Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/849 E. 2022/23 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/849
KARAR NO : 2022/23

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/03/2017 (Dava) – 19/10/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/304 Esas – 2018/893 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
BAM KARAR TARİHİ : 11/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ: 11/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/10/2018 tarihli 2017/304 Esas ve 2018/893 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16.09.2016 tarihinde davalı tarafından trafik sigortası ile sigortalı … plakalı aracın, park halinden çıkış yaparken, arkadan gelen maliki davadışı … olan ve müvekkilinin sürücüsü bulunduğu … plakalı aracı fark etmeyerek sağ kısmına çarptığını, aracın darbenin etkisiyle savrulup kaldırıma çarptığını, ardından takla atarak kaldırımı aşıp yol kenarındaki hendeğe düştüğünü, kaza sonucunda müvekkilinin sürücüsü olduğu araçta yüksek maddi hasar meydana geldiğini, taraflarca tanzim edilen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında da meydana gelen kazanın oluş biçiminin ifade edildiğini, kazada kusurlu aracın davalı tarafından trafik sigortası ile sigortalı olan araç olduğunu, hasarın tespiti amacıyla İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2016/155 Değişik İş sayılı dosyasından bilirkişi raporu alındığını, bu rapora göre toplam hasar bedelinin 26.050,49 TL olduğunu, aracın onarımının ekonomik olmayacağı belirtilerek pert-total uygulaması yapıldığını, rayiç değerinin 29.000 TL, sovtaj (hurda) bedelinin ise 6.000 TL olarak belirlendiğini, araç sürücüsü zilyedin dava hakkının malike aynen iade yükümlülüğünden kaynaklanmakta olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarının da bu yönde olduğunu, davalı sigorta şirketine başvuru yaptıklarını, ancak herhangi bir mutabakat sağlanamadığını, sigorta şirketinin oluşan zarar nedeniyle gerçek zararı tazmin etmekle yükümlü olduğunu, hasar bedelinin likit alacak olarak kabul edilmediğini ve yargılamayı gerektirdiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere şimdilik 500 TL tazminatın davalı … Sigorta AŞ’den dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile tahsiline, 2016/155 D.iş dosyasında yapılan ve bu davada yapılacak yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talep arttırım dilekçesi ile de tazminat talebini toplamda 23.000-TL’ye çıkardığı, bu tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının husumet ehliyetinin olmadığını, davanın reddi gerektiğini, davacının kaza esnasında aracın maliki olmayıp araç malikinin … olduğunu, bu nedenle davacı tarafın işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davadan önce müvekkili şirkete başvuruda bulunulmadığını, dava şartının gerçekleşmediğini, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle 31.000 TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, hasar tespitinin müvekkilinin katılımı olmadan tek taraflı olarak yapıldığını, taraflarına tebliğ dahi edilmeyen bu tespiti ve masrafları kabul etmediklerini, öncelikle sürücülerin kusur oranlarının tespitinin, sonrasında da araçta meydana gelen değer kaybının tespitinin gerekli olduğunu, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, bu nedenle ancak yasal faize hükmedilebileceğini, kaldı ki müvekkili şirketin temerrüdünün de söz konusu olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça, davacının sevk ve idaresindeki … plakalı aracın, … plakalı araç ile trafik kazasına karıştığı, kaza sonrasında oluşan hasar bedelinin aracın ZMMS sigortacısı olan davalıdan tahsili gerektiğinden bahisle davalı hakkında dava açıldığı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olan bilirkişi raporuna göre davalı sigorta şirketinde sigortalı … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in kazanın oluşunda % 100 oranında kusurlu olduğu ve davacının kullandığı … plakalı aracın 2. el piyasa değerinin 29.000-TL ve sovtaj bedelinin 6.000-TL olarak belirlendiği, davacının davayı açmakta hukuki yararının olduğu, davalı sigorta şirketinin sigortalısının vermiş olduğu zarardan sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğu kanaatine varılarak, değer arttırım dilekçesi de gözetilerek; DAVANIN KABULÜ İLE, 23.000-TL (hasar bedeli) maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; “…davacının husumet ehliyetinin olmadığını, davacı tarafın dava konusu kaza esnasında aracın maliki olmadığını, bu nedenle kaza anında aracı kullandığı belirtilen davacı tarafın işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, dava açabilecek kişinin dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişi olması gerektiğini, davada araç sürücüsü …’ın herhangi bir menfaatinin bulunmadığını…” beyanla, mahkeme kararını istinaf kanun yoluna getirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasına dayalı araç hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.

Davacının davadan önce davalı sigorta şirketine başvuruda bulunmakla, dava şartını yerine getirmiş olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf itirazının yalnızca davacının aktif husumet ehliyetine ilişkin olduğu görülmekle, bu hususta yapılan değerlendirmede; bilindiği üzere tazminat davasında davacı olma ehliyeti, kural olarak mal varlığında doğrudan doğruya zarar oluşan kişiye aittir. Ancak, bir şeyi sözleşmeyle (kira, ariyet vs) elinde bulunduran kişiler ve zilyet, onu aldığı gibi malikine aynen iade etmek zorundadır. Somut uyuşmazlıkta; … plakalı aracın kaza sırasındaki sürücüsünün davacı … olduğu ve olay sırasında aracın zilyedi durumunda bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı zilyedin idaresindeki aracı, aldığı gibi hasarsız biçimde davadışı araç malikine teslim etme zorunluluğu bulunduğu dikkate alındığında, araçta oluşan ve tazmin edilmeyen orandaki hasar bedelini talep hakkının ve dolayısıyla dava açmakta hukuki yararının bulunduğu açıktır. Bu nedenle davalı sigorta vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir (Bu yönde bknz. Yargıtay (kapatılan) 17.HD 2018/1964 E.-2019/12286 K., 2017/1316 E- 2019/8976 K).
Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/304 Esas – 2018/893 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 1.571,13 TL istinaf karar harcından peşin alınan 392,83 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.178,30 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/01/2022