Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/622 E. 2021/1183 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/622
KARAR NO : 2021/1183

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/05/2018
NUMARASI : 2016/1344 Esas, 2018/487 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ : 18/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/11/2021

İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli, 2016/1344 Esas ve 2018/487 karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ie kayıtlı bulunan sigortalı …’ın işleteni ve maliki olduğu … plaka numaralı araç …’ın sevk ve idaresinde iken 31.08.2010 günü İzmir İli Foça İlçesinde kaza geçirdiğini, müvekkilinin desteği olan oğlu …’ın vefat ettiğini, … plakalı aracın davalı … şirketinde ZMMS sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, kaza ile ilgili Foça C.Başsavcılığında soruşturmanın açıldığını, davacının kaza sonucu oğlu olan desteğini yitirdiğini bildirerek, fazlaya ilişkin hakları sakı kalmak üzere şimdilik 2.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müteveffanın, sigortalı aracın sürücüsü olduğunu, davacının müvekkili sigorta şirketinden tazminat talep etme hakkı bulunmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR :
Mahkemece; 31.08.2010 tarihinde meydana gelen kazada sürücü …’in % 70 ve sürücü …’ ın ise % 30 oranlarında kusurlu oldukları, … plakalı aracın 08.06.2010-2011 tarihleri arasında davalı sigortalı şirketinde ZMMS (trafik) sigortası ile sigortalı olduğu, davalı … Sigorta A.Ş 31.08.2010 tarihinde meydana gelen kazada … plakalı aracın sigortacısı bulunduğu, davacının destekçisi …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 31.08.2010 tarihinde dava dışı …’in idaresindeki … plakalı araç ile çarpıştığı, kaza sonucunda vefat ettiği, kusurun % 30’unun kendisinde olduğu, davanın destekçinin sigortacısı … Sigortaya karşı açıldığı, yansıma yoluyla zarar görmüş olan destek tazminatı isteyen davacının, kendisine destek sağlayan kişinin sahip olduğu haktan fazlasına sahip olmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin verilen kararının kabulünün mümkün olmadığını, mahkemenin gerekçeli kararında;”.. davacının destekçisinin %30 kusuru ile meydana gelen kaza sonucu ölümü nedeniyle davacının talep ettiği destekten yoksun kalma tazminatından işletenin yerine geçen davalı … şirketinin sorumlu olmayacağı…” şeklindeki gerekçeleri usul ve yasalara aykırı olup kabulü mümkün olmadığını, gerekçeli karara dayanak yapılan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.11.2017 tarih ve 2017/17-1315 Es-2017/1239 Kr. sayılı kararı ayrıntılı olarak incelendiğinde davaya emsal olamayacağını, YHGK kararının gerekçelerinin davalarındaki iddialarını teyit ettiğini, söz konusu kararın müvekkili aleyhine yorumlamasının uygun olmadığını, kararın kaldırılması gerektiğini bildirerek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; ölümlü çift taraflı trafik kazası nedeniyle ölenin yakının, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 45/2. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3.) maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı desteğinin, davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesi ile sigortalı aracın işleteni ve sürücüsü iken 31/08/2010 tarihinde gerçekleşen kazada, tali ve % 30 oranında kusurlu olduğu, kaza neticesinde öldüğü dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Kaza ve poliçe tarihi itibari ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükte olduğu açıktır.
Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı …, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı … şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı ilamları)
Buna göre mahkemece; davacının destek tazminatı talep edebileceği değerlendirilerek, işin esasına girilip, tarafların bildirdiği delilleri toplanarak, davacı tarafın destek zararının ne olduğu aktüer bilirkişiye TRH 2010 Yaşam Tablosuna göre tespit ettirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf isteminin esastan kabulü ile, kararın HMK’nın 353/(1)-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın kaldırılma sebep ve şekline göre istinaf yoluna başvuran davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına dair aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN KABULÜNE; İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/05/2018 tarihli, 2016/1344 Esas ve 2018/487 karar sayılı hükmünün, dava dosyasının esası incelenmeksizin HMK’nın 353/(1)-a-6. Maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dava dosyasının HMK’nın 353/(1)-a/6 maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Kararın kaldırılma sebep ve şekline göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine YER OLMADIĞINA;
4-İstinaf yoluna başvuran taraftan başlangıçta alınan 35,90 TL istinaf maktu karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
5-İstinaf yoluna başvuran taraftan başlangıçta alınan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının ilk derece mahkemesince yargılama giderlerinde değerlendirilmesine,
6-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin mahkemesince verilecek nihai kararla hüküm altına alınmasına,
7-Kararın temyize tabi olmaması nedeniyle ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
Dair; dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/(1)-a/6 maddesi gereğince kesin olmak üzere 18/11/2021
tarihinde oybirliği ile karar verildi.