Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/864 E. 2022/53 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/864
KARAR NO : 2022/53

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH : 09/08/2016 (Dava) – 21/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/995 Esas – 2018/999 Karar
DAVA : Tazminat

BAM KARAR TARİHİ : 13/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 13/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2018 tarihli 2016/995 Esas ve 2018/999 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 18/04/2016 tarihinde, dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın yolda yaya olarak yürümekte olan davacıların murisi olan …’e çarpması sonucunda …’ün vefat ettiğini, müvekkillerinden davacı …’nın müteveffa …’in eşi, diğer davacıların ise müteveffanın çocukları olduğunu, Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dava konusu kaza ile ilgili olarak 2016/6083 sayılı soruşturmanın yürütüldüğünü, anılan dosyada alınan raporda sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun bildirildiğini, murisin vefatı ile davacıların destekten yoksun kaldıklarını bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … için 1.000,00- TL, … için 100,00 TL, … için 100,00 TL olmak üzere toplam 1.200,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … şirketine başvuru tarihi olan 19/07/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın, ZMMS poliçesi ile teminat altına alındığını, davacının usuli yükümlülüğü olan başvuru şartını yerine getirmeksizin davayı açtığını, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde ve sürücünün kusuru oranında sorumlu olduğunu, aracın hususi araç olması nedeniyle faizin yasal faiz olması gerektiğini bildirerek, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece;”… davanın kabulü ile, davacı … için 102.964,18 TL, davacı … için 3.471,67 TL, davacı … için 4.759,26 TL olmak üzere toplam 111.195,11 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 04/08/2016 tarihinden itibaren başlayacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Karara karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından tazminat hesabına ilişkin alınan bilirkişi raporunda 2018 tarihli asgari ücret verileri kullanılarak hesap yapıldığını, 2019 yılında artan asgari ücret geliri üzerinden dosyanın bilirkişiye tevdii edilerek yeni bir bilirkişi raporu alınmasını talep ettiklerini, davalı tarafın istinaf itirazlarının reddi gerektiğini bildirerek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan kusur dağılımının kabulünün mümkün olmadığını, nitekim ceza dosyası kapsamında tespit edilen ve kabul edilen maddi gerçeklere dayanan kusur raporu ile müteveffa yayanın kazada asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, mahkemece müteveffanın ceza dosyası ile kesinleşmiş olan kusurlu hareketleri gözetilmeksizin yüzeysel olarak düzenlenen rapora itibar edilmesinin doğru olmadığını, mahkemece yeniden ATK Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verildiğini, hükmedilen tazminat tutarına dayanak olarak alınan aktüer bilirkişi raporunda mevzuata ve 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlara aykırı şekilde hesaplama yapıldığını, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, destekten yoksun kalma tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davaya konu trafik kazası, 18/04/2016 tarihinde davacılardan …’nın eşi, … ve …’nın babaları …’ün, yolda yaya olarak yürüdüğü sırada … plakalı aracın dava dışı sürücüsü …’in sevk ve idaresinde iken çarpması sonucu gerçekleşmiş, kaza sonucu … geride davacı mirasçılarını bırakarak vefat etmiştir.
Kazaya karışan … plakalı araç, davalı … tarafından 11/04/2016-11/04/2017 tarihleri arasını kapsayacak şekilde zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınmıştır.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, kusur bilirkişisi … tarafından hazırlanan 22/02/2017 tarihli raporda davaya konu kazanın oluşumunda davacıların murisi …’ün asli % 60 oranında, … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in % 40 oranında tali kusurlu olduğu, ceza soruşturması sırasında trafik bilirkişisi …’dan alınan raporda sürücü …’in tali kusurlu olduğu, yaya …’ün asli kusurlu olduğunun bildirildiği, Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/282 Esas sayılı dosyasında alınan ATK Trafik İhtisas Dairesinin 27/03/2017 tarihli raporuna göre sanık sürücü …’ in asli, müteveffa yaya …’ün tali kusurlu olduğunun bildirildiği, mahkemece kusur raporlarının arasında çelişki olduğundan bahisle İTÜ’ den seçilen üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 03/07/2017 tarihli raporda ise müteveffa yaya …’ün % 25 oranında, … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in %75 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece 03/07/2017 tarihli kusur raporuna itibar edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi, anılan raporun somut olaya uygun ve denetime elverişli olduğu görüldüğünden, davalı … vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Eldeki dava da; mahkemece hükme esas alınan ve aktüer bilirkişi Av. … tarafından düzenlenen 25/10/2017 tarihli rapor, PMF yaşam tablosuna göre hazırlanmıştır. Her ne kadar Yargıtay Dairelerinin güncel içtihatlarında, tazminat hesaplamasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılması kabul edilmekteyse de hak sahipleri için daha kısa ömür süreleri belirleyen PMF 1931 Tablosu’nu kullanan aktüer raporu usulüne uygun davacılar vekiline tebliğ edilmesine rağmen, davacılar vekilince söz konusu rapora itiraz edilmeyerek, maddi tazminata ilişkin dava değeri aktüer raporu doğrultusunda arttırılmıştır. Bu durum davalı yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğundan, davacılar vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Yine aktüer raporu davalı vekiline usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı vekili süresi içinde rapora itiraz etmiştir. TRH 2010 Tablosu’nun kullanılması Yargıtay 4. Hukuk Dairesi tarafından kabul edilmekteyse de hak sahipleri için daha kısa ömür süreleri belirleyen PMF 1931 Tablosu’nu kullanan aktüer raporu davalı lehine olduğundan ve istinaf edenin sıfatı ile aleyhe hüküm verme yasağı gereğince, davalı vekilinin bu husustaki istinaf itirazının da reddine karar vermek gerekmiştir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/2486 E. – 2021/3312 K sayılı ilamı da aynı doğrultudadır)
Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; taraf vekillerinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/11/2018 tarih 2016/995 Esas, 2018/999 Karar sayılı ilamına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)Davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 36,30-TL’nin davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b) Davalıdan alınması gereken 7.595,73- TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.899,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 5.696,73 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Taraflarca istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi olması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/01/2022