Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/932 E. 2022/182 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/932
KARAR NO : 2022/182

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2017 (Dava) – 07/02/2019 (Karar)
NUMARASI : 2017/76 Esas – 2019/15 Karar
DAVA : Markaya Tecavüzün Önlenmesi, Maddi-Manevi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 02/02/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 02/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/02/2019 tarihli 2017/76 Esas ve 2019/15 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin “…” markasını … nolu ile 09/04/2009 tarihinde tescil ettirdiğini, müvekkili şirketin ortağı olan …’un ise “… ”, “…”, “…”, “…”, “…”, “…” markalarının sahibi olduğunu, “…” markasını franchise sözleşmesi ile davalı yana 5 yıllık süre ile verdiğini, ancak davalının sözleşme yükümlülüklerine uymaması nedeniyle İzmir 20. Noterliğinin 17533 yevmiye nolu 22/11/2016 tarihli ihtarname ile müvekkili tarafından sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, feshe rağmen, davalı yanın, müvekkiline ait “…” markasını “… AVM K:… No:… …/ …” adresinde kullanmaya devam ettiğini, bu kullanımının mahkememizin 2017/1 D.iş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, davalının sözleşmedeki cezai şarta rağmen işletmesinde “…” tabelasını çıkararak, know-howları, konsepti, dizaynı kullanarak “…” adıyla faaliyetine devam ettiğini, davalının rekabet kurallarına aykırı davrandığını, müvekkilinin markasına iltibas oluşturacak şekilde kullanarak, müvekkilinin şubesi izlenimi vermeye devam ettiğini, haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek, öncelikle tecavüzün durdurulmasını, iltibas ve iktibas yaratacak eylemlerin sonlandırılmasını, ürünlerin toplanmasını, tecavüz oluşturan markayı taşıyan tabelaların kaldırılmasını, dava sonuçlanıncaya kadar muhafaza altına alınmasını, müvekkilinin tescilli markasına iltibas niteliği oluştura bütün ürünlerin toplatılmasını, marka hakkına tecavüzün önlenmesini, 10.000 TL manevi tazminatın yasal faiziyle tahsilini, fazla hakları saklı 1.000 TL maddi tazminatın 22/11/2016 tarihinde itibaren ticari faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve dayanaksız olduğunu, müvekkilinin işletmesinde davacılara ait herhangi bir amblem, figür yahut tüketiciyi aldatır bir ibarenin mevcut olmadığını, önceki işletmenin “…” olması nedeniyle, o işletmeden kalan ve kullanılmayan adisyon defterlerinin bulunduğunu ve bu durumun bilirkişi raporunda belirtildiğini, öte yandan davacının amacının müvekkilinden haksız kazanç elde etmek olduğunu, İzmir 5. ATM’nin 2016/1364 Esas sayılı dosyası ile derdest olan itirazın iptali davası bulunduğunu, davacının bahsettiği gibi taraflar arasında bir franchise sözleşmesinin bulunmadığını, aksine davacıların müvekkiline sözleşme göndererek, sözleşmeyi imzalamaya zorladıklarını, müvekkilinin bu sözleşmeyi imzalamadığını, sözleşmeye kimin tarafından imza atıldığını bilmediklerini, sözleşmeyi kabul etmediklerini, müvekkilinin davacıların markasına herhangi bir tecavüzünün bulunmadığını, bu durumun 2017/1 D.iş tespit dosyası ile sabit olduğunu, tecavüzün bulunmadığı sabit iken var olmayan bir tecavüzün önlenmesinin hukuki bir dayanağının bulunmadığını, tecavüz söz konusu olmadığı için maddi ve manevi zarardan da bahsedilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince “…Davacının talebi ise; sair sözleşme alacakları, cezai şart alacağı saklı olmak üzere marka hakkına tecavüzün önlenmesi, durdurulması, giderilmesi, fazla saklı 1.000-TL maddi, 10.000-TL manevi tazminatın ticari faiziyle tahsiline ilişkindir. Yukarıda tartışıldığı üzere, yazılı izin içeren FR sözleşmesinin 22/11/2016 tarihli fesih ihtarnamesinin 06/12/2016’da tebliğinden sonra ”…” markasının kullanımının sürdüğü kanıtlanamamıştır. Davalı şirketin ortaklık yapısının sözleşme imzalandıktan sonra 16/09/2014’de değiştiği, sicil çıktısından anlaşılmaktadır. Tarihsiz FR sözleşmesinin tek taraflı fesih edildiği, feshin davalıya 06/12/2016 tarihinde tebliğ edilip, 3 gün süre verildiği sabittir. Fesihten sonra kullanım ise kanıtlanmış değildir…” gerekçesiyle, sabit olmayan marka hakkına tecavüzün önlenmesi, giderilmesi ve maddi tazminat davasının ayrıca manevi tazminat davasının REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali olan “…” ibareli marka ile özellikle aynı adreste işletme faaliyetlerine devam etmesi ve haksız kazanç sağlamasının müvekkilini maddi ve manevi zarara uğrattığını, keza yapılan delil tespitinde davalının müvekkile ait “…” markasına ait bir takım ürünleri kullandığını, işyeri unvanın da “…” olarak yer aldığı da gözetildiğinde haksız kullanımın olduğunun ortada olduğunu, davalının işletmesinde, ürünlerinde, tabelasında kullanmış olduğu “…” ibareli markanın müvekkillerine ait “…” markasına görsel ve işitsel açıdan son derece benzediğini, bu durumun bilirkişi raporuyla da yapılan inceleme neticesinde ispat edildiğini, müvekkilinin “…” ibareli markası ile davalının “…” markasının hitap ettiği tüketici kesimi ile hizmet sınıfının aynı olduğunu, zira her iki şirkette restoran işletmeciliği sektöründe faaliyet gösterdiğini, sonuç olarak davalı her ne kadar “…” ibaresi bulunun birden fazla işletme olduğunu savunsa da müvekkilinin “…” markasını kullandıktan sonra yine aynı adreste sadece ufak bir değişiklikle “…” markası ile faaliyet göstermesinin kötü niyetli ve müvekkilinin markası ile haksız kazanç sağlamaya yönelik davrandığının kanıtı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, marka hakkın tecavüzün durdurulması, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacılara ait markalardaki ibareler ile davalının kullandığı ibarelerin farklı olduğu, bu hususun mahkeme gerekçesinde ayrıntılı olarak irdelendiği, kaldı ki İzmir 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin 2017/737 esas nolu dosyasında aynı olaya ilişkin yapılan yargılamada alınan marka vekillerinden oluşan heyet bilirkişi raporunda da kullanımların farklı olduğunun tespit edildiği, yine aynı olaya benzer Yargıtay 11. HD.’ nin 2020/7233 Esas – 2021/7343 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere kullanılan yeşil rengin, … ve … ibarelerinin kimsenin tekeline bırakılamayacak olması nazara alındığında davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … A.Ş vekilinin İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/02/2019 tarihli, 2017/76 Esas ve 2019/15 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/02/2022