Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/822 E. 2021/1339 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2020/822
KARAR NO: 2021/1339

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2017 (Dava) – 06/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/1325 esas – 2018/1157 karar
DAVA : Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 09/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/12/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2018 tarihli, 2017/1325 Esas ve 2018/1157 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ( temlik eden davacı ) …’e ait ve … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı … nezdinde sigortalı olan … plakalı araçlar arasında 21/09/2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunu, kaza sonrasında müvekkiline ait araçtaki hasar bedelinin tespiti amacıyla İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/157 D. İş sayılı dosyası ile delil tespiti talep ettiklerini ve alınan raporda müvekkiline ait araçta 23.017,00.-TL tutarında hasar tespit edildiğini, alınan rapor üzerine 25/10/2017 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuruda bulunulduğunu ancak bugüne kadar olumlu ya da olumsuz yanıt alamadıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/157 D. İş sayılı dosyasında sarf edilen delil tespit giderlerinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 16/07/2018 tarihli talep artırım dilekçesi ile talebini 13.000,00-TL artırarak toplamda 23.000,00-TL olarak ıslah etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigortalı aracın ZMMS sigortası ile sigortalı olduğu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe vadesi, teminat limitleri ve kusur oranları ile sınırlı olduğunu, dava konusu kazada kusur oranlarının tespiti bakımından ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor aldırılması gerektiğini, ayrıca davacının gerçek zararının tespiti için bilirkişiden rapor alınması gerektiğini, talep edilen faizin başvuru tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
İlk derece mahkemesince “…alınan bilirkişi raporuna göre kusurun tamamen sigortalı araç sürücüsünde olduğu ve meydana gelen hasar bedelinin 23.000,00.-TL olduğu alınan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu nazara alınarak davanın kabulüne …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkeme kararının mevcut kanun hükümlerine aykırı olup kabul edilmesinin mümkün olmadığını, araçta meydana gelen hasarn tespiti ve gerekli yedek parça ile işçilik araştırmalarının başlatılabilmesi için davacı tarafın kendilerine bilgi vermediğini, müvekkil şirket tarafından atanan eksperin aracı göremediğini, aracın onarılması hususunda ne araç sahibi ne de servis tarafında bilgi vermediğini, hasar tespiti ve ödeme için gerekli araştırmanın yapılabilmesi için davacı taraftan hiçbir şekilde bilgi alınamadığını, kabul manasında olmamak üzere raporda aracın onarım bedeline ilişin hiçbir bilgi ve değerlendirmenin yer almadığını, tamamen soyut, dayanaksız ve denetime elverişsiz şekilde aracın onarımının ekonomik olmayacağı tespit edilmiş olmakla, bu şekilde dayanaksız bir tespit içeren raporun kabulünün mümkün olmadığını, ilgili raporda aracın kaza öncesindeki ve hasarlı haldeki rayiç bedelleri de yine dayanaksız bir şekilde gerçek dışı belirlendiğini, söz konusu değerlendirmelerin gerçek zarar ilkesine aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ZMMS sigorta poliçesi kapsamında maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacı vekilinin 16/07/2018 tarihli değer arttırım dilekçesi ile talep ettiği 23.000,00 TL hasar bedeli tazminatı tutarı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Kaza sonrası tarafların kendi aralarında 21/09/2017 tarihli kaza tespit tutanağı düzenlemişlerdir.
Somut olayda; 21/09/2017 günü saat 21:40 sıralarında maliki ve sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobili ile Ahmet Beyli Yolu üzerinde İzmir yönüne sol şerit üzerinde seyir halinde iken kaza mahalli olan yere geldiği esnada aracının sağ yan kısmına, sağ şerit üzerinde davalı şirket tarafından sigortalanan araç maliki … olan kaza anındaki sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı otomobiliyle ani bir şekilde şerit değiştirdiği sırada aracının sol ön köşe kısmıyla çarpması ve bu çarpma sonucu … plaka sayılı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek aracının ön kısmıyla bordür taşlarına çarpması neticesi meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında alacağını temlik eden …’e ait araçta hasar meydana geldiği; … plakalı aracın davalı sigorta tarafından 26/02/2017-26/02/2018 tarihlerini kapsar şekilde ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalandığı ve kazanın sigorta poliçe teminat süresi içerisinde meydana geldiği, araç başına maddi zarar limitinin 33.000,00 TL olduğu, davalı vekili tarafından dava öncesinde 25/10/2017 tarihinde hasar bedelinin ödenmesi talebiyle e-posta adresine başvuru yapıldığı, ancak davalı tarafından davacıya hasar nedeniyle herhangi bir ödeme yapılmadığı; davacıya vekaleten davacı vekilinin dosyada mevcut 29/11/2017 tarihli temlik sözleşmesi ile dava konusu hasar bedeli yönünden davalıdan olan tazminat alacağını …’e temlik ettiği; vekilinin vekaletnamede temlik yetkisinin bulunduğu adi yazılı temlik sözleşmesinin hukuken geçerli olduğu; alacağı temlik alanın da temlik edenin vekiline davayı takip yönünden vekalet verdiği temlik sözleşmesi ekindeki vekaletname suretinden anlaşılmıştır.
İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi marifetiyle yapılan tespitte görevlendirilen bilirkişi … tarafından düzenlenen 16/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu araçta meydana gelen hasar için yedek parça ve işçilik olmak üzere KDV dahil 23.017,78 TL hasar oluştuğu belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 28/06/2018 tarihli ve 6684 sayılı raporunda;”…. olayda davacı sürücü …’in kusursuz olduğu, sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu; davacı sürücü …’in meydana gelen kazada kusuru bulunmadığı için dava konusu araçtaki zarardan sorumlu olmadığı; sürücü …’ın dava konusu araçtaki zararın tamamı olan” %100 X 23.000,00 TL = 23.000,00 TL ” tutarından sorumlu olduğu…” belirtilmiştir. Düzenlenen raporda belirlenen hasar tutarı İzmir 6. Sulh Hukuk Mahkemesi marifetiyle yapılan tespitte görevlendirilen bilirkişi … tarafından düzenlenen 16/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda belirlenen tutar ile çelişmediği gibi, raporun hasar tespiti yönünden yeterli gerekçe ve değerlendirmeyi içerdiği; diğer yandan kazaya karışan tarafların kusur durumunu belirlerken, kaza tespit tutanağı ve kaza anındaki koşullar ile kazanın oluşunun dosya kapsamındaki bilgi , belgelerle birlikte ayrıntılı olarak değerlendirildiği ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli bulunduğu kabul edilerek; davalı vekilinin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeye göre; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2018 tarihli, 2017/1325 Esas ve 2018/1157 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 1.571,13. TL istinaf nispi karar ve harcından 393,00 TL olarak peşin alınan harcın mahsubu ile, bakiye 1.178,13 TL harcın davalı sigorta şirketinden alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcının hazineye gelir yazılmasına
4-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan istinaf gider avansının HMK 333. mad. gereğince istek halinde yatıran tarafa İADESİNE,
7-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 362/1- a maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/12/2021