Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/684 E. 2021/1364 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/684
KARAR NO : 2021/1364

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/09/2014 (Dava) – 06/04/2018 (Karar)
NUMARASI : 2014/1197 Esas – 2018/455 Karar
DAVA : Alacak

BAM KARAR TARİHİ : 15/12/2021
KARARIN YAZIM TARİHİ : 15/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/04/2018 tarihli, 2014/1197 Esas ve 2018/455 Karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … ile …. ‘nin …. ‘nin yönetimini devraldığı 30/03/2007 tarihinden sonra yapılan sermaye artırımı ve sermaye azaltılması işlemleriyle, şirket sermayesinin önce azaltılıp sonra artırılması suretiyle, davacıların şirketteki temsil ağırlığının azaltıldığı ve pay oranlarının çok düşük seviyelere düşürüldüğü, …. ‘nin beşinci uçağı olan … ‘yi Nisan 2009, 5. uçağı …. ‘yı ise temmuz 2009’da filosuna katarak tarifeli havayolu olma koşulunu yerine getirmesine rağmen 01/04/2007 tarihinde yönetimi devralan …. havayolları tarafını temsil eden yöneticilerin 2009 Temmuz ayında kazanılan bu hakka ilişkin herhangi bir girişimde bulunmamaları ve tarifeli havayolu statüsüne geçilmesi için ilgili mevzuata göre Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne başvuru yapmamaları nedeniyle ….’nin tarifeli sefer yaptırılmayarak ….’a bağlı şirket konumunda faaliyetini sürdürmeye zorlandığı, 2006 – 2012 döneminde ….’ye ait uçakların sürekli …. Havayollarına kiralanması ve ortak operasyonların yine …. ile yapılması, ….’nin giderlerinin %87’sinin …. Havayollarına ödenmiş olduğu ve ….’nin geliştirilmemiş ve büyütülmemiş olduğu, doluluk oranları düşük ve bilet ücretleri maliyetleri karşılamaktan uzak seferler …. uçakları ile yapılmak suretiyle …. zarar uğratıldığı, Wet Lease kiralama yöntemiyle ….’nin uçaklarını kiralayan …. tarafından bu uçakların daha fazla kullanılması yoluyla daha çok sayıda sefer yapıldığı ve bu seferlerin blok saati daha düşük bir bedel üerinden ödenerek ilave bir avantaj sağlandığı ve böylece …. Havayollarının (sözleşmeler gereğince 280 blok saati aşan her bir gün içinde ödenmesi gereken) ayda toplam 426 saat için (ilk 280 saatine 2.100 Usd, izleyen 146 saatine ise 1.250 Usd) 770.500 Usd ödeyerek beher saat ortalamasını 1.808 Usd’ye çekmiş olduğu, kar ve zararı yani riski tamamen ….’nin olanh ve 2 uçakla yapılan ortak uçuş operasyonunda …. havayollarının aldığı komisyonun %1’den %9’a çıkarıldığı, böylece …. bir seferde zarar etmesine karşılık …. Havayollarının hem bu seferin her türlü harcamasını karlı biçime faturalayarak hem de satışlardan komisyon alarak kar ettiği, yönetimi devralan …. Havayolları tarafından aylık uçak lease bedellerinin Mart 2007’de 300.000 USD’den 270.000 USD’ye düşürüldüğü, uçak başına sağlanan faydanın aylık süre 30.000 USD x 24 ay =720.000 USD olduğu, uçak lease bedelleri üzerinden yapılan toplam iyileştirmenin 2.500.000,00 USD değil 1.440.000 USD olup …. havayolları payına da 900.000 USD değil 720.000 USD düştüğü, buna rağmen ….Havayollarının iyileştirme payı olarak 900.000 USD aldığı, İstanbul atatürk Havalimanından Slot hakkı alamayan ….havayollarının bu eksikliğini ….’nin slotları ile telafi ettiği, ….’ye kullanılan bu slotlar için herhangi bir bedelin ödenmediği, bu yönüyle bakıldığında sadece 1 uçağını kiraya vermekle yükümlü olan ….’nin slotlarının da adeta bedava kullanılmaya başlandığı diğer 2 uçağın operasyonel kullanımının ise bazı değerli slotlar ….Havayolları tarafından kendi tarifelerinde kullanılmak suretiyle …. ‘nin buradan elde edeceği operasyonel gelir ve karların önüne geçildiği, özetle ….’ye yaptığı her hizmeti faturalandıran …. Havayollarının kullandığı ….’ye ait slot hakları için herhangi bir bedel ödemediğini ileri sürerek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, davacı kurucu ortakların davalıların eylemleri nedeni ile oluşan doğrudan zararlarının tespitine ve tespit edilen zararın davacı kurucu ortaklara ödenmesine ve davacı kurucu ortakların davalıların eylemleri nedeni ile oluşan dolaylı zararlarının tespitine ve tespit edilen zararın davalı şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yönetim kurulu üyelerine yöneltilmesinin gerektiğini, davalıların yönetim kurulu üyesi olmayan tüzel kişilikler olduğunu, İzmir 5. ATM’deki davanın 19/07/2010 tarihinde açıldığını, davacıların en geç bu tarihte iddia edilen zararlandırıcı işlem ve tutarı öğrenmiş olduklarının kabul edilmesi gerektiğini, davacılardan bir kısmının 30/04/2010 ve 23/05/2011 tarihli genel kurullarda yönetim kurulunun ibrası bakımından ret oyu kullandıkları ve bu durumu tutanağa geçirttikleri dolayısıyla ilgili davacılar bakımından en geç bu tarihlerde iki yıllık zamanaşımının işlemeye başladığının kabul edilmesi gerektiği her durumda dava tarihi olan 23/10/2013 tarihinden geriye dönük beş yıldan önceki olaylara ilişkin tüm taleplerin zamanaşımına uğradığını savunarak esasa ilişkin taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
İlk derece mahkemesince “…Dava; davalıların eylemlerinden kaynaklı oluşan doğrudan zararlar nedeni ile açılan alacak davasıdır…. bu hale göre, zarara ilişkin davalıların doğrudan eylemleri yönünden her halukarda 2 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi itibari ile dolduğu, davalıların eylemleri yanı sıra ticaret hayatı ile sektörel gelişmelere ilişkin zarar doğrucu olduğu iddia edilen eylemlerin ise davalıların eylemi kabul edilemeyeceği….” gerekçesiyle vaki zamanaşımı def’i dikkate alınarak davacının davasının zamanaşımı nedeniyle usulden REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece davanın 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan bahisle, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verildiğini, ancak işbu dava bakımından zamanaşımından söz etmenin mümkün olmadığını, çünkü zarara sebep olan eylem ve zarar devam ettiği sürece, zamanaşımının işlemeye bağlamayacağı hususunun yerleşmiş Yargıtay içtihatları ile de kesin olarak kabul edildiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun da konuya ilişkin içtihatın açık ve net olduğunu, davalıların haksız ve hukuka aykırı eylemleri neticesinde müvekkillerinin zarara uğradıklarını, uğramaya da devam ettiklerini, genel kurul toplantısından itibaren zamanaşımı süresinin başladığının kabulünün hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalıların eylemleri sebebiyle oluşan doğrudan ve dolaylı zararların tespit ile tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan; taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel teşkil etmekle def’i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alınması zorunlu bir itiraz niteliğindedir.
6100 sayılı HMK’nın 114-(d) maddesi uyarınca tarafın, taraf ve dava ehliyetine sahip olması dava şartıdır. Bu şart olumlu giderilebilir dava şartıdır. Aynı kanunun 115. maddesi uyarınca süre verilerek tamamlatılması gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 55. maddesi uyarınca taraflardan birinin ölümü halinde mirasçılar mirası kabul veya reddetmemiş ise bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hakim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir. Bu hüküm mirasçıların mal varlığını etkileyen davalarda dikkate alınmalıdır. Zira mirasçılara intikal etmeyen, tarafın ölümü ile konusuz kalan davalarda gerek bulunmamaktadır.
Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, TMK’nın 28-(I) maddesi uyarınca ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur. Bu durumda mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu halde, ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı mecburî dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; davanın 23/10/2013 tarihinde açıldığı, 06/04/2018 tarihinde mahkemece karar verildiği, bu kararın davacılar vekili tarafından istinaf edildiği, ancak bu aşamadan sonra davacılardan ….’nün 15.07.2019 tarihinde, ….’in ise 23/10/2019 tarihinde vefat ettikleri UYAP sisteminde bulunan nüfus kayıt örneğinden anlaşılmıştır.
Davacının ölümü halinde taraf ehliyeti ortadan kalkacağından taraf teşkili bozulmuştur. Bu durumda mirası reddetmeyen mirasçıların davaya zorunlu dava arkadaşı olarak devam etmesi gerekir.
Davacılar kararın istinafından sonra vefat ettiğinden istinafa yönelik işlemlerin mirası reddetmeyen mirasçılar tarafından zorunlu dava arkadaşı olarak yapılması, başka bir deyişle tüm mirasçıların davaya devam etmesi gerekmektedir. Bu nedenle, Mahkemece yargılama aşamasında ölen davacıların yasal mirasçılarının davadan haberdar edilmesi ve yukarıda belirtilen usuli işlemler yapılarak yargılamaya devam edilmesi gerektiğinden hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; sair hususlar değerlendirilmeden, HMK’nın 353-1-a-4 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak, eksikliklerin giderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/04/2018 tarihli, 2014/1197 Esas ve 2018/455 Karar sayılı kararının HMK 353/1-a-4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İSTİNAF AŞAMASINDA; davacılar tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine (harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine),
4-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek nihai kararda ele alınmasına,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 15/12/2021