Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/692 E. 2021/1219 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2020/692
KARAR NO : 2021/1219

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2016 (Dava) – 26/06/2018 (Karar)
NUMARASI : 2016/884 Esas – 2018/612 Karar
DAVA : Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 24/11/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ: 24/11/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Marka 2003 Model … plakalı aracın ruhsat sahibi olduğunu, 07.01.2016 tarihinde seyir halindeyken davalı …’in sahibi olduğu ve davalı … yönetimindeki … plakalı araç ile çarpıştığını, davalı sigorta şirketinin de bu aracın ZMMS’si olduğunu, bu çarpışma nedeniyle müvekkilinin aracında ciddi zarar meydana geldiğini, değer kaybına uğradığını, ayrıca aracını kullanamaması nedeniyle kiralamak zorunda kalıp mağdur olduğunu, davalı …’in asli ve tam kusurlu olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL hasar bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 500,00 TL değer kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve aracın kullanılamaması nedeniyle oluşan 4.940,00 TL’ lik ikame araç zararının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılar … ile …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra ıslah dilekçesi ile hasar tazminatı istemini 10.728,47-TL’ye çıkardığı anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya sebebiyet verdiği öne sürülen aracın müvekkili sigorta şirketine trafik poliçesi ile sigortalandığını, müvekkilinin gerçek zarar miktarı ve sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, kaza tutanağında kusur durumu belirtilmediğinden davacının başvurusuna bir ödeme yapmadıklarını, davayı kabul etmediklerini, kusur ve hasarın mahkemece belirlenmesi gerektiğini, tramer kayıtlarına göre davaya konu aracın toplamda 6 ayrı hasar kaydının bulunduğunu, aracın orjinalliğinin kalmadığını, 2003 model olduğunu, kaza tarihi itibariyle 13 yaşını aşkın bir araç olduğunu, araçta değer kaybının oluşmasının kesinlikle mümkün olmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermedikleri anlaşılmıştır.
YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece, “…Adli Tıp raporunun denetime açık, karar vermeye yeterli ve elverişli mahiyette olduğu, önceki raporun irdelerek hazırlandığı, ayrıca davacıya ait aracın 2003 model olması dikkate alındığında Adli Tıp raporu olaya ve araca uygun olduğundan Adli Tıp raporuna itibar edilerek yargılamanın sonuçlandırılması cihetine gidildiği, sigortacının sorumluluğunun işletenin KTK’nın 85/1. maddesindeki sorumluyla eşdeğer olduğu, bu nedenle zarar verilen şeyin eski hale gelmesinde gereken onarım için yedek parça, işçilik ve araçtaki değer kaybı hasarının sigorta kapsamında olacağının tartışmasız olduğu, … plakalı aracın kaza tarihi olan 07.01.2016 tarihinde davalı … üzerinde kayıtlı olduğu, … plakalı aracın davalı … Sigorta A.Ş tarafından 29/12/2015-2016 tarihlerini kapsar ZMMS poliçesinin düzenlendiği, kazanın 07/01/2016 tarihinde sigorta teminatları süresi içinde meydana geldiği, teminat limitlerinin kaza tarihi itibari ile araç başına 29.000,00-TL ile sınırlı olduğu, davalı sigorta şirketinin sigortalısının vermiş olduğu zarardan, sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğu, somut olayda, davacıya ait … plakalı aracın dava dışı …’nun sevk ve idaresinde iken davalı sigortalı şirketine sigortalı ve davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 07/01/2016 tarihinde çarpıştıkları, kazanın oluşumunda davalı …’in %100 ve tam kusurlu olduğu, çarpma sonucunda … plakalı araçta, benimsenen Adli Tıp Raporuna göre 7.200,00 TL hasar ve 1.000,00 TL ikame araç bedel kaybının olduğu, değer kaybının olmadığı, davacı vekilinin 08/01/2018 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ederek gerekli harcı yatırdığı, ıslah dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiği, ıslah dilekçesi dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, öte yandan davalı sigorta şirketine 18.01.2016 tarihinde başvuru yapıldığı, başvuru tarihinden 8 iş günü sonu olan 29.01.2016 tarihinde davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü, bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmesi suretiyle, sonuç olarak; DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE, 7.200,00 TL hasar bedelinin davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 29.01.2016 tarihinden diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 07.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, 1.000,00 TL ikame araç bedelinin davalılar … ve …’den dava tarihi olan 30.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI: DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN, “…08.09.2017 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde bilirkişiden ek rapor alınması yönünde talepte bulundukları halde bu taleplerinin yerel mahkemece geniş yorumlanarak İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden rapor alındığı, ara kararda itirazlarının değerlendirilmesine atıfta da bulunulmadığından sanki ilk kez dosya bilirkişiye tevdi ediliyor gibi ara karar kurulduğu, oysa itirazlarının yeniden rapor alınması anlamını taşımadığı, ne kendilerince ne davalı tarafça ATK’dan rapor alınması talebinde bulunulmadığı halde talep aşımı suretiyle ATK’dan rapor alınmasına karar verildiği ve bu raporun da hükme esas alındığı, ilk rapordan çok farklılıklar taşıyan bu son raporun pek çok hatalı tespit içerdiği, tespit edilen hasar bedelinin müvekkilinin mağduriyetine oranla çok düşük olduğu, zira kaza nedeniyle müvekkilinin aracında iki parçasının değiştiği, direklerinin boyandığı, hava yastığının patladığı, piyasa şartlarına göre en az 6.000-TL değer kaybı olduğu, buna rağmen ATK raporunda değer kaybı değil değer artışı olduğu yönünde görüş bildirilmiş olduğu, bunun hatalı olduğu, ATK raporunda dosyadaki diğer raporun da itirazlarının da değerlendirilmediği, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan raporda … Sigorta Eksperliği Ltd.Şti. tarafından hazırlanan 04.02.2016 tarihli eksper raporu dayanak kabul edilerek değerlendirmelerde bulunulmuş olduğu, söz konusu eksper raporunun … Sigorta Eksperliği Ltd.Şti.’nin eksperi tarafından hazırlanmış olup davalı sigorta şirketi adına hareket ettiklerinden her türlü şüpheden uzak, tarafsız ve güvenilir bir rapor olduğunun kabul edilemeyeceği, herhangi bir araştırmaya veya hesaplamaya yer vermeyen Adli Tıp Kurumu raporunun somut gerçeklikten uzak değerlendirmeler içermesine rağmen yerel mahkemece hükme esas alınması sebebiyle usul ve yasaya aykırı karar verildiği, dosyadaki ilk (07.08.2017 tarihli) bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara katılmakla beraber müvekkiline ait araçta yenilecek birtakım parçaların hesaplamaya dâhil edilmemesi, yapılacak işçilik kalemleri ve tespit edilen rayiç bedellerinin piyasaya göre az olarak tespit edilmesi sebebiyle dava konusu olay yüzünden müvekkiline ait araçtaki hasar bedelinin gerçek zarardan daha az belirlendiği, hava yastıkları zarar gördüğünden airbag beyninin, sağ sol emniyet kemeri başlıklarının ve airbag tetikleme sensörü parçalarının da değiştirilmesi gerektiği, alınan raporların birbiriyle çelişkili olduğu ve yeniden üniversitelerin trafik kürsülerinden rapor alınması gerektiği, ATK’nın rapor için son merci olmadığı, ATK’ nın da hatalı rapor düzenleyebileceği, piyasa araştırması yapılmadan ve günlük kiralanacak araç kira bedelleri listelenmeden düzenlenen ATK raporunun hükme esas alınamayacağı, mahkemece mevcut dosya kapsamına göre karara çıkılacak ise önceki bilirkişi raporunun daha doğru tespitler içerdiğinden ona göre hüküm kurulması gerektiği, davalı sürücünün olay yerinden kaçması sebebiyle kaza tutanağı tutulamadığından ve savcılık tarafından soruşturma başlatılması sebebiyle, müvekkilinin aracının tamirat işlemlerinin daha uzun sürdüğü, raporda belirtilen 10 günlük süreye yazışma ve soruşturma nedeniyle geçen sürelerin de eklenmesi gerektiği, zira müvekkilinin araçsız geçirdiği sürenin 38 günden fazla sürdüğü, kiralama sözleşmesinin de raporlarda dikkate alınmadığı, davanın kabulüne karar verilmesi ve gerekli görülürse yeniden rapor alınması gerektiği” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından dolayı araçta oluşan hasar, değer kaybı ve ikame araç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılamada; önce makine mühendisi ve trafik bilirkişiden oluşan heyetten kusur ve hasar raporu alındığı, bu rapora taraflarca itiraz edilmesi üzerine ATK Trafik İhtisas Dairesinden yeniden rapor alındığı ve bu rapora göre de hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Dosyada mevcut eksper raporu, ilk bilirkişi heyet raporu, kaza tutanağı, savcılık soruşturma evrakları, fotoğraflar ve tüm belgeler incelendiğinde; mahkemece hükme esas alınan ATK raporunda davacının aracında meydana gelen maddi zararın hesabında gerçek zararın belirlenmesi gerekirken, KDV eklenmeksizin ve iskontolu tutar üzerinden hesap yapılarak tazminat miktarı belirlenmiş olması yerinde görülmemiştir. Ancak dosyadaki bilgi ve belgelere göre bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK 353/1-b-2.madde uyarınca, iskonto yapılmaksızın 8.425,39-TL işçilik ve parça tutarından, 346,00-TL kıymet kazanma tenzilinin çıkarılması sonucu bulunan tutara %18 KDV (1.454,29-TL) eklenmesi suretiyle toplam 9.533,68-TL üzerinden davanın kısmen kabulüne dair Dairemizce yeniden hüküm tesis edilmesi gerekmiştir (Bu yönde bknz. Yargıtay 4. HD 2021/3294 E.-2021/4214 K, Yargıtay (kapatılan) 17. HD 2012/14185 E.-2013/3592 K).
Davacı vekilinin değer artışına yönelik istinaf itirazlarının, davacının aracının daha önceki kazalarına dair tramer kayıtlarına, dosyadaki tüm raporların birbiriyle uyumlu şekilde araçta değer kaybı bulunmadığına yönelik tespitlere, aracın 2003 model olmasına ve tüm dosya kapsamına göre reddi gerekmiş, yine ikame araç nedeniyle hükmedilen tutar bakımından da mahkemece hüküm kurulan miktarın dosya kapsamına ve alınan bilirkişi raporlarına uygun bulunması nedeniyle bu yöndeki itirazın da reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK 353/1-b-2. maddesi uyarınca kısmen kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak Dairemizce yeniden hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf itirazlarının KISMEN KABULÜ ile; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/884 Esas – 2018/612 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE;
“a-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 9.533,68-TL hasar bedelinin davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 29.01.2016 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 07.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,
b-1.000,00 TL ikame araç bedelinin davalılar … ve …’den dava tarihi olan 30.06.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine,
c-Davacı tarafından peşin yatırılan 277,05 TL harcın alınması gerekli 719,55-TL nispi harçtan mahsubu ile eksik kalan 442,50-TL harcın müşterek ve müteselsilen davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına (davalı sigorta şirketinin harcın 397,00-TL’lik kısmından diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına),
ç-Davacı tarafından yapılan 311,30 TL harç ve dosya gideri, 20 adet tebligat gideri 238,00-TL, müzekkere gideri 122,40 TL, Adli Tıp Kurumuna dosya gönderme ücreti 51,00 TL, Adli Tıp Fatura bedeli 464,50 TL ve 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.887,20 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak 1.226,68-TL‘ sinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine (davalı sigorta şirketinin 1.104,00-TL’den diğer davalılar ile birlikte müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmasına), geriye kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
e-Davalı sigorta şirketi kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/2. maddesine göre 1.694,79 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine ödenmesine”, ŞEKLİNDE YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE,
2-Davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının REDDİNE,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; istinaf başvurusu sırasında davacıdan alınan 35,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf incelemesi esnasında davacı tarafça yapılan 4 adet tebligat ücretinden oluşan toplam 48,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktarı itibariyle kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24/11/2021