Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/701 E. 2021/1105 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/701
KARAR NO : 2021/1105

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/08/2016 (Dava) – 17/05/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/1044 Esas – 2018/532 Karar
DAVA : Alacak
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/05/2018 tarihli, 2016/1044 Esas ve 2018/532 Karar sayılı dosyasından yapılan yargılama neticesinde verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı bankanın Kemalpaşa Şubesi ile genel kredi sözleşmesi imzaladığını ve 530.00-TL bedelli 60 ay vadeli ticari kredi kullandığını, davalı bankanın imzalanan GKS’nin 6.maddesini gerekçe göstererek müvekkili şirketten 530-TL kredi tahsis ücreti kestiğini, ayrıca müvekkil şirketin kullanmış olduğu krediyi vade sonu gelmeden erken kapattığını ve davalı bankanın erken kapama nedeniyle müvekkilinin hesabından 15.627,94-TL erken kapama komisyon masrafı ve 781,39-TL komisyon masrafı kestiğini, bu kesintilerin GKS’nde yazılı dahi bulunmadığını, davalı bankanın kesintilerin dayanağı olarak gösterdiği genel kredi sözleşmesinin 6.maddesinin haksız şart niteliğinde olduğunu, 6502 Sayılı Yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay 13. HD’nin kararlarının da bu yönde olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davalı banka tarafından müvekkili şirketten kredi tahsis ücreti adı altında kesilen 530-TL, komisyon bedeli adı altında kesilen 781,39-TL ve erken kapama komisyon bedeli adı altında tahsil edilen 15.627,94-TL olmak üzere toplam 16.939,33-TL tutarındaki bedelin tahsil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı banka vekilinin davaya süresinde cevap vermediği, ancak sonrasında sunduğu beyan dilekçesinde; tarafların tacir olduğunu, kullandırılan kredinin ticari bir kredi olduğunu, bu nedenle davacının iddia ettiği gibi Tüketici Kanunu’nun ya da Yargıtay 13.HD içtihatlarının uygulanamayacağını, krediye ilişkin müvekkili banka tarafından alınan faiz, ücret, masraf, komisyon v.s. hususların gerek taraflar arasında imzalanan GKS’nde 6 maddede ve gerekse davalı ve kefillerine verilen Genel İşlem Koşullarına İlişkin Bilgilendirme Notu ve Teslim tutanağının c bendinde açıkça belirtilmiş olduğunu beyanla, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece, “…Dosya içerisinde mevcut tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, alınan bilirkişi raporlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli görüldüğü, davacının kullanmış olduğu ticari kredi nedeniyle kendisinden alınan erken kapama komisyonu ve kredi tahsis ücreti hususunda iade talebinde bulunabileceği, ancak bunun için muhatap bankanın kredi tahsis ücretini belgelendirememesinin gerektiği ve davacıdan kesilen erken kapama komisyonunun diğer banka uygulamalarının ortalamasının üzerinde olması gerektiği, somut olayda davalı bankanın kredi tahsis ücretinin hangi hizmet için alındığını ispatlayamadığı, davacının erken ödemesi nedeniyle erken kapama komisyonu olarak kesilen bedelin diğer bankaların uygulamış olduğu erken kapama komisyon oranlarının ortalaması olan %4,15 ile erken kapama tutarı 368.402,25-TL çarpıldığında 15.288,69-TL olduğu, bunun üzerine %5 oranında BSMV uygulandığında davalı bankanın tahsil edebileceği azami tutarın 16.053,12-TL olacağı, dolayısıyla davalı bankanın kesmiş olduğu 16.409,33-TL erken kapama komisyonundan alması gereken azami tutar olan 16.053,12-TL mahsup edildiğinde 356,21-TL fazla erken kapama komisyonu aldığı anlaşılmakla; Davanın KISMEN KABULÜNE, 530,00-TL kredi tahsis ücreti ve 356,21-TL fazla alınan erken kapama komisyonu olmak üzere TOPLAM 886,21-TL’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI: DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN, “…6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun sözleşmeler ve genel işlem şartlarıyla ilgili hükümleri, 4728 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun dürüstlük ve iyi niyetle ilgili pozitif ve genel hukuk ilkeleri gereğince davalı bankanın tek taraflı ve bu ilkelere aykırı sözleşme ve uygulamalarının geçerliliğinin bulunmadığı, Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 2014/13315 Esas ve 2014/13503 Karar sayılı kararında da bunun genel işlem şartına açıkça aykırı kabul edilerek iadesi gerekeceği kanaatine varıldığı, genel kredi sözleşmesinde sayfa 2, madde 6/2’de ‘Müşterinin bakiye borcunu kısmen veya tamamen vadesinden önce ödemesi Banka’nın kabulüne bağlıdır…Banka, erken ödeme isteğini kabul ederse bunun şartlarını bildirir ve erken ödeme nedeniyle maruz kalacağı kâr mahrumiyeti, zarar ve maliyetleri, doğabilecek vergi ve KKDF gibi yükümlülükleri müşteriden talep eder.’ denildiği, bu genel işlem niteliğindeki şartın Türk Borçlar Kanunu’na aykırı olduğundan geçerli olmadığı, ayrıca erken ödeme halinde hangi oranda hesaplama yapılacağının belirsiz olduğu, bu bakımdan da geçersiz olduğu, TCMB tarafından yayınlanan Mevduat ve Kredi Faiz Oranları, Katılma Hesapları Kâr ve Zarara Katilma Oranları ile Kredi İşlemlerinde Faiz Dışında Sağlanacak Diğer Menfaatler Hakkında Tebliğ (Sayı: 2006/1)’in 6. maddesine göre; bankaların uygulayacakları azami faizleri TCMB’ye bildirmek ve tüm kendi şubelerinde halkın görebileceği şekilde ilan edip bu oranları internet sitelerinde yayınlamak zorunda oldukları, … tarafından işletme ihtiyaç kredisi olarak tahsis edilen krediyle ilgili yukarıdaki tebliğe ve Yargıtay kararlarına (Y.11.H.D, 18.06.2014 T,2014/4867 E, 2014/11766 K.) aykırı olarak böyle bir bildirim ve ilan yapılmamış olduğu, bu yönde iddiada da bulunulmadığı, bu nedenlerle davalı banka tarafından yapılan bütün kesintilerin haksız olduğu, hukuki dayanaktan yoksun olup erken kapama komisyon bedelinin tamamının müvekkiline ödenmesi gerektiği” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, davacının kullanmış olduğu ticari kredi nedeniyle erken kapama, kredi kullanım bedeli ve komisyon adı altında yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Davalı banka vekilinin de mahkeme kararına karşı istinaf dilekçesi sunduğu, ardından parasal sınırın altında kaldığından bahisle istinaf isteminin dikkate alınmamasını talep ettiği, yerel mahkemece de bu yönde ek karar verilmiş olduğu, daha sonra davacı vekili tarafından istinaf dilekçesi sunulması üzerine davalı banka vekilinin bu defa katılma yoluyla istinaf isteminde bulunduğu, ancak gerekli istinaf harçlarını yatırmadığından bahisle dosyanın geri çevrilmesi üzerine davalı banka vekilinin bu defa da katılma yoluyla istinaf dilekçesinin istinaf talebi olarak dikkate alınmamasını, yalnızca istinafa cevap dilekçesi gibi işlem yapılmasını talep ettiği anlaşılmış olmakla, istinaf incelemesi yalnızca davacı vekilinin istinaf itirazları kapsamında yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 20. maddesine göre, tacir olan veya olmayan bir kişiye, ticari işletmesiyle ilgili bir iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret isteyebilir. Davacının imzalamış olduğu genel kredi sözleşmesinde ve “Genel işlem koşullarına ilişkin bilgilendirme notu ve teslim tutanağı” nda bankanın erken ödeme komisyonu ve masraf talep edebileceği yazılı olmakla birlikte oran veya tutar belirtilmediği görülmektedir. Bu nedenle davalı banka tarafından komisyon adı altında yapılan kesintilerin uygun olup olmadığının emsal banka uygulamaları araştırılarak belirlenmesi gerekmekte olup, mahkemece de bu yönde bilirkişi raporu alınmış olduğu, bankalardan gelen yazı cevaplarına göre emsallerin ortalaması alınarak hesap yapıldığı, yine bankaca tahsil edilebilecek BMSV’nin de dikkate alındığı, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla; davacı vekilinin istinaf itirazlarının esastan reddi gerekmiştir (Bu yönde bknz.Yargıtay 11 HD 2018/3075 E. – 2020/457 K., 2020/6124 E.- 2021/5022 K).
Mahkeme karar başlığında davacı şirket ünvanı bakımından yapılan maddi yazım hatasının ise mahallinde her zaman düzeltilebilecek nitelikte bir yazım hatası olduğu anlaşılmakla, bu husus burada yalnızca eleştirilmekle yetinilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1044 Esas ve 2018/532 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından peşin alınan 60,54 TL’nin mahsubu ile 1,24 TL’nin istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 03/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.