Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/584 E. 2021/933 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/584
KARAR NO : 2021/933

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2018
NUMARASI : 2015/1165 Esas, 2018/834 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 08/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/10/2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/07/2018 tarihli, 2015/1165 esas ve 2018/834 karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili; müvekkili Kooperatif’in 20.06.2009 tarihli Genel Kurulda üyelerden 6.000,00 TL aidat toplanacağı, 28.06.2014 tarihli Genel Kurulda ise 3500,00.-TL üyelik aidatı toplanacağı yönünde karar alındığını, davalının üzerine düşen bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bunun üzerine İzmir 21.İcra Müdürlüğü’nün 2015/5445 sayılı takip dosyası ile takip yapıldığını, ancak davalının icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, bu nedenlerle davalının itirazının iptaline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili; müvekkili Kooperatif’in 20.06.2009 tarihli Genel Kurulda üyelerden 6.000,00 TL aidat toplanacağı, 28.06.2014 tarihli Genel Kurulda ise 3500,00.-TL üyelik aidatı toplanacağı yönünde karar alındığını, davalının üzerine düşen bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bunun üzerine İzmir 21.İcra Müdürlüğü’nün 2015/5445 sayılı takip dosyası ile takip yapıldığını, ancak davalının icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, bu nedenlerle davalının itirazının iptaline ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre;”Dava konusu icra takibinde Kooperatif ortağı olan …’den 20.06.2009 ve 28.06.2014 tarihli Genel kurullarda kararlaştırılan parasal yükümlülükler talep edilmektedir. Davalı ise Genel kurulların yapıldığı tarihte Kooperatif üyesi olmadığını belirtmektedir. Burada önemli olan tapunun devri dışında ortaklığın da devredilip devredilmediği hususudur. Kooperatif defter ve kayıtları üzerinde yapılan Bilirkişi incelemesinde ortaklığın istifa, ihraç gibi nedenlerle son bulmadığı, ortaklığın devredildiğine dair yazılı belge de bulunmadığı anlaşılmıştır. İncelenen karar defterinde de davalının ortaklıktan çıkarıldığına dair bir karar yoktur. Bu durumda davalı tapusunu devretmiş olsa dahi, ortaklığı devretmediğinden parasal yükümlülükleri devam etmektedir. Davalının zamanaşımı yönünden yapılan değerlendirmede ise, ilk parasal yükümlülüğün 2009 tarihinde alınan kararla talep edildiği, bu alacakla birlikte 2014 yılı alacağının 13.04.2015 tarihli icra takibi ile istenildiği 10 yıllık zamanaşımı dolmadan takibin yapıldığından zamanaşımına uğramadığı, ancak Kooperatif defterlerine göre bu 6.000,00 TL lik ilk alacağın davalı dışındaki hiç bir ortaktan talep edilmediği gibi, bu 6.000,00 TL lik alacağın elektrik su aboneliğinin alınması ve oturma raporu ile ilgili olduğu ve davacının da taşınmazın tapusunu başkasına devrettiği düşünüldüğünde, parasal yükümlülüğün bu niteliğine göre bu paranın ödenmesinin davalının değil konutu satın alan kişinin yükümlülüğü içersinde olduğundan bu parayı konutu satın alandan tahsil etmek gerektiği hakkaniyete uygundur. Ayrıca bu bedelin Kooperatif tarafından karşılanmamış bir gider olduğu, bu elektrik su aboneliği gibi giderlerin müteahhhit firma tarafından karşılandığı anlaşılmasına göre davacının bu gideri talep etmesi de yerinde değildir. Bu bakımdan 6.000,00 TL talep ile ilgili borçlunun itirazı yerindedir. 28.06.2014 tarihli Genel Kurulda alınan 3500,00 TL bedelli yükümlülük bakımından ise, bu yükümlülüğün tasfiye giderleri ile ilgili olduğu, yukarıda da belirtildiği gibi davalının Kooperatif ortaklığı devam ettiğinden ve tasfiye giderlerini ödeme yükümlülüğü bulunduğu…” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile İzmir 21 İcra Md’nün 2015/5445 sayılı dosyasında davanın itirazının kısmen iptali ile takibin 3.500,00 TL asıl alacak ve 178,50 TL faiz toplamı 3.678,50.-TL üzerinden devamına, şartları bulunmadığından tarafların %20 taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin hatalı bilirkişi raporuna dayanarak verdiği kararın müvekkili aleyhine açıkça kanuna ve usule aykırı olduğunu, 20.06.2009 tarihli Genel Kurulda alınan karar uyarınca oturma raporunun alınması, elektrik ve su aboneliklerinin tesis edilmesi için 6.000-TL. nin …’nden alınamayacağını, elektrik, su abonelik bedelleri ile oturma raporu alınması işlerinin kooperatif tarafından yapılmadığını ve harcama da olmadığını, bu işlerin müteahhit tarafından yapıldığını, bu sebeplerle bu giderlerin davalıdan değil daireyi satın alan kişiden alınması gerektiğini, hizmet bedellerinin (elektrik, su, aidat, asansör bakım, vs.) kullanandan alınması gerektiğini, davalı …’nin daireyi, konutların yapımı tamamlandıktan sonra, ferdi mülkiyete geçtikten sonra tapu devri suretiyle sattığını, bu konunun taraflarca da kabul edildiğini, Kooperatifin 2009,2010,2011,2012 yıllarında olağan Genel Kurul yapmadığını, 2013 yılında ise (2010 yılında daireyi satın alan) 3. Kişi …’nın toplantıya Kooperatif tarafından çağrıldığını, bu kişinin de toplantıya katıldığını, itiraz etmediğini, fiilen kooperatif tarafından devrin kabul olunduğunu, 28.06.2014 tarihli Genel Kurul’ da alınan 3.500-TL. ödenmesine dair kararın kooperatif tarafından harcanan bedel olmadığını, harcanacak kalemler de olmadığını, hizmet bedeli niteliğinde olduğunu, davalı …’nin dairesini yapımı tamamlandıktan ve ferdi mülkiyete geçildikten sonra tapu devri suretiyle sattığını, kooperatifin fiilen devri 2010 yılında bildiği ve kabul ettiğini, 2014 yılında alınan kararlarda fiilen davalının ortak olmadığının anlaşıldığını, dosyaya celbedilen 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/373 Esas dosyasındaki iddianameye göre … ve … isimli sanıklar davacı kooperatifin imza yetkilileri olup ( bu davada vekaleti de verenlerdir), üyelerden toplanan yaklaşık 3.000.000.-tl. (üçmilyon-tl.) parayı zimmetlerine geçirdiklerinin bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, bu kişilerin şu anda da kooperatifin başında olduğunu, mahkeme tarafından tanıklarının dinlenmediğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan borcun tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Somut olayda; davacı kooperatif 20.06.2009 tarihli Genel Kurulda üyelerden 6.000,00 TL aidat toplanacağı, 28.06.2014 tarihli Genel Kurulda ise 3.500,00 TL üyelik aidatı toplanacağı yönünde alınan kararlar üzerine, davalının üzerine düşen bu yükümlülüğünü yerine getirmediği iddiasıyla davalı aleyhine İzmir 21.İcra Müdürlüğü’nün 2015/5445 sayılı takip dosyası ile takip yapmış, davalı ise davacı kooperatiften aldığı dairesini 06.11.2008 yılında tapuda devrettiğini, dolayısıyla borcunun bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece, davalının 6.000 TL’lik borca yaptığı itiraz yerinde bulunmuş, 3.500,00 TL’lik borcun ise tasfiye giderlerinden kaynaklandığı, davalının tapuyu devretmesine rağmen kooperatif üyeliğini devretmemesi sebebiyle üyeliğinin devam ettiği gerekçesiyle bu borçtan daireyi kullanmasa bile sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı istinaf etmiştir.
Daire satımında üyelik kendiliğinden alıcıya satım ile birlikte geçmez. Satıcının üye olması ve üyeliğinin alıcı tarafından ayrıca devir alınması gerekmektedir. Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder. Satıcının üye olması, alıcının bu üyeliği ayrıca devir alması, devir alanın kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14/3. ve anasözleşmenin 17/2. maddesi uyarınca ortaklığa kabul etmesi zorunludur. 17/1. madde hükmünde yer alan yazılı başvuru koşulu, devrin geçerliliğine ilişkin olarak değil, devrin kooperatife iletilmesi ve kabulü için ispat bakımından sevk edilmiştir. Kooperatif ortaklığı, kooperatif yetkili organlarının açık bir kabulü ile gerçekleşebileceği gibi bu hususta açıkça alınmış bir karar olmasa da, kooperatifin kişi ile bu sıfatla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, belirli miktarda ödeme kabul etmesi veya konut tahsisi ve teslim etmesi ve tadilata izin vermesi şeklinde zımnen de gerçekleşebilir. ( aynı yönde Yargıtay 23. HD. 07.06.2013 tarihli ve 2013/3455 E. – 3910 K. Sayılı ilamı)
Somut olayda, davalının dairesini 06.11.2008 tarihinde …’a, bu kişinin de 02.03.2010 tarihinde aynı daireyi …’ya sattığı, 20.06.2009 tarihinde yapılan 2008 yılına ait olağan genel kurul toplantı ortak cetvelinde davalının adının geçtiği, 2009-2012 yıllarına ait genel kurulların yapılmadığı, 16.11.2013 tarihinde yapılan genel kurulda olağanüstü genel kurul ortaklar cetvelinde davalı … yerine …’nın yer aldığı, 2014 yılında genel kurulun yapılmadığı, 21.02.2015 tarihli 2014 yılına ait genel kurul toplantı ortaklar cetvelinde bu defa … yerine davalının adının yer aldığı, adı geçenlerin hiçbir toplantıya katılmadıkları anlaşılmakla, …’nın adının hazirun cetvelinde yer almasının artık kooperatifçe devir alanın üyeliğinin 2013 tarihinden itibaren zımnen benimsendiği anlamına geldiği, dolayısıyla talep edilen 3.500,00 TL’lik tasfiye giderinden ortağın sorumlu olacağı ilkesinden hareketle bu bedelden davalı sorumlu tutularak yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
Bu durumda, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/07/2018 tarihli, 2015/1165 esas ve 2018/834 karar sayılı kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
1-Davalı tarafın yatırmış olduğu 63,00 TL istinaf karar harcının davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yolu harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 23,63 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
B-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından peşin yatırılan 220,14 TL harçtan alınması gerekli 59,30 TL’nin mahsubu ile 160,84 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 4.080,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kararın kesinleşmesinden sonra kalan avansın davacı tarafa ödenmesine,
6-Kararın mahkemece taraf vekillerine tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile 08/10/2021 tarihinde karar verildi.