Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/603
KARAR NO : 2021/924
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2018
NUMARASI : 2015/796 Esas – 2018/307 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle)
KARAR TARİHİ : 08/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/10/2021
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/03/2018 tarihli, 2015/796 esas ve 2018/307 karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ın, yönetimindeki … plakalı araç ile yanında diğer müvekkilleri davacılar da olduğu halde 22/09/2013 tarihinde Soma’dan Akhisar yönüne doğru seyir halinde iken, Selvili Köyü mevkiinde yolun tek gidiş-dönüş olduğu bir noktada davalılardan …’ın, yönetimindeki … plakalı araç ile hatalı sollama yapması sonucunda dava konusu kazanın oluştuğunu, araçtaki müvekkillerinin yaralandıklarını ve Akhisar Devlet Hastanesi’ne kaldırıldıklarını, …’nın yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadığını ve 20/12/2013 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinden …’ın hemşire olduğunu, sol koluna platin takıldığını, 23/09/2013 tarihinden 20/02/2014 tarihine kadar raporlu olduğu için çalışamadığını, toplam 1.826,34 TL tutarında döner sermaye ek ödemesini alamadığını, elini 6 ay kullanamadığı için evinin temizliği için haftada bir kez olmak üzere toplam 4 kez temizlikçi aldığını ve ayda 400,00 TL’den toplamda 2.400,00 TL temizlikçi masrafı yaptığını, müvekkillerinden …’ın, tedavi için her gün Ege Ünv. Hastanesi’ne gitmesi nedeniyle 100,00 TL yol masrafı yaptığını, ayrıca annesinin yoğun bakımda ve serviste kaldığı süreçte tuttuğu bakıcı için günlüğü 200,00 TL’den 10 gün için toplam 1.200,00 TL, oda için 960,00 TL ödeme yaptığını, annesine aldığı alt bezlerine 120,00 TL, boyunluğa 30,00 TL, ıslak mendil, peçete, kağıt vs ihtiyaçlar için yaklaşık 100,00 TL ödediğini, …’ın 2 ay boyunca hiç hareket etmeden yatmak durumunda kaldığını, kaza tespit tutanağına ve Akhisar C.Başsavcılığı’nın soruşturma dosyasında aldırılan İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin raporuna göre davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu, müvekkili …’ın ise kusursuz olduğunu, davalı sürücünün kullandığı … plakalı aracın ZMMS poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiğini, yaptıkları başvuru sonucunda hasar dosyası açıldığını, müvekkillerinden … için 152.401,62 TL, … için 33.125,88 TL, … için 30.304,63 TL olmak üzere toplam 215.832,13 TL destekten yoksun kalma tazminatı ödendiğini, bunun dışında başka bir ad altında herhangi bir ödemenin yapılmadığını, …’nın vefatı nedeniyle müvekkillerinin yaşadıkları acının yoğun olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkillerinden … için şimdilik 1.000,00 TL, … için şimdilik 500,00 TL, … için şimdilik 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 22/09/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkilleri …, … ve … için davalı sigorta şirketinin 14/05/2015 tarihinde ödemiş olduğu toplam 215.832,13 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihi ile fiili ödeme tarihi arasında işleyen faizinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, müvekkili … için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 6.736,34 TL maddi tazminatın 22/09/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, vefat edenin eşi … için 80.000,00 TL, çocukları … ve … için ayrı ayrı 60.000,00’er TL, babası … için 50.000,00 TL, kardeşi … için 20.000,00 TL, kayınvalidesi (aynı zamanda kazada yaralanan) … için 30.000,00 TL, baldızı … (aynı zamanda kazada yaralanan) için 40.000,00 TL olmak üzere toplam 340.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili 22/06/2017 havale tarihli dilekçesi ile; … için 49.063,19 TL, … için 46.134,79 TL, … için 43.375,01 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve … için 7.196,34 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ve …, … ve … için 31.771,67 TL işlemiş faiz alacağının tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul etmediklerini, …’nın vefatının kendisini taburcu eden hastanenin ihmalinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, kaza tespit tutanağının hatalı hazırlandığını, araçların plakalarının karıştırıldığını, tutanağa itiraz edildiğini ancak sonuç alınamadığını, kazanın, Soma yönünden gelen aracın sollaması sonucu meydana geldiğini, Soma yönünden gelen aracın da davacı …’ın kullandığı araç olduğunu, soruşturmanın haksız yere suçsuz olan müvekkili yönünden yürütüldüğünü, davacı … hakkında soruşturma yapılmadığını, düzenlenen her iki rapor düzenlenirken kaza tespit tutanağında yer alan krokideki hatanın dikkate alınmadığını, bu nedenle gerçek kusur durumunun araştırılması gerektiğini, dava konusu kazayla ilgili ceza yargılamasının yürütüldüğü Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2015/95 Esas sayılı dava sonucunun beklenmesi gerektiğini, müvekkilinin beraat etme ihtimalinin olduğunu, müvekkilinin maddi ve manevi sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile özetle; kazaya karşılan … plakalı aracın ZMMS poliçesinin müvekkili tarafından düzenlendiğini, bedeniz zararlarda poliçe teminat limitinin 250.000,00 TL olduğunu, kaza sonrasında başvuru üzerinde müvekkili tarafından hasar dosyası oluşturulduğunu, dosyanın aktüere gönderildiğini, hesaplanan 215.832,13 TL tazminatın 14/05/2015 tarihinde davacılara ödendiğini, yapılan bu ödeme ile müvekkilinin başkaca sorumluluğunun kalmadığını, müvekkilinin temerrüte düşmediğini, zira, ilk başvuruda gerekli evraklar temin edilerek tazminat ödemesi yapıldığını, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kazadaki kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun yapılması ve iş gücü kaybı olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, 6111 sayılı kanun gereğince tedavi giderlerinin müvekkilinden istenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; “…..somut olayın özellikleri, kazanın gerçekleştiği tarih, davacıların duydukları acı ve eksiklik hissi ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kazanın oluşundaki etkiler vs gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacılardan … için 30.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 10.000,00 TL, … için 8.000,00 TL, … için 2.000,00 TL, … için 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi hakkaniyete uygun bulunmuş ve davacılar vekilinin manevi tazminat isteğinin bu miktarlar üzerinden kısmen kabulüne, davacılar vekilinin maddi tazminat isteğinin KABULÜ ile; davacılardan … için 49.063,19 TL (bu miktarın 12.097,48 TL’sinden davalıların birlikte sorumlu olmaları, kalan kısmından ise davalı …’ın tek başına sorumlu olması kaydı ile), … için 43.375,01 TL (bu miktarın 10.694,95 TL’sinden davalıların birlikte sorumlu olmaları, kalan kısmından ise davalı …’ın tek başına sorumlu olması kaydı ile), … için 46.134,79 TL (bu miktarın 11.375,43 TL’sinden davalıların birlikte sorumlu olmaları, kalan kısmından ise davalı …’ın tek başına sorumlu olması kaydı ile) olmak üzere toplam 138.572,99 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, bu davacılara verilmesine, yukarıda belirtilen miktara davalı sigorta şirketi yönünden 14/05/2015 tarihinden itibaren, diğer davalı yönünden ise 22/09/2013 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, …, … ve … için toplam 31.771,67 TL işlemiş faiz alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, bu davacılara verilmesine, davacı … için 7.196,34 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, bu davacıya verilmesine, bu miktara davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren, diğer davalı yönünden ise 22/09/2013 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin sadece manevi tazminatlar yönünden verilen kısmi kabul kararının usule ve kanuna uygun olmadığını, davaya konu trafik kazası bir kişinin ölümü ve beş kişinin yaralanması ( ki özellikle davacılardan …’ın yaralanması en ağırıdır) ile sonuçlanan ağır bir kaza olduğunu, davalı …’ın tek şeritli yolda hatalı sollama yapması neticesinde tam kusurlu olduğunu, kaza sonucunda, davacı sürücü …’ın yanında oturan annesi … ağır derece yaralandığı için yaklaşık 6 ay hastanede yatılı tedavi gördüğünü ve halen eski sağlığına kavuşamadığını, bu derecede ağır yaralanan ve eski sağlığına halen kavuşamamış bir kişi için hükmedilen 2.000,00 – TL manevi tazminat çok düşük olduğunu, bu nedenle verilen karara kesinlikle katılmadıklarını, diğer yandan eşini kaybeden ve iki çocuğuna hem annelik ve hem de babalık yapmak zorunda kalan, halen acıları dinmemiş davacı eş … için hükmedilen 30.000,00 – TL manevi tazminat ve babalarını, hayatlarının belki de en çok ihtiyaç duyacakları bir zamanda kaybeden davacı çocuklar için hükmedilen 5’er Bin TL’ lik manevi tazminatlar çok düşük olduğunu, kusursuz sürücü davacılardan … için hükmedilen 10.000,00 – TL manevi tazminatın ve baba … ve kardeş … için hükmedilen manevi tazminat miktarları da oldukça düşük olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin eksik inceleme ve yanlış hesaplama mantığı çerçevesinde hakkaniyete aykırı bir hüküm kurulduğunu, kaza tarihi ile müvekkil tarafından yapılan ödeme tarihi arasındaki faize hükmedilemeyeceğini, müvekkil sigorta şirketi manevi tazminattan sorumlu olmadığı halde karar harcından diğer davalılar ile birlikte müteselsilen ve müştereken sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklanan ZMM sigortacısına ve araç sürücüsüne karşı açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı sigorta vekili ve davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK.nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebebleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Somut olayda; davacılardan …’ın, yönetimindeki … plakalı araç ile yanında diğer müvekkilleri davacılar da olduğu halde 22/09/2013 tarihinde Soma’dan Akhisar yönüne doğru seyir halinde iken, Selvili Köyü mevkiinde yolun tek gidiş-dönüş olduğu bir noktada davalılardan …’ın, yönetimindeki … plakalı araç ile hatalı sollama yapması sonucunda dava konusu kazanın oluştuğu, araçtaki davacıların yaralandıkları ve Akhisar Devlet Hastanesi’ne kaldırıldıkları, …’nın yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadığı ve vefat ettiği, müteveffa …’ nın davacılardan …’ nın eşi, … ve …’ un babası, davacı …’ nin damadı, davacı …’ nin eniştesi olduğu ve davacı …’ in ise …’ in babası ve davacı …’ın ise kardeşi olduğu, ceza soruşturmasının yapıldığı Akhisar C. Başsavcılığının 2013/6444 soruşturma sayılı dosyasında alınan İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinin 09/01/2015 tarihli kusur raporu ve ceza dosyasında alınan 23/11/2015 tarihli 3 kişilik bilirkişi heyeti raporunda belirtildiği üzere, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ ın tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Ceza davasının görüldüğü Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/95 esas – 2016/212 karar sayılı dosyasında 24/05/2016 tarihli karar ile davalı sanık …’ ın tam kusurlu olduğu ve bilinçle taksirle ölüme ve yaralanmaya sebebiyet verdiği belirtilerek TCK’ nın 85/2 ve 22/3 maddeleri uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldığı, kararın temyiz incelemesi için Yargıtay’ da olduğu ve henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
1-Davacılar vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesi neticesinde;
Davacılar vekilinin istinafı manevi tazminat miktarlarının az olduğuna ilişkin olup, maddi tazminatlar yönünden bir istinafı bulunmamaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Kazada davacılardan … hem ağır yaralanmış, aylarca tedavi görmüş ve hemde damadı müteveffa …’ yı kaybetmiştir. Davacı … ise, kazada eniştesi …’ yı kaybetmiş ve kendisi de % 5,2 oranında sürekli iş göremezliğe uğramış ve 4 ay geçici iş göremezlik kaybına uğramıştır. Davacı … ise oğlunu kaybetmiş, davacı … henüz 6,5 aylık iken ve … ise 3 yaşında babalarına kaybetmişlerdir.
O halde Mahkemece; meydana gelen trafik kazasının gerçekleşme şekli, kusur durumları, paranın alım gücü, tarafların sosyal ekonomik durumları dikkate alındığında oluşan zararın ağırlığı, davacı sürücü …’nin kazada hiçbir kusurunun bulunmadığı hususları göz önünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde davacı …, davacılar … ile …, davacı … ve … için daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktarlarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
Davacılar … ve … yönünden ise; tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi neticesinde hükmedilen manevi tazminat miktarları yeterli ve oluşa uygun bulunduğundan, bu davacıların istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin incelenmesi neticesinde;
a)Hükmün 1/f bendine göre hükmedilen toplam 70.000,00 TL manevi tazminattan davalı sigorta şirketinin sorumluluğu olmamasına rağmen manevi tazminat için hesaplanan harçtan davalı sigorta şirketinin de sorumluluğuna karar verilmesi hatalı olmuştur.
b)Mahkemece hükmün 1/c bendi uyarınca davacılar …, … ve … için 31.771,67 TL işlemiş faiz alacağına hükmedilmiş olup, davalı sigorta şirketi bu alacağa itiraz etmektedir.
Bilirkişi raporunda davadan önce ödenen 215.832,13 TL destekten yoksun kalma tazminatı için kaza tarihi olan 22/09/2013 tarihi ile ödeme tarihi olan 14/05/2015 tarihi arasında 597 gün için 31.771,67 TL faiz hesabı yapılmış ve mahkemece bu miktara hükmedilmiştir. Ancak davalı sigorta şirketi ödenen bu 215.832,13 TL’ lik toplam tutarın içinde faiz miktarlarının da bulunduğunu beyan etmektedir.
Ayrıca davalı sigorta şirketinin temerrüdü yapılan başvuru sonucunda geç ödeme yapılmışsa 8 iş günü sonrasından başlar.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; hasar dosyası kapsamına göre davacıların başvuru tarihi tespit edilerek davalı sigortanın temerrüt tarihinin tespiti, davalı sigorta tarafından temerrüt tarihinden geç ödeme yapılmışsa, faiz hesabının temerrüt tarihi ile ödeme tarihi olan 14/05/2015 tarihi arasında yapılması, davalı sigorta şirketi ödenen bedellerin içinde davacı … için 12.132,22 TL faiz tutarı, davacı … için 3.033,05 TL faiz tutarı, davacı … için 3.033,05 TL faiz tutarı olduğunu bildirdiğinden, ilgili ödeme kalemleri davalı sigorta şirketine açıklattırılarak ve ödeme belgeleri getirtilerek, varsa ödenen faiz tutarları da mahsup edilmek suretiyle ek bilirkişi raporu alınarak davacıların talep edebileceği geç ödemeye dayalı faiz alacağının tespiti gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsiz olmuştur.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacıların ve davalı sigorta vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulüne; kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar … ve …’ nın istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN REDDİNE,
2-Davacılar …, …, …, … ile …’ nın ve davalı sigorta vekilinin ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
3-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/03/2018 tarihli, 2015/796 esas ve 2018/307 karar sayılı sayılı kararının KALDIRILMASINA,
4-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a-)-6) maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
5-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edenlere iadesine,
6-İstinaf edenler tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
8-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 08/10/2021