Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/668 E. 2021/1022 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/668
KARAR NO : 2021/1022

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/09/2018
NUMARASI : 2017/600 Esas, 2018/841 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 21/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/10/2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/09/2018 tarihli, 2017/600 Esas ve 2018/841 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirket adına kayıtlı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı sigorta şirketi nezdinde KTK ZMM sigortası ile sigortalı … plakalı aracın 21/04/2017 tarihinde çarpışmalarıyla meydana gelen trafik kazasında davacının aracının hasarlandığını, davalı sigorta şirketine başvurulmasına rağmen hasar bedelinin ve değer kaybının ödenmediğini, İzmir 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/66 D.İş sayılı dosyasından davacı aracındaki hasar bedelinin bilirkişi tarafından hesaplandığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak davası olarak şimdilik hasar bedeline mahsuben 5.000,00-TL ve değer kaybına mahsuben 10,00-TL olmak üzere 5.010,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline ve delil tespiti giderlerinin yargılama giderleri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili yargılama sırasında 27/02/2018 tarihli değer arttırım dilekçesiyle, hasar bedeline ilişkin maddi tazminat talebini 10.505,00 TL ye , değer kaybına maddi tazminat talebini 2.000,00 TL ye olmak üzere toplamda 12.505,00 TL ye yükselttiklerini, bu tutarın dava tarihinden itibaren avans tahsili ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle;… plakalı aracın 03/02/2017 başlangıç-03/02/2018 bitiş tarihleri arasında geçerli olmak üzere 4101700253505 nolu ZMM sigorta poliçesiyle şirketlerine sigortalı olduğunu, maddi hasarda araç başına teminat limitinin 33.000,00 TL olup, bu tutarın sorumluluk üst limiti olduğunu, değer kaybının poliçe kapsamında olmadığını, hasar bedeli ile ilgili olarak poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere sürücünün kusuru oranında ve gerçek zarar ile sınırlı olmak üzere sorumluluklarının söz konusu olduğunu, davacının başvurusu üzerine 4100579579 nolu hasar dosyasının açıldığını, konunun değerlendirildiğini ve 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlar uyarınca değer kaybı oluşmadığını, delil tespit raporunu kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
Mahkemece “Davacı şirkete ait …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … adına kayıtlı …’ın sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketi nezdinde KTK ZMM sigortası ile sigortalı … plakalı aracın 21/04/2017 tarihlerinde çarpıştıkları, meydana gelen trafik kazası sonucunda davacının aracının hasarlandığı, kazanın meydana gelmesinde davalı nezdinde KTK ZMM sigortalı … plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı, bilirkişi tarafından ortaya konulduğu üzere davacının aracında meydana gelen hasarın parça ve işçilik, KDV dahil tutarının 10.505,22 TL olduğu, davacının aracında değer kaybı oluştuğu, değer kaybı tutarının 2.000,00 TL olduğu saptanmakla dava dilekçesinde ve değer arttırım dilekçesinde ortaya konulan talepler açısından davanın kabulüne, hasar bedeli olarak 10.505,00 TL ve değer kaybı olarak 2.000 TL olmak üzere toplam 12.505,00 TL maddi tazminatın sigortalı aracın hususi nitelikte olduğu gözetilerek, dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, delil tespit giderlerinin yargılama gideri içerisinde takdirine” karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle,yerel mahkemece tesis ettirilen ve hükme esas alınan 26.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda, davacının aracının serbest piyasa koşullarına göre 2.000,00 TL değer kaybına uğrayacağı, ancak genel şartlar ekinde yer alan formülasyona göre değer kaybı oluşmayacağının tespit edildiğini, ancak yerel mahkemece serbest piyasa koşullarına göre yapılan araştırma ve tespit kabul edilerek bu yönde hüküm tesis edildiğini, yerel mahkemece doğrudan serbest piyasa koşullarına göre araştırma ve tespitin hükme esas alınmasının açıkça usul ve yasaya aykırı olup kaldırılmayı gerektirmektedir. açıkça usul ve yasaya aykırı olup kaldırılmayı gerektirdiğini, zira Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi (değişik: 6704 – 14.04.2016/md. 3) uyarınca “zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanun ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” düzenlemesi ile 02.02.2016 tarihli ve 29612 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.05.2016 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (trafik) Sigortası Genel şartları’nın ek 1. maddesi uyarınca “sigortalının sorumlu olduğu araç kazalarında, hak sahibinin talebi olması halinde değer kaybı aşağıda belirtilen şartlar çerçevesinde eksper tarafından ayrıca düzenlenecek değer kaybı raporu ile değerlendirilir.” (ek-1: genel şartlar ve ek maddeleri) düzenlemesinin bulunduğunu, yerel mahkemece müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğuna hükmedilen trafik poliçesinin 03.02.2017 tarihinde tanzim edildiğini, davaya konu kazanın ise 21.04.2017 tarihinde meydana geldiğini, somut olayın 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlara tabi olduğunu,zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi genel şartlarının teminat dışında kalan haller başlıklı ek 1.c. maddesine belirtilen oranlara göre yapılan hesaplama sonucunda, davacıya ait aracın kilometresinin yüksek olması dolayısıyla değer kaybı bedeli çıkmadığını, davacının aracının kilometresinin 244.069 km olup formül doğrultusunda 165.000 km’nin üstü araçlarda değer kaybı oluşmayacağını, nitekim alınan bilirkişi raporunda da bu hususun açıkça belirtildiğini, hal böyle iken serbest piyasa koşullarına göre yapılacak tespitin kabulünün mümkün olmayıp karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası genel şartları’na ve hesaplamaya ilişkin ek maddelerine uygun olarak tespit doğrultusunda hüküm kurulması gerekir iken istinafa konu yerel mahkeme kararında hesaplama formülü nazara alınmaksızın yalnızca piyasa koşullarına göre yapılan araştırmanın esas alınarak hüküm tesis edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda davacının aracının hasar bedelinin 10.505,22 TL olduğu tespit edilmiş ise de söz konusu tutarın orijinal parça değerleri ve yüksek işçilik bedelleri üzerinden hesaplanmış olup fahiş olan hasar bedelinin kabulünün mümkün olmadığını, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın Tazminat ve Giderlerin Ödenmesi başlıklı B.2. Maddesi uyarınca; “Hasar halinde, hasar gören parça, onarımı mümkün değilse veya eşdeğer parça veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişimine imkân yok ise orijinali ile değiştirilir. Kaza tarihine göre model yılından itibaren 3 yılı geçmeyen motorlu araçlarda hasar gören parça, onarımı mümkün değilse öncelikle orijinali ile değiştirilir, orijinal parçanın bulunmaması durumunda eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değiştirilir. Ancak model yılından itibaren 3 yılı geçmeyen motorlu araçta hasar gören parçanın orijinal olmadığı durumda eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişim yapılır. Bu paragraf uygulaması sonucu araçta bir kıymet artışı meydana gelse dahi bu fark tazminat miktarından indirilemez. (Değişik paragraf:RG-2/8/2016-29789) Eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça ile değişim mümkün olduğu halde, sigortacının bilgisi ve onayı dahilinde olmadan orijinal parça ile onarım sağlanır ise sigortacının sorumluluğu, sigortacının kaza tarihi itibariyle benzer hasarlardaki onarım uygulamasına göre, eşdeğer veya ömrünü tamamlamış araçlar mevzuatı kapsamındaki araçlardan elde edilen orijinal parça bedeli ile sınırlıdır. Sigortacı bu paragraf kapsamındaki onaya ilişkin tercihini hasar ihbarından itibaren 2 iş günü içinde onarım merkezine veya hak sahibine bildirmediği durumda onayı varsayılır. İspat yükümlülüğü sigortacıya aittir.” (Ek: Genel Şartlar)Genel Şartlar’ın ilgili maddesi uyarınca, davaya konu 2012 model … plakalı aracın, 21.04.2017 kaza tarihi itibariyle 3 yaşını geçmiş olduğundan eşdeğer parça ile onarımı sağlanabilecek nitelikte olduğunu, buna göre müvekkil sigorta şirketinin sorumluluğunun eşdeğer parça üzerinden onarım bedeli ile sınırlı olup müvekkili şirketin onayı dışında yapılan orijinal parça değişimlerinden, eşdeğer parça bedeli haricinde herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, ancak Yerel Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, orijinal parça ve yüksek işçilik bedelleri üzerinden hesaplama yapılmış olup, müvekkil şirketin kaza tarihi ile model yılı arasından 3 yıl geçmiş olan araç için eşdeğer parça bedeli dışında, orijinal parça bedeli yönünden herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, işbu nedenle bilirkişi raporunun, eşdeğer parça bedeli dışında sorumlulukları bulunmadığından, kabulü mümkün olmayıp hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, kaldı ki müvekkili şirketçe yapılan ekspertiz çalışması sonucunda davaya konu aracın 5.315,24 TL’ye onarılabileceğinin tespit edilmiş olup, 5.315,24 TL’ye onarım yapılabilecek iken 10.505,00 TL gibi fahiş bir miktara onarımın yapılmak istenmesi açıkça hakkaniyete ve hayatın olağan akışına aykırı nitelikte olduğunu, serbest piyasa koşullarına göre yapılan tespitin hükme esas alınarak müvekkil şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na ve hesaplamaya ilişkin Ek Maddelerine uygun olarak yapılan tespitin kabulü ile değer kaybı talepleri yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin eşdeğer parça bedeli haricinde herhangi bir sorumluluğu bulunmayıp orijinal parça bedeli üzerinden yapılan hesaplama sonucunda fahiş hasar bedeline hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu kararın kaldırılması gerektiğini bildirerek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, zorunlu trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan hasar bedeli ile değer kaybına ilişkin maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsili istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davaya konu kaza, davacı şirket adına kayıtlı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davalı sigorta şirketince zorunlu trafik poliçesi ile teminat altına alınan sigortalı … plakalı aracın 21/04/2017 tarihinde çarpışmalarıyla meydana gelmiş olup, hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davalı sigortalısının kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu, davacıya ait araç sürücüsünün kusursuz olduğu anlaşılmıştır.Davalı taraf, davaya konu trafik kazası sonucu, davacı aracında meydana gelen gerçek zarardan sorumludur. Davacı, zarar gören konumunda olup, aracında oluşan gerçek zararın tazmini gerekir. Aracının eşdeğer parçalarla onarımını kabul etmesi kendisinden beklenemez. Orjinal parçalar kullanılarak aracın tamir bedeli belirlendikten sonra aracın modeli, onarım işlemi kullanılan parçaların sayısı ve özelliğine göre araçta meydana gelen kıymet kazanma tenzilinin, onarım giderinden mahsubu ile gerçek zararın tesbit edilmesi gerekir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın hasarlı parçalarının orijinal parçalar ile değişimi kalem kalem belirlenmiş ve mahkemece hükmedilen tutar tespit edilmiştir.
Yine, Yargıtay Kapatılan 17 Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarına göre, davacının aracında oluşan değer kaybının, aracın marka ve modeli, kaza tarihindeki yaşı, kilometresi, hasarının nitelik ve niceliği vs. gibi hususları gözetip, kaza tarihi itibariyle serbest piyasadaki hasarsız 2. el piyasa rayiç değeri ile aracın hasarı onarıldıktan sonraki haline göre serbest piyasadaki 2. el piyasa değeri arasındaki fark şeklinde hesaplanması gerekmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda değer kaybı üçlü ihtimale göre hesaplanmış, mahkemece piyasa rayicine göre hesaplanan 2000 TL değer kaybına hükmedilmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçeler ışığında, ilk derece mahkemesince verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davalı … Sigorta AŞ. Vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nun 353/1-b/1 .maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/09/2018 tarihli, 2017/600 Esas ve 2018/841 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 854,21 TL istinaf nispi karar harcından, istinafa gelirken alınan 213,55 TL ‘nin mahsubu ile bakiye 640,66 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir yazılmasına,
4-Davalı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
5-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının HMK 333. mad. gereğince istek halinde yatıran tarafa İADESİNE,
7-Kararın tebliği, kesinleştirme, harç ve yargılama giderlerinin iadelerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 21/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.