Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/787
KARAR NO : 2021/1347
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2018
NUMARASI : 2016/301 Esas, 2018/1177 Karar
DAVA : İtirazın İptali
BAM KARAR TARİHİ : 09/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/12/2021
İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/10/2018 tarihli, 2016/301 Esas ve 2018/1177 karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin birikimi olan 20.000 Alman Markını, … A.Ş Bakırköy Şubesine 04/10/1999 tarihinde 90 gün vadeli olarak yatırdığını, vade tarihleri gelmesine rağmen 90’âr gün olmak üzere müteaddit defalarca uzatıldığını, müvekkilinin 28/03/2001 tarihinde parasını çekmek için … A.Ş’ ye başvurduğunu, kendisine şirketin tasfiye aşamasına girdiğini ve bu sebeplerle kendisine ödemenin yapılamayacağının, yan kuruluş olan diğer davalı … Şti’nin ödeme yapacağının söylenerek, davalı … ile alacağının temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmelerini imzaladığını, akdedilen sözleşme sonrasında müvekkiline çok az bir miktar ödendiğini, müvekkili tarafından davalılara Karşıyaka 5. Noterliğinin 14/03/2013 tarih ve 07298 yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, müvekkilinin alacağının tahsili için İzmir 26. İcra Dairesinin 2013/9510 esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını ve davalıların itirazı üzerine icra takibinin durdurulmasına icra dairesince karar verildiğini, itirazın haksız olduğunu bildirerek, davalıların itirazlarının iptaline ve takibin devamına, davalılar aleyhine % 20′ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettmiştir.
Davalı … Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili şirket arasında tanzim olunan alacağın temliki sulh, ibra ve feragat sözleşmesinden doğan uyuşmazlıkların hallinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olarak belirlendiğini, takibin yetkisiz İzmir İcra Müdürlüğünde başlatıldığını, yetkili mercin İstanbul İcra Müdürlüğü olduğunu, yetki itirazlarının kabulüne karar verilmesini, takip alacaklısı ile Tasfiye Halinde … A.Ş nezdinde kar ve zarar katılım hesap bakiyesinin temliki hususunda mutabakata varıldığını, söz konusu takip dayanağı alacağın temliki sözleşmesine istinaden takip alacaklısı Tasfiye Halinde … A.Ş nezdinde henüz vadesinin gelmediğini, mutlak ödenmesi de hukuken garanti edilmeyen kar ve zarar katılım bakiyesinde temlik alındığını, müvekkili şirketin iş bu temlik sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini, takip alacaklılarına takip miktarı kadar günü geçmiş bir borcunun bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Tasfiye Halinde … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın ticari dava olmadığını, davacının tacir olmadığını, tarafların ticari işletmesiyle ilgili bir dava olmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, HMK. 6 maddesi gereği yetkili mahkemenin ikametgahı olan Bakırköy mahkemeleri olduğunu, davacının müvekkili şirket nezdinde bulunan 388714 nolu kar ve zarar katılık hesabında bulunan alacaklarının 30/12/2010 tarihli alacağın temliki ve ibra sözleşmesi ile … Ltd. Şti’ne devir temlik ettiğini, müvekkili şirketinin söz konusu sözleşmenin tarafı olmadığından anılan sözleşmenin ifa edilmemesinden ya da eksik ifasından kaynaklanan uyuşmazlıklarda müvekkili şirketin sorumluluğundan söz edilmesini ve alacağın temliki sözleşmesine istinaden müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilmesinin hukuki bir dayanağının bulunmadığını, müvekkili şirketin huzurda görülen dava da ne aktif ve de pasif yönden taraf ehliyetinin bulunmadığını, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, tarafların iradesinin bir bütün olduğunu, bu nedenle aynı işlemde iradenin bölünmesinden söz edilemeyeceğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece ; davalı …nun tasfiye halinde olduğu, tasfiye sonuçlanmadığından kar-zarar durumunun tespit edilemediği, davacının kar/zarar hesabına yatırdığı para hakkında talepte bulunmasının bu aşamada mümkün olmadığı, dava tarihi itibarıyla alacağın muaccel hale gelmediği anlaşıldığından iş bu davalıya karşı açılan davanın reddine; diğer davalı yönünden ise temlik sözleşmesi uyarınca edimini yerine getirmediği, borcun muaccel hale geldiği, muaccel olan borcun miktarının 9.358,96 Euro olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.5 maddesine göre muaccel olan taksitlerin takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarının 252,09 Euro olduğu görülmekle davalı … yönünden açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile takibe bu miktar yönünden davalının yaptığı itirazın kısmen iptaline, yabancı paranın icra takip tarihi itibariyle geçerli olan TL karşılığı üzerinden davacı lehine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı … vekili istinaf başvurusunda özetle; müvekkili şirketin temlik sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirmiş olduğundan takip alacaklısına takip miktarı kadar günü geçmiş bir borcu bulunmadığını, davanın hukuki niteliğinin borcun nakli sözleşmesi olduğundan borcun muaccel hale gelmediğini, nakledilen borcun tasfiye halinin devam ettiğinden tasfiye bitmeden ödemenin talep edilemeyeceğini, alacağın yargılama gerektirmesi nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davada ihtar olmadığından ve fahiş faiz hesabı yapıldığından kararın hatalı olduğunu, sözleşmenin 4.3. maddesini uygulayarak dolar talebinin kabulünün hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE:
Dava; alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına, davacının takip tarihi itibariyle muaccel hale gelmiş alacak tutarlarını talep edebilecek olmasına, İİK.’nun 67.madde uyarınca hükmedilecek icra inkar tazminatının, hüküm altına alınan yabancı paranın icra takip tarihi itibariyle geçerli olan TL karşılığı tespit edilip bu miktar üzerinden tazminata karar verilmiş olmasına (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ nin 2020/3864 Esas ve 2021/2451 Karar sayılı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/19313 Esas ve 2018/4515 Karar sayılı ilamı) göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı … vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/10/2018 tarih ve 2016/301 Esas, 2018/1177 Karar sayılı hükmü usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf başvurusu sırasında alınması gereken 1.932,89 TL nispi harçtan peşin alınan 484,00TL harcın mahsubu ile bakiye 1.448,89 TL harcın davalı …’ nden alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusu sırasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ikmali ve gider avansı iadesi işlemlerinin yerel mahkemece yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca miktarı itibariyle kesin olmak üzere 09/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verilmiştir.