Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/747 E. 2021/1224 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2020/747
KARAR NO : 2021/1224

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2017 (Dava) – 20/09/2018 (Karar)
NUMARASI : 2017/766 Esas – 2018/905 Karar
DAVA : Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 24/11/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ: 24/11/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili, 07/03/2017 tarihinde müvekkilinin maliki olduğu … plakalı ticari otobüsün seyir halinde iken aşırı yağış nedeniyle yolda birikip dalga yapan su birikintisine girmesi üzerine çalışmadığını, olduğu yerde kaldığını, müvekkilinin hemen yol yardımı servisini aradığını, tekniker tarafından aracın sağ ön tekerde bulunan hava emiş bölgesinden su alıp motora verdiğinin tespit edildiğini ve aracın anlaşmalı servise çekildiğini, davalının müvekkiline ait aracın kasko sigortacısı olduğunu ve meydana gelen hasardan dolayı poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, kazanın akabinde davalıya hasar ihbarı yapıldığını, hasar dosyası açıldığını, ancak ödeme yapılmadığını, eksper raporuna göre müvekkiline ait araçta KDV hariç 46.404,20 TL hasar tespit edildiğini, onarımı yapan şirket tarafından müvekkiline KDV dahil 54.812,20 TL bedelli fatura kesildiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 30.000,00 TL hasar bedelinin, temerrüt tarihi olan 26/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 28.05.2018 havale tarihli ıslah dilekçesi ile 54.812,20 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili olarak talebini artırdığı anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı vekili, zarara ilişkin ekspertiz raporu mevcut olduğundan davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını ve bu nedenle hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, dava konusu poliçede … Bankası’nın dain-i mürtehin olarak gözükmekte olduğunu ve bu nedenle davaya muvafakatinin gerektiğini, davacının başvurusu üzerine müvekkilince araştırma raporu aldırıldığını, bu rapora göre dava konusu kazanın gerçekleşmesi yönünden davacının beyanları ile kazanın oluşumunun birbirini tutmadığını, rapor incelendiğinde, davacı tarafından aracın hasar resimlerinde görülen su birikintisine kasten girmesi ihtimalinin bulunduğunu, zira dava konusu hasarın aracın su almasından ötürü değil, motorun yağsız ve/veya aşırı hararet etmesinden dolayı oluşmuş olduğunu, bu bakımdan zaten hasarlı olan bir aracın su almasının söz konusu olup hasarın oluşmasının asıl nedeninin su alması olmadığını, suistimal kastı bulunması ihtimaline binaen hasarın nasıl oluştuğu, aracın kazadan önceki durumu, motorun yapısı ve hasarın niteliğinin incelenerek bilirkişi raporu alınması gerektiğini, kasko sigortası genel şartları kapsamında davacının hasarın artmasını önleme yükümlülüğü olduğunu, kimsenin kendi kusurundan faydalanamayacağını, davacının ancak dava tarihinden itibaren ve yasal faiz talep edebileceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece, “…Yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, her ne kadar davalı tarafça; davacıya ait … plaka sayılı araçta 07/03/2017 tarihinde aracın suya maruz kalması sebebiyle oluşan bilirkişi heyeti rapor içeriğine göre 54.812,20 TL miktarındaki hasarın, poliçe kapsamı dışında olduğu, hasarın poliçe tanzim tarihinden önce olduğu ve aracın hasarlı halde suya maruz bırakıldığı iddiasında bulunulmuş ise de, işbu iddiayı ispatla yükümlü olan davalı tarafın, davacı tarafın araçtaki hasarı poliçe tanzimi sırasında gizlediği veyahut da aracı işbu hasarı gizleyerek kasten suya maruz bıraktığına dair iddianın ispatına yönelik kanıt sunamadığı, dosyaya temin edilen bilirkişi heyeti raporu, kaza tarihinden sonra 08/03/2017 tarihinde yapılan hasar ihbarı üzerine davalı … şirketince oluşturulan hasar dosyası ve tüm dosya kapsamı içeriğine göre, davacıya ait aracın 07/03/2017 tarihinde sürücüsü tarafından aşırı yağış sonucu oluşan suya girmesi sonucu hasarlandığı, işbu nedenle araçta 54.812,20 TL’lik zarar oluştuğu, oluşan zarar miktarının kasko poliçesi limiti ve kapsamı dahilinde kaldığı kanaatine varılmakla, DAVANIN KABULÜ İLE, 54.812,20 TL hasar bedeli maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI: DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN, “Davacının alacağı belirli olmasına rağmen davasını belirsiz alacak davası olarak açmasının usule aykırı olduğu, zira davanın açılması esnasında aracın uğradığı gerçek zararın tespitine ilişkin ekspertiz raporu sunulduğu, HMK’nın 107. maddesinden açıkça anlaşılacağı üzere, belirsiz alacak davasının açılabilmesinin temel şartının davacının müddeabihin değerini tam olarak bilememesi şartı arandığı, davacının hukuki yararına dair dava şartının bulunmamasından ötürü davanın reddi gerektiği, husumet itirazlarının olduğu, zira müvekkili sigorta şirketi nezdinde tanzim edilen kasko poliçesi içeriğinde … Bankası’nın dain-i mürtehin kaydı bulunmasına ve dosya içeriğinde muvafakat olması gerektiğine ilişkin beyanlarına rağmen bunun dikkate alınmadığı, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu, hasar ile beyan arasında uyumsuzluk bulunduğu, bu hususun cevap dilekçelerinde ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde belirtilmesine rağmen itirazlarının dikkate alınmadığı, araştırma raporlarındaki hususları çürütecek herhangi bir argümanın dosya içerisine sunulmadığı, rapor incelendiğinde görüleceği üzere davacı tarafından aracın hasar resimlerinde görülen su birikintisine kasten girmesi ihtimalinin bulunduğu, zira dava konusu hasarın aracın su almasından ötürü değil, motorun yağsız ve/veya aşırı hararet etmesinden dolayı oluştuğu, bu bakımdan zaten hasarlı olan bir aracın su almasının söz konusu olduğu, hasar oluşmasının asıl nedeninin aracın su alması olmadığı, aracın kazadan önceki durumunun, motorun yapısının ve hasarın niteliğinin nazara alınarak bilirkişi raporu alınması gerektiği, davacı tarafça Kasko Sigortası Genel Şartları Hasar ve Tazminat başlığı altında Bl. Rizikonun Gerçekleşmesi Halinde Sigortalı ve/veya Sigorta Ettirenin Yükümlülüklerine uygun davranılmadığı, kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesinin uygulanması zorunluluğunun olduğu, Yargıtay kararları doğrultusunda, davacının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, yeterli ve gerekli belgelerin eklenmesi sureti ile bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde alacak muaccel hale geldiğinden bu tarihlerden öncesi için faiz sorumluluklarının da bulunmadığı, davacı vekilinin talep etmesi gereken faizin yasal faiz olduğu, dava konusu kazanın haksız fiilden kaynaklandığı, ticari iş olarak nitelendirilemeyeceği, bu nedenle uygulanması gereken faizin yasal faiz olduğu” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; trafik kazasına dayalı araç hasar bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlığa konu sigorta poliçesinde davadışı … Bankası A.Ş.’ nin dain-i mürtehin olarak görüldüğü doğru olmakla birlikte, dosya içerisinde … Bankası A.Ş.’ nin dain-i mürtehin sıfatlarının devam ettiği, rehin bedelinin 203.753,00 -TL olduğu ve davaya muvafakatlerinin olduğu yönünde yazı cevabı bulunduğu görülmekle, davalı vekilinin bu husustaki istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Yine, davalı vekilinin iddialarının aksine, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmayıp, kısmi dava olarak açıldığı dava dilekçesinden anlaşılmaktadır. Davacı vekili bilirkişi raporundan sonra davasını ıslah etmiş, ıslah harcını da yatırmış olup, ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiği, ıslaha karşı herhangi bir beyanda bulunulmadığı, davalı vekilinin davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağına dair itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Dava konusu aracın ticari nitelikteki otobüs olmasına göre, hükmedilen tutara dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesinde de bir isabetsizlik yoktur.
Davalı vekilinin hasar ile beyan arasında uyumsuzluk olduğuna dair itirazları bakımından yapılan değerlendirmede; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerek ekspertiz raporu ve gerekse davalı … şirketinin yaptırdığı araştırma raporunun irdelendiği, ayrıntılı gerekçeleriyle açıklanarak davacıya ait aracın motoruna, aracın hızla su birikintisine girmesiyle yağmur suyu girdiği, olay yeri fotoğraflarındaki su seviyesine göre suyun motorun hava filtresine erişecek yükseklikte olduğu, aşırı yağış nedeniyle aracın yağmur suları içinde kaldığı ve sonuç olarak beyan ile hasarın teknik olarak uygun olduğu kanaatine varılmış olduğu, sözkonusu raporun ayrıntılı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, dosya kapsamına ve olayın oluşuna uygun bulunduğu anlaşılmakla, bu yöndeki istinaf itirazının da esastan reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/766 Esas – 2018/905 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 3.744,22 TL istinaf karar harcından peşin alınan 702,00 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 3.042,22 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktarı itibariyle kesin olmak üzere 24/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.