Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/686 E. 2021/1116 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/686
KARAR NO : 2021/1116

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2018
NUMARASI : 2016/1223 Esas, 2018/771 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ : 03/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2021

İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/07/2018 tarihli, 2016/1223 Esas ve 2018/771 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili; davalı …’e ait …. plakalı sayılı aracın 31/01/2008/2009 tarihleri arasında müvekkil şirket nezrinde …. poliçe numarasıyla sigortalı olduğunu, Müvekkil şirketçe ZMMS bulunan …. plaka sayılı araç, 02/10/2008 tarihinde alkollü sürücü …. ‘ün sevk ve idaresindeyken ve alınan alkolün etkisiyle yol üzerinde par halinde duran iki araca çarptığını, sonrasında traktör sürücüsü ….ün hayatını kaybettiğini, kaza sonucu ölen ….’ün vefatı nedeniyle müteveffanın eşi ….’ün İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/273 esas 2016/156 Karar sayılı dosyası ile destekten yoksun kalma tazminatı talepli dava açıldığını dava sonucu İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2016/12581 Esas sayılı dosyasında 111.878,52 TL müvekkil şirket tarafından 25/04/2016 tarihinde ödendiğini, ZMMS poliçesi genel şartları gereğince trafik sigortalı aracın alkollü sürücü tarafından sevk edilmesi ve kazanın alınan alkol nedeniyle meydana gelmesi durumunda sigortacıya, sigortalısına rücu edebilme hakkı tanıdığını, dava konusu trafik kazasında sigortalı araç sürücüsü alkollu olduğundan kaza tek alkolün etkisiyle meydana geldiğinden alacağın sağlanması için borçlu aleyhine ihbar mektubu gönderildiğini herhangi bir sonuç alınamamıştır. Borçlu aleyhine İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2016/9436 Esas numaralı dosyası ile icra takibi başlatıldığını borçlunun kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili; kazanın münhasıra alkolün etkisi ile meydana gelmediğini, sürücünün alkollü olmasının tek başına hasarın teminat dışı kalmasının gerektirmeyeceğini, sürücünün alkollü olsa da olmasa da meydana gelen kaza sebebiyle sigortacının sigortalıya rücu etmesi için yeterli neden olmadığını, sigorta şirketinin rücu sebebini ispatı ile yükümlü olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; “… 02/10/2008 tarihinde davacı … şirketine ZMMS ile sigortalı olan davalı …’e ait …. plakalı traktörün dava dışı sürücü ….’ün sevk ve idaresinde iken sürücünün alınan alkolün etkisi ile park halinde duran araçlara çarptığı bu sebeple sürücü ….’ün vefatı sebebiyle sigorta şirketinin yapmış olduğu ödemenin kazanın salt alkolün etkisiyle meydana gelmesi sebebiyle sürücünün alkollü araç kullanmasına bağlı olarak rücuen tazmini amacıyla araç malikine karşı davanın açıldığı, dosyamız kapsamı ve Salihli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden alınan 13/10/2017 tarihli rapor ve İstanbul Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulunun 26/02/2018 tarihli rapor kapsamlarına göre kazanın salt alkolün etkisi ile meydana geldiğinin tespit edilemediği, bu sebeple davacı iddiasının subüt bulmadığı, rücuen tazmini gereken davacı alacağı söz konusu olmadığı….” gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığından Adli Tıp Kurumundan tekrar rapor talep edildiğini, fakat Adli Tıp Kurumu’nun “kazanın alkolün etkisiyle meydana gelip-gelmediği yönünde” kanaat bildirir bir rapor hazırlamamış olmasına rağmen, Yerel Mahkemece hataya düşülerek “ATK tarafından verilen raporda da kazanın alkolün etkisiyle meydana gelmediği yönünde” görüş bildirildiği kabul edilerek usul ve yasaya aykırı şekilde verilen davanın reddine ilişkin kararın kabulü mümkün olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dava, zorunlu mali mesuliyet sigortasına dayalı olarak dava dışı 3. kişiye ödenen tazminatın sigortalı araç sürücünün olay anında alkollü olması sebebiyle sigortalısından rücusuna yönelik icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
1 – 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde mutlak ticari davalar “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır” şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında TTK’nın 21. maddesi (TMK m. 4/I) gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu’nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2.fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Dava tarihinden önce 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın 73/1. maddesinde ‘Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.’ düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı yasanın 3. maddesinin 1. fıkrasının (1) nolu bendinde ‘Tüketici işlemi mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder’ şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Somut olayda; davacı, davalı ile aralarındaki Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesi gereği, davalıya ait aracın sürücüsünün vefatı sebebiyle sürücünün eşi olan davadışı 3. kişiye ödemek durumunda kaldığı destekten yoksun kalma tazminatının, sürücünün kazayı salt alkolün etkisi altında işlediği iddiasıyla davalıdan rücuen tahsilini talep etmekte; talebinin dayanağını da davalı ile aralarındaki ZMSS poliçesi ve ZMSS genel şartları oluşturmaktadır. Araç zırai traktör olup ruhsat bilgilerinde hususi olarak geçmekte olup ( bknz. zırai traktör ticari araç kabul edilmediğinden avans faizi talep edilemeyeceği yönünde Yargıtay 17. HD. 2015/9883 E. – 2018/4176 K. Sayılı ilamı) yukarıda açıklanan yasa maddeleri ve düzenlemeler ışığında, somut uyuşmazlıkta davacı, sigortacı; davalı sigortalı ise tüketici konumunda olup, taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesi bir tüketici işlemidir. O halde, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi tarafından görülmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece, HMK 114-115. madde hükümlerine göre Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna ilişkin görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ( Yargıtay 17. HD, 2015/1495-10911 E.-K. ; 2016/8001 E. – 2017/1166 K. Sayılı kararları )
2 – Kabule göre ise de, mahkemece nöroloji uzmanı ….tan alınan 13.10.2017 havale tarihli rapora göre kazanın salt alkolün etkisi ile meydana gelip gelmediği hususunda kesin kanaat oluşamayacağının bildirilmesi üzerine mahkemece Adli Tıp Kurulu’ndan rapor alınmış, alınan rapor kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelip gelmediği hususunun sadece kişinin alkol düzeyinin değerlendirilmesi ile tespit edilemeyeceği; kaza oluşumuna sebep olabilecek yol, araç, iklim durumu gibi diğer koşulların kazadaki rolünün tıbbi bir konu olmadığı, kusur sorulması halinde Trafik İhtisas Dairesi’nden görüş alınmasının uygun olacağını mütalaa etmiş olmasına rağmen mahkemece Trafik İhtisas Dairesi’nden görüş alındıktan sonra sonucuna göre bir karar vermek gerekirken eksik araştırmaya dayalı olarak kazanın salt alkolün etkisi ile meydana geldiğinin tespit edilemediği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda, ilk derece mahkemesince, delillerin tamamı toplanmadan eksik ve hatalı değerlendirmelerle karar verildiğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-3-6 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1 – Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2 – İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/07/2018 tarihli, 2016/1223 Esas ve 2018/771 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3 – Görevli mahkemenin İzmir Tüketici Mahkemesi olduğuna,
4 – Dosyanın İzmir Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere İzmir Hukuk Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
5 – İstinaf eden davacı vekilinin yatırmış olduğu istinaf başvuru harcı ve istinaf karar harcının istinaf eden davalı tarafa iadesine,
6 – Artan yargılama giderinin istek halinde yatırana iadesine,
7 -Dairemiz kararının bir örneğinin, UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK m.353/1-a-3-6 bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/11/2021