Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/910 E. 2022/58 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/910
KARAR NO : 2022/58

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2017 (Dava) – 13/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/690 Esas – 2018/508 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 19/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 19/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2018 tarihli, 2017/690 Esas ve 2018/508 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatife 23.10.2009 tarihinde ortak olduğunu, tüm aidat vs. ödemelerini aksatmadan toplamda 46.750-TL ödeme yaptığını, ancak daha sonra kooperatif ortaklığından ayrılma talebinde bulunduğunu ve 05.06.2015 tarihli yönetim kurulu kararı ile bunun kooperatif tarafından kabul edilerek yapmış olduğu ödemeler toplamının da 46.750-TL olduğunun belirtildiğini, ancak ihtar da çekildiği halde müvekkilinin yapmış olduğu ödemelerin kendisine iade edilmediğini, davalı kooperatifin ana sözleşmesinin 15. maddesinde “devir dışında ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacakları o yılın bilançosuna göre hesaplanarak, bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verilir” hükmü yer almasına ve müvekkilinin istifa ettiği 2015 yılı bilançosu 21.06.2016 tarihli genel kurulda kabul edilmiş olmasına rağmen, 21.07.2016’da muaccel olan sözkonusu alacağının ödenmediğini, aynı genel kurulda istifa eden üyelerin ödemelerinin ayrıldıkları yılı takip eden yıldan başlamak üzere 3 yılda 3 eşit taksitte ödenmesinin kararlaştırıldığını ve başka ayrılan ortaklara ödemeler yapıldığı halde müvekkiline herhangi bir ödemenin yapılmadığını, bunun üzerine davalı kooperatif aleyhine Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/10504 sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 2015 yılında kooperatiften istifa ettiğini, yaptığı ödemelerin tamamının iadesini talep hakkının olmadığını, üye olduğu dönemde ödemelerini geciktirerek yaptığını, bu nedenle tahakkuk etmiş faizlerin, ayrıldığı yılın bilançosuna göre hesap edilecek gider payının ve kooperatife ödemesi gereken muhik bir tazminatın ödenecek rakamdan düşülmesi gerektiğini, kaldı ki kooperatiften davacı ile birlikte çok fazla sayıda üyenin istifa ettiğini, icra takipleri ve itirazın iptali davaları açıldığını, halen icra ve dava sürecini başlatmayan istifa etmiş üyelerin de bulunduğunu, tüm bu üyelere yapılacak ödemelerin kooperatifin mal varlığını tehlikeye düşürecek nitelikte olduğunu, kooperatifin konut kredisi kullanmış olup bankaya karşı inşaatları belli sürede bitirme taahhüdü olduğunu, aksi halde icra tehdidiyle karşılaşacağını, bu çerçevede müvekkilinin 2009-2010-2011-2012 yıllarındaki genel kurullarında ödemelerin 3 yıl geciktirilmesi kararının alındığını, davacının da olumlu oy kullandığını, davacının talep ettiği miktarda alacağı olmadığı gibi, alacağın muacceliyet de kesbetmediğini beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…İspat yükünün davacıda olduğu, alınan bilirkişi raporunda; davacının ortaklıktan çıktığı tarih itibariyle toplam ödemesinin 46.750-TL olduğu, bu tutardan 2015 yılı gider payı olarak 3.314-TL tenzili ile alacağın 43.436-TL olduğu, bu alacağın 19.07.2016 tarihinden itibaren muaccel hale geldiği, alacağa 19.07.2016 tarihi ile takip tarihi arasında yıllık %9 oran üzerinden hesaplanan yasal faiz tutarının 5.212-TL olduğu ve davacının toplam alacağının 48.648-TL olduğunun bildirildiği, 1163 Sayılı Koop. K’nun 17/1. ve ana sözleşmenin 15/1. maddeleri gereğince, kooperatiften ayrılan ortağın, ayrıldığı yıla ait genel kurulda kabul edilerek kesinleşen bilançodan payına düşen miktardan hissesine isabet eden masraflar düşüldükten sonra -sermaye ve diğer alacaklarının- bakiyesinin iadesini talep hakkı olduğu, bilançonun genel kurulca kabulü sureti ile kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hakkın talep edilebileceği, aynı kanunun 17/2. maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek olması nedeniyle ödemelerin geciktirilmesinin mümkün olduğu, ancak bu durumun kooperatife geciktirme hakkı verir ise de alacağın muacceliyet tarihini etkilemeyeceği (Yarg. 11 HD’nin 21.12.2006 gün, 2005/13083 E., 2006/13751 K.sayılı içtihadı), ödemelerin geciktirilmesine karar verilmesi durumunda kooperatifin muhik bir tazminat isteme hakkının saklı olduğu, genel kurulda, ayrılan ortaklara taksitler halinde ödeme yapılması kararı alınmış ise bu kararın Koop. K.’nun 17/2.maddesinde öngörülen ‘ödemelerin geciktirilmesi’ niteliğinde olmadığı, kooperatif ödemelerin taksitle de olsa yapılmasına karar verdiğine göre, artık bu karara uyması gerektiği, bu durumda, ayrılma payı alacağının muacceliyet tarihinin tespiti için ödemelerin kooperatif mal varlığını tehlikeye düşürüp düşürmeyeceğinin araştırılmasına dahi gerek bulunmadığı (Yarg. 11 HD. 26/01/2004 gün 2003/5887 E. – 2004/666 K. – ÇELİK, Salih / LALE, Muktedir: Özetli – İçtihatlı – Uygulamalı – Kooperatifler Hukuku, Ankara 2006, s.92-93), maddî ve hukukî olgular ışığında somut olaya gelince: davacı tarafından ödenen miktardan genel gider payının çıkarılması ile kalan 43.436-TL’nin davacıya ödenmesi gereken aidat toplamı olduğu, bu tutarın davacının istifa ettiği yıla ait bilançonun kesinleştiği 19.06.2016 tarihinden itibaren 1 ay sonra muaccel hale geldiği ve davalının 19.07.2016 tarihinde temerrüde düştüğü, takip tarihi itibari ile işlemiş faiz tutarının 5.212-TL olduğu, davacı kooperatifin 17.05.2015 tarihli olağan genel kurul toplantısının 4.gündem maddesi ile ‘kooperatifin istifa nedeni ile çıkan ortakların ödentilerinin ayrıldığı yılı takip eden yıldan başlamak üzere 3 yılda ve 3 eşit taksitle kooperatifin mali durumunun elverişli olduğunda, yönetim kurulu tarafından belirlenecek tarihte ödenmesi’ şeklinde karar alınmış ise de, yukarıda açıklanan hukuki sebebe göre bu kararın yasal anlamda ‘ödemelerin geciktirilmesi’ niteliğinde olmadığının açık olduğu, ayrıca, aynı genel kurul toplantısının 9.gündem maddesi ile kooperatife ait birden fazla parselde bulunan birden fazla dükkan ve konutun satışına karar verildiği, tahmini bütçede ayrılan ortaklara yapılacak olan 333.900-TL’nin yer almadığı, ne var ki genel kurulda görüşülen ve kooperatife ait bu taşınmazların satışından elde edilecek asgari hasılatın kooperatif tarafından 1.071.000,0 TL olarak belirlendiği, dolayısıyla genel kurulda kararlaştırılan taşınmazların satılması halinde de kooperatifin ayrılan 8 ortağa ayrılma paylarını ödeyebileceğinin anlaşılmakta olduğu, oysa, herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı(TMK m.2), bu çerçevede, ‘ödemelerin geciktirilmesi’ yönünde davalı kooperatif genel kurulunca alınmış kararın geçerli olmadığı anlaşıldığından, davalı tarafın davacı ortaktan muhik bir tazminat isteme hakkı da bulunmadığı, keza ortaklığın sona ermesi ile aidat ödeme ve fer’i niteliğindeki faiz borcu da sona erdiğinden, davalı tarafın davacının üye olduğu dönemde geciktiği aidatlar için faiz istemesinin de hukuki dayanaktan yoksun olduğu, alacağın likit oluşu, reddedilen bölümle ilgili davacının kötüniyetli olarak icra takibi yaptığının ispatlanamaması hususları da dikkate alınarak; DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE, davalının Karşıyaka 2.İcra Müdürlüğünün 2017/10504 sayılı icra takip dosyasında 43.436,00-TL asıl alacak 5.212,00-TL işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 48.648,00-TL’ye yapmış olduğu itirazın iptaline, 4.377,71 TL fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, alacak likit olduğundan davacı yararına % 20 (9.729,60 TL) tazminat verilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili tarafından, “…Davacının ödenmesini talep ettiği miktarın kısmen fazla kısmen de muacceliyet kesbetmemiş olduğu, 17.05.2015 tarihli genel kurul toplantısının 4.gündem maddesinde; kooperatiften istifa eden eski üyelerin sayısal olarak ve alacaklarının miktar olarak çokluğu nedeniyle kooperatife yaptıkları ödemelerin tamamen ve defaten ödenmesinin kooperatifin faaliyetlerini aksatacağı, varlığını tehlikeye düşüreceği nazara alınarak ayrıldıkları yılı takip eden yıldan başlamak üzere üç yılda ve üç eşit taksitte, kooperatifin mali durumunun elverişli olduğunun yönetim kurulunca belirleneceği tarihlerde ödenmesi şeklinde karar alındığı, davacının karara olumlu oy kullandığı, bu kararın 19.06.2016 tarihli genel kurulda tekraren alınmış olup 18.06.2017 tarihli genel kurulda istifa eden üyelerin ödemelerinin 3 yıl geciktirilmesine karar verildiği, 25.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda; kooperatifin ayrılan üyelere yapacağı ödemelerin mevcudiyetini tehlikeye düşürmeyeceği, davacının alacağının 43.436-TL olduğu kanaatinin ifade edildiği, ancak bilirkişinin bu kanaatinin eksik incelemeye dayalı olduğu, ödemeden kesilmesi gereken faiz tutarının, davacıya isabet eden gider payı miktarının, davacının ödemesi gereken muhik tazminat tutarının hesaplanması ve kooperatif aleyhine icra dosya borçlarının dökümünün yapılarak kooperatifin mevcudiyetinin tehlikede olup olmadığının değerlendirmesinin yapılması için bilirkişiden ek rapor alınması talepleri nazara alınmadan yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmiş olup kararın usule ve kanuna aykırı olduğu” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kooperatif ortaklığından çıkma payının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Davacının davalı kooperatiften çıkma talebinin 05.06.2015 tarihinde kooperatif tarafından kabulüne ve davacının toplamda 46.750,00-TL ödemesi olduğuna dair yönetim kurulunca karar verildiği görülmüş olup, mahkemece kooperatifler konusunda uzman bilirkişiden alınan raporda da davacıya düşen 2015 yılı gider payı da dikkate alınarak yapılan alacak hesabının usul ve esasa uygun bulunduğu, raporda davacının ödemeleri içerisinde gecikme faizi niteliğinde iade kabiliyeti bulunmayan bir ödeme bulunmadığının da tespit edilmiş olduğu anlaşılmıştır. Söz konusu raporda; ortaklara ödenecek alacak toplamının 326.900,00-TL olduğu, ortaklığın mali yapısı incelendiğinde, ortaklara ödenecek tutar düşüldükten sonra kuruluştan beri 4.751.146,80-TL tahsil edilmiş aidat bulunduğu, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; kooperatifin çıkan ortaklarına yapacağı bu ödemelerin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olmadığının da belirlendiği görülmüştür.
Davalı kooperatif tarafından davacı alacağı bakımından 3 yıl erteleme kararı olduğu ve alacağın muaccel olmadığı ileri sürülmüş ise de, alınan raporda her ne kadar erteleme şartlarının oluşmadığı da tespit edilmiş olmakla birlikte, esasen somut uyuşmazlıkta, -mahkemenin de yerinde olarak belirttiği gibi- Kooperatifler Kanunu 17.madde anlamında bir erteleme kararı sözkonusu olmayıp, kooperatif genel kurulunda ödeme yapılmamasına ve ödemenin ertelenmesine değil, aksine ödeme yapılmasına karar verilmiş olduğu, çıkma payının ödenmesinin benimsenmiş olduğu, ödemenin şekli ve taksitlerinin de bu kararda belirlendiği anlaşılmakla, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının ve koşulları oluşmayan “muhik tazminat” talebinin de reddi gerekmiştir (Bu yönde bknz. Yargıtay (kapatılan) 23. HD 2012/2902 E. – 2012/5097 K).
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/690 Esas – 2018/508 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 3.323,14 TL istinaf karar harcından peşin alınan 833,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 2.490,14 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktarı itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/01/2022