Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/914 E. 2022/61 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/914
KARAR NO : 2022/61

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/12/2017 (Dava) – 11/12/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/1410 Esas – 2018/1382 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 19/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 19/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/12/2018 tarihli 2017/1410 Esas ve 2018/1382 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/12/2016 günü dava dışı … yönetimindeki … plakalı motosiklet ile karşı istikametten gelen … yönetimindeki … plakalı süt kamyonunun karşılıklı çarpışması sonucunda kazanın meydana geldiğini, kaza sonucu … plakalı motosikletin yan kısmındaki yük teknesi içerisinde yolcu olarak bulunan müvekkili …’in yaralandığını, kazanın oluşumunda davalıya ZMM sigortalı … plakalı motosiklet sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, … plaka sayılı araç sürücüsünün ise kusurunun olmadığının tespit edildiğini, kusurlu sürücü hakkındaki Kiraz Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/348 Esas sayılı dava dosyasının derdest olduğunu, kaza nedeniyle müvekkilinin ameliyat olmak zorunda kaldığını, tedavisinin bitmesinden sonra … Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nden alınan raporda maluliyet oranının %25 olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin davalı … şirketine başvuruda bulunduğunu ve açılan hasar dosyasından 57.531,37 TL ödeme yapıldığını, ancak müvekkilinin yaşı, kaza tarihinde almış olduğu maaş ve maluliyet raporu göz önüne alındığında ödenen bedelin gerçek zararını karşılamadığını, bu nedenle tazminat bedelinin bilirkişi raporu ile hesaplanabilecek olmasından dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere işbu davayı açtıklarını, müvekkilinin kaza tarihi itibariyle uzunca bir süre çalışamadığını, geçici iş göremezlik tazminatı bakımından çalışılamayan süreler hususunda da rapor alınması gerektiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte şimdilik 500-TL sürekli iş gücü kaybı tazminatı ile 500-TL geçici iş gücü kaybı tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekilinin daha sonra verdiği dilekçe ile 500-TL olan kalıcı maluliyet tazminatı talebini 55.856,92-TL’ na, geçici maluliyet tazminat talebini ise 8.362,19-TL’ye yükselttiği anlaşılmıştır.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya 57.531,37-TL’nin 13.12.2017 tarihinde müvekkili tarafından ödenmiş olduğunu, dava dilekçesinden davacının bu ödemenin yetersiz olduğundan bahisle KTK 111. madde delaletiyle ibranamenin geçersiz sayılması ve bakiye zararın ödenmesini istediğinin anlaşıldığını, davacıya ödeme yapıldığını ve müvekkili şirketin kayıtsız şartsız ibra edildiğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğinin tartışmasız olduğunu, ibranamenin geçersizliğinin ancak tutarda açıkça ve fahiş bir fark olması halinde kabul edildiğini, dava konusu olayda böyle bir durum söz konusu olmadığından ibranamenin geçersiz sayılmasının mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınmasını, ayrıca kazada “hatır taşıması” mevcut olup Yargıtay içtihatlarınca bu durumun tazminatta indirim nedeni olduğunu, davacının söz konusu olaydan dolayı Sosyal Güvenlik Kurumundan herhangi bir ödeme alıp almadığının da tespiti gerektiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, “…Kazadaki kusur oranının belirlenmesine ilişkin bilirkişi …’den aldırılan raporun, … ATK’ dan maluliyet oranına ilişkin aldırılan raporun ve aktüerya uzmanı bilirkişi …’den aldırılan raporun denetime elverişli ve açık olması nedeniyle itibar edilerek; davalı sigortaya sigortalı … plaka sayılı araç sürücüsünün kusursuz, davacının içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ ın %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, ayrıca … plakalı motosiklet sürücüsü …’ ın ehliyetsiz olarak araç kullandığı, davacının kaza nedeniyle %23 oranında kalıcı maluliyetinin, 6 ay süreyle de geçici maluliyetinin oluştuğu, bilirkişi raporuna göre davacının talep edebileceği davalının kusuruna isabet eden kalıcı maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının 117.415,48 TL olduğu, geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının ise 8.362,19 TL olup toplam maddi tazminat alacağının 125.777,67 TL’ye tekabül ettiği, önceden yapılan ve güncelleştirilen ödemenin (61.558,56 TL) mahsubu sonrası ise bakiye alacağının 64.219,11 TL olacağının anlaşıldığı, tüm bu bilgiler ışığında; davalı sigortanın kazaya karışan ve kusurlu olan … plaka sayılı aracın ZMM sigortacısı olduğu, dolayısıyla davacının uğradığı zararın giderilmesinde poliçe kapsamında sorumlu olduğu, her ne kadar hesap bilirkişisi raporunda davacının geçici iş göremezlik zararı 8.362,19 TL, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağı ise 117.415,48 TL olarak belirlenmiş ve davacı tarafça da sigorta tarafından yapılan ödeme düşüldükten sonra toplam 64.219,11 TL üzerinden dava ıslah edilmiş ise de, davacının … plaka sayılı motosikletin yan tarafındaki yük teknesi içerisinde yolcu olarak bulunduğu, aracın hususi araç olduğu, taraf beyanlarına göre bir hatır taşımasının söz konusu olduğu, ayrıca … plaka sayılı motosiklet sürücüsünün sürücü belgesinin olmadığı, dolayısıyla davacının ehliyetsiz bir şahsın aracına binmek suretiyle müterafik kusurunun olduğu kanaatine varılarak, bilirkişi tarafından belirlenen tazminatlardan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmış, yine hatır taşıması durumunda tazminattan TBK 51 gereği indirim yapılması gerektiği gerek öğretide gerekse de Yargıtay kararlarında benimsendiğinden, belirlenen miktarlar üzerinden takdiren %20 oranında da hatır taşıması nedeni ile hakkaniyet indirimi yapılmak suretiyle davanın kabulüne karar verildiği, davacı tarafça davalı … tarafından yapılan ödemenin kalıcı maluliyete ilişkin olduğu belirtildiğinden, davalı … tarafından ödenen bedelin güncellenmiş haliyle kalıcı maluliyet tazminatından düşüldüğü, mahkemece müterafık kusur indirimi ve hatır taşıması indirimi yapılmasına karar verildiğinden davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmolunmayarak, sonuç olarak; DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE, 5.351,80 TL geçici iş göremezlik tazminatı ile 13.587,35 TL kalıcı işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 18.939,15 TL’ nin 13.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili tarafından, “….Dosya kapsamında alınan trafik bilirkişi raporunda, müvekkilinin müterafik kusurunun olmadığı görüş ve kanaatine varılmış iken yerel mahkeme tarafından ehliyetsiz bir kişinin aracına binmekten dolayı müterafik kusurunun olduğu kanaatiyle yapılan %20 indirimin haksız, hukuka ve içtihatlara aykırı olduğu, 01.08.2018 tarihli trafik bilirkişi raporunda kusur durumları belirlenmiş olup bu raporda; yaralanmaların müvekkilinin kask takması ile bir ilgisinin olmadığı görüldüğünden müvekkilinin müterafik kusurunun olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı, mahkemenin müvekkilinin ehliyetsiz bir kişinin aracına binmesinden dolayı yapmış olduğu %20 oranındaki müterafik kusur indiriminin hukuki bir dayanağı bulunmadığı, ayrıca mahkemenin vermiş olduğu kararda matematiksel bir hata yapıldığı, mahkeme tarafından yapılan %20 oranındaki müterafik kusur ile %20 oranındaki hatır taşıması indirimini kabul etmemekle birlikte mahkemenin bu kabulde dahi çok düşük rakamlara karar verdiği, aktüerya bilirkişi raporunda bakiye alacağın güncellenmesi ile müvekkilinin 64.219,11 TL bakiye alacağının kaldığının ortada olduğu, buna rağmen mahkeme tarafından bulunan rakam olan 18.939,15 TL’nin hesap hatası olduğu kanaatinde oldukları, mahkeme kabulüne göre sırasıyla uygulanacak indirimler sonrasında dahi ortaya çıkacak rakamın sürekli iş göremezlik tazminatı açısından 41.100,22 TL olması gerektiği, ilaveten; %20 oranında yapılan hatır taşıması indiriminin koşul ve şartlarının oluşmadığı, hatır indirimi yapılmasını gerektirecek gerekçelerin dosya kapsamında tartışılmadığı, kaldı ki hatır taşıması kabul edilse idi bile hatır taşımalarında tazminattan indirimin mutlaka zorunla olmadığı, nedenlerinin tartışılması gerektiğinin Yargıtay içtihatlarıyla sabit olduğu, aynı anda hem hatır indirimi hem de müterafik kusur indirimi yapılmasının yerinde olmadığı, mahkeme kısa kararında ‘davanın kısmen kabulü ile’ ibaresini kullandıktan sonra kalıcı ve geçici iş göremezlik miktarlarının belirtilmiş olup, yapılmış olan %20 kusur indirimi ve %20 hatır indiriminin gerekçeli kararda belirtilmesinin her iki karar arasında çelişki olduğunu gösterdiği….” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle sürekli ve geçici iş gücü kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
2918 S. KTK’ nın “Sorumluluğa ilişkin anlaşmalar” başlıklı 111.maddesinde; “Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” denilmiştir.
Mahkemece alınan aktüer raporuna göre “ödeme yapıldığı tarihte” davacının tazminat alacağı (geçici+kalıcı) toplam 109.647,97-TL iken davacıya yapılan ödemenin ise 57.531,37-TL (güncelleştirilmiş haliyle 61.558,56-TL) olduğu tespit edilmiş olmakla, süresi içerisinde ibranamenin geçersizliğinin ileri sürüldüğü de dikkate alınarak, esasa geçilip yargılama yapılması yerinde görülmüştür.
Mahkemece, bilirkişi tarafından hesaplanan tutar üzerinden re’sen %20 hatır taşıması indirimi ve %20 ehliyetsiz kişinin aracına binilmesine dayalı müterafik kusur indirimi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi, zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK 52. madde uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay içtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılması gerekmekte olup, davacının küçük bir ilçede ehliyeti bulunmayan arkadaşının kullandığı motosiklete binerek yolculuk yapması suretiyle gerçekleşen yaralanmasında mahkemece bu yönde indirim uygulanmasında ve oranında bir isabetsizlik görülmemiştir. (Aynı yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/4437 E.- 2021/5388 K).
Hatır taşımaları ise bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından sözedebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Somut olayda, davacı yolcu konumundadır. Ceza dosyasındaki ifade tutanaklarına göre daha önceden tanımakta olduğu davadışı motosiklet sürücüsü yoldan geçerken motosikletini durdurup binmiştir. Bu nedenle somut olayın özelliklerine göre ve ayrıca hatır indirimi ile müterafik kusur indiriminin dayanaklarının farklı olup aynı anda uygulanmasına bir engel bulunmamasına göre yerel mahkemece yapılan indirimde ve miktarında bir isabetsizlik görülmemiştir (Aynı yönde bkz. Yargıtay (kapatılan) 17. HD 2016/14467 E.-2019/6014 K).
Mahkemenin hesap hatası yaptığı yönündeki istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir. Şöyle ki; mahkemece aktüer raporuna göre bulunan toplam tazminat tutarından sırasıyla %20 ve %20 indirim oranları uygulandıktan sonra kalan ödenmesi gereken miktardan, daha önce sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenmiş karşılığının düşülmesi suretiyle bulunan tazminat tutarlarına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun bulunmaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1410 Esas – 2018/1382 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktarı itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/01/2022