Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/789 E. 2022/531 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/789
KARAR NO : 2022/531

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2015 (Dava) – 06/11/2018 (Karar)
NUMARASI : 2015/249 Esas – 2018/1120 Karar
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 24/03/2022
KARARIN YAZIM TARİHİ : 24/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/11/2018 tarihli 2015/249 Esas ve 2018/1120 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Şti. keşideli … Gaziemir Şubesi 25899851 no.lu 31.07.2012 tarihli 75.000,00-TL bedelli çekin davalı bankaya verilmesine karşılık, davalı tarafça 75.000,00-TL kredi kullandırıldığını, çekin karşılıksız çıkması üzerine, 30.03.2012 vadeli … Şti. ne 25.000,00-TL bedelli senedi tahsil ederek kredi borcuna mahsup edildiğini, kalanı ise 53.012,00-TL olarak tahsil ederek kredi borcunu tasfiye ettiğini, bu durumun İzmir 10. Asliye ticaret Mahkemesi’nin 2012/674 Esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, 75.000,00-TL bedelli çeke karşılık 53.012,00-TL tahsil edilmiş olmasına rağmen, çekin keşidecisine iade edildiğinin öğrenildiğini, bu durumun müvekkili şirketi zarara uğrattığını, çek bedeli bakiyesini, tazminatını ve faizini tahsil etme imkanını ortadan kaldırdığını belirterek, davalı bankanın 75.000,00-TL bedelli çekin 53.012,00-TL tahsil ederek keşidecisine iade etmesi nedeniyle oluşan 21.988,00-TL çek bakiye alacağı, 7.500,00-TL çek tazminatı olmak üzere toplam: 29.488,00-TL alacağın akdi faizi ile birlikte, davaya konu çekin keşidecisine iade edildiği tarih itibariyle İzmir 19. İcra Dairesinin 2012/13256 E. Sayılı takip dosyası ve itirazın iptali isteminin karara bağlandığı İzmir 10. ATM 2012/674 E., 2013/153 K. Sayılı dosyasına konu borç miktarlarının nazara alınarak, 29.488,00-TL alacağın mahsup edilmiş olsa olsa idi ödemek zorunda kalmayacağı ve bu sebeple müvekkilin haksız olarak fazladan ödeme yapmak zorunda kaldığı ve kalacağı borç ve ferilerinin, çekin iade edildiği tarihten itibaren akdi faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile banka arasında akdedilen sözleşmeye istinaden 25.000.00-TL kefalete dayalı KMH kredisi ve çek, senet karşılığı olarak 75.000.00-TL kredi kullandığını, davacının vermiş olduğu 25.000.00-TL senedin gününde ödendiğini, ancak keşidecisi … Şti. olan 31.07.2012 tarihli çekin karşılıksız çıktığını, davacının ibraz tarihinden sonra 53.000.00-TL ödemeden arta kalan tutar ve %10 tazminatını talebi ile işbu davayı açtığını, öncelikle davacının bu talebinin zamanaşımına uğradığını, çekin 31.07.2012 tarihli olup, kısmi ödemenin 10.08.2012 tarihinde yapıldığını, davacıya borcuna ilişkin ihtarnamenin 11.10.2012 tarihinde gönderildiğini ve 02.11.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının imzalamış olduğu sözleşmenin 9. Maddesi uyarınca bankanın bu hususta sorumluluğunun olmadığını, 31.07.2012 tarihinde davaya konu çekin takasta olduğu gün davacı çekin takastan çekilmesiyle ilgili talimat gönderdiğini, bu durumun bankada çekin hatır çeki olabileceği şüphesi uyandırdığını, çeke karşılıksız kaşesi basıldıktan sonra 10.08.2012 tarihinde çek keşidecisi çekin hatır çeki olduğunu, davacıya ulaşamadığını, davacının çeki ödeyemeyeceğini, çekinin yazılmış olmasının kendi ticari itibarını da zedeleyeceğini, çekin iadesi kaydıyla davacının kalan kredi borcunu kapatacağını bildirdiğini, çekin tüm hakları bankaya ait olduğundan keşideci tarafından davacının çek-senet karşılığı kullanmış olduğu kredi borcunun bakiyesi olan 53.012,00-TL’nin keşideci tarafından ödendiğini ve çekin keşidecisine iade edildiğini, davaya konu çek keşidecisi tarafından aynı gün, keşidecisi davacı şirket olan, …. Şti. adına yazılmış 31.07.2012 tarihli 50.000,00-TL bedelli bir çekin bankaya ibraz edildiğini ve karşılığı olmayan çekin arkasının yazıldığını, davacı hakkında İzmir 19. İcra Dairesinin 2012/13256 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe davacının itiraz ettiğini, açılmış olan itirazın iptali davasında taraflarına gönderilen cevap dilekçesi ekinde davaya konu çekin fotokopisinin de eklendiğini ve çek üzerinde teminat çekidir ibaresi bulunmadığını, eğer çek her iki şirket arasında ticari bir ilişkiden kaynaklanıyorsa bu durumun tarafların ticari defterlerinde de yer alması gerektiğini, çek aslı keşideciye iade edilmiş olsa da keşidecinin 53.000,00-TL alınarak çek aslının iade edildiğinin banka kayıtlarında sabit olup, davacının keşideci … Şti.’ den bakiye alacağını talep edebilir konumunda olduğunu, bankaca davaya konu çekle ilgili olarak ibraz tarihinden sonra kısmi ödeme kabul edilerek davacının lehine bir işlem yapıldığını ve iddiasının aksine yüksek faiz ve takip giderlerinden kurtulmasının sağlandığını, çek tazminatını ancak ibraz tarihi itibariyle yetkili hamilin talep edebileceğini, ibraz tarihinde yetkili hamilin banka olduğunu, bankaca çek tazminatı tahsil edilse bile davacının bu tazminat tutarının borcundan düşülmesini talep hakkı bulunmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece; “…..davanın kısmen kabul kısmen reddine, 21.988,00-TL alacağın 10/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının, davaya konu alacağı üçüncü kişiye temlik ettiğine ilişkin beyanını ve temlik sözleşmesini dosyaya sunmasının müteakip mahkemece davacının taraf sıfatını kaybettiği için, alacağı temlik alanın davaya devam edip etmeyeceğini sorması ve temlik alanın davaya devam etmesi halinde temlik alan yönünden davaya devam edilip karar verilmesi gerekirken, temlik eden ve taraf sıfatını kaybeden davacı yönünden hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğunu, davaya konu çekin hatır çeki olduğunu, davacının kısmi tahsilat yapılarak zarara uğratıldığı yönündeki iddiasının doğru olmadığını, bir alacağın kambiyo senetlerine dayalı olarak tahsilinin imkansız hale gelmesinin, alacağın tahsilinin de imkansız hale gelmesi sonucunu doğurmayacağını, gerek davacı gerekse çek keşidecisi üçüncü kişinin tacir olup, davacı alacağının aradaki temel ilişkiye dayanarak talep ve tahsil etme imkanına sahip olduğunu, ancak davacı keşideciye başvurup varsa alacağı temel ilişkiye dayanarak keşideciden talep etmeden doğrudan müvekkil aleyhine dava açıldığını, davacının kanıtlanmış bir zararının olmadığını, davacının taleplerinden biri hakkında karar verilmediğini, reddedilen talep yönünden müvekkili lehine vekalet ücreti hükmedilmediğini belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı banka vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-6098 Sayılı TBK’nun 183. maddesi (818 sayılı BK’nun 162.maddesi) gereğince kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklı, borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir. HMK’nun 125/2. maddesi (HUMK’nun 186. Maddesi) gereğince de davanın açılmasından sonra dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder. Bu hükme göre dava, davayı devralan üçüncü kişi ile davalı arasında devam edecektir. Bunun için davalının bu konuda karar vermesi veya devralan üçüncü kişinin davacı yerine geçmesi için onayı aranmaz ( Yargıtay 15.H.D. 23.06.2016 tarih, 2015/5589 E. 2016/3663 K. sayılı ilamı da aynı doğrultudadır).
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 33. maddesine göre hakim, Türk hukukunu re’sen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Yine HMK’nın 297. maddesinin (2) numaralı fıkrasında, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı vekilinin, dava dilekçesindeki taleplerinden birisi de, İzmir 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/674 Esas, 2013/153 Karar sayılı itirazın iptali dosyasında verilen kısmen kabul kararı nedeniyle ödenmek zorunda kalınan fazla bedelin de tahsili olup, mahkemece davacının bu talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Davacı vekili yargılama sırasında bu talebe ilişkin davaların geri aldıklarını beyan etmiş ise de, davalı vekili geri almaya muvafakat etmemiştir.
Şu durumda, dava dilekçesinde talep edilen anılı talep yönünden HMK’nın 297/2 maddesine aykırı olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
3-Harçlar Kanunu, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. Harçlar Kanunu’nun 30’uncu maddesinde peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmayacağı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 409’uncu maddesinde (HMK’nun 150. maddesi) gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulmasının, noksan olan harcın ödenmesine bağlı olduğu, aynı Kanun’un 32’nci maddesinde de yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılmayacağı düzenlenmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesindeki, İzmir 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/674 Esas, 2013/153 Karar sayılı itirazın iptali dosyasında verilen kısmen kabul kararı nedeniyle ödenmek zorunda kalınan fazla bedelin de tahsiline ilişkin talebinde dava değeri bildirmediği gibi bu husus HMK nın 31. Maddesi uyarınca davacı vekiline açıklattırılıp, eksik harcın da tamamlatılmadığı görülmüştür.
Bu durumda mahkemece, davacı vekilinin 11/07/2017 tarihli dilekçesindeki beyanında davaya konu alacağı, bila tarihli alacağın temliki sözleşmesi ile …’a devrettiğini bildirdiği gözetilerek, …’ın, müddeabihi devreden davacı şirketin yerine geçtiği kabul edilip Harçlar Kanunu’nun anılan maddeleri gereğince eksik harcın tamamlanması için ….’a usulüne uygun şekilde süre verilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Açıklanan bu durum karşısında; davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esasa ilişkin diğer istinaf itirazları incelenmeksizin, münhasıran kamu düzenine ilişkin nedenlerden ötürü kabulü ile istinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın. 353/(1)-a-4. maddeleri gereğince kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın HMK’nın 353/(1)-a-4 maddesi uyarınca kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince; İzmir 5. Asliye Ticaret
Mahkemesinin 06/11/2018 tarih ve 2015/249 Esas, 2018/1120 karar sayılı kararı nın KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-4) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/(1)-a/4 maddesi gereğince kesin olmak üzere 24/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.