Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/907 E. 2022/63 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/907
KARAR NO : 2022/63

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2017 (Dava) – 22/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/254 Esas – 2018/1334 Karar
DAVA : İtirazın İptali
BİRLEŞEN İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2017/316 E.SAYILI DOSYASI:
TARİHİ : 23/03/2017 (Dava) – 22/11/2018 (Karar)
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 19/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 19/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/11/2018 tarihli 2017/254 Esas ve 2018/1334 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … Şti’nin … plakalı aracın maliki olup, sözkonusu aracın müvekkili şirket nezdinde trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, … plakalı aracın dava dışı … sevk ve idaresinde 01/01/2016 tarihinde seyir halindeyken davadışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile çarpıştığını, çarpmanın etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybeden sigortalı araç sürücüsünün … Bankası AŞ’ nin ATM cihazı ve vitrin camlarına çarparak durduğunu, kaza mahallinde tutulan trafik kaza tutanağında sürücü …’nin 1.20 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, kaza nedeniyle müvekilli şirket tarafından … Bankası AŞ’nin sigortacısı olan … Sigorta AŞ’ye 16/05/2016 tarihinde 3.144,67 TL ve 21/06/2016 tarihinde 2.994,00 TL olmak üzere toplam 6.138,67 TL hasar tazminatı ödendiğini, müvekkili şirket tarafından ödenen bu hasar tazminat bedelinin rücuen tahsili için davalı aleyhine İzmir 8.İcra Müdürlüğü’nün 2016/16515 sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ancak davalının borca ve fer’ilerine itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının icra takip dosyasına yaptığı haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bireşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle, aynı olay nedeniyle müvekkili şirket tarafından kazaya karışan park halindeki … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle bu araç sigortacısı olan …. Sigorta A.Ş.’ye ödenen 3.016,00 TL hasar tazminat bedelinin rücuen tahsil edilmesi amacıyla gönderilen ihtarın sonuçsuz kalması üzerine İzmir 8.İcra Müdürlüğü’nün 2016/16518 sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine davalının itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek, haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın … plakalı araç sürücüsünün kusurlu araç kullanması nedeniyle meydana geldiğini, banka kamera kayıtları incelendiğinde bunun anlaşılacağını, müvekkili şirkete ait araç sürücüsünün alkollü olmadığını, kaldı ki alkollü dahi olsa kazanın tek başına alkollü olmanın etkisiyle meydana geldiğinin TTK 1281/2.maddesi uyarınca sigorta tarafından ispatlanması gerektiğini, yine ZMMS Genel Şartları uyarınca da hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiğinin ispatlanması gerektiğini, bunun da içinde trafik uzmanı ve nörolog bulunan bir heyet tarafından yapılması gerektiğini, İzmir 37. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/140 E. sayılı dosyasındaki deliller değerlendirildiğinde kazanın başka bir aracın kusurlu olarak çarpması nedeniyle meydana geldiğinin anlaşılacağını, zira diğer araç sürücüsünün kırmızı ışıkta geçtiğini beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %20 icra tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada cevap süresinden sonra sunulan beyan dilekçesinde davalı vekili özetle; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/254 E. sayılı dosyası ile bağlantılı olan bu davanın birleştirilmesini, olay günü müvekkiline ait aracı kullananın davadışı … olduğunu, kamera görüntüleri incelendiğinde bunun ortaya çıkacağını, …’in yolcu olduğunu, araç sürücüsünün ise alkollü olmadığını, ceza dosyasının incelenmesini, kaldı ki kazanın salt alkolün etkisiyle meydana geldiğini sigorta şirketinin ispat etmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %20 icra tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “….Tüm dosya kapsamına göre yapılan değerlendirmede; sigortalı araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu olduğu, dava dışı olaya karışan … plakalı araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu olduğu, kazada park halinde olan … plakalı aracın kusursuz olduğu, zorunlu mali sorumluluk sigortasının sigortalı araç işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen sorumluluk sigortası olup Karayolları Trafik Kanunu’nun 95.maddesine göre hangi hallerde sigortalıya rücu edileceğinin ZMMS Genel Şartlarının B.4 maddesinde belirlenmiş olduğu, buna göre kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan sigorta genel şartlarına göre olayın alkollü içki almasından meydana gelmesi halinde yalnızca tek etkenin alkolden kaynaklanması durumunda sigortacının sigortalısına rücu edebileceği, incelenen dosya kapsamına göre davalıya ait … plakalı sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda %50 oranında kusurlu olduğu ve alkolün tek etken olmadığı anlaşılmakla, kazanın meydana gelme tarihi itibariyle yürürlükte olan 2003 tarihli ZMMS Genel Şartları B.4 maddesi gereğince sigortacının davalı sigortalısına rücu edemeyeceği anlaşılmakla; HEM ASIL DAVANIN HEM DE BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asıl ve birleşen dava davacı vekili tarafından; “…Poliçe genel şartlarına göre sigortalıya rücu edebilmek için sigortalının kusur oranına değil, sigortalının poliçe genel şartlarını ihlal edip etmediğine bakılmakta olduğu, alkollü araç kullanımı neticesinde meydana gelen zararlarda poliçe genel şartları kapsamında müvekkili şirketin rücu hakkı bulunmakta olduğu, yerel mahkeme kararının yerinde olmadığı, gerek mülga gerekse yürürlükteki ZMMS Genel Şartlarında alkollü içki almış kişilerce araç kullanılmasının sigortalıya rücu sebebi olarak sayılmış olduğu, nitekim davalı şirket aracını kullanan sürücünün 1,20 promil alkollü olup bu alkol oranının sürücünün güvenli şekilde aracı kullanmasını engelleyecek seviyede olduğu, kazanın oluşumunda alkolün etkili olduğunun açık olduğu, sigortalı şirketin araç sürücüsü …’in kanında rastlanılan alkol oranının yasal sınırın oldukça üzerinde olup denge ve koordinasyon becerisinin kaybedildiği, İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/68 E.- 2016/1427 K. sayılı dosyasının karara çıkmış olup … plakalı aracın sürücüsünün … olduğu belirlenerek ‘Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma’ eylemi nedeniyle cezalandırılmasına karar verildiği, Yargıtay 12.CD kararlarında da detaylı muayene gerekliliğinin ve 100 promilden yüksek alkol oranının güvenli sürüş yeteneğini kaldıracağının vurgulandığı….” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl ve birleşen davalar, trafik kazasına dayalı hasar bedelinin rücuen tazmini için yapılan takiplere itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle asıl ve birleşen davaların reddine karar verildiği, karara karşı asıl ve birleşen dava davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki kaza tespit tutanağında, sürücü …’in 1.20 promil alkollü olduğu ve kazaya karışan her iki sürücü de yeşil ışıkta geçtiğini beyan ettiğinden kusur dağılımı yapılamadığı belirtilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre de hangi sürücünün kırmızı ışıkta geçtiğinin tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre kazanın meydana gelmesinde hangi sürücünün kusurlu olduğunun tespit edilemediği durumlarda tehlike sorumluluğuna katlanma ilkesi gereğince her iki tarafın da %50 kusurlu olduğu kabul edilmekte olup, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi heyet raporundaki bu yöndeki tespitleri kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir (Bu yönde bknz.Yargıtay (kapatılan) 17. HD 2017/1548 E.-2019/11343 K., 2015/18030 E- 2016/5795 K).
Alkolün sigorta şirketine rücu hakkı vermesi için ise, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmesi gerekmektedir. %100 kusurlu olup 1.00 promil ve üstü alkollü sürücülerin emniyetli araç sevk ve idare edemeyecek durumda olmaları nedeniyle meydana gelen zarar münhasırlık raporu aranmadan sigorta teminatı kapsamı dışında sayılacaktır. Sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olması ya da tam kusurlu olmaması durumunda, trafik kazasının oluşumuna sadece sürücünün alkollü olması değil, başka sebeplerin de etken olması nedeniyle meydana gelen zarar sigorta teminatı kapsamı içinde sayılacaktır. Somut uyuşmazlıkta, davalıya ait araç sürücüsünün tek başına kazaya sebebiyet vermediği, dava dışı sürücünün de %50 kusurlu davranışı ile olaya katılımının bulunduğunun kabul edildiği, dolayısıyla kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiğinin ispatlanamadığı anlaşılmakta olup, mahkemece asıl ve birleşen davanın reddinde usul ve esas bakımından bir isabetsizlik görülmediğinden, davacı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir (Yargıtay 4. HD 2021/2892 E.- 2021/4044 K., 2021/14833 E.- 2021/2788 K).
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin asıl ve birleşen davalara yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/254 Esas – 2018/1334 Karar sayılı dosyasındaki asıl ve birleşen davalara yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; her iki dava bakımından alınması gereken toplam 161,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 71,80 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 89,60 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/01/2022