Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/624 E. 2021/1167 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/624
KARAR NO : 2021/1167

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2015 (Dava) – 13/07/2018 (Karar)
NUMARASI : 2015/1429 Esas – 2018/691 Karar
DAVA : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 17/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/11/2021

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/07/2018 tarihli, 2015/1429 Esas ve 2018/691 Karar sayılı dosyasından yapılan yargılama neticesinde verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili, davalı …. Sigorta A.Ş tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı …. plakalı aracın,14.11.2015’de müvekkilinin maliki bulunduğu ve kaza tarihinde davadışı …. sevk ve idaresinde bulunan …. plakalı araca çarptığını, çarpmanın etkisiyle müvekkilinin aracının da elektrik direğine çarptığını, bu kaza sonucunda müvekkiline ait araçta yüksek maddi hasarın meydana geldiğini, hasar miktarının tespiti amacıyla İzmir 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/168 E.sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporunda araçtaki toplam hasarın 48.000,00-TL olduğu, aracın serbest piyasa hasarsız 2. el rayiç değerinin ortalama 45.000,00-TL olduğu, hasarlı olarak değerinin ise ortalama 10.000,00-TL olduğunun belirlendiğini, ayrıca aracın 2.000,00-TL değer kaybedeceğinin belirtildiğini, davalı sigorta şirketinin gerçek zararı gidermekle yükümlü olduğunu, hasar bedelinin likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğini belirterek, fazlaya dair hakları saklı olmak üzere şimdilik 15.000,00-TL tazminatın davalı şirketten dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle tahsiline, tespit dosyasındaki yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, daha sonra verdiği talep arttırım dilekçesiyle talebini 25.000-TL’ye çıkardığı anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı vekili, yetkili mahkemenin müvekkilinin ikametgahı olan İstanbul Mahkemeleri olduğunu, 14/11/2015 tarihinde meydana gelen kazada …. plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 04/08/2015-2016 tarihleri arasında …. adına zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olduğunu, teminatın maddi hasarlarda araç başına azami 29.000,00-TL olduğunu, dava öncesinde müvekkili şirkete herhangi bir başvurunun olmadığını, kazanın gerçek olup olmadığının incelenmesi gerektiğini, değer kaybının teminat dahilinde olmadığını, aksi kabulde sözkonusu aracın bu kazadan önceki kazalarının da tespiti gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YEREL MAHKEME KARARI; Mahkemece, “…Adli Tıp raporunun denetime açık ve karar vermeye elverişli olduğu, …. plakalı aracın davalı …. Sigorta AŞ. tarafından 08/04/2015-2016 tarihlerini kapsar ZMMS poliçesi düzenlendiği, kazanın 14/11/2015 tarihinde teminat süresi içinde meydana geldiği, teminat limitlerinin kaza tarihi itibari ile araç başına 29.000,00-TL ile sınırlı olduğu, davalı sigorta şirketinin sigortalısının vermiş olduğu zarardan, sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğu, somut olayda, davacıya ait …. plakalı aracın davadışı ….’un sevk ve idaresinde iken davalı sigortalı şirkete sigortalı …. plakalı araçla 14/112015 tarihinde çarpıştıkları, kazanın oluşumunda …. plakalı araç sürücüsü davadışı ….’in %100 tam kusurlu olduğu, çarpma sonucunda …. plakalı araçta benimsenen Adli Tıp raporuna göre 25.000,00 TL hasar oluştuğu, gerçek zarar olan hasar bedelinin davalı tarafından davacıya ödenmediği, davacı vekilinin 28/05/2018 tarihli dilekçesi ile talebini artırarak gerekli harcı yatırdığı, artırım dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiği, artırılan miktar üzerinden dava tarihi olan 18/12/2015 tarihinden itibaren, işleyecek yasal faizi ile birlikte davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, öte yandan, artırım dilekçesine karşı davalı sigorta şirketi zamanaşımı definde bulunmuş ise de, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı, belirsiz alacak davasının açılması ile zaman aşımı kesilmiş olduğundan davalı vekilinin zamanaşımı def’inin reddi cihetine gidilmekle; DAVANIN KABULÜ İLE, 25.000-TL’nin dava tarihi olan 18.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İTİRAZLARI: DAVALI VEKİLİ TARAFINDAN, “…Cevap dilekçelerindeki ve rapora itirazlarındaki hususların dikkate alınmadığı, hesaplamanın teknik detaylarına itirazlarının dikkate alınmadığı, öncelikle davadan önce başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın dava şartı yokluğundan reddinin gerektiği, fahiş ve hatalı rapora dayanarak hüküm tesisinin doğru olmadığı, davacı aracına pert-total işlemi uygulanabilmesi için öncelikle aracın hasar miktarının tespit edilmesi gerektiği, aracın rayiç değeri ile hasar miktarı karşılaştırılarak onarımında fayda sağlanmayacağının ve ekonomik olmayacağının tespitinin gerektiği, hasar miktarı rayiç değere yaklaşmamışken davacının zararının 25.000-TL olduğu yönünde hüküm verilmesinin kabul edilemeyeceği, takdiri bir hesaplamaya göre düzenlenen işbu raporun hükme dayanak yapıldığı, tüm somut itirazları sonuçlanmadan rapora göre verilen kararın kaldırılması gerektiği” gerekçeleriyle mahkeme kararı istinaf kanun yoluna getirilmiştir.
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen hasarın karşı taraf trafik sigortacısından tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yukarıda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.
2918 Sayılı KTK’ nın 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun ile yapılan ve 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” denilmişse de, somut uyuşmazlıkta dava tarihi 18.12.2015 olup, dava tarihi itibariyle başvurunun dava şartı niteliğinde olmaması dikkate alındığında davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin zarar hesabına yönelik itirazları bakımından yapılan değerlendirmede; mahkemece yapılan yargılama sırasında makine mühendisi bilirkişiden alınan rapor, dava öncesinde yaptırılan tespitte alınan rapor ve son olarak Adli Tıp Kurumu’ndan alınan rapor birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu aracın pert-total kabul edilmesinde ve zarar miktarı hesaplamasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, hükme esas alınan ATK raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, dosya kapsamı ile uyumlu bulunduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazlarının da esastan reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; davalı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1429 Esas – 2018/691 Karar sayılı kararına yönelik istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İSTİNAF AŞAMASINDA; alınması gereken 1.707,75 TL istinaf nispi karar harcından, peşin alınan 426,94 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 1.280,81 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK 333.maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde varsa taraflarca yatırılan gider avansından kalan bakiyenin yerel mahkemece hesaplanarak ilgili olduğu tarafa iadesine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6- Kararın taraflara tebliği, kesinleştirme, harç ve gider avansı işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere 17/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.