Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/846 E. 2022/21 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/846
KARAR NO : 2022/21

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2016 (Dava) – 20/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/72 Esas – 2018/1241 Karar
DAVA : Tazminat (Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 11/01/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 11/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/11/2018 tarihli 2016/72 Esas ve 2018/1241 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 22.10.2015 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletiyle seyir halinde iken, davalı …’e ait olup diğer davalı …’ nın sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMM sigortası ile sigortalı … plakalı kamyonetin şerit ihlali yaparak müvekkilinin motosikletine çarpması sonucunda trafik kazası meydana geldiğini, müvekkilinin kemik kırığıyla ve hayati tehlike geçirecek şekilde ağır yaralandığını, beyin ameliyatı geçirdiğini, davalı sürücü hakkında Kiraz Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/37 E.sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiğini, kazada karşı tarafın asli kusurlu olduğunu, ancak kaza tespit tutanağında müvekkiline izafe edilen tali kusuru da kabul etmediklerini, müvekkilinin geçici ve sürekli iş göremezlik zararının oluştuğunu, ağır bir bunalıma girdiğini, ayrıca tedavi, bakım, taksi ücreti, estetik ameliyat giderine ilişkin zararlarının olduğunu belirterek, belirsiz alacak davası olarak açtıları işbu davada fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL maddi tazminatın işleten ve sürücü yönünden 22.10.2015 olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren limitle sınırlı olmak üzere avans faiziyle müteselsilen tahsiline ve ayrıca 60.000-TL manevi tazminatın da davalı işleten ve sürücüden 22.10.2015 olay tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazanın davacının ileri sürdüğü gibi meydana gelmediğini, müvekkilinin kusurunun olmadığını, davacının kaskının bulunmadığını, müvekkili …’nın sevk ve idaresindeki kamyonetin 2,12 metre olup yolun genişliğinin ise 4,50 metre olduğunu, sağ tarafın uçurum olduğunu, yolda şerit çizgisi bulunmadığını, müvekkili hız limitinin altında seyretmekte iken viraja geldiğinde bankete düşmeden dönüş hareketini yaptığı esnada karşı yönden gelen davacının aşırı hızlı ve şerit ihlali yaparak gelmesi neticesinde çarpışmanın meydana geldiğini, davacının esaslı ve asli kusurlu olduğunu, Kiraz Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/37 Esas sayılı dosyasında ceza davası açılmış olup bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, ayrıca talep edilen tazminat taleplerinin de fahiş olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 30/04/2015-30/04/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMM sigorta poliçesi ile müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, geçici iş göremezlik tazminat talebinin poliçe kapsamında olmayıp SGK’nın sorumluluğunda olduğunu, kalıcı maluliyet bakımından ise sigortalı araç sürücüsünün kusurunun belirlenmesi gerektiğini, yine maluliyet durumunun ve kalıcı olup olmadığının Adli Tıp Kurumunca belirlenmesi gerektiğini, avans faizi talebinin yerinde olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, “…Kiraz Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/37 Esas sayılı davasında davacı …’nun yaralanması ile sonuçlanan kaza nedeniyle sanık … hakkında taksirle yaralama suçundan sanık … hakkında suçu üstlenme suçundan açılan kamu davasının sürdüğü, ceza mahkemesinde oransal kusur tespiti yapılmadığından ve ceza mahkemesince belirlenecek kusur hukuk hakimini bağlamayacağından ceza mahkemesi sonucunun beklenmesi talebinin reddedildiği, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 27/01/2017 tarihli raporunda kazanın meydana gelmesinde …’nın %80 oranında, …’nun %20 oranında kusurlu olduğunun ortaya konulduğu, bu kusur tespiti dosya kapsamına ve mevzuata uygun bulunmakla hükme esas alındığı, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’nın düzenlediği 19/07/2018 tarihli raporda davacının dava konusu trafik kazasına bağlı olarak %22 oranında meslekte kazanma gücünde azalma meydana geldiğinin bildirildiği, davacı vekilinin 26/09/2018 havale tarihli dilekçesinde, müvekkilinin davalı sigorta şirketi ile maddi tazminat açısından sulh olduğunu, maddi tazminat açısından davalı … yönünden feragat ettiklerini, yine tarafların avukatlık ücretinden de karşılıklı olarak feragat ettiklerini, manevi tazminat yönünden diğer davalılara karşı davaya devam edileceğini bildirdiği, 20/11/2018 tarihli duruşmada ise feragat dilekçesini yineliyerek sigorta şirketi ile uzlaştıklarından ve uzlaşılan maddi tazminatı kendilerine ödendiğinden tüm davalılar aleyhindeki maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini, ancak … ve … aleyhindeki manevi tazminat taleplerinin ve davalarının sürdüğünü, manevi tazminat talepleri ile ilgili karar verilmesini talep ettiklerinin anlaşıldığı, toplanan tüm deliller karşısında meydana gelen trafik kazasında davacı …’ın olay tarihindeki yaşına göre %22 oranında sürekli maluliyet meydana getirir şekilde yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde …’nın %80 oranında, davacının ise %20 oranında kusurlu olduğu, davacının maddi tazminat talebi ile ilgili sigorta şirketi ile uzlaşması ve sigorta şirketinden ödeme alması nedeniyle feragat ettiği anlaşıldığından davacının maddi tazminat talebine ilişkin davasının tüm davalılar yönünden feragat nedeniyle reddine karar vermek gerektiği, davacının manevi tazminat talebinin değerlendirilmesinde; davacının yaralanma derecesi, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün %80 oranında kusurlu oluşu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak 20.000-TL manevi tazminat takdirinin uygun olduğu sonucuna varılmakla; DAVANIN KISMEN KABULÜNE, Davacının maddi tazminat talebine ilişkin davasının tüm davalılar yönünden feragat nedeni ile reddine, Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 20.000-TL manevi tazminatın 22.10.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılar… ve …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat talebinin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; “…Mahkemenin, reddedilen manevi tazminat kısmı üzerinden karşı vekalet ücreti hükmetmesine rağmen, feragat nedeniyle reddedilen maddi tazminat talebi yönünden müvekkilleri … ve … adına vekalet ücreti istenmediğine ilişkin bir beyanları da olmadığı halde, sanki ortada böyle bir beyan varmış gibi hükme yansıtılıp vekalet ücretine hükmetmemiş olduğu, davacı tarafın yargılama esnasında maddi tazminat talebinden diğer davalı … ile anlaşarak feragat ettiği, diğer davalı … vekili işbu feragat nedeniyle vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiş olmakla birlikte, diğer davalılar olan müvekkilleri …, …vekili olarak vekalet ücreti istemediklerine ilişkin bir beyanda bulunmadıkları, davalı … ‘nin vekilinin beyanının kendi müvekkilini bağlayacak olup kendilerini bağlamayacağı, trafik kazasında müvekkillerinin asli kusurlu olmadıklarını, müvekkili …’nın sevk ve idaresindeki kamyonetin 2,12 metre olup yolun genişliğinin ise 4,50 metre olduğunu, sağ tarafın uçurum olduğunu, yolda şerit çizgisi bulunmadığını, müvekkili hız limitinin altında seyretmekte iken viraja geldiğinde bankete düşmeden dönüş hareketini yaptığı esnada karşı yönden gelen davacının aşırı hızlı ve şerit ihlali yaparak gelmesi neticesinde çarpışmanın meydana geldiğini, davacının esaslı ve asli kusurlu olduğunu, kaza esnasında kaskının da olmadığını, maddi gerçeğin sağlıklı bir şekilde belirlenebilmesi için devam etmekte olan ceza davasının bekletici mesele yapılarak kusur oranının tespitinde olay mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması talep edilmişse de, yerel mahkemece kaza tespit tutanağının yeterli görüldüğü, keşif yapılmadan dosya üzerinden bilirkişi raporu alınması yoluna gidildiği, bilirkişi raporuna karşı itirazları doğrultusunda ek rapor da alınmadığı, bu nedenle yerel mahkeme karanın eksik ve hatalı olduğu, davacı tarafın işbu davadan sonra SRC raporu temin ederek, profesyonel sürücü belgesi sahibi olduğu, bunun da davacının gayri samimi kötü niyetini ortaya koymakta olduğu, bu nedenle bu konunun ayrıca araştırılması gerektiği, tarafların kusur durumu yeterince araştırılmadan takdır edilen manevi tazminatın da müvekkilleri yönünden oldukça fahiş olduğu, müvekkillerinin madden mahvına sebep olabilecek boyutta olduğu” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalılar … ve … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Davalılar vekilinin manevi tazminatın fazla olduğuna dair istinaf itirazı bakımından yapılan değerlendirmede; 22.10.2015’de meydana gelen trafik kazasında ATK raporuna göre davalı sürücü …’un % 80 asli, davacının ise % 20 tali kusurlu olduğunun belirlenmesine, davacının maluliyetinin % 22 oranında olmasına, davacının olay tarihinde 23 yaşında olmasına ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile tüm dosya kapsamına göre 60.000,00-TL olarak talep edilen ve 20.000,00-TL olarak hükmedilen manevi tazminat tutarında bir isabetsizlik görülmemiş, davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Kusur bakımından yapılan itirazın değerlendirilmesinde; mahkemece ATK’dan kusur raporu alınmış olup, davacıya %20, davalı tarafa %80 kusur verildiği, kaza tespit tutanağında da her iki tarafa kusur izafe edildiği, ceza davasının UYAP’tan yapılan incelemesinde HAGB kararı verilmiş olduğu ve ceza davasında alınan raporun da işbu mahkemece alınan kusur raporu ile aynı doğrultuda olduğu anlaşılmakla, olayın oluşumuna ve dosya kapsamına uygun kusur raporuna yönelik itirazların reddi gerekmiştir.
Davalılar vekili, maddi tazminat bakımından davacının feragati nedeniyle davanın reddine karar verildiği ve kendilerince vekalet ücretinden feragat de edilmediği halde hükümde sanki feragat etmişler gibi davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden de kararın kaldırılması itirazında bulunmuş olup, esasen, yargılama sırasında davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme nedeniyle tarafların anlaşıp davacı tarafça ibraname verilmesi nedeniyle dava konusuz kalmış olup, her ne kadar mahkemece feragat nedeniyle davanın reddine dair hüküm fıkrası kurulmuşsa da, konusuz kalan dava bakımından, davacı dava dilekçesinde maddi tazminat talebi olarak fazlaya dair haklarını saklı tutmak suretiyle 1.000,00-TL maddi tazminat talep etmiş olup, dosyadaki kusur ve maluliyet raporlarına göre davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerine (ve vekalet ücretine) hükmedilmesi gerektiği de gözetilerek, maddi tazminat bakımından davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla bu itirazın da reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalılar … ve … vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar … ve … vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/72 Esas – 2018/1241 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 1.366,20 TL istinaf karar harcından peşin alınan 342,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.024,20 TL’nin davalılardan … ve …’den alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılardan … ve … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/01/2022