Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/878 E. 2022/238 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/878
KARAR NO : 2022/238

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/05/2015 (Dava) – 20/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2015/517 Esas – 2018/1323 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
BAM KARAR TARİHİ : 10/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/02/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/11/2018 tarihli 2015/517 Esas ve 2018/1323 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkillerinin oğlu … yaya konumunda iken davalı asilin sürücüsü, diğer davalı şirketin maliki olduğu ve davalı sigorta şirketine trafik ( ZMMS ) poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın 05/05/2007 tarihinde çarpması sonucunda yaralandığını, davadan sonra yaklaşık 35 gün yoğun bakımda kaldığını, tam olarak iyileşmesinin halen gerçekleşmediğini, kemik kırılması nedeniyle dizi ve kalça arasına platin takıldığını bir yıl platin kaldıktan sonra ameliyatla tekrar çıkarıldığını, yoğun ilgi ve çaba isteyen bu süreçte anne ve babanın hem işlerinden uzak kalarak maddi kazanç kaybı yaşadıklarını hem de manevi olarak son derece yıpratıcı bir dönem geçirdiklerini, trafik kazasının oluşumunda davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğu, anne baba için 5.000,00 er, … için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan; HMK 107. Maddesi uyarınca arttırılmak üzere 1.000,00-TL maddi tazminatın haksız fiil tarihi olan 05/05/2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiliyle müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin trafik (ZMMS) sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle sorumluluğunun poliçe limiti ve araç sürücüsünün kusuru oranında, zararın ispatlanması gerektiği, gerçek zarar miktarıyla sınırlı olduğunu, yaralanan davacının maluliyet iddialarının değerlendirilmesi için adli tıp kurumuna sevkinin sağlanmasını, haksız fiilde zamanaşımı süresinin iki yıl olduğu, sigortalı aracın kusurunun tespiti halinde tazminat hesabının aktüer siciline kayıtlı aktüerya uzmanından %10 arttırım ve iskonto yöntemiyle hesap yapılması gerektiğini, SGK dan rücuya tabi ödemelerin araştırılarak tespiti halinde tazminat hesabında mahsup edilmesini; belirtilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın yetki, görev ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, görevli mahkemenin Denizli Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, kaza sırasında davacıların oğlu …’in annesinin elini bırakarak yola fırladığını, yaralananın tali kusurlu olduğunun bilirkişi raporları ile kabul edildiğini, kusur oranlarına göre talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, müvekkilinin sadece kazada araç maliki olduğunu maddi manevi sorumluluğunun bulunmadığını, kazaya karışan aracın sigortasının bulunduğunu, davacıların zararının ilgili sigorta şirketince karşılanması gerektiğini belirtilerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki, görev ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, görevli mahkemenin Denizli Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, kaza sırasında davacıların oğlu…’in annesinin elini bırakarak yola fırladığını, yaralananın tali kusurlu olduğunun bilirkişi raporları ile kabul edildiğini, kusur oranına göre talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğu, müvekkilinin sadece kazada araç sürücüsü olarak yer aldığını, kazaya karışan aracın sigortasının bulunduğunu, davacıların zararının sigorta şirketi tarafından karşılanması gerektiğini belirterek, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece,”… MADDİ TAZMİNAT BAKIMINDAN; DAVANIN KABULÜ İLE; 3.060,36.-TL geçici iş göremezlik, 72.689,56.-TL kalıcı iş göremezlik zararı toplamı 75.749,92.-TL’nin tüm davalılardan kaza tarihinden itibaren, ZMMS poliçecisi davalı sigorta şirketi yönünden 60.000,00.-TL ile sınırlı olmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN; DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; davacı … yönünden 7.000,00.-TL, davacı … yönünden (kendi adına asaleten, diğer davacılara velayeten) 1.000,00.-TL’şerden 3.000,00.-TL olmak üzere toplamda 10.000,00.-TL tazminatın davalılar … ve …’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bu davalılardan müteselsilen alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Daval … A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; olayın ticari bir olay olmayıp kaza ve haksız fiilden kaynaklandığını, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu; mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin Denizli mahkemeleri olduğunu; kazanın 05/05/2007 tarihinde meydana gelmesine rağmen davacının 05/05/2015 tarihinde açıldığını ve zamanaşımına uğradığını; davacılardan … yargılama esnasında 03.07.2015 tarihinde vefat ettiğini, mirasçıları davaya dahil edilmediğini, kararda …’in vefat ettiği belirtilmesine rağmen isminin geçtiğini ve manevi tazminat kararında … için 1.000 ‘er TL olmak üzere 3.000 TL manevi tazminata hükmettiğini, ancak bu tazminatın kimler lehine olduğunun açıkça belirtilmediğini, kararın bu yönüyle de hatalı olduğunu; yaralanan …’in tazminat hesabının 8 yaşından itibaren hesaplandığını, oysa 8 yaşındaki bir çocuğun çalışmasının mümkün olmadığını; …’e 10.3 oranında sürekli iş görememezlik raporu verildiğini, bu rapora itiraz ettiklerini ancak incelemeye alınmadığını, davacıların dava içeriği ve dilekçeleri incelendiğinde belirsiz alacak davası olduğunu; talepleri incelendiğinde ise zararın yargılama sonucunda külli tespitinin istendiği ve ‘’6100 sayılı kanunun 107. maddesi gereği yargılama sırasında uzman bilirkişiler marifetiyle belirlenecek zarar ve sorumluluk kapsamında arttırılmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın ‘’ tahsilinin talep edildiğini, davacı taraf belirsiz alacak davası talep etmiş ve zararın da külli tespitini ve tahsilini talep ettiğini, davacı tarafın 05.05.2015 tarihinde 1.000 TL ile sınırlı dava açtığını ıslah edilen kısma ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilebileceğini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin görevsiz olduğunu, her ne kadar taraflardan davalı … A.Ş. ve … Sigorta Şirketi tüzel kişi olsa dahi, davacı ve davalılardan …’nın gerçek şahıs olup, kazayı yapan ve yaralanan kişiler olduğunu, olayın ticari bir olay olmayıp, kazadan ve haksız fiilden kaynaklandığını, davanın ticari bir niteliğinin de bulunmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, bu konudaki itirazlarının reddedildiğini, ancak reddedilme gerekçesinin haksız olduğunu; yine Mahkemenin yetkisiz olduğunu, kazayı yapan davala …’nın Denizli’de ikamet ettiğini, kazadan sorumlu kılınmaya çalışılan davalı … A.Ş. de Denizli’de faaliyet gösterdiğini, davacıların tamamının Denizli’de ikamet ettiğini, kaza yerinin de Denizli Merkez olduğunu, dava açılan İzmir’de tek ikamet eden davacı vekili olduğunu, kazanın 05/05/2007 tarihinde meydana geldiğini ve davacının davayı 05/05/2015 tarihinde açtığını ve zamanaşımı nedeniyle davanın reddinin gerektiğini; davacılardan … yargılama esnasında 03.07.2015 tarihinde vefat ettiğini, mirasçıların davaya dahil edilmediğini, kararda …’in vefat ettiği belirtilmesine rağmen ismi geçmiş ve manevi tazminat kararı … için 1.000 ‘er TL olmak üzere 3.000 TL manevi tazminata hükmettiğini, ancak bu tazminatın kimler lehine olduğunun açıkça belirtilmediğini, kararın bu yönüyle de hatalı olduğunu, yaralanan …’in tazminat hesabı 8 yaşından itibaren hesaplandığını oysa 8 yaşındaki bir çocuğun çalışmasının mümkün olmadığını, kararın bu yönüyle de hatalı olduğunu, …’in muayeneye gönderildiğini ve 10.3 oranında sürekli iş görememezlik raporu verildiğini, bu rapora karşı kabul etmediğimiz yönüyle itirazımıza rağmen yeni bir inceleme de yapılmadığını, kararın bu yönüyle de hatalı olduğunu, belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı … A.Ş. ve davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece her ne kadar davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermek için yeterli değildir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu kapsamda ;
1-Anayasanın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK’nın 27. maddesi uyarınca, taraflar dinlenilmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemez. Aksi halde savunma hakkı kısıtlanmış olur. Yine, HMK’nın 280. maddesi gereğince bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edilmesi, 281/1 maddesi gereğince de tarafların bilirkişi raporunun tebliğinden itibaren iki hafta içinde raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir.
Somut olayda; dosyanın incelenmesinde maluliyete ilişkin 18/01/2018 tarihli sağlık kurulu raporunun kararı istinaf eden davalılar … A.Ş. ve … vekiline tebliğ edilmeyerek HMK’nın 27. maddesi uyarınca hukukî dinlenilme hakkının ihlal edildiği, savunma haklarının kısıtlandığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen nedenlerle; mahkemece yapılması gereken, maluliyete ilişkin sağlık kurulu raporunun HMK’ nın 280. maddesi uyarınca kararı istinaf eden davalılara tebliği ile,iki haftalık beyan süresinin dolması beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davalı tarafın savunma ve itiraz hakkının kısıtlanmasına sebebiyet verecek şekilde yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Davacı … 02/05/1999 doğumlu olup, 05/05/2007 kaza tarihi itibariyle 8 yaşında olduğu, 18 yaşından küçük olup aktif çalışması bulunmayan çocuk yararına geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilemeyeceğinden (Bknz. Y.4.H.D., 2021/15040 E.-2021/8579 K. sayılı ilamı), 18 yaşından küçüklere ilişkin geçici işgöremezlik tazminatı hesaplanmaz ise de; aktüer hesap raporunun, kararı istinaf eden davalı vekillerine tebliğ edilmesine rağmen davalıların HMK’nın 281. maddesi uyarınca öngörülen sürede bu yönden rapora itiraz dilekçesi sunmamaları nedeniyle bunun davacı yararına usuli müktesep hak teşkil ettiği anlaşıldığından belirtilen hususa ilişkin olarak kaldırma kararı verilmemiş ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
3-Yargılama sırasında davacı …’in vefat etmesi nedeniyle, dosyada mevcut Denizli 1. Noterliğinin 07/07/2015 tarihli ve 14652 yevmiye nolu mirasçılık belgesi uyarınca, müteveffanın mirasçıları olan … ve … adına velisi annesi tarafından adı geçen küçüklere velayeten davacılar vekiline vekalet verilmesinin temininin gerekmesine göre öncelikle belirtilen usuli eksilik tamamlanmalıdır. Dosyada, davacılar vekilinin davacı küçükler … ve … adına dosyada davayı takip edebilmesi için vekaletnamesi mevcut değildir.
4-Kabule göre de; HMK’nın 297. maddesinin (2) numaralı fıkrasındaki “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” şeklindeki düzenlemeye göre açıklanan hükmün infazda tereddüt yaratmaması gereklidir. Ancak mahkemece, manevi tazminat takdirine ilişkin olarak hükmün 2 nolu bendinde, “… Manevi tazminat yönünden; Davanın Kısmen Kabulü ile ; davacı … yönünden 7.000,00.-TL, davacı … yönünden (kendi adına asaleten, diğer davacılara velayeten) 1.000,00.-TL’şerden 3.000,00.-TL olmak üzere toplamda 10.000,00.-TL tazminatın…” şeklinde hüküm kurularak, davacılar adına takdir edilen manevi tazminatın hangi davacılara ilişkin olduğunun ayrı ayrı isim belirtilerek takdiri yerine, kararda isim olarak belirtilmemesi suretiyle hükmün infazında tereddüt yaratılmış olması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerler ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı … A.Ş. vekilinin ve davalı … vekilinin istinaf itirazlarının yukarıda açıklanan yönlerden kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … A.Ş. ve davalı … vekilinin istinaf itirazlarının ESASTAN KABULÜNE; İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/11/2018 tarihli 2015/517 Esas ve 2018/1323 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davalıların sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı … A.Ş. ve davalı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
5-İstinaf aşamasında davalı … A.Ş. ve davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 10/02/2022