Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/862 E. 2022/54 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/862
KARAR NO : 2022/54

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2015 (Dava) – 18/10/2018 (Karar)
NUMARASI : 2015/1036 Esas, 2018/1140 Karar
DAVA :Trafik Kazasından Kaynaklanan Maddi Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 13/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 13/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2018 tarihli 2015/1036 Esas ve 2018/1140 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’un sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı araca, davalı …’ ün maliki ve sürücüsü bulunduğu … plakalı aracın, hatalı sollama yaparak çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında müvekkili adına kayıtlı … plakalı aracın hasara uğradığını, … plakalı aracın davalı sigorta şirketince zorunlu trafik poliçesi ile teminat altına alındığını, bulunan bedeli olan kazaya ilişkin olarak Selçuk Cumhuriyet Başsavcılığınca 2015/1043 sayılı soruştumanın yürütüldüğünü, davacıya ait pert total işlemine tabi tutulan … plaka sayılı aracın rayiç bedelinin 20.000,00- TL olduğunu bildirerek, bu bedelin davalı …’ten kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinden ise poliçe limitleri dahilinde dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde; davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacıya ait araç sürücüsünün çok süratli olduğunu, müvekkilinin hatalı sollama yapmadığını, davacı sürücünün kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğunu, ayrıca müvekkilinin olay yerini terk etmediğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı bulunduğunu, müvekkiline dava öncesi başvuru yapılmadığını, dava konusu olayda sigortalı sürücünün olay yerini terkinin söz konusu olup, bu durumun sigorta poliçesi genel şartlarına aykırı olduğunu, talep edilen hasar miktarının fahiş olduğunu, davacıya ait aracın davaya konu kaza öncesi altı adet kazaya karıştığını, bu durumun, davacıya ait aracın sovtaj değerinin belirlenirken dikkate alınması gerektiğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece;”….ATK dan alınan raporun hüküm vermeye elverişli olduğu,belgeye dayalı 2.000,00 TL hurda indirimi yapıldığında toplam gerçek hasarın 18.000,00 TL olduğu ve kusur indirimi yapıldığında davacının talep edebileceği zarar miktarının 15.300,00 -TL olduğu…” gerekçesiyle “….davanın kısmen kabulü ile 15.300,00.-TL zararın davalı … bakımından kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine…” karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı sürücünün kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğunu,…nün kusur durumununu değerlendirilmediğini, ceza dosyasının bekletici mesele yapılmadığını, davacıya ait aracın sovtaj değerinin yanlış hesaplandığını, söz konusu değer ile ilgili 12/07/2016 tarihli rapor ile 31/05/2018 tarihli ek raporun çelişkili bilirkişi bilirkişi marifetiyle tespit edilmesini gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın her yönüyle eksik incelemeye ve hatalı değerlendirmeye dayalı olduğunu, kusur konusunda bilirkişi raporuna yönelik yapılan itirazlarının dikkate alınmadığını, ceza mahkemesi dosyasında alınan kusur raporunda davacının %100 asli ve tam kusurlu olduğunun belirlendiğini, hasar miktarına ilişkin hatalı değerlendirme sonucu hazırlanan raporunda dosya içeriğine uygun olmadığını kazadan önce davacıya ait aracın 6 adet hasarının mevcut olduğunu, bu durumun da aracın ikinci el değerini etkileyeceğini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın (hasar bedelinin) tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davaya konu trafik kazası, 08/07/2015 günü saat 14:30 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile … kavşağı istikametinden … istikametine seyir halinde iken kaza mahalli olan yol bölümüne gelip ilerisinde seyir halinde olan sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otobüsü sollamaya çıkarak karşı istikamet şeridine geçtiği esnada karşı istikamette … istikametinden gelen sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobilin mevzu bahis sollamaya çıkan araca karşı tedbir aldığı ve akabinde aracının kontrolünü kaybederek karşı istikamet şeridine geçmesi ile şeridinde seyir halinde olan … plaka sayılı otobüs ile çarpışması neticesinde trafik kazası meydana gelmiştir.
Yargılama sırasında mahkemece ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 11/01/2018 tarihli raporda, davalı sürücü …’ün sevk ve idaresindeki otomobili ile yola gereken dikkatini verip karşı istikamet şeridinde seyir halinde olan araçların bulunup bulunmadığından emin olup, gerekli ve yeterli kontrollerini yaparak zamanında sollamaya çıkması gerekirken bu hususlara riayet etmediği, kontrolsüz ve hatalı bir şekilde sollamaya çıkarak tehlike ortamı oluşturduğu ve şeridinde seyir halinde olan aracın seyir durumunu bozarak mevzu bahis aracın karşı istikamet şeridine geçmesine sebebiyet verdiği,dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde araç kullandığı olayda asli %85 oranında kusurlu olduğu, sürücü …’un sevk ve idaresindeki otomobili ile şeridini takiben seyir halinde olduğu esnada hatalı bir şekilde şeridine girerek sollama yapan araca karşı şeridi içerisinde kalacak şekilde etkili fren ve direksiyon tedbirine başvurmadığı olayda altdüzeyde tali %15 (Yüzde On Beş) oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki otobüsü ile şeridini takiben seyir halinde olduğu esnada seyir durumu bozulan aracın kendi şeridine girmesi ile çarpıştığı kazada atfıkabil bir kusurunun bulunmadığı bildirilmiştir.
Davacıya ait hasar miktarının tespiti konusunda bilirkişiler … ve …’tan alınan 13/07/2016 havale tarihli kök raporda araçta oluşan hasar miktarının KDV dahil 31.448,40 TL, sovtaj değerinin 5.000,00 TL, hasarsız emsal değerinin20.000,00 TL olduğu,01/06/2018 havale tarihli ek raporda ise kök rapordan farklıolarak aracın sovtaj (hurda) değerinin 2.000,00-TL,toplam gerçek hasar bedelinin 18.000,00 TL olarak bulunduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Ceza dosyasında alınan kusur raporu ile iş bu dosyada alınan ATK Trafik İhtisas Dairesinin yukarında anılan kusur raporunda belirlenen kusur dağılımının çelişkili olmadığı, birbirleriyle uyumlu oldukları anlaşılmıştır.
İlk Derece Mahkemesince 01/06/2018 havale tarihli ek rapor ile ATK Trafik İhtisas Dairesinin kusur raporu esas alınarak karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davalılar vekillerinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı sigorta şirketi vekili ile davalı … vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/10/2018 tarihli, 2015/1036 Esas ve 2018/1140 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA;
a)Davalı sigorta şirketinden alınması gereken 1.045,14 TL istinaf karar harcından peşin alınan 261,28 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 783,86 TL’nin bu davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
b)Davalı…’den alınması gereken 1.045,14 TL istinaf karar harcından peşin alınan 262,30 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 782,84 TL’nin bu davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın yerel mahkemece hesaplanarak ilgili tarafa resen iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından taraflar leh ve aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 13/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.