Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/608 E. 2021/921 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/608
KARAR NO : 2021/921

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2018
NUMARASI : 2016/1466 Esas – 2018/152 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 08/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/10/2021
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/02/2018 tarihli, 2016/1466 esas ve 2018/152 karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27/06/2016 tarihinde sürücü …. sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı aracı ile kontrolsüz şekilde caddeye çıkış yaparak müvekkil sürücü ….’na çarpması neticesinde yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında yaya olarak bulunan müvekkilin ağır derecede yaralandığını, kaza sonucunda müvekkil izmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, söz konusu kaza ile ilgili izmir Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/67651 numaralı dosyasından soruşturma yapıldığını, kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağına göre sürücü ….’in kusurlu bulunduğunu, kusur durumunun yargılama safahatında alınacak bilirkişi raporu ile netlik kazanacağını, …. plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketinde kaza tarihini kapsar ZMMS poliçesi olduğunu, bu nedenlerle 100,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkilimize ödenmesine, İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma hastanesinde bulunan tüm tedavi belgelerinin istenmesine, kaza ile ilgili izmir Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/67651 numaralı dosyasının bir örneğinin incelenmek üzere istenmesine, davalı sigorta şirketinden poliçe asıllarının istenmesine, …. sayılı aracın kaza tarihi olan 27/06/2016 tarihi İtibariyle tüm tescil bilgilerinin celbi için ilgili Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına, dava masrafları ve vekalet ücretlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, müvekkil Kooperatifin merkezinin KADIKÖY/ İSTANBUL olduğundan yetkili Mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetki itirazlarının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, müvekkili şirketin unvanı …. KOOPERATİFİ olup, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen …. Sigorta A.Ş.’nin husumet ehliyetinin olmadığını, bu sebeple öncelikle davalı isim ve unvanının düzeltilmesi gerektiğini, dava dışı ….’in maliki olduğu …. plakalı otomobil için müvekkil Kooperatif tarafından “11.11.2015 başlangıç – 11.11.2016 bitiş tarihli, …. No’lu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi” düzenlendiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik Sigortası) ile bir motorlu aracın işletilmesi sırasında, 3. şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet verilmesi halinde işletene düşen hukuki sorumluluk teminat altına alındığını, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçe özel ve genel şartları çerçevesinde poliçe metni üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, Ölüm/sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti 2016 yılı için 310.000,00 TL olduğunu, manevi tazminat teminat kapsamında olmadığı gibi gelir kaybı, kâr kaybı gibi dolaylı zararların da teminat kapsamında olmadığını, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/67651 soruşturma nolu dosyasında müvekkili …. ile sigortalı araç sürücüsü şüpheli ….’in uzlaşma iradelerini bildirmeleri üzerine düzenenlenen uzlaştırma raporu doğrultusunda şüphelinin ….’na 3.000,000TL ödemesi edimi karşılığında uzlaştıkları, edimin yerine getirildiği, zararın uzlaşmaya uygun olarak giderildiği belirlenerek şüpheli hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, dava dilekçesinde trafik kazasının meydana gelmesinde tam ve asli kusurun müvekkil şirkete sigortalı araç sürücüsünde olduğu iddia edilmiş ise de bu iddianın kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “…. Davacının geçici ve sürekli iş göremezlik tazminat davasının, ceza soruşturma dosyasında uzlaşma sağlanması ve CMK nun 253/19 maddesindeki düzenleme dikkate alınarak reddine…..” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; savcılık aşamasında uzlaşmanın sağlanmış olması, diğer zarar sorumlularını sorumluluktan kurtarmadığını, uzlaşma tutanağında uzlaşmayı kabul veya reddetmenin hukuki sonuçlarının anlatılmadığını, yapılan ödemenin davacının gerçek zararını karşılamaktan uzak olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan davalı ZMM sigortacısına karşı açılan geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; ceza soruşturma dosyasında uzlaşma sağlanması ve CMK nun 253/19 maddesindeki düzenleme dikkate alınarak davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davacı sürücü …. sevk ve idaresindeki …. plakalı motosikleti ile seyir halindeyken 9165/5 Sok kavşağına geldiğinde kontrolsüz şekilde S.Çırakçı caddesinden çıkış yapan dava dışı sürücü sigortalı …. sevk ve idaresinde bulunan …. plakalı aracın sol ön kapı kısmına çarparak devrilmesi şeklinde gerçekleşen kaza nedeniyle davacının yaralandığı ve kazadan sonra tedavi gördüğü, olay sonrası İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sırasında davacı ile sigortalı sürücü ….’ in uzlaşma yoluyla aralarındaki uzlaşmazlığı çözümledikleri ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığın’ın 2016/67651 soruşturma sayılı dosyasında 07/10/2016 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, uzlaşma raporu uyarınca dava dışı sigortalının davacıya 3.000,00 TL ödemeyi 29/09/2016 tarihinde yaptığı, davacı tarafından davalı sigorta şirketine yapılan başvuru üzerine ise davalının hasar dosyası açtığı ve davacının % 3 sürekli iş göremezlik oranı üzerinden 20/01/2017 tarihinde 7.696,12 TL tazminatı davacıya ödediği, davacının bakiye tazminat tutarı için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
5271 sayılı CMK’nun 253/17. bendinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. “CMK’nun 253/19. bendine göre ise “… Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi,9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup,anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Bu yasal düzenleme ışığında da uzlaşma raporunu düzenlenmekle davalının tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır. Uzlaşma raporu da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir. Tüm bu nedenlerle uzlaşma raporu ilam mahiyetinde olduğundan ve uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağından açılan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmamaktadır. (benzer nitelikte Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 27/01/2020 tarihli 2018/855 esas – 2020/93 karar sayılı ilamı).
Davacı vekili beyanlarında her ne kadar ceza dosyasındaki tazminatın ve uzlaşmanın manevi tazminata ilişkin olduğunu iddia etmekte ise de, uzlaşma raporunda ve tutanağında uzlaşmanın ve tazminatın sadece manevi zararlara ilişkin olduğuna dair herhangi bir kayıt veya ayrım mevcut değildir.
Ayrıca, davacının asıl fail konumunda bulunan araç sürücüsü …. ile uzlaşması aynı eylemden sigorta poliçesi sebebi ile hukuki sorumluluğu üzerine alan sigorta şirketini de kapsamaktadır. Buna göre; davacının 3.000,00 TL tazminat karşılığında (maddi ve manevi tazminat ayrımı yapmaksızın) dava dışı sürücü ile uzlaşmış olması nedeni ile bu kaza sebebiyle tazminat davası açamayacağını kabul etmiş olması, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan uzlaşmanın usulüne uygun olması, uzlaşmanın anlam ve sonuçlarının uzlaşma teklif formu ile usulünce davacıya açıklanması, davacının da bunu okuyup imzalayarak kabul etmesi, karşısında davalı sigorta şirketi hakkında tazminat davası açamayacağının kabulü gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.nun 355. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak davacı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/02/2018 tarihli, 2016/1466 esas ve 2018/152 karar sayılı kararına karşı davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/10/2021