Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/687 E. 2021/1210 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/687
KARAR NO : 2021/1210

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/05/2018
NUMARASI : 2015/267 Esas- 2018/609 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BAM KARAR TARİHİ : 24/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, karşı yan şirket aleyhine 12/01/2015 tarihinde davalı şirketçe açılan 71203952 nolu hasar dosyasından, kendilerine ödenmesi gereken hasar bedelinin tahsili için çeşitli kereler müracaat edilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığı için İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2015/200 esas sayılı dosyası ile 7 örnek icra takibi başlatıldığını, karşı yan şirketçe açılan hasar tespit dosyasında yer alan tespit raporunda, hasar miktarının 32.273,00 TL olarak hesaplandığını, vekalet ücreti, faiz ve icra masrafları da dahil borçlunun ödeme günündeki borcunun toplam 48.248,04 TL olarak belirlendiğini, borçlu şirketçe 22/01/2015 tarihinde icra dosyasına 33.883,85 TL ödeme yapıldığını, borçlunun yapmış olduğu ödemeden sonra 02/02/2015 tarihi itibari ile söz konusu takip açısından 14.364,19 TL borcunun kaldığını, buna rağmen karşı yan şirketin haksız yere icra takibine kısmi olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davanın kabulü ile davalı borçlunun İzmir 4. İcra Müdürlüğünün 2015/200 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu haksız ve yersiz kısmi borca ve yetkiye itirazının iptali ile takibin devamına, borçlunun itirazında haksız ve kötü niyetli olduğundan dolayı icra takibindeki asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin sigorta poliçesinin, müvekkili şirket tarafından düzenlendiğini, söz konusu poliçeden dolayı davacı tarafın ödemesi gereken prim toplamının 18.066,54 TL olduğunu, müvekkil şirkete ödenen miktarın ise 10.000,00 TL olduğunu, bu nedenle de söz konusu poliçeden dolayı davacı şirketin, müvekkili şirkete 8.066,54 TL prim borcunun bulunduğunu, meydana gelen kaza nedeniyle müvekkil şirkete yapılan başvuru üzerine, müvekkili tarafından 71203952 nolu hasar dosyasının açıldığını, meydana gelen hasarın 32.273,00 TL olduğunun davacı tarafça tespit edildiğini ve tespit edilen rakamın icra takibi ile müvekkili şirketten talep edildiğini, davacı şirketin, müvekkili şirkete ödenmemiş 8.066,54 TL prim borcunun, işbu miktar asıl alacaktan mahsup edilerek 24.206,54 TL asıl alacak üzerinden icra masrafları da hesaplanarak toplam 33.883,85 TL’nin icra takip dosyasına yatırıldığını ve fazla miktar için itiraz edildiğini savunarak, müvekkili şirket tarafından icra dosyasına sorumlu olduğu miktar tüm icra masrafları ile birlikte yatırıldığından ve kısmi itirazlarında da haklı olduğundan bahisle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline ve davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre ” ……Dava; taraflar arasında düzenlenen inşaat all risk sigorta sözleşmesine dayalı tazminat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan kısmi itirazın iptaline ilişkin olduğu, yapılan yargılama, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere, taraflar arasında, sigorta poliçesi, hasar miktarı ve hasara binaen icra dosyasına yapılan kısmi ödemeye ilişkin ihtilaf bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı şirket ile davalı … arasında yapılan sigorta poliçesi kapsamında kararlaştırılan sigorta prim bedellerini tamamen ödenip ödenmediği ve takipte İzmir İcra Dairesinin yetkili olup olmadığı noktasında toplandığı, her ne kadar davalı şirketçe icra takibine ilişkin itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ise de, yetki itirazında takipte hangi yer icra dairesinin yetkili olduğuna dair herhangi bir açıklamada bulunmadığı, müvekkili şirketin adresinin İstanbul olduğu beyan edilmiş ise de, yetkiye ilişkin itirazda, yetkili yer mahkeme veyahutta icra dairesinin hangisinin olduğunun açıkça belirtilmesi gerektiği, işbu belirtme yapılmadığı takdirde yapılan itirazın İİK’nın 50. Maddesi yollamasıyla HMK’nın 19/2.maddesine göre geçersiz olduğu, ancak itirazın geçerli olduğu kabul edilse dahi, uyuşmazlığa konu sigorta akdinin davalının … si tarafından yapıldığı, çekişmenin işbu alacağa ilişkin bulunduğu, temel ilişkinin kabul edildiği, işbu nedenle İzmir İcra Dairesinin takipte yetkili olduğu, davalı şirketin icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazında haksız olduğu. Yine her ne kadar davalı tarafça, davacı şirketin poliçeden kaynaklı bakiye prim borcu olduğu beyanı ile bakiye prim borcunun hasar bedelinden mahsubu ile davacıya takip dosyasında ödeme yapıldığı iddiası ile borca kısmen itiraz edilmiş ise de, davacı vekilince dosyaya sunulan, davalı şirket acentesi … vekili imzalı ibraname içeriği ve dosya kapsamına uygun bilirkişi heyeti rapor içeriğine göre, davacı şirketin, davalı acentesine poliçeden kaynaklı bedelin ödendiği, işbu ibraname ve dosya içeriğindeki rapor ve takip dosyasındaki beyan ve belgelerin aksine, davacının poliçeden kaynaklı prim borçlarını ödemediğine dair itirazın ispatına yarar kanıt sunulamadığı, işbu nedenle davalı şirketin icra takip dosyasında, takibe konu 8.066,46 TL’si asıl alacak ile 1.863,63 TL’si işlemiş faiz alacağına ilişkin kısmi itirazında haksız olduğu, ancak itiraz edilen miktarın likit olmadığı, hasar bedeli zarar miktarının yargılamaya gerektirdiğinden, davacı yararına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına… ” gerekçesiyle davanın KABULÜ ile davalı borçlunun İzmir 4. İcra Müdürlüğü’nün 2015/200 Esas sayılı takip dosyasına konu 8.066,46 TL’sı asıl alacak ile 1.863,63 TL işlemiş faiz alacağına ilişkin kısmi itirazının iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz oranı uygulanmak suretiyle takibin devamına, şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafından bakiye prim bedeli olarak 8.066,54 TL’nin ödenmiş olduğuna dair bir belge bulunmadığını, davacı aleyhine acente tarafından prim borcunun ödenmesi için icra takibi yapıldığını ve bu borcun 2013 yılında icra dosyasına yapıldığının iddia edildiğini, ancak davacının hasarının 2012 yılında gerçekleştiğini, hasarın gerçekleştiği anda prim borcunun ödenmediğinin sabit olduğunu, 15.03.2018 tarihli celsede açık ve net olarak bu durumun kendileri tarafından belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece bu itirazlarının dikkate alınmadığını, hasarın 2012 yılında gerçekleştiğinin sabit olmasına ve davacı tarafından açık ve net bir şekilde prim ödemesinin 2013 yılında yapıldığının belirtilmesine rağmen mahkemece ilgili icra dosyasının celp edilerek bilirkişi marifeti ile incelenmesi yapılıp primin ödenip ödenmediğinin tespitinin yapılması gerekir iken bu işlemlerin yapılmayarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; … Sigorta Sözleşmesine dayalı tazminat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan kısmi itirazın iptali ile takibin devamı ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun oluşa, somut olayın özelliklerine uygun, açık, anlaşılır, taraf ve yargı denetimine uygun olmasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, davaya konu hasarın meydana geldiği tarihin 18.01.2012 olduğu, davacının davaya esas poliçeyi davalının acentası olan … ile 07.12.2011 tarihinde gerçekleştirdiği ve söz konusu poliçenin de 5 kez zeyilname ile uzatıldığı, davalı defterleri üzerinde yapılan incelemede acentası olan …’ın davalıya dava konu poliçe ve hasarın meydana geldiği 18.01.2012 tarihini de kapsayan 1 ve 2 nolu zeyilname bedelleri için 13.03.2012 tarihli tahsilat makbuzu düzenlediği, buna göre poliçe ve 1-2 nolu zeyilname bedellerinin tahsil edilmiş olduğu, bu sebeple artık davalının söz konusu ödemenin icra takibi vasıtasıyla 2013 yılında gerçekleşmiş olduğuna dair savunmasının ancak sigorta şirketi ve acentası arasındaki iç ilişkide ele alınması gereken bir olgu olduğunun kabul edilmesi gerektiği anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/267 Esas- 2018/609 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 678,32 TL istinaf karar harcından peşin alınan 193,81 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 484,51 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
7-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince miktarı itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/11/2021