Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/588 E. 2021/862 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/588
KARAR NO : 2021/862

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2018
NUMARASI : 2017/590 Esas, 2018/927 Karar
DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/07/2018 tarihli, 2017/590 esas ve 2018/927 karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili, müvekkilinin sevk ve idaresindeki araç ile davalı sigorta şirketinin KZMM sigortasını ve İMMS poliçesini tanzim ettiği aracın 02.05.2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde diğer aracın “karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şeride girmek” kusurunu ifa suretiyle asli kusurlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin ise kazada kusurlu olan aracın KZMM sigortasını ve ZMMS limiti olan 33.000.-TL dan artan zarar için İMMS poliçesini tanzim eden şirket olduğunu, müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan poliçe limitleri ile sorumlu olduğunu, ayrıca kaza sonrası müvekkiline ait araçtaki hasar bedelinin tespiti amacıyla İzmir 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/70 D.iş sayılı dosyası ile delil tespiti talep edildiğini ve anılan dosyada makine mühendisi bilirkişinin düzenlemiş olduğu raporda müvekkiline ait araçta 77.245.-TL tutarında hasar olduğunun mütalaa edildiğini, alınan rapor üzerine davalının resmi elektronik posta adresine başvuru yapıldığını ancak bugüne değin olumlu ya da olumsuz yanıt alınamadığını, müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 25.000.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini tespit giderlerinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili, davanın kabulü anlamına gelmemek üzere, kusur oranlarının tespiti bakımından mahkemece dosyanın adli tıp trafik ihtisas kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, müvekkilinin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, buna göre 2017 yılı için maddi hasarlar için araç başına teminat limitinin 31.000.-TL iken kaza başına teminat limitinin 62.000.-TL olarak belirlendiğini, kabul manasında olmamak üzere, davacının gerçek zararının tespitinin gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere davacının avans faiz talebinin haksız olduğunu, davacının davalı müvekkilini temerrüde düşüremediğini, davacının her ne kadar davalı müvekkiline e-posta ile ihbar yaptığını belirtmiş ise de söz konusu ihbarın hasarın gerçekleşip gerçekleşmediği veyahut davayı kabul anlamına gelmemek üzere hasar bedelinin tespiti açısından yeterli olmadığını, tüm bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre;”…Kara taşıtlarının karıştığı kazalardaki sorumlu kişiler ile sorumluluk sebepleri, araç sürücüsü yönünden 6098 s. TBK.nın 49 vd. Maddeleri, araç işleteni yönünden 2918 s. KTK.nın 85. Maddesi hükümleri, davalı sigorta şirketi 2918 S. KTK.nın 91 vd. Maddeleri ile ZMMS Genel şartları hükümleridir. Davacı, bu hükümler uyarınca aracında meydana gelen hasar bedelinin tazmini için eldeki davayı açmıştır. Trafik kazası sonrasında araçta meydana gelen hasar nedeni ile anılan sorumluların aracın gerçek zararını ödemesi gerekmektedir. Harçlandırılan dava değeri 35.000,00.-TL ‘dir.
Davacı ile davalı tarafın yaşanan trafik kazasında tarafların kusur oranı, araçta hasar meydana gelip gelmediği, gelmiş ise miktarı, davalının bu hasardan sorumlu olup olmadığı, sorumlu olmuş ise miktarı hususlarında uyuşamadıkları görülmüştür.
Taraf delilleri toplanmış ve bilirkişi raporu alınmıştır. Hazırlanan 16/05/2018 havale tarihli raporda; 02.05.2017 tarihinde meydana gelen kazada, davalı tarafa ait araç sürücüsünün % 100 oranında tam ve asli kusurlu olduğunu, davacı tarafa ait araç sürücüsünün “kusursuz” olduğunu, söz konusu araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 77.245,23.-TL hasar meydana geldiğini, dava konusu aracın kaza öncesi ikinci el piyasa rayiç değerinin 60.000.-TL ve sovtaj (hurda) değerinin 25.000.-TL olduğunu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18.05.2016 tarih , 2016/3196 Esas 2016/6047 karar nolu kararında “… Dairemiz uygulamasına göre hasar bedeli, araç rayicinin % 50’sini aştığından aracın tamirinin ekonomik olmadığı açıktır. Bu durumda bilirkişiden ek rapor alınıp, araç pert total kabul edilerek aracın sovtaj bedeli de belirlenmek sureti ile hasarsız piyasa rayici ile sovtaj bedeli arasındaki farkın hasar miktarı olarak belirlenmesi gerekir. Bu nedenle eksik incelemeye dayalı verilen hükmün bozulması gerekmiştir” hükmünü içerdiğini, bu bağlamda, kaza sonrası oluşan hasar miktarının, araç rayicinin % 50’sini aşması nedeniyle aracın ağır hasarlı olduğunu ve pert-total olarak değerlendirilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olduğunu, buna göre, araç piyasa değeri:60.000.-TL – aracın sovtaj (hurda) değeri 25.000.-TL toplam gerçek hasar değeri 35.000.-TL olduğu kanaatine varıldığını bildirdiği görülmüştür.
Davacı vekili bilirkişi raporu doğrultusunda talebini arttırmış, harcını karşılamıştır.
Mahkememiz tarafından alınan bilirkişi raporu mahkememizce hüküm vermeye elverişli, gerekçeli, yeterli, inandırıcı ve dosya kapsamına göre de uygun olup davaya konu edilen kazanın meydana gelmesinde davacının kusursuz olduğu, kazaya karışan davalı sigorta tarafından sigortalanan aracın hızını dönemeçe, köprü ve menfezlere yaklaşırken azaltması gerektiği kuralını ve iki şeritli yolda karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şerit veya yol bölümüne girme kuralını ihlal etmesi nedeniyle 2918 KYTK. 52 mad. gereği %100 oranında kusurlu olduğu, araçta kaza nedeniyle oluşan hasarın kazanın oluşuna uygun olduğu, davacı tarafa ait araçta ağır hasar meydana geldiği (77.245,23TL) ve fakat dava konusu aracın piyasa rayiç değerinin 60.000,00.-TL ve sovtaj (hurda) bedelinin 25.000,00.-TL olduğu, bu bağlamda; kaza sonrası oluşan hasar miktarının, araç rayicinin %50’sini aşması nedeniyle aracın ağır hasarlı olduğu ve pert-total olarak değerlendirilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olduğu anlaşılmakla buna göre, araç Piyasa Değeri olan 60.000,00.-TL’den aracın Sovtaj (Hurda) Değeri olan 25.000,00.-TL’nin mahsubundan sonra geriye kalan 35.000,00.-TL nin gerçek zarar olduğu kanaatine varılmıştır. Davacıya ait araçta iş bu kaza sonucu 35.000,00 TL hasar oluştuğu anlaşılmıştır. Meydana gelen iş bu davacı zararından davalı sigorta zorunlu mali mesuliyet sorumluluk ve ihtiyari mali mesuliyet poliçe kapsamına göre sorumludur. Zira, trafik sigortacısı motorlu aracın karayolunda işletilmesi sırasında 3. kişiye verilen ve işletenin ve sürücünün sorumluluğunda gerçekleşen zararı sigorta örtüsüne almaktadır. Bu sigorta kapsamında hasar bedeli de yer almaktadır. Sorumluluk, poliçe limitini geçmemek üzere kusur oranına göredir. Bu kusur oranlarına göre davalı sigortanın davacının karşılanmayan hasar bedeli zararının %100’ünden davalı sigortanın zorunlu ve ihtiyari sigorta poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğu anlaşılmakla kazanın meydana geldiği tarihteki poliçe limiti değerlendirilerek davalı zorunlu mali mesuliyet sigortasının hasar bedelinin ilk 33.000,00 TLsinden sorumlu kılınmasına, davalının aynı zamanda aracın ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olarak geriye kalan hasar bedeli olan 2.000,00 TL den sorumlu kılınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davalı sigorta yönünden faiz dava tarihinden başlatılmış, davalı tarafın sigortaladığı aracın niteliği nazara alınarak yasal faize hükmedildiği…” gerekçesiyle davanın KABULÜ ile 35.000,00-TL hasar bedelinin ilk 33.000,00-TL sinin davalı sigortanın Kara Yolları Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası kapsamında geriye kalan 2.000,00-TL nin davalı sigortanın ihtiyari mali mesuliyet sigortası kapsamında dava tarihi 30.05.2017′ den itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olması kaydı ile tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; esas alınan bilirkişi raporunda gerçek zararın tespiti bakımından yeterli inceleme ve araştırmanın yapılmadığını, fahiş tazminat belirlendiğini, tespit edilen hususların gerçek zarar ilkesine aykırı olduğunu, yalnızca fatura ve makbuzlar üzerinden yapılan tespitlerin kabul edilemeyeceğini, üstelik incelemenin yalnızca davacı tarafından sunulan belgelere dayanmaması, ayrıntılı ve denetime elverişli olması gerektiği yerleşmiş Yargıtay İçtihatları ile de kabul edilmiş olduğunu, eksik inceleme ile hüküm kurulmasının doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası sebebiyle zorunlu sigorta poliçesine dayalı hasar bedeli istemine ilişkindir.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355.maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Davacı, kendisine ait araç ile davalının sigortalısına ait aracın yaptığı trafik kazasında aracındaki hasarın karşılanmasını talep etmiştir. Mahkemece, otomotiv görevlisi bilirkişiden rapor alınmış, söz konusu raporda davalı sigortalısının hızını ayarlayamayıp kendi şeridinden çıkarak davacının seyir halinde olduğu şeride girip davacının aracına çarpması sebebiyle %100 kusurlu olduğu, davacının ise herhangi bir kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Araçtaki hasarın tespiti yapılırken ise, davacıya ait aracın kaza öncesinde kazasının olup olmadığı (Tramer kaydı) Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinden sorulmuş, herhangi kısmi veya ağır hasarının olmadığı belirlenmiş, buna göre aracın hasarsız emsallerinin (ikinci el) değeri internet sitelerinden araştırılarak ve yetkili servisten sorularak 60.000,00 TL olarak tespit edilmiştir. ( Bu bedel bahsedilen araştırma uyarınca tespit edilen bedellerin en düşük değerlisidir.) Aracın sovtaj bedeli ise “piyasa koşullarında yapılan araştırma ve inceleme” neticesinde 25.000,00 TL olarak tespit edilmiş, sonuç olarak gerçek zararın 35.000,00 TL olduğu yönünde rapor verilmiştir. Davalı, aracın rayiç bedelinin 60.000,00 TL’den fazla olduğu ve kaza ile hasar uyumu değerlendirilmediği gerekçesiyle rapora itiraz etmiş, mahkemece itirazda yer alan beyanların desteklendiği herhangi bir delil olmadığından itirazın reddi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı, hükme esas alınan raporun gerçek zararı tespit ederken yeterli araştırma yapılmadan verildiğini belirterek istinaf itirazında bulunmuştur. Söz konusu raporda rayiç bedelin tespiti için ilgili yerlerden teklifler alınıp, internet sitelerinden ikinci el bedeline yönelik yeterli araştırma yapıldıktan sonra davalının lehine olacak şekilde en düşük rayiç bedel emsal alınarak rayiç bedel belirlenmiştir. Delil tespiti dosyasında araç üzerinde yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporunda araçtaki hasarlı tüm parçalar ayrı ayrı tespit edilip buna göre yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam zarar 77.245,00 TL olarak tespit edilmiş ve hükme esas alınan rapor bu incelemeleri de göz önünde bulundurarak aracın sovtaj bedelini belirlemiştir. Yani söz konusu incelemeler yeterli olup, alınan rapor hüküm kurmaya elverişlidir. Kaldı ki davalı yargılama sırasında rapora aracın sovtaj bedelinin hatalı belirlendiği ile ilgili bir itirazda da bulunmadığı için sovtaj bedeli yönünden rapor, artık davacı lehine usuli kazanılmış hak teşkil eder. Kaza ve hasarın uyumu da hem daha önce aracın kazasının olmadığının tramer kayıtları ile ispatlanması hem de delil tespiti dosyasında araç üzerinde yapılan keşifte hasarlı parçaların kazaya uygun olarak tespiti karşısında yerinde görülmemiştir.
Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuranın dilekçesinde yer verdiği itirazların açıklanan gerekçe ışığında yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre, duruşma açılmasına gerek görülmeyerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/07/2018 tarihli, 2017/590 esas ve 2018/927 karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3- İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraftan alınması gereken 2.390,85 TL istinaf nispi karar harcından, istinafa gelirken alınan 598,00 TL ‘nin mahsubu ile bakiye kalan 1.792,85 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Davalı tarafın yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına
5- İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının HMK 333. mad. gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/09/2021