Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/826 E. 2021/1341 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2020/826
KARAR NO : 2021/1341

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2016 (Dava) – 13/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/1263 esas – 2018/1174 karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
BAM KARAR TARİHİ : 09/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/12/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2018 tarihli, 2016/1263 Esas ve 2018/1174 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/02/2016 tarihinde dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davacının kullanmış olduğu elektrikli bisiklete çarpması sebebiyle davacının yaralandığını beyanla fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak üzere 100-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 21/06/2018 tarihli değer arttırım dilekçesi ile HMK 107/2 maddesi uyarınca; fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı için talep etmiş olduğu 50,00 TL geçici işgöremezlik tazminatını 2.877,22 TL arttırmak suretiyle 2.927,22 TL olarak, 50,00 TL sürekli işgöremezlik tazminatını 35.301,06 TL arttırmak suretiyle 35.351,06 TL olmak üzere toplam 38.278,29 TL maddi tazminat talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza yapan aracın müvekkili sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, usulune uygun başvuru yapılmadığını, sigortalının kusurunun tespitinin gerektiğini, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporundaki ve kaza tespit tutanağındaki kusur oranını kabul etmediklerini, tüm deliller toplandıktan sonra Adli Tıp Kurumundan kusur raporu alınması gerektiğini, gerçek zararının mahkemece tespitinin gerektiğini, tüm hasar evrakı ile başvuru yapılmadığından müvekkilinin temerrüde düşmediğini, sağlık harcamaları yönünden müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince “…16/02/2016 tarihinde dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ZMMS ile sigortalı olan … plakalı aracın davacının kullanmış olduğu elektrikli bisiklete çarpması sebebiyle davacının yaralandığı, meydana gelen kazada davacının % 75 oranında, sigortalı araç sürücüsünün % 25 oranında kusurlu olduğu, kusur indirimi yapılarak davacının 2.927,22-TL geçici iş göremezlik zararı, 35.351,06-TL kalıcı iş gücü kaybı zararının olduğu, zararın tazmininden 2918 sayılı yasanın 91. maddesine göre davacı sigorta şirketi faiziyle birlikte sorumlu olduğu, gerekçesiyle; davanın kabulü ile 2.927,22-TL geçici iş göremezlik zararı ve 35.351,06-TL kalıcı iş gücü kaybı zararı olmak üzere toplam 38.278,28 -TL’nin 25.10.2016 tarihinden itivaren yasal faizi ile birlikte davalı …. ‘ nden alınarak davacıya verilmesine, …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maluliyet oranının gerçeği yansıtmadığını, davacının söz konusu kaza nedeniyle maluliyeti bulunup bulunmadığı hususunun “özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat ” doğrultusunda incelenmesi gerektiği, raporun Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas dairesinden alınması gerektiği, geçici iş görmezlik tazminatı poliçe kapsamında olmadığını, kazada PMF -1931 yaşam tablosuna istinaden hesaplanan sürekli iş göremezlik tazminatının kararına itiraz ettiklerini, kaza tarihi itibariyle, yürürlükte bulunan genel şartlar uyarınca süreklik sakatlık tazminatı ile destekten yoksun kalma tazminatı, TRH 2010 ölüm tablosu ile ve teknik faiz %1,8 olarak dikkate alınarak hesaplanacaktır. 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren kara yolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları uyarınca TRH Formülü ile hesaplama yapılması gerektiğini, söz konusu kazadan dolayı sosyal güvenlik kurumundan herhangi bir ödeme alıp almadığının tespitinin gerekeceğini, her halükarda vekalet ücretinin 1/5 olarak hesaplanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir,
Mahkemece; değer arttırım dilekçesi nazara alınarak; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-Somut olayda; 16/02/2016 günü, davacı sürücü … sevk ve idaresindeki tescilsiz akülü bisikleti ile … sokağı takiben, Çamdibi Atatürk Parkı istikametine doğru seyir halinde iken kaza mahalli olan kavşağa geldiğinde yoluna düz devam ederken akülü bisikletinin ön kısımları ile istikametine göre yolun solunda bulunan 5454/4 sokak içerisinden gelen ve kavşağa girerek yoluna düz devam eden davalı … ZMMS sigorta poliçeli aracı kullanan dava dışı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın sağ arka kapı kısımlarına çarpması sonucu Akülü bisikletin devrilip davacı sürücünün olay mahallinde yaralanması ile neticelenen yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği; … plakalı aracın davalı sigorta tarafından 15/01/2016-15/01/2017 tarihlerini kapsar şekilde ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalandığı ve kazanın sigorta poliçe teminat süresi içerisinde meydana geldiği, şahıs başı vefat/sakatlık teminat limitinin 310.000,00 TL olduğu, dava açılmadan önce tazminat talebiyle davalıya başvuru yapıldığı, ancak davalı tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut kusur raporlarının incelenmesinde; trafik denetleme görevlileri tarafından düzenlenen 16/02/2016 tarihli trafik kazası tespit tutanağında ve yine Savcılık soruşturma aşamasında bilirkişi tarafından tanzim olunan 18/05/2016 rapor ile İzmir 41. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/500 esas sayılı dosyasında alınan 05/05/2017 tarihli rapor incelendiğinde, akülü bisiklet sürücüsü …’ın asli kusurlu, … plaka sayılı dava dışı araç sürücüsü …’in ise tali kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Dosyada mevcut, trafik bilirkişisi, Aktüerya hesap bilirkişisi ve sigorta uzmanından oluşan bilirkişi heyetinin düzenlemiş olduğu 06/06/2018 tarihli heyet raporunda;”… dava dışı sürücü …’ in % 25 (yüzde yirmi beş) oranında tali derecede kusurlu olduğu, davacı sürücü …’ ın %75 (yüzde yetmiş beş) oranında asli derecede kusurlu olduğu; 16/02/2016 günü trafik kazasında 9 aylık iyileşme süresi sonrası %22 oranında beden gücü kaybına uğrayan davacı … ‘ın % 75 oranında kusurlu olduğu göz önüne alınarak kusur indirimi uygulandıktan sonra davalının sorumluluğunun 38.278,29 TL (153.113,17 x 0,25) olduğu…”belirtilmiştir.
Mahkemece alınan, İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğünün tek hekim tarafından düzenlenen 06/02/2018 tarihli ve 2018/1487 sayılı raporunda,”… hastanın yaşına göre meslekte kazanma gücünde azalma (kalıcı sakatlık-maluliyet) oranının %22 (yüzdeyirmiki) olduğunu, şahsın yaralanmasının 9 (dokuz) ayda tıbbi şifa bulacağı…” belirtilmiştir.
Dosyada İzmir Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünden tek Adli Tıp Uzmanı Doktor tarafından düzenlenen 06/02/2018 tarihli rapor hükme esas alınarak davacının % 22 oranında maluliyeti (kalıcı sakatlığı) bulunduğu, iyileşme süresinin 9 ayı bulacağı kabul edilip, bu rapora dayalı düzenlenen 06/06/2018 tarihli hesap bilirkişi raporu benimsenerek, maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından davacının maluliyet oranı hakkında düzenlenmiş bulunan bu rapora 26/02/2018 tarihli dilekçesi ile somut gerekçeleri de açıklanmak suretiyle itiraz edilmiş olup; mahkemece dosya kapsamı ve toplanan deliller yeterli bulunduğundan bahisle yeni rapor alınmasına gerek olmadığına karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu’nun 16/II-c maddesi gereğince, meslekte kazanma gücü kaybı ve maluliyet konusunda bilimsel ve teknik görüşlerini mahkemelere bildirmekle görevlidir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde,zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Bu durumda; hükme esas alınan maluliyet raporunun Adli Tıp Kurumu İzmir Şube Müdürlüğü’nden adli tıp uzmanı doktor tarafından tek kişi olarak düzenlendiğinden ve kazanın 16.02.2016 tarihinde meydana geldiği gözetildiğinde maluliyetin tespitinde Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin esas alınması gerekmesine göre; Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu’ndan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre, davacının vücut fonksiyon kayıp oranı ile iyileşme süresinin belirlenmesi için yeni bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın kaldırılması gerekmiştir.
2-Her ne kadar davalı vekili, kazada PMF -1931 yaşam tablosuna istinaden hesaplanan sürekli iş göremezlik tazminatına itiraz ettiklerini belirterek TRH 2010 tablosunun kullanılmasını talep etmiş ise de; yerleşik uygulamada tazminat hesaplamasında TRH 2010 Tablosu’nun kullanılması kabul edilmekteyse de hak sahipleri için daha kısa ömür süreleri belirleyen PMF 1931 Tablosu’nu kullanan aktüer raporunun davalı lehine olduğu ve istinafa gelenin sıfatı ile aleyhe bozma yasağı gereği bu durumun karar kaldırma sebebi yapılamayacak olmasına göre davalı vekilinin rapora yönelik itirazının da reddi gerekmiştir (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD. 2021/2486 E.- 2021/3312 K).
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın. 353/(1)-a-6. maddeleri gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülerek karar verilmesi için dosyanın HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN KABULÜNE; İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2018 tarihli, 2016/1263 Esas ve 2018/1174 Karar sayılı hükmünün HMK’ nın 353/(1)-a-6. Maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA;
4-İstinaf yoluna başvuran taraftan başlangıçta alınan istinaf maktu ve nispi karar harcının ve istek halinde kendisine İADESİNE, iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
5-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
6-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/(1)-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 09.12.2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.