespitinin yapılması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğuna kanaat getirilmesi halinde; dava öncesinde davalı şirkete başvurularak davalı şirket tarafından 7489410 no’lu hasar dosyası açıldığını, hasar dosyası için hazırlanan aktüer raporunda 18.438,00 TL hesaplandığını ve %20 müterafik kusur indirimi yapılarak davacı baba için 06.01.2014 tarihinde 14.786,00-TL ödeme yapıldığını, ödemenin %100 kusur ve CSO yaşam verilerine göre yapıldığını, tekrar aktüer hesaplama yapılması halinde yapılan ödeme tutarı yanında faiz güncellemesinin de dikkate alınması gerektiğini, bakiye tazminat tespitinde ödeme tarihi verileri dikkate alınması gerektiğini, davalı şirketin davacı şirketin başvuru tarihinde hak ettiği tazminat tutarını ödemekle yükümlü olduğunu, hesaplama yapılırken bilirkişi raporunda bilinen dönem gelirlerinin yasal faizi ile güncellenerek rapor tarihine getirilmesi gerektiğini ve bilinmeyen dönem gelirinin son geçerli ücret esas alınarak hesaplanması gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkin olarak öncelikle davacıların destekten yoksun kalıp kalmadıkları hususunun tespit edilmesini, davacının sigortalı araçta yolcu olduğunu ve bu sebeple yapılan hesaplamadan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, ağır alkollü birisinin sevk ve idaresindeki araca binen davacının bu hususun farkında olduğunu ve bu nedenle yapılan hesaplamada hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunarak, davalı şirketin sorumluluğunu yerine getirdiğinden davanın reddini ve mahkemenin talebi kabul etmemesi halinde; kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesini, sigortalının kusurlu bulunması halinde davacıların destekten yoksun kalıp kalmadığının tespitini, destekten yoksun kalanlar için azami poliçe limitleri ve aktüer kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, yapılacak hesaplamadan davalı şirketçe yapılan ödeme ve güncellenmiş faizin mahsup edilmesini, bakiye tazminat hesaplamasında hesap raporu tarihinin dikkate alınmasını ve yasal faize hükmedilmesini, hatır ve müterafik kusur indirimi yapılmasını aleyhe hüküm kurulması halinde yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…Müteveffa …’nın olay tarihinde …’un sevk ve idaresinde olan otomobilde hatır için taşındığı, nitekim ceza dosyasındaki beyanlardan da müteveffanın ve araç içerisindeki diğer kişilerin arkadaş oldukları anlaşılmış, ayrıca ceza dosyasında müşteki olan …’ün mahkemedeki beyanında; “…Korupark yakınlarında …’ın kardeşi …, … ve … ile buluştuk. Korupark yakınlarında bulunan tekel büfeden 6 adet bira aldık. Biraları ben, … ve … içtik. Yine bir müddet araçla dolaşmaya başladık…” şeklindeki beyanı değerlendirildiğinde; müteveffa …’ın …’un alkollü olduğunu bildiği ve bu hususu bildiği halde …’un sürücüsü olduğu araca binerek zararın artmasına neden olduğu, bu itibarla mahkememizce 21.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen destekten yoksun kalma tazminatı miktarlarına ıslah edilen miktarlar üzerinden sırasıyla takdiren %20 oranında hatır taşıması, %20 oranında müterafık kusur indirimi uygulanması gerektiği…” gerekçesiyle DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; 34.555,48 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 204,80 TL cenaze ve defin gideri olmak üzere toplam 34.760,28 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 01/03/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece hem kusur incelemesi yapıldığını, hem de kusur incelemesinin aksine hakkaniyet ve hatır taşıması adı altında iki defa indirim uygulandığını, iş bu hususun kabulünün hiç bir surette mümkün olmadığını, mahkemece alınan kusur raporunda %10 kusur tayin edildiğini, mahkemece %20 alkollü birinin aracına bilerek binilmesi nedeniyle hakkaniyet indirimi yapıldığını, hatır taşıması indirimi yapılacaksa bile indirimin ancak ve ancak hatır için taşıyan kişi için yapılacağını, iş bu indirimden davalının faydalanamayacağını ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin giderinin tahsili istemlidir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1 – Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporuna tarafların yargılamada itiraz etmediği, ceza soruşturmasında müşteki olan …’nün beyanından da anlaşılacağı üzere olay günü desteğin, sürücü İlker’in alkol aldığını bilmesine rağmen araca binerek müterafik kusurlu davrandığı, yine olay tarihinde desteğin söz konusu araçta hatır için taşınması sebebiyle mahkemece müterafik kusur ve hatır taşıması yönünden doğru oranlarda indirim yapıldığı anlaşıldığından, davacı vekilinin, aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair istinaf itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2 – Hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporu tazminatı muhtemel bakiye ömür süresi yönünden PMF 1931 Yaşam Tablosu’na göre ve 1,8 teknik faiz uygulayarak hesaplamıştır. Hemen belirtilmelidir ki, ayrıntıları Yargıtay 17. HD’sinin 14/01/2021 gün ve 2020/2598 E-2021/34 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, ülke çapında uygulama birliği açısından tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Ayrıca yine Yargıtay 17. HD’sinin 14/01/2021 gün ve 2019/3292 E-2021/1848 K. sayılı kararında bakiye ömür TRH 2010 tablosu uyarınca belirlendikten sonra “…hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması” gerektiği belirtilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında mahkemece yapılacak iş, yukarıda kazanılmış hak olarak tespiti yapılan indirim oranları ve anılan içtihatlar gözetilerek aktüer bilirkişiden bu verilere göre ek rapor alınıp sonucuna göre hükmü istinaf eden davacı yönünden usuli kazanılmış haklar gözetilerek bir karar vermek olmalıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2018 tarihli, 2017/232 Esas ve 2018/1403 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 26/01/2022