Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/883 E. 2022/158 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/883
KARAR NO : 2022/158

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/08/2018 (Dava) – 14/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2018/907 Esas – 2018/1189 Karar
DAVA : Genel Kurul Karar İptali
BAM KARAR TARİHİ : 27/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 27/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/11/2018 tarihli 2018/907 Esas ve 2018/1189 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …, … ve …’un davalı … A.Ş’ nin hissedarı olup, 10/05/2018 tarihinde yapılan ertelenmiş ikinci olağan genel kurul toplantısında görevden alınana dek yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptıklarını, diğer davacıların ise hissedar olduğunu, davalı şirketin merkezinde 29/03/2018 tarihinde 2017 yılı olağan genel kurul ilk toplantısının yapıldığını, bu toplantıya katılan hissedarlardan …, … ve … vekilleri tarafından TTK m. 420 uyarınca faaliyet raporu, finansal tablolar ve denetçi raporunda gerekli incelemeleri yapabilmek için toplantının bir ay sonraya bırakılması ve incelenmesi istenen 11 adet belgenin de vekillerinin adresine gönderilmesini talep ettiklerini, TTK m. 420/2 uyarınca da gerekli açıklamaların yapılabilmesi için ve dürüst hesap verme ilkesi gereği, toplantı gününden en geç 10 gün evvel erteleme talebinde bulunan azınlıkların itirazlarını sunmalarına karar verildiğini, azınlık hissedarlarının talep ettiği bilgi ve belgelerin 27/04/2018 tarihinde vekillerinin adresine gönderilmesine rağmen, teslim alınmadığından iade edildiğini, 1 ay sonra yapılması planlanan toplantıya davetin usulüne uygun olarak pay sahiplerine bildirildiğini, 10/05/2018 tarihinde yapılan genel kuruldaki gündem maddelerinin (1)Açılış, (2)Yıllık Faaliyet Raporunun Okunması ve Müzakeresi, (3)Finansal Tabloların Okunması Müzakeresi ve Oylanması, (4)Denetçi Raporunun Okunması Müzakeresi ve Oylanması, (5) Yönetim Kurulunun İbrasının Oylanması, (6)Denetçinin İbrasının Oylanması, (7)Denetçinin Seçimi ve Ücret Tayini, (8)Kar Dağıtımına İlişkin Karar olduğunu, 10/05/2018 tarihli olağan genel kurul toplantısında azınlık hissedarlarından … ve … vekillerinin haklı sebepler iddiası ile yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması ve yerine yenilerinin seçilmesi konularında 8 maddeden ibaret olan genel kurul toplantı gündemine 9. maddenin eklenmesi önerisinde bulunduklarını, bu türlü bir önerinin gündem dışı madde olması nedeniyle gündeme eklenmesinin oya sunulamayacağını TTK ve A.Ş’ nin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bakanlık Temsilcileri Yönetmeliği m. 25 ile belirtilen haklı sebeplerin ortaya konulması halinde mümkün olabileceği belirtilerek itiraz edildiği, çoğunluk hissedarı tereke temsilcisi ve divan başkanı …’ın iddiaları dinlemek istediğinden, önerinin oy çokluğu ile kabul edildiği ve gündem dışı olarak 9. maddenin eklendiği, bu karara muhalif kalındığını ve tutanağa geçirildiğini, yeni yönetim kurulu seçilmesi hususundaki kararın hukuka aykırı olduğunu, TTK m. 413 / 2 gereğince gündem de bulunmayan konuların müzakere edilip karara bağlanılmayacağını, AŞ ler de gündeme bağlılık ilkesinin geçerli olduğunu, gündemde olmayan konuların genel kurulda tartışılıp karara bağlanılamayacağını, TTK m. 364 gereğince üyelerin esas sözleşme ile atanmış olsalar bile genel kurul kararı ile görevden alınmaları için gündemde ilgili maddenin bulunması veya haklı bir sebebin ortaya konulması gerektiğini, ortaklardan … ve … vekillerinin haklı sebep iddialarının açıklanmadan gündemde olmayan konuların gündeme alındığını ve karara bağlandığını, tereke temsilcisi divan başkanı … ın haklı sebep olup olmadığını araştırmadan gündeme madde eklediğini, azınlık hissedarlarının dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, gündem dışı 9 no lu madde ile karar alınana dek 5. numaralı gündem maddesi ile yönetim kurulu üyelerinin ibra edildiğini, 6 numaralı madde ile denetçinin ibra edildiğini, TTK m. 493/3 gereğince gündemde bulunması şartı ile yönetim kurulu üyelerinin azli ve yenilerinin seçimi, yıl sonu finansal rapor tablolarının müzakeresi sonucunda yönetim kurulu üyelerinin değiştirilebileceğini ancak somut olayda yönetim kurulu üyelerinin ibra edildiğini, müvekkillerinin faaliyetleri ile ilgili açılmış bir dava ve iptal edilmiş bir toplantının bulunmadığını, TTK m. 364 /1 f. – 1 cümlesine aykırı olarak bu kararın TTK m. 445 e göre iptalinin istenebileceğini, mevcut kararın iptali yerine butlanın tespitini istemenin hukuka daha uygun olduğunu, TTK m. 447/1 gereğince genel kurulda pay sahibinin oy, dava ve vazgeçilmez nitelikte haklarını sınırlandıran kararların batıl olduğunu belirttiğini, 29/03/2018 tarihinde alınan kararlar gereği kargoya verilen evrakların teslim alınmadığını, bu belgelerin incelenmeden yönetim kurulu üyelerinin görevden alındığını, toplantıda olmayan … ve …’ın yönetim kurulu üyesi olarak seçildiğini, peşin fikirli olarak yönetim kurulu üyelerinin azil edildiğini, 3. bir kişiye yönetim kurulu üyeliğinin verilmesinin ortaklığın çıkarlarını zedelediğini belirterek öncelikle 10/05/2018 tarihinde yapılan 2017 faaliyet yılı ertelenen olağan genel kurul toplantısında gündeme ilave madde eklenmesine ilişkin 1 no.lu ve yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması ile yeni bir yönetim kurulu seçilmesine yönelik 9 no.lu maddeler ile hukuka, kanunların amir hükümlerine, ahlaka ve hakkaniyete aykırı olarak alınan mezkur genel kurul kararlarının TTK. 447 maddesi gereğince ayrı ayrı butlanla batıl olduklarının tespitine, talebin kabulünün mümkün görülmemesi durumunda ise terditli ve feri talebimiz olarak yukarıda belirtilen 1 no.lu ve 9 no.lu gündem dışı maddeler ile alınan kararların TTK. md. 444 ve md. 445 uyarınca ayrı ayrı iptallerine, Yönetim kurulu değişikliği nedeniyle doğmuş veya gelecekte doğması muhtemel olan telafisi güç ve imkansız zararların oluşumunu engellemek amacıyla dava konusu kararların dava süresince tedbiren TTK. madde 449 gereğince yürütülmesinin geri bırakılması, … – … ve …’un yönetim kurulu üyesi olarak yetkilerinin devamına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların şirketin %40 hisselerine sahip hissedar ve …, … ve …’un eski yönetim kurulu üyesi olduklarını, davacıların TTK m. 445 da ki dürüstlük kuralına aykırılık iddialarının doğru olmayıp, yönetim kurulu üyelerinin azli ve yeniden seçilmesinin gündeme bağlılık ilkesinin istisnasını oluşturduğunu, gündemle bağlılık kuralının emredici değil nispi bir emredici kural olduğunu, yönetim kurulu üyeleri değiştirilmesi talep edildiğinde gündemde olmaksızın bu değişikliğin yapılabileceği, yürütmenin geri bırakılmasının talebinin de reddinin gerektiği, gündemle bağlılık ilkesinde gündemdeki maddelere göre pay sahiplerinin toplantıya katılıp katılmayacakları ve oy kullanıp kullanmayacaklarına ilişkin olduğu, butlan emredici hükümler dışındaki hükümlerin pay sahiplerinin çıkarlarını korumayı amaçladığından nispi emredici hükümler niteliğinde olduğunu ve bu hükümlerin iptal edilebilirliğinin söz konusu olabileceğini, davacıların muhalefet şerhlerini toplantı tutanağına eklemediklerini, dava konusu aykırılığın dava şartı olarak kabul edildiğini, yine yönetim kurulunun azli ve yeniden seçilmesinin gündemde yer alma zorunluluğunun bulunmadığını, şirket ortaklarından …’in vefatı sebebiyle tereke temsilcisi şirketin tüm menfaatlerinin korunabilmesi adına yönetim kurulunda değişikliğe giderek yeni bir yönetim kurulu oluşturmak için oylamayı kabul ettiğini, davacıların teminat yatırması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiş, 11/09/2018 tarihli dilekçesi ile de TTK m. 364/1-1 cümle de haklı sebep varlığı halinde yönetim kurulu üyelerinin her zaman görevden alınabileceğini, gündemde bağlılık ilkesinin bulunmadığını, davacılar hakkında çok ağır şüphelerin ve bazı davaların bulunduğunu, yolsuzluk – yetersizlik – bağlılık ilkesinin ihlali – görevin ifasında güçlük – geçimsizlik sebeplerinin haklı sebep olacağını, davacılar hakkında İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/368 Esas sayılı dosyası ile sorumluluk davası açıldığını, davacıların 2017 dönemi için ibra edildiğini, …’in ölümü ile açılan İzmir 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2015/339 Esas sayılı vasiyetnamenin iptali davasında, azil edilen yönetim kurulu üyelerinin davalı olduğu, vasiyetname ile lehlerine vasiyet düzenlenen yönetim kurulu üyesi …, … ve diğer lehtarlar hakkında İzmir 6. ACM’ de 2018/164 Esas sayılı dava ile resmi belgede sahtecilik suçlarından dava açıldığını, yine vasiyetnamede bulunan doktorlar hakkında da İzmir 3. ACM’de 2017/106 Esas sayılı dosyada resmi evrakta sahtekarlık suçlarından dava açıldığını, TTK m. 413/f. 3 gereğince yönetim kurulu üyelerinin haklı sebeple görevden alınmasına dayalı olarak 9 . maddenin eklendiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece,”… 10/05/2018 tarihli genel kurulda 2017 yılına ait yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerin raporlarını ibra edildiği, ancak yönetim kurulu üyeleri hakkında diğer ortakların temsilcilerinin talebi üzerine gündeme eklenen 9. maddeyle TTK m. 364/f. 1 ve 413/f.3 istinaden yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmasını gerektirecek sebeplerinin bulunduğu, oylamaya katılan ortakların TTK ve AŞ’in Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bakanlık Temsilcileri Yönetmeliği m. 25’de yer alan haklı sebeplerin bulunduğunu belirttiği, davacılar hakkında İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/368 Esas sayılı dosyada sorumluluk davası açıldığını ve halen yargılamasının devam ettiği, … A.Ş’nin pay sahiplerinden olan …’in 06/06/2017 tarihinde hazırladığı vasiyetnamenin iptali davasında yönetim kurulu üyelerinin davalı olarak yer aldığı, …’in fiil ehliyetine haiz olmadığına ilişkin raporun verildiği ve davacıların bu davada tamamının davalı olması nedeniyle şirketle aralarında menfaat zıtlığının bulunması, ayrıca yine toplantıda alınan kararlara ilişkin muhalefet şerhi açıklamalarında davacılar hakkında İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/676 Esas ve 2017/797 Karar sayılı denetçi raporunda alınan finansal tablolara istinaden davacıların yönetim kurulu üyesi olarak bazı hesap hatalarında bulunduğunun tespit edildiği, tüm bu gerekçelere istinaden şirketin diğer ortaklarının TTK m. 364/f. 1 – 1 cümleye göre gündemde madde bulunmasa bile yönetim kurulu üyelerinin genel kurulda her zaman görevden alınabileceği maddesine istinaden ve yine TTK m. 413/ f. 3 gereğince gündemde yer almasa bile yönetim kurulu üyelerinin toplantı sırasında finansal tablolar müzakeresi ile ilgili olarak görevden alınmalarını ve yerine yenilerinin seçilmesinin mümkün olduğu tespit edildiğinden davacıların yürütmenin durdurulması ve buna ilişkin hükmün butlanla malul olduğunun tespiti / iptali talebinin reddine,…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin yürütmenin durdurulması taleplerinin değerlendirilmesi ve yeni atanan yönetim kurulu üyelerinin bu yönlü beyanlarının tespiti için tensip zabtı ile murafaa duruşma günü tayin ettiğini, aynı duruşmada “ön inceleme yapılarak delillerin usulünce toplanmasına dahi karar verilmeden sözlü yargılamaya geçileceğinin mahkeme başkanınca kendilerine açıkça bildirildiğini ve bu jet hızıyla aynı gün davanın tümüyle reddine karar verildiğini, yapılan işlemlerin usul hukukuna aykırı olduğunu, delillerin usulünce toplanmaması neticesinde hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, yazılı yargılama usulüne ilişkin davalarda; 6100 Sayılı HMK’nun 137/1. fıkrasına göre; dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, mahkemenin ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceleyeceği, uyuşmazlık konularını tam olarak belirleyeceği, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik edip ve bu hususları tutanağa geçireceği, 2.fıkrada ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceğinin hüküm altına alındığını, 6100 Sayılı HMK’nun 140/3.fıkrasında; ön inceleme duruşmasının sonunda tutulan tutanağın esas alınarak tahkikatın yürütüleceği, 140/5 fıkrasında ise; ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verileceği, tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verileceğinin belirtildiğini, HMK madde 143/1.fıkra gereğince tarafların davada ileri sürdükleri bütün iddia ve savunmaların tahkikat aşamasında birlikte inceleneceği, 146.maddeye göre; mahkeme, taraflarca gösterilmiş olan delillerin incelenmesinden sonra, davanın muhakeme ve hüküm için yeterli derecede aydınlandığı anlaşılırsa, tahkikatın bittiğinin taraflara bildirileceği, 147/1. fıkrada ise tarafların, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat için duruşmaya davet edileceği, 184/1. fıkraya göre hâkimin, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz vereceği 2.fıkrada mahkemenin, tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim edeceği hususları emredici şekilde hüküm altına alındığını, 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesinde yer verilen Hukuki Dinlenilmenin, Anayasanın 36 ve AİHS’nin 6. maddesinde hüküm altına alınan Adil Yargılanma Haklarına aykırılık teşkil ettiğini, 6100 Sayılı HMK’nun 30. maddesinde belirtilen Usul Ekonomisi İlkesi gözetilerek veya üstü kapalı buna dayanılarak Adil Yargılanma ve Hukuki Dinlenilme Hakkı bertaraf edilemeyeceğini, tüm bu hususların; 6100 Sayılı HMK’nun 353. Madde 1. Fıkra (a-6) bendinde düzenlenen “tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” hükmü kapsamında kaldığından ilk derece mahkemesi kararının aynı maddenin 1.fıkra (a) bendi gereğince esası incelenmeden kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesi gerektiğini, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/368 Esas sayılı dosyasında sorumluluk davasının açılmış olmasının hiç bir şekilde ilk derece mahkemesinin kararına dayanak olamayacağını, adı geçen dosyada henüz ön inceleme duruşması dahi yapılmadığını, bazı azlık hissedarlarının (davalı şirketin değil) o dosya ile dava ikame etmiş olmasının neticeye tesiri olmaması gerektiğini kaldı ki ortada mahkemesince verilmiş bir hüküm dahi bulunmadığını, …’in fiil ehliyetine haiz olmadığına ilişkin raporun verildiği ve davacıların bu davada tamamının davalı olması nedeniyle şirketle aralarında menfaat zıtlığının bulunması şeklinde ki gerekçeye gelince; adı geçen vasiyetnamenin iptali ile ilgili davada huzurdaki davanın davacıları olan müvekkillerinin taraf olmadıklarını, ayrıca adı geçen vasiyetnamenin iptali davasında kesinleşmiş bir hüküm de bulunmadığını, muhalefet şerhi açıklamalarında davacılar hakkında İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/676 Esas ve 2017/797 Karar sayılı denetçi raporunda alınan finansal tablolara istinaden davacıların yönetim kurulu üyesi olarak bazı hesap hatalarında bulunduğunun tespit edildiği şeklindeki gerekçeye gelince; adı geçen dosyanın davalı yanın delil olarak dayandığı bir dosya olmadığını, davalının delil olarak dayanmadığı bir dosyadan hareketle davalı lehine sonuç çıkartılmasının hukuken kabul edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla hesap hatası olsa dahi müvekkillerinin 2017 yılı faaliyet dönemi için ibra edilmiş olmaları karşısında bu gerekçenin hiç bir hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek, talepleri doğrultusunda yürütmenin durdurulmasına ve haklı davalarının kabulüne dair karar verilmesini, İzmir 5. Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2018 tarih ve 2018/907 Esas 2018/1189 Karar sayılı ilamının icrasının geri bırakılmasını, tüm masraf ve avukatlık ücretlerinin karşı yana yükletilerek lehlerine vekalet ücreti takdirini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 10/05/2018 tarihinde yapılan 2017 faaliyet yılı ertelenen olağan genel kurul toplantısında gündeme ilave madde eklenmesine ilişkin 1 nolu ve yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması ile yeni bir yönetim kurulu seçilmesine yönelik 9 nolu maddelerin butlanla batıl olduğunun tespiti ve iptali istemlidir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dava ve genel kurul tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 364/1 maddesine göre, Yönetim kurulu üyeleri, esas sözleşmeyle atanmış olsalar dahi, gündemde ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı hâlinde, genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler. Yönetim kurulu üyesi olan tüzel kişi, kendi adına tescil edilmiş bulunan kişiyi her an değiştirebilir.
6102 sayılı TTK’nın 413/3 maddesi hükmü ise, yönetim kurulu üyelerinin görev süresi dolmadan genel kurulca görevden alınmaları ve yenilerinin seçimi halinde buna ilişkin gündem maddesinin finansal tabloların görüşülmesine ilişkin gündem maddesi ile bağlantılı olmasını öngörmektedir.
Dosyanın incelenmesinde; 10/05/2018 tarihinde yapılan 2017 faaliyet yılı ertelenen olağan genel kurulu toplantısında mevcut yönetim kurulu üyeleri görevden alınmış ve yeni yönetim kurulu seçimine gidilerek yeni üyeler seçilmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 413/3. maddesine göre, yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmaları ve yenilerinin seçimi yılsonu finansal tablolarının müzakeresi maddesiyle ilgili sayılır. Bu durumda davacının da belirttiği üzere yılsonu finansal tablolar müzakere edildiğine göre, eski yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması ve yeniden seçime gidilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacılar vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/11/2018 tarihli 2018/907 Esas ve 2018/1189 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 36,30 TL istinaf karar harcının davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/01/2022