Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/767 E. 2021/1301 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2020/767
KARAR NO : 2021/1301

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/11/2016 (Dava) – 25/10/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/400 Esas – 2018/457 Karar
DAVA : Rücuen Tazminat
BAM KARAR TARİHİ : 08/12/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ: 08/12/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/10/2018 tarihli, 2017/400 Esas ve 2018/457 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davadışı … A.Ş.’nin müvekkili şirkete “inşaat all risk sigorta poliçesi” ile sigortalı olduğunu, 10.12.2015 tarihinde poliçe kapsamındaki manlift iş makinasının U/G menhole düşerek hasarlandığını, davalı …’in denetiminde olan servis yolunda meydana gelen kazadaki trafik kontrolü ve yönlendirmelerdeki eksikliklerin davalının sorumluluğunda olduğunu, kazaya karışan manliftin dava dışı sigortalı tarafından uzun süreli olarak olarak tedarikçi firma olan … Şti.’ nden kiralanmış olup, kaza anında manlift sertifikası sahibi olan ve taşeron firma … Şti.çalışanı olan … tarafından kullanılmakta olduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle yapılan inceleme sonunda belirlenen hasar tutarı olan 37.042,48 TL’nin 06.06.2016 tarihinde banka havalesi ile müvekkili tarafından sigortalısına ödendiğini, yapılan ödeme ile müvekkili şirketin sigortalısının haklarına halef olduğunu ve ödemiş olduğu tazminatı rücuen tazmin etmeye hak kazandığını, hasarın oluşumunda kusuru bulunan davalı tarafa yasal zorunluluk bulunmamasına karşın müvekkili tarafından ödemeye davet mekbu gönderildiğini, ancak netice vermediğini belirterek, müvekkili şirket tarafından sigortalıya ödenmiş olan 37.042,48-TL hasar tazminatının ödeme tarihi olan 06.06.2016’dan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline husumet yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davadışı … A.Ş. tarafından yapılması planlanan … yatırımı için kaza konusu … … mevkii … ada … parsel sayılı taşınmaz üzerinde … A.Ş.lehine 30 yıl süreli müstakil ve daimi nitelikte üst hakkı tesis ettiğini, bu taşınmaz üzerinde … A.Ş.tarafından … inşa çalışmalarının da başlamış olup halen devam etmekte olduğunu, kazanın yaşandığı yerin söz konusu … inşaatının yapıldığı alan olup, müvekkilinin bu çalışmalardan veya davacı tarafından iddia edilen eksiklik veya aksaklıklardan dolayı herhangi bir kusuru ve sorumluluğunun bulunmadığını, davanın müvekkili bakımından husumet yönünden reddi gerektiğini, bu nedenden dolayı kusura ilişkin iddiaları da kabul etmediklerini, iş makinasının hasar görmesinde iş makinası operatörünün kusurlu olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın talebinin de fahiş olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, “….Tüm dosya içeriği ve delillerin, bilirkişi raporlarının ve tanıkların anlatımlarının değerlendirilmesi sonucunda; dava ve sigorta sözleşmesine konu iş makinası operatörü …’ın idaresindeki manlift iş makinasını nakletmeye başlamadan önce inşaat sahası içindeki servis yolunu incelemediği, yolun trafik durumunu dikkate almadığı, eğitim almış bir sinyalci ile hareket etmediği, trafiğin yoğunlaşması ve arkadan sürekli korno çalınması karşısında yolun sağındaki servis yolunu kullanmayıp ve uygun bir yerde park edip araç trafiğinin azalmasını beklemek yerine yolun sağındaki servis yolunu kullandığı, bu yol üzerinde bulunan menholleri (kontrol deliği) yeterince kontrol edemediği için aracın menhole düşerek devrilmesiyle sonuçlanan kazanın meydana gelmesinde tali derecede ve %40 oranında kusurlu olduğu; servis yolunun bulunduğu alanın maliki olan davalı …’nin kazanın olduğu yolun bakım onarım ve denetiminden sorumlu olmadığı yönündeki iddialarının yersiz olduğu, kazanın meydana geldiği kesimin taşıt yolu olmayıp … iş sahası içerisinde kaldığı, olay yerinin yakın zamanda iyileştirildiği, ancak … U/G kontrol deliği etrafında barikat, işaret uygulaması yapılmadığı ve belirtilmediği için kazanın meydana gelmesinde asli ve %60 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, davaya ve sigorta sözleşmesine konu dizel eklemli … marka Z13570 tipi lastik tekerlekli manlift makinasında sol ön kaput, sol ön kaput bareketi, jib bomun dış taraftaki bomu, sepet dönüş hidromotoru, seondr bom engel sensör de dahil olmak üzere 22 kalem parçanın değiştirilmesi gerektiği, parça bedelleri ve işçilik bedelleri toplamının 12.696,65 Amerikan doları (37.042,48 TL) olduğu, bu hasar tutarından %60 kusur oranına isabet eden 22.225,49 TL bedelden davalının sorumlu olduğu, fazlaya ilişkin istemin yersiz olduğu, davalının dava konusu hasardan sorumluluğunun kabul edilmesine göre, davalı tarafından ileri sürülen pasif dava ehliyeti itirazının hukukî dayanaktan yoksun kabul edilmesi gerektiği, açıklanan nedenlerle, DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 22.225,49 TL’sının ödeme tarihi 06.06.2016’dan itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; “…Müvekkili bakımından davanın husumet nedeniyle reddi gerekirken kısmen kabulünün doğru olmadığı, dava konusu kazanın yaşandığı yerin müvekkili sorumluluğunda olmayıp davadışı … A.Ş. lehine üst hakkı tesis edilen alanda bulunduğu, müvekkili …’in söz konusu çalışmalardan veya davacı tarafça varlığı iddia edilen eksiklik veya aksaklıklardan dolayı kusuru ve sorumluluğu bulunmadığı, davanın husumet yönünden reddi yönündeki gerekçelerinin ilk derece mahkemesi tarafından dikkate alınmadığı, bu yöndeki iddia ve savunmaları konusunda gerekçeli kararda hiçbir hukuki dayanak ve gerekçe gösterilmediği, bu itirazlarının reddi gerekçesi olarak ‘Davalının dava konusu hasardan sorumluluğunun kabul edilmesine göre, davalı tarafından ileri sürülen pasif dava ehliyeti itirazı hukuki dayanaktan yoksun kabul edilmelidir.’ şeklinde soyut, gerekçesiz ve hukuki dayanaktan yoksun bir karar verildiği, üst hakkı ile kullanımı ve tasarrufu davadışı şirkete bırakılan alan ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadığı, duruşmada dinlenen tanıkların da bu yönde beyanları olduğu, bilirkişi raporunun hukuka aykırı ve yoruma dayalı olduğu, dava konusu yerde müvekkilinin denetim, bakım ve onarım sorumluluğu olduğuna dair herhangi bir delil gösterilememesine rağmen ‘…’in kazanın olduğu bakım-onarım ve denetiminden sorumlu olmadığı yönünde dosya kapsamıtıda somut bir veriye ulaşılamamış olması’ gerekçe gösterilerek müvekkiline kusur yüklenmesinin hiçbir hukuki dayanağı olmadığı, müvekkilinden denetimden sorumlu olmadığına ilişkin bir delil sunmasının beklenemeyeceği, bilirkişilerin müvekkilinin sorumluluğuna ilişkin hukuki bir gerekçe gösteremedikleri, meydana gelen kazada müvekkilinin herhangi bir kusuru bulunmadığı, kazanın meydana gelmesinde operatörün asli ve tam kusurlu olduğu, buna karşın girilmemesi gereken yola giren ve etrafı bariyerle çevrili, üzeri kapalı alana tonlarca ağırlıktaki iş makinası ile çıkan ve kazanın meydana gelmesine başlı başına sebebiyet operatöre %40 oranında kusur izafe edilirken, müvekkilinin bakımı ve onarımı ile ilgili herbangi bir hukuki ve fiili ilgisinin bulunmadığı, kullanımını resmi olarak tapu kayıtları ve yazılı belgelerle bir başka şirkete devrettiği aşikar olan yerde müvekkiline %60 oranında kusur izafe edilmesinin de bilirkişi raporunun hayatın olağan akışına aykırı, haksız ve hukuka aykırı olduğunun açık |göstergesi olduğu, ayrıca zarar yönündeki hesapların da denetime elverişli olmadığı ve fahiş olduğu” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı … tarafından İnşaat All Risk Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
4721 S. TMK’nın 826.maddesinde; “Bir taşınmaz maliki, üçüncü kişi lehine arazisinin altında veya üstünde yapı yapmak veya mevcut bir yapıyı muhafaza etmek yetkisi veren bir irtifak hakkı kurabilir. Aksi kararlaştırılmış olmadıkça bu hak, devredilebilir ve mirasçılara geçer. Üst hakkı, bağımsız ve sürekli nitelikte ise üst hakkı sahibinin istemi üzerine tapu kütüğüne taşınmaz olarak kaydedilebilir. En az otuz yıl için kurulan üst hakkı, sürekli niteliktedir.” denilmiş, 827. maddede de; “Üst hakkının içerik ve kapsamıyla ilgili olarak resmi senette yer alan, özellikle yapının konumuna, şekline, niteliğine, boyutlarına, özgülenme amacına ve üzerinde yapı bulunmayan alandan faydalanmaya ilişkin sözleşme kayıtları herkes için bağlayıcıdır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta; davalı ….A.Ş. vekili davanın başından itibaren dava konusu iş makinesinin hasara uğradığı yer ile ilgili olarak davadışı … A.Ş. lehine 30 yıllık üst hakkı tesis edildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin kaza yeriyle ilgili hukuki sorumluluğunun bulunmadığını beyan etmiş, delil olarak da tapu kayıtlarına, keşif ve bilirkişi incelemesine dayanmış olduğu görülmüştür.
Buna rağmen; davalının bu yöndeki savunmalarına ilişkin yerel mahkemece herhangi bir araştırma yapılmamış olduğu, bildirilen delillerin toplanmadığı ve alınan bilirkişi raporlarındaki “kaza yerinin davalı …’in sorumluluğunda olmadığına dair bir veri olmadığı” şeklindeki dayanaksız görüşüne istinaden hüküm tesis edildiği anlaşılmakla, mahkeme kararının bu nedenle eksik incelemeden dolayı kaldırılması gerekmiştir.
Mahkemece yapılması gereken iş; yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri de dikkate alınarak, husumet yönünden ileri sürülen savunmaya dair tapu kayıtları ve özellikle üst hakkına ilişkin resmi akit tablosunun getirtilerek, kaza yerinde fen bilirkişi, inşaat mühendisi ve sigorta uzmanından oluşan heyetle keşif yapılması suretiyle davalı vekilinin itirazlarını da karşılayacak ve kaza tarihi itibariyle üst hakkı ve kapsamını belirleyecek şekilde bilirkişi heyet raporu alınması, sorumlulukların ve yargılama sırasında taraflarca itiraza uğrayan kusur oranlarının da tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca eksik incelemeden dolayı kaldırılması gerekmiş, davalı vekilinin zarar hesabına ilişkin istinaf itirazlarının karar kaldırma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile, yerel mahkeme kararının HMK 353/1-a-6. madde uyarınca kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile, Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/400 Esas – 2018/457 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
4-İSTİNAF AŞAMASINDA; davalı tarafından yatırılan 393,55 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, istinaf başvuru harcının hazineye irat kaydına,
5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 08/12/2021