Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/723 E. 2021/1213 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2020/723
KARAR NO : 2021/1213

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2018
NUMARASI : 2017/22 Esas- 2018/849 Karar
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
BAM KARAR TARİHİ : 24/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Kooperatifin ortağı olduğunu,müvekkiline İzmir 11.Noterliğinin 05.10.2016 tarih ve 14826 nolu ihtarnamesi ve ekinde Kooperatif Yönetim kurulunun 07.09.2016 tarihli ve 9 nolu kararı 06.10 2016 tarihinde tebliğ edildiğini,Davalı Kooperatifçe gönderilen çıkarma kararında 13.09.2014 tarihli Genel Kurul toplantısında tüm üyelerin ödemelerinin 01.01.2015 tarihine kadar 114.000,00 TL ye tamamlanmasına, aksi takdirde %2 gecikme faizi alınmasına karar verildiği belirtilmesine rağmen böyle bir kararın alınmadığını ve kararın uygulanmadığını,bilgi verilmeden müvekkilinden 63.775,00 TL talep edilmesinin de hukuka aykırı olduğunu,Kooperatif üyeleri arasında eşitlik ilkesinin geçerli olduğunu,birçok Kooperatif ortağının ödemelerini 114.000,00 TL ye tamamlamadığını, ortaklıktan çıkarılabilmesi için gerekli olan iki haklı ihtarın da bulunmadığını ileri sürerek, Kooperatif Yönetim kurulunun 07.09.2016 tarihli ve 9 nolu olan 06.10 2016 tarihinde müvekkiline tebliğ edilen çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kooperatife kayıtlı üyelerin ödemelerini en geç 01.01.2015 tarihine kadar 114.000,00 TL’ ye tamamlamaları hususunda 13.09.2014 tarihinde Genel Kurulu Kararı alındığını, her üyenin ödemesi gereken borç miktarının bildirildiğini, davacının kendisine düşen borcu ödememesi üzerine İzmir 11. Noterliğinin 16555 yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiği ve bu 1. ihtarnamenin 06.11.2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, birinci ihtara rağmen borç ödenmeyince bu kez İzmir 11. Noterliğinin 04.05.2016 tarihli 6745 yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, bu ihtarnamenin de davacıya usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini, iki haklı ihtara rağmen verilen süre içerisinde borç ödenmeyince Kooperatif Yönetim Kurulunun 07.09.2016 tarihli ve 9 nolu kararı ile üyelikten çıkarma kararı alındığını, bütün işlemlerin usul ve yasalara ve ana sözleşmeye uygun olduğunu, genel kurul kararına aykırı davranan tüm üyelere ihtarname tebliğ edildiğini, davacının borcunun ise faiz uygulanmadan çıplak borcu olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; “…Tarafların iddia ve savunmaları, dosya içerisindeki belgeler kapsamında Kooperatifin bulunduğu yerdeki defter, belge, ana sözleşme de incelenmek suretiyle davacının davalı Kooperatif ortaklığından çıkarılmasına ilişkin Yönetim Kurulu Kararının Kooperatif ana sözleşmesine ve mevzuata uygun olup olmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yapılmış,uzman bilirkişiden rapor alınmıştır. Tüm dosya içeriği ve bilirkişi raporuna göre,ödemelerin 2015 yılında yapılacak Olağan Genel Kuruluna kadar tamamlanması 01.01.2015 tarihine kadar ödemelerin 114.000,00 TL ye tamamlamayanlar hakkında ise gecikme faizi de uygulanacağı konusunda 13.09.2014 tarihinde Genel Kurulu Kararı alındığı, her üyenin ödemesi gereken borç miktarının bildirildiği,davacının kendisine düşen borcu ödememesi üzerine İzmir 11.Noterliğinin 16555 yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderildiği ve bu 1.İhtarnamenin 06.11.2015 tarihinde davacıya tebliğ edildiği,birinci ihtara rağmen borç ödenmeyince bu kez İzmir 11.Noterliğinin 04.05.2016 tarihli 6745 yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiği,bu ihtarnamenin de davacıya usulüne uygun şekilde 27.05.2016 tarihinde tebliğ edildiği,2015 yılında yapılan Genel Kurulun 27.06.2015 tarihinde yapıldığı,dolayısı ile en son bu tarihe kadar ödemenin yapılması gerektiği, iki haklı ihtara rağmen verilen süre içerisinde borç ödenmeyince Kooperatif Yönetim kurulunun 07.09.2016 tarihli ve 9 nolu kararı ile üyelikten çıkarma kararı alındığı anlaşılmaktadır.
Kooperatif tarafından borcunu ödemeyen başka ortakların da bulunduğu,başkaca borcunu ödemeyen bazı ortakların da ortaklıktan çıkarılmasına yönelik işlem yapıldığı anlaşılmıştır. Kooperatif tarafından başkaca ödeme yükümlülüğü bulunup da çıkarılma yönünde işlem yapılmayan ortaklar da bulunabilir,davacı tarafın itiraz ettiği başka ortaklara karşı aynı yöntemin uygulanmadığı ve eşitlik ilkesine aykırılık bulunduğu iddiası açısından yapılan değerlendirmede,Kooperatif’e karşı çok sayıda kişinin ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde, aynı anda çok sayıda kişinin ortaklıktan çıkartılması Kooperatif’e ekonomik açıdan olumsuz bir durum oluşturabileceğinden Yönetim tarafından en çok borcu olanların veya ödeme yapmayı hiç bir şekilde kabul etmeyenlerin öncelikle ortaklıktan çıkartılması Kooperatif’in takdirindedir. Öte yandan 13.09.2014 tarihli Genel kurulda 5.maddede yazılan ifadeye göre “ 1 Ocak 2015 tarihine kadar ortakların eksik ödemelerinin belirlenerek 114.000,00 TL ye tamamlanması tamamlanmadığı takdirde aylık %2 faiz uygulanacağı” belirtilmiştir. Davacıya gönderilen ihtarnamelerde gecikme faizi hesaplanmadan yalnızca asıl borcun talep edildiği,ancak gecikme faizi talep edilmemesinin ana para borcunu ortadan kaldırmadığı,bu nedenle alınan çıkarma kararının Genel Kurul kararına aykırılık teşkil etmediği gibi,davacının alınan karardan haberdar olmadığı iddiasının da doğru olmadığı anlaşılmakla çıkarma kararının iptalini gerektirecek bir durum bulunmadığı… ” gerekçesiyle davanın REDDİNE şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kooperatif ortağının parasal yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle üyelikten ihraç edilebilmesi için kendisine, usulüne uygun, gerçek borç bildirimini içeren iki haklı ihtar gönderilmesinin gerektiğini, İzmir 11. Noterliğinin 04.05.2016 tarih ve 6745 yev. no’lu ihtarname ile 05.10.2016 tarih ve 14826 yev. no’lu çıkarma kararının müvekkilinin birlikte oturduğunu beyan eden eşi …’a tebliğ edildiğinden bahsedildiğini, ancak müvekkilinin eşi …’ın okuma-yazmasının bulunmadığını, bu nedenle tebliğlerin usulüne uygun olduklarından söz edilemeyeceğini, yerel mahkemece, hiçbir tebliğ üzerinde usulsüz olup olmadıkları yönünde araştırma yapılarak hüküm kurulmadığından İzmir 11. Noterliğinin 04.05.2016 tarih ve 6745 yev. no’lu ihtarnamesi ile 05.10.2016 tarih ve 14826 yev. no’lu çıkarma kararının usulüne uygun tebliğ edilmiş gibi hüküm kurulduğunu, kooperatifçe uygulanmayan genel kurul kararlarına dayalı olarak verilen ihraç kararlarının geçersiz olduğunun mevzuat gereği olduğunu, olağan genel kurul toplantısının 27.06.2015 tarihinde yapıldığını, bugüne kadar hiçbir borç bildiriminin yapılmadığını, ilk ihtar tarihinin 21.10.2015 tarihi olduğu gözetildiğinde, müvekkilinin 114.000,00-TL’yi tamamlamadığından bahisle yapılan ilk borç bildiriminin olağan genel kurul toplantısından sonra yapıldığını, söz konusu genel kurul kararına uyulmadığını, sunulan ilk bilirkişi raporuna itirazları neticesinde, yerel mahkeme tarafından da itirazlarının önemli görüldüğünü ve 20.02.2018 tarihli ara karar ile ek rapor alınmasına karar verildiğini, eksik ödemelerin 2015 yılında yapılacak genel kurul toplantısından önce bildirilmesi kararı alındıktan sonra ortakların eksik ödemelerini 01.01.2015 tarihine kadar yapmamaları halinde aylık %2 gecikme faizi uygulanacağına dair kararın hukuken geçerli bir karar olduğundan söz edilemeyeceğini, başta kooperatif başkanı … olmak üzere ödemelerini tamamlamayan 18 ortağın daha bulunduğu, sırasıyla işlem yapılıyor denmesine rağmen geçen zaman zarfında haklarında başlatılan bir işlem olmadığı gözetildiğinde, uygulanmayan genel kurul kararına dayalı ihraçların mevcut yönetime muhalif ortakların kooperatiften uzaklaştırılması amacına yönelik olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; kooperatif ihraç kararının iptali istemine ilişkin olup mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili hükmü süresi içinde istinaf etmiştir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
1-Davacı, davalı kooperatifçe gönderilen ihtarların eşi olan ve okuma yazması bulunmayan …’a tebliğ edildiğini, dolayısıyla tebliğlerin usulüne uygun olmadığını ileri sürmüş ise de, davacı tarafça yargılama boyunca bu yönde bir iddianın ileri sürülmediği, kaldı ki davacıya yapılan tebligatın eşinin imzasına tebliğ edildiği, yani 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 24. maddesine göre imza edebilecek kadar yazı bildiği anlaşılmakla davacının haklı nedene dayanmayan bu yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı kooperatifin yapılan 13.09.2014 tarihli genel kurulunda gündemin 5 nolu maddesinde alınan karara göre, 2015 yılında yapılacak genel kurula kadar her üyenin ödediği bedelin 114.000,00 TL’ye yükseltilmesi, bu hususun ortaklara bildirilmesi, ödemeleri yapmayan ortaklara aylık %2 gecikme faizi uygulanmasına karar verilmiştir. Söz konusu kararın davacı ortağa bildirildiğine dair herhangi bir evrak dosyaya sunulmamıştır. 2015 yılındaki genel kurulun ise 27.06.2015 tarihinde yapıldığı davacı beyanları ile sabittir. Davacıya borcunu ödemesi için 10 günlük süre verilen ilk ihtar 21.10.2015 tarihli olup tebliği ise 06.11.2015 tarihinde gerçekleşmiş, 1 aylık süreyi ihtiva eden ikinci ihtar ise 04.05.2016 tarihli olup 27.05.2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı yapılan iki ihtara rağmen borcunu ödemediği için 07.09.2016 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile üyelikten ihraç edilmiştir. Davalı, davaya cevabında davacıdan ihtarlar uyarınca talep edilen miktarın faiz hesaplanmamış çıplak bedel olduğunu belirtmiştir. Kooperatif defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde de, davacının ödeme yaptığı 50.225,00 TL bedelin tamamlanılması gereken 114.000,00 TL’den mahsubu ile kalan 63.775,00 TL çıplak bedelin davacıdan talep edildiği, faizin ise istenilmediği tespit edilmiştir. Davacı istinaf başvurusunda, alınan genel kurul kararının kendisine bildirilmediğini, yani borcun muaccel olmadığını belirtmiş ise de, davacıdan ihtarlarla talep edilen borcun faizsiz çıplak alacak olduğu, yani gecikme faizi talep edilmediği, genel kurul toplantısı öncesi kendisine bildirim yapılmaması sebebiyle davacının faizden sorumlu olamayacağı, bunun haricinde ana para borcundan sorumluluğunun devam edeceği anlaşıldığından davacının bu yöndeki istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
3-Eşitlik ilkesine aykırılık bulunduğu iddiası açısından mahkemece yapılan değerlendirmenin yerinde olduğu, bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere çıkarma işleminin sadece davacı ile sınırlı olmadığı, ortakların çoğunluğunun ödemelerinin 100.000,00 TL’yi aştığı, davacı ödemesinin ise bunun çok altında 50.225,00 TL’de kaldığı, ödemesi 100.000,00 TL’nin altında bulunan başka üyelerin de olduğu ancak ayrılma payı ödenecek olması sebebiyle tüm ortakların aynı anda ihracının kooperatifi ekonomik olarak olumsuz etkileyebileceği, bu sebeple yönetim tarafından en çok borcu olanların veya ödeme yapmayı hiç bir şekilde kabul etmeyenlerin öncelikle ortaklıktan çıkartılmasının kooperatifin takdirinde olduğu anlaşıldığından bu yöndeki istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, alınan bilirkişi asıl ve ek raporunun denetime elverişli, hüküm kurmaya yeterli ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/22 Esas – 2018/849 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 23,40 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın, temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/11/2021