Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/902 E. 2021/1475 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2020/902
KARAR NO : 2021/1475

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/07/2017 (Dava) – 05/07/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/782 – 2018/851
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 29/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/12/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2018 tarihli, 2017/782 Esas ve 2018/851 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … ’nin faaliyet gösterdiği …. adresindeki taşınmazın 103073327 nolu poliçe nosu ve 30/06/2015 başlangıç ve 30/06/2016 bitiş tarihli endüstriyel yangın abonman poliçesi ile davacı şirkete sigortalı olduğunu, sigortalı işyerinin ön kısmında su şebeke borusunun patlaması ile akan suların sigortalı taşınmazın zemin katına girip zeminde yayılması ve zemin kattaki depoda bulunan emtiaya sirayet etmesi ile hasar meydana geldiğini, zarar gören … firmasının müvekkiline başvurusu üzerine 9102394 nolu hasar dosyasının açıldığını, yapılan ekspertiz neticesinde poliçe teminatında olduğu anlaşılan zarar sebebiyle dava dışı sigortalıya 10/03/2016 tarihinde 16.661,16 TL tazminatın ödendiğini, ödenen tazminat nedeniyle halefiyet ilkesi gereği rücuan tahsili için davalılar aleyhine İzmir 6. İcra Dairesinin 2016/9380 esas sayılı icra takibinin başlatıldığını, ancak davalıların takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek, davalıların itirazlarının iptaline, takibin devamına ve davalılar aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; söz konusu su borusunun bakımsızlık veya ihmal nedeniyle değil, büyükşehir belediyesi tarafından yapılan üst geçit çalışması nedeniyle patladığını, kendilerinin kusurunun bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddi ile %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlık konusu davaya bakmaya ticaret mahkemelerinin görevli olmadığını, idari yargının görevli olduğunu, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, ayrıca söz konusu hasarın …’ya ait şebeke borusunun deplese edildikten sonra boru sonu bağlantısının atması sonucu meydana geldiğinden, …’nun sorumluluğunun bulunduğunu, büyükşehir belediyesine husumet yöneltilemeyeceğini, bu nedenle öncelikle davanın görevsizlikle reddine, olmadığı takdirde esastan reddine ve %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “…dava dışı sigortalı …. nın giriş+3 katlı+çatı katından ibaret bir bina olduğu, dosya içeriğine gelen … nın, Karayolları Gen. Md İzmir 2 Bölge Md yazılarına göre mağazaya su basması ile meydana gelen hasar hususunda İkiztepe-Konak-Doğanlar kesimi, Konak-Yeşildere tünel ve bağlantı yolları inşaatı kapsamında yapımına devam edilen Konak Kavşağı Yaya Üst Geçit İnşaatına ait, … tarafına denk gelen ayakta, …’ya ait içme suyu hattının deplasesinin Şubat 2016 ayında … tarafından yapılmış olduğu, hattın herhangi bir dış müdahale olmaksızın gece oluşan basınç artışı nedeniyle hasar gördüğünün tespit edildiği bildirilmiştir. Bilirkişi heyetinin yerinde yaptığı inceleme ve gelen yazı cevapları kapsamında yapılan değerlendirmeye göre Konak Kavşağı Yaya Üst Geçit İnşaatına ait … tarafına denk gelen ayakta …’ya ait içme suyu hattının deplasesinin (yerinin değiştirilmesi) sırasında malzemelerin monte edilmesi sırasında somunların torkunda tam sıkılmamış olması veya somunların sıkılması esnasında diş kaptırılmış olması 350 mm çapında taşıyıcı borudan 7 bar basınç ile gelen suyun gücünü yenemediği için somunları gelen basınçla atması neticesinde akan suların …. nın zemin kat giriş kapısı alt boşluklarından mağaza içine girmesi neticesinde davaya konu dahili su hasarının meydana geldiği, bu nedenlerle … ve …’nun sorumlu olduğu, dava dışı … firmasının davacı şirkete endüstriyel yangın abonman poliçesi ile sigortalanması nedeniyle oluşturulan hasar dosyası kapsamında dava dışı şirkete zarar ödemesi yapıldığı ve ardından icra takibine geçildiği, hasar tarihi itibariyle KDV’siz hasar tazminat miktarı toplamının 19.961,16 TL olduğu ve yapılan ödemenin piyasa rayiçlerine uygun olduğu, davacının takip tarihindeki talebi dikkate alındığında en az takip miktarı kadar alacağının bulunduğu, davalı … ’nın olayın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğu bu nedenle husumet itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile; İzmir 6. İcra Dairesinin 2016/9380 esas sayılı takip dosyasında davalıların itirazlarının iptaline, takibin devamına, şartları bulunmadığından davacının icra inkar tazminat talebinin reddine….” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin görevsiz olduğunu ,dava konusu zararın gerçekleşmesinde kurumlarının hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, alınan bilirkişi raporunda da zararlar kurumları arasında illiyet bağı kurulamadığını, bilirkişilerce zarar miktarı yeterince incelenme yapılmadan varsayımlar olarak hesaplama yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf
Başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin eksik incelemeye dayalı olarak karar verdiğini, davanın süresi içinde açılmadığını ve bu sebeple usulden reddi gerektiğini, mahkeme tarafından bilirkişi raporlarına karşı itirazlarının değerlendirilmeksizin hukuka aykırı olarak karar verildiğini, meydana geldiği iddia edilen zarar ile müvekkil idare arasında hiçbir illiyet bağı bulunmadığını, haksız fiilin unsurları olan hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı şartlarının dava konusu hasar açısından gerçekleşmediğini, haksız fiil sorumluluğunun maddi unsularının değerlendirilmesi halinde, su borusu patlaması olayında hiçbir kusurlarının olmadığının ekspertiz raporunda açıkça gösterildiği belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; endüstriyel yangın abonman poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Sigorta şirketinin, dava dışı sigortalısının uğradığı gerçek zarar nispetinde rücu hakkı bulunmaktadır.
Mahkemece; üçlü bilirkişiden alınan 15/05/2018 tarihli rapora göre hüküm kurulmuş ise de, davalılarca iş bu rapora somut gerekçelerle itiraz edilmesine rağmen itirazlar konusunda olumlu veya olumsuz değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, zarar miktarının tam olarak tespiti için, rizikonun gerçekleştiği sigortalıya ait mağazaya ait kayıtlar incelenip, hasar gören malların nelerden ibaret olduğunun tespit edilmesi, akabinde bu malların değerinin bilirkişi marifetiyle tespit edilerek, zarar gören malların dava dışı sigortacı tarafından ne şekilde değerlendirildiği araştırılarak, zarar miktarının tam olarak belirlenmesi, bu yöntemle zarar miktarını tespitin mümkün olmaması halinde ise, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 50/2. maddesinin somut olaya uygulanması suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken, hasar gören emtialar hakkında ayrıntılı değerlendirme içermeyip, bu hususta eksper raporuna atıf yapan ve davalılarca itiraza uğrayan 15/05/2018 tarihli rapora göre karar verilmesi ve davalıların bilirkişi raporuna karşı ileri sürdükleri somut itirazlarının karşılanmaması suretiyle savunma haklarını kısıtlayıcı şekilde uygulama yapılması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalılar vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar vekillerinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/07/2018 tarihli, 2017/782 Esas ve 2018/851 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-6) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edenlere iadesine,
5-İstinaf edenler tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 29/12/2021