Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/654 E. 2021/979 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/654
KARAR NO : 2021/979

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/07/2018
NUMARASI : 2017/596 Esas, 2018/757 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/10/2021

İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/07/2018 tarihli, 2017/596 Esas ve 2018/757 Karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle müvekkiline ait dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otobüse davalı … şirketince zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınan dava dışı …’ın sürücüsü ve işleteni bulunduğu … plakalı kamyonetin 15/06/2014 tarihinde çarpması sonucu otobüsün hasarlandığını, hasarlanan otobüsün kaza sonrası Yunanistan ülkesinde alınan bilirkişi raporuna göre toplam hasar bedelinin 4.633,41 Euro olduğunu, kazaya davalının sigortalısı …’ın alkollü ve kusurlu olarak sebebiyet verdiğini bildirerek, 4.663,41 Euro nun tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla dava tarihinden itibaren yürütülecek faizle birlikte ödeme gününde TL karşılığının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kararın 15/06/2014 tarihinde gerçekleştiğini, 2918 sayılı yasanın 109.maddesi ile Trafik Sigorta Genel Şartlarının 17.maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde davanın açılmadığını, bu sebeple öncelikle zamanaşımından davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ve sigortalının kusuru kadar olduğunu, davacının maddi tazminatı ispatlamakla yükümlü olduğunu bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:
TBK nun 158.maddesi gereğince davacı tarafça dava önce açılan davanın düzeltilebilecek bir yanlışlık nedeniyle reddedildiği, eldeki davanın ilk red kararından itibaren 60 gün içinde açıldığı, davalının zamanaşımı definin reddi gerektiği, 12/04/2017 havale tarihli bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4.633,41 Euro maddi tazminatın TBK nun 99 maddesi gereğince fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası ile ödenmesi kaydıyla 3095 Sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince dava tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlı 1 yıllık Euro’ya uygulanan yıllık faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ:
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açılan dava ile ilgili zamanaşımı itirazları değerlendirilmediğini, Türk parasına uygulanması gereken yasal faiz yerine dava açma tarihindeki efektif kur yerine fiili ödeme tarihindeki efektif kur dikkate alınarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldırılması gerektiğini bildirerek istinaf isteminde bulunmuştur.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, zorunlu trafik sigorta poliçesinden kaynaklanan maddi tazminatın (hasar bedelinin) tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf edenin sıfatı göz önünde bulundurularak, istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu trafik kazası davacıya ait dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otobüse, dava dışı …’ın sürücüsü ve işleteni bulunduğu … plakalı kamyonetin 15/06/2014 tarihinde çarpması sonucu otobüsün hasarlanması şeklinde gerçekleşmiştir.
Davalı … dava dışı …’a ait bulunan … plaka sayılı kamyonetin 18/06/2013-18/06/2014 tarihleri arasındaki zorunlu trafik sigorta poliçesini tanzim etmiştir. Poliçede teminat limiti araç başına 25.000 TL, kaza başına 50.000 TL olarak belirlenmiştir.
Bilindiği üzere, 2918 sayılı KTK’nın 109/1. maddesine göre, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.
Türk Borçlar Kanununun 158. Maddesi incelendiğinde ” davanın reddinde ek süre açıklamasıyla” madde metninde ” dava veya def i; mahkemenin yetkili ve görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olmakla, arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa alacaklı 60 günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Kaza tarihi, 15/06/2014 tarihidir. Davacının daha önce İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesine 13/06/2016 tarihinde açmış olduğu 2016/815 esas 2017/389 Karar sayılı dava dosyasında, dava şartı yokluğundan( 2918 Sayılı Yasanın 97. Maddesi nedeniyle davalı … şirketine dava tarihinden önce başvuru yapılmamış olması nedeniyle) usulden reddine 30/03/2017 tarihinde karar verildiği, eldeki davanın ise 29/05/2017 tarihinde, anılan maddede belirtilen 60 günlük ek süre içinde açıldığı, davalı tarafın zamanaşımı itirazında bulunduğu, davacı tarafın ise, 6098 Sayılı Yeni Borçlar Kanununun 158. Maddesindeki düzenleme nedeniyle zaman aşımının bu olayda işlemeyeceğini iddia ettiği anlaşılmaktadır.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 158. Maddesi incelendiğinde; ek süre nedenleri sayılmıştır.
Somut olayda süresinde açılan ilk davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmakla, davacıya ek zaman aşımı süresi tanımak mümkün olduğundan, mahkemece davalının zaman aşımı itirazının reddinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı vekilinin zaman aşımı istinaf itirazı yerinde olmamıştır.
6098 Sayılı TBK’nın 99/son maddesi gereğince, vadesinde ödenmeyen yabancı para borcunun, vade veya fiili ödeme günündeki TL karşılığı istenebileceğinden ve mahkemece davacının alacağının fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden TL karşılığına hükmedilmesi yerinde olmuştur. Bu itibarla, davalı vekilinin bu yöne ilişen istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğuna ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde ise, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır.
Buna göre; davalı … şirketinin kaza tarihi itibariyle sorumluluğunun poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunun hükümde belirtilmemesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf itirazı haklı görüldüğünden, davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile yerel mahkemenin kararının, istinaf başvurusunda bulunan davalı lehine kaldırılmasına, kararın “poliçe limiti” ibaresinin eklenmek suretiyle davalı … lehine düzeltilmesine, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta olmadığından dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/07/2018 tarihli, 2017/596 Esas ve 2018/757 Karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
1-Davalı tarafın yatırmış olduğu 431,00 TL istinaf karar harcının davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yolu harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf aşamasında yapılan 39,81 TL yargılama giderinin mahkemece sehven 28,00 TL’sinin davacıdan, 11,81 TL’sinin davalıdan çekildiğinden, davalıdan çekilen miktar olan 11,81 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
1-Davanın KABULÜ ile 4.633,41 Euro maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre uygulanacak değişken faiziyle birlikte fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru esas alınarak TL karşılığının poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 1.266,03 TL nispi ilam harcından, peşin alınan 316,51 TL nispi harç indirildikten sonra kalan 946,52 TL harcın davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına.
3-Davacının yapmış olduğu 352,51 harç, 558,30 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 910,81 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın kesinleştirilmesi, tebliği, gider avansı ve harç ikmali/iadesine ilişkin işlemlerin yerel mahkemesince yerine getirlmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 6100 sayılı HMK.nın 362/1-a Maddesi uyarınca KESİN olmak üzere 14/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.