Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/869 E. 2022/4 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/869
KARAR NO : 2022/4

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2015 (Dava) – 20/09/2018 (Karar)
NUMARASI : 2015/1008 Esas – 2018/1011 Karar
DAVA : Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 11/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 11/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2018 tarihli 2015/1008 Esas ve 2018/1011 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sürücü … idaresindeki aracın müvekkiline ait araca çarparak hasarlandırdığını, kaza sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağının sehven hatalı ve yazım yanlışları nedeniyle ve sigorta şirketinde sorun olmaması için olaydan kısa bir süre sonra tarafların olaya ilişkin tespitleri sağlıklı bir şekilde kaza tutanağına geçirildiğini, davalı … ve müvekkili arasında 06.07.2015 tarihli pert- total hasar mutabakatnamesi düzenlendiğini, müvekkiline ait aracın piyasa değerinin 29.000,00 TL, sovtaj değerinin ise 16.050,00 TL olarak tespit edildiğini, 12.950,00 TL hasar bedelinin müvekkiline ödenmediğini, ödeme yapılması konusunda defalarca sigorta şirketi ile görüşüldüğünü, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı sürücünün kazanın oluşunda asli kusurlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 12.950,00 TL alacağın davalı sürücü ve davalı araç sahibinden haksız fiil tarihinden itibaren davalı … şirketinden ise temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi, mahkeme masrafları ve vekalet ücretiyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın her ne kadar belirsiz alacak olarak açılmış ise de kabul anlamına gelmemek üzere pert- total mutabakatnamesi ile aracın piyasa güncel değerinin 29.000 TL sovtaj değerinin 16.050 TL olarak taraflarca belirlendiğini ve mutabakat sağlanmış olduğu için belirsiz alacak davası açılamayacağını, davacı tarafın kaza tutanağının sehven ve yazım yanlışı yapılması üzerine kısa bir süre sonra 2.kez hazırlandığını belirttiklerini ancak bu durumu kabul etmediklerini, l.kaza tespit tutanağında davacı tarafın kusurunu açıkça belirtilmiş olduğunu 2.kaza tutanağında davacının kusursuz olarak gösterilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, sigorta şirketine geç başvuru yapılması, aynı kaza nedeniyle birden fazla kaza tespit tutanağı düzenlenmesi nedeniyle müvekkilinin sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın aracını kontrollü bir şekilde kullanmadığını hız kurallarına uymadığını savunarak davanın reddine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça yapılan hasar ihbarı üzerine sigorta eksperi tarafından hasarlı araç üzerinde inceleme yapıldığını, rapor düzenlendiğini, düzenlenen raporda; davacı tarafa ait araca müvekkili şirkete sigortalı aracın hikaye edilen geri manevra yapması sırasında çarpması durumunda bu şekilde hasarların meydana gelmeyeceği, sigortalı aracın geri manevra sırasında davacı aracına sol ön tarafından çarpması durumunda davacıya ait aracın komple ön kısmı ile beton bariyerlere çarpmasının mümkün olmadığının ifade edildiğini, konunun araştırma bölümüne sevk edildiğini, araştırma sonunda taraflarca düzenlenen başka kaza tutanağının düzenlendiğinin tespit edildiğini, tutanaklardaki kaza anlatımlarının farklı farklı olduğunu, sigortalı aracın esasen davacı aracına bir teması olmamasına rağmen davacı araç sürücüsünün fren tedbirine başvurmak yerine panikle aracı beton bariyerlere çarptığının ortaya çıkarıldığını, ZMSS sigortası genel şartları ile sorumluluk sigortalarına ilişkin TTK hükümleri, bilindiği gibi mesuliyet sigortacısının tazmin yükümlülüğünü sigortalısının kusuru ile sınırladığını, davacı araç sürücüsünün kazanı meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olduğunu, bu nedenle gerek sigortalının gerekse onun sorumluluğunu temin eden müvekkili şirketin bir tazmin borcu olmadığını aşikar olduğunu, davacı tarafın 2.kez ve ilkinden farklı bir anlatım içeren kaza tutanağı düzenleyerek müvekkili şirkete müracaat etmesinin yolsuz olduğunu bu durumda kaza tutanağının hiçbir hükmü olmayacağının açık olduğunu savunarak, davanın reddine masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince; “…Mahkememiz tarafından alınan bilirkişi heyet raporu mahkememizce hüküm vermeye elverişli, gerekçeli, yeterli, inandırıcı ve dosya kapsamına göre de uygun olup davaya konu edilen kazanın meydana gelmesinde davacının kusursuz olduğu, kazaya karışan davalı … tarafından sigortalanan aracın dikkatsiz ve tedbirsizce davrandığı, geri geri manevra yaparken arkasını ve yaklaşan trafiği kontrol etmediği, manevraları düzenleyen kuralı ihlal etmesi nedeniyle 2918 KYTK. 67 ve 84 mad. gereği %100 oranında kusurlu olduğu, davacı tarafa ait araçta ağır hasar (12.950,00 TL)meydana geldiği, aracın hasarlı kısımları açıldığında başkaca hasarlarında çıkmasının kuvvetle muhtemel olduğu ve fakat dava konusu aracın piyasa rayiç değerinin 29.000,00.-TL ve sovtaj (hurda) bedelinin 16.050,00.-TL olduğu, bu bağlamda; kaza sonrası oluşan hasar nedeniyle tamirin gayri iktisadi olduğu, aracın ileri derecede hasarlandığı, bu nedenle aracın ağır hasarlı olduğu ve pert – total olarak değerlendirilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olduğu anlaşılmakla buna göre, araç Piyasa Değeri olan 29.000,00.-TL’den aracın Sovtaj (Hurda) Değeri olan 16.050,00.-TL’nin mahsubundan sonra geriye kalan 12.950,00.-TL nin gerçek zarar olduğu anlaşılmıştır. Davacıya ait araçta iş bu kaza sonucu 12.950,00 TL hasar oluştuğu anlaşılmıştır. Meydana gelen iş bu davacı zararından davalı … zorunlu mali mesuliyet sorumluluk poliçe kapsamına göre sorumludur. Zira, trafik sigortacısı motorlu aracın karayolunda işletilmesi sırasında 3. kişiye verilen ve işletenin ve sürücünün sorumluluğunda gerçekleşen zararı sigorta örtüsüne almaktadır. Bu sigorta kapsamında hasar bedeli de yer almaktadır. Sorumluluk, poliçe limitini geçmemek üzere kusur oranına göredir. Bu kusur oranlarına göre davalı sigortanın, davalı işleten ve davalı sürücünün davacının karşılanmayan hasar bedeli zararının %100’ünden davalı sigortanın poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğu…” gerekçesiyle davanın KABULÜ İLE, 12.950,00-TL nin davalılar … ve davalı … Ltd.nden kaza tarihi olan 03.06.2015 Tarihinden itibaren, davalı sigortadan 14.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine ( davalı sigortadan poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla) karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazaya neden olduğu iddia edilen diğer davalı, müvekkil şirket sigortalısı … Şti. tarafından, “2. kez düzenlenen tutanaktaki anlatımları ve kendilerine atfedilen kusuru kabul etmedikleri, ilk tutanakta davacı tarafın kusurlu olduğu, buna rağmen ikinci tutanakta kendilerinin kusurlu gösterildikleri” yolundaki itirazlarının bilirkişiler tarafından dikkate alınmadığını, sanki davacının kusursuz olduğunu ileri sürdüğü tutanak sabitmiş gibi bu tutanağa göre rapor hazırlandığını, en azından her iki tutanak dikkate alınarak alternatif bir kusur raporu tanzim edilmesi gerektiğini, sola dönüş yapan kamyonetin manevrasını tamamlayamadığının arkadan gelen aracın sürücüsünün fark etmemesinin mümkün olmadığını, buna rağmen kamyonet henüz geri manevra yapmadan geçerim düşüncesi ile kamyonetin arkasından hiçbir uyarı yapmadan seyrine devam etmek isteyen davacının da olayda müterafık kusuru bulunduğunun hiç düşünülmediğini, diğer taraftan, davacı yanın 2. kez ve ilkinden farklı bir anlatım içeren kaza tutanağı düzenleyerek müvekkil şirkete müracaat etmesinin de usulsüz olduğunu, bilirkişi ek raporunun iki bilirkişinin görüşü ile kaleme alınmış olduğunu, heyetteki 3. bilirkişiye ulaşılamadığı belirlenerek heyet oluşturulmadan rapor tanzim edildiğini, rapor bu açıdan usulen sakat olduğunu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan kusur raporu alınmasına karar verilmesi gerekirken, eksik deliller ve inceleme ile hüküm verilmesinin usule aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası sebebiyle araçta oluşan hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı … vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi heyet asıl ve ek raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, kazanın ve hasarın oluş şeklini ayrıntılı açılayarak maddi gerçeği somut olarak ortaya koyan bilirkişi raporu karşısında taraflar arasında tutulan 1. tutanağın iptal edilerek yerine 2. kez tutanak tutulmuş olmasının davanın esasına etkili olmadığı, mahkemece alınan asıl rapordaki 3’lü bilirkişi heyetinin trafik uzmanı / makine mühendisi / hasar ve kusur uzmanı otomotiv bilirkişisinden oluşturulduğu, alınan ek raporun ise makine mühendisi bilirkişi İzmir ilinden ve bilirkişi listesinden ayrıldığından diğer iki bilirkişi tarafından düzenlendiği, her ne kadar davalı istinaf başvurusunda bu hususun usule aykırı olduğunu belirtmiş ise de, asıl rapora davalının yaptığı itirazın tarafların kusurunu tespite yönelik olduğu, ek raporu düzenleyen iki bilirkişinin uzmanlıklarının da bu hususta olduğu, ek raporda yer almayan bilirkişinin bilgi ve uzmanlığının ise hasar tespitine yönelik olduğu, dolayısıyla ek raporda makine mühendisi bilirkişinin yer almamasının işin esasına müessir olmadığı anlaşıldığından, davalı … vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/09/2018 tarihli, 2015/1008 Esas ve 2018/1011 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 884,61 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 840,21 TL’nin istinaf yoluna başvuran davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalılardan … Sigorta A.Ş tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/01/2022