Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/583 E. 2021/867 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/583
KARAR NO : 2021/867
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/06/2018
NUMARASI : 2016/214 Esas, 2018/765 Karar
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 29/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/06/2018 tarihli, 2016/214 esas ve 2018/765 karar sayılı kararının dairemizce incelenmesi davalı … ve … Sigorta Şirketi vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesi süresi içinde usulünce verilmiş olmakla; dosyadaki dilekçe, lahiyalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler incelendi.
DAVA
Davacı vekili; 29.03.2013 günü müvekkkillerinin murisi …’ın bisikletle evine giderken davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki, davalılardan … Unlu Mamulleri San.Tic.Ltd.Şti nin maliki olduğu ve davalı Sigorta Şirketinin ise ZMMS Poliçesi ile Sigortacısı olduğu … plakalı aracın arkadan çarpması nedeni ile yaşamını yitirdiğini, davalı … hakkında İzmir 7.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/398 E.Sayılı dosyası ile Taksirle ölüme sebebiyet suçundan cezalandırılmasına karar verildiğini, davalı …’ın tam kusurlu olduğunu, davalı Sigorta Şirketine destekten yoksun kalınan zarara ilişkin başvuruda bulunulduğunu ancak ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile manevi tazminat yönünden müvekkili … adına 100.000,00 TL, müvekkileri …, … ve … için ayrı ayrı 25.000,00 TL olmak üzere toplam 175.000,00 TL manevi tazminat ile her bir müvekkili için ayrı ayrı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500’er TL den 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı …. vekili; İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davanın henüz kesinleşmediğini, talep tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi sunduğu cevap dilekçesinde; davanın zaman aşımına uğradığını, davacı tarafa 75.753,00 TL ödeme yapılarak sorumluluğun yerine getirildiğini, ibranamenin 05.12.2013 tarihli olduğunu, dava tarihinin ise 19.02.2016 olduğunu, 2918 sayalı yasaya göre ibranamenin 2 yıl içinde iptali istenebilecekken 2 yıllık süre geçtikten sonra dava açıldığı için davanın reddinin gerektiğini beyan etmiştir.
Davalı … Unlu Mamulleri davaya herhangi bir cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, iddia savunma ve dosya kapsamına göre; “…29.03.2013 günü davacıların murisi …’ın bisikletle evine giderken davalılardan …’ın sevk ve idaresindeki, davalılardan … Unlu Mamulleri San.Tic.Ltd.Şti’nin maliki olduğu ve davalı Sigorta Şirketinin ise ZMMS Poliçesi ile Sigortacısı olduğu … plakalı aracın arkadan çarpması nedeni ile yaşamını yitirdiği, davalı … hakkında İzmir 7.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/398 E.Sayılı dosyası ile Taksirle ölüme sebebiyet suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, olayın meydana gelmesinde davalı …’ın tam kusurlu olduğu, ölenin ise kusursuz olduğu, davacı tarafça ölenin ayakkabı imalat ustası olarak çalıştığı iddia edilmesine rağmen bu konuya ilişkin sunulan dellilerin yeterli olmadığı ve asgari ücret üzerinden değerlendirme yapıldığı, Bilirkişi hesabına göre, davacı eş ve çocuklarının her biri için ayrı ayrı 397,50 TL cenaze ve def’in gideri bulunduğu, davacı eş için davalı Sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin güncellenerek mapsup edilmesi durumunda davacı eşin bakiye 33.739,15 TL DKYT alacağının bulunduğu görülmüştür. Davacı çocukların ise kaza tarihinde yaşlarının büyük olduğu, evli ve çocuklu olan ve yaşı büyük ve çalışmaya engel durumları bulunmadığından DKYT alacaklarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davacıların toplam maddi alacakları 35.329,15 TL olup bu miktarın tekabül ettiği teminat limiti ve süresi dahilinde olduğu, davalı araç sahibi ve sürücüsünün kaza tarihinden itibaren, sigorta şirketinin ise önceki ödemeyi yaptığı 05.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sorumlu olduğu….” gerekçesiyle davanın MADDİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN KABULÜ ile, davacı eş … için 33.739,15.-TL DKYT alacağı ve 397,50.-TL cenaze ve defin gideri toplamı 34.136,65.-TL ve davacı çocuklar …, … ve … için ayrı ayrı 397,50.-TL cenaze ve defin gideri olmak üzere toplam 35.329,15.-TL’nin davalı … ve … Unlu Mamülleri yönünden kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden 05/12/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, MANEVİ TAZMİNAT YÖNÜNDEN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile, davacı eş … için 50.000,00.-TL davacılar …, … ve … için ayrı ayrı 15.000,00.-er TL olmak üzere toplam 95.000,00.-TL manevi tazminatın davalı … ve … Unlu Mamüllerinden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müteselsilen bu davalılardan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilin kusurunun tayini için ayrıca bir rapor alınmayarak ceza dosyasındaki rapor doğrultusunda hesaplamalar yapıldığını, anılan raporda müvekkilin tam ve asli kusurlu olduğu belirtildiğini, müvekkilin tam ve asli kusurlu olduğunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, kazaya karışan aracın maliki, diğer davalı … Unlu Mamulleri Ltd. Şti. olup, iş güvenliği ile ilgili hükümlere aykırı davranarak gereken özeni göstermediğini ve ehliyetsiz bir kişiye aracı teslim ettiğini, bu nedenle kazada diğer davalı şirketin kusurunun mevcut olduğunu, bu hususun defalarca kez belirtmelerine rağmen hiç irdelenmediğini, kusur oranlarının tayininde gerekli incelemelerin yeteri kadar yapılmadığının açıkça ortada olduğunu, eksik değerlendirmeye tabi olan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğunu, sırf bu nedenden bahisle dahi kararın kaldırılması yasa gereği gerekli olduğunu, bilirkişice yapılan hesaplamaların da hatalı yapıldığını, müteveffanın geliri hesaplanırken, kişinin performansının ileri yıllarda da aynı olacakmış gibi değerlendirme de bulunulması hakkaniyete aykırı olduğunu, kişinin 20 yıl sonra elde etme ihtimali olan bir gelirin, kendisine peşinen ödenmesi ile davacılar bu meblağı yıllar içerisinde kullanabileceklerini, bilirkişi raporunda bu hususlar da göz ardı edilerek, iskonto yapılmadığını, adeta davacıların haksız kazanç elde edilmesine yol açıldığını, yerleşik yargıtay içtihatları uyarınca, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalı gerektiğini, M.K.nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörüldüğünü, somut olayda tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geldiği tarih ve paranın alım gücü göz önünde bulundurulduğunda yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan ibraname 05.12.2013 tarihli olduğunu, huzurdaki davanın ise 19.02.2016 tarihinde ikame edilmiş olduğunu, KTK md 111/2’de açıkça ibranamenin iptalinin bağlandığı şartlar tahdidi olarak sayıldığını, daha evvel imzalanan sorumluluğu ortadan kaldıran anlaşmanın iptalinin talep edilebilmesi için; ödemenin yetersiz olmasının açıkça belirli olması ve anlaşmanın iptali talebinin iki yıl içinde ileri sürülmesinin gerektiğini, bilirkişi tarafından 2013 yılının asgari ücretine göre yapılan hesaplamada kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı yanın zararı 79.509,44 TL olarak tespit edildiğini, müvekkil şirket tarafından ise 75.753,86 TL ödeme yapılmış ve 3.755,58 TL eksik ödeme tespit edildiğini, 79.000 TL’nin içinde 3.000 TL’lik bir eksik ödeme %3,79’a karşılık geldiğini ve bu oran açık şekilde eksik ödeme niteliğinde olmadığını, bu nedenle açık şekilde eksik ödeme iddiası yerinde olmadığını, açık şekilde eksik ödeme ile birlikte ibranamenin iptali için gerekli görülen diğer şartın ise ibranamenin iptalinin 2 sene içerisinde ileri sürülmesi zorunlu olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için yapılan ödemenin yetersiz olduğu değerlendirilse dahi ibranamenin iptalinin iki yıl içerisinde ileri sürülmesi zorunlu olduğunu, ibraname tarihi 05.12.2013 ibranamenin iptalini talep tarihi ise 19.02.2016 olup iki yıllık hak düşürücü süre vuku bulduğunu, yerel mahkemece bu hak düşürücü sürenin hatalı şekilde zamanaşımı olarak yorumlandığını belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası sebebiyle maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Dairemizce HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin meydana gelen kazada öldüğünü açıklayıp, kazaya karışan aracın sürücüsü, işleteni ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalılardan maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.Davalı … Sigorta şirketi vekili davaya cevabında, davacıların başvurusu üzerine davacı yana 05.12.2013 tarihinde ödeme yapıldığını ve bu ödeme nedeni ile müvekkilinin tamamen ibra edildiğini ve sorumluluğunun kalmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, açılan davada uygulanması gereken zamanaşımı süresinin uzamış zamanaşımı süresi olduğu, davaya konu olay nedeni ile uzamış zamanaşımı süresinin dolmadığı, davacılara yapılan ödemenin yetersiz olup avans niteliğinde olduğu gerekçesi ile yapılan ödemeler güncellenerek hesaplanan tazminattan mahsup edilmiş ve maddi tazminat davasının davacıların ıslahı uyarınca kabulü yönünde yazılı şekilde karar verilmiş, hükmü davalı şirket ve … vekilleri ayrı ayrı istinaf etmişlerdir.
Manevi Tazminat talebi yönünden yapılan incelemede;
6098 sayılı TBK’nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu edilen kazada, davacıların desteğinin vefatı sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen giderilmesinin gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın oluş biçimi, kazanın meydana geldiği olay tarihindeki paranın alım gücü, davalıların içine düşebileceği mali güçlükler ve manevi tazminatın yukarıda ifade edilen amacı da göz önünde bulundurularak davacılar için takdir edilen manevi tazminatın hak ve nesafet kuralları çerçevesinde belirlendiği görülmüş ve davalı … vekilinin istinaf itirazları bu sebeple yerinde görülmemiştir.
Maddi Tazminat talebi yönünden yapılan incelemede;
Mahkemece, KTK’nin 111. maddesinin somut olaya uygulanmasında ve hak düşürücü süre ile zamanaşımı sürelerinin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülmüştür. 2918 sayılı KTK.’nun 111. maddesinde, bu kanunda öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu, tazminat miktarlarına ilişkin olan ve yetersiz veya fahiş olduğu “açıkça belli olan” anlaşmalar ya da uzlaşmaların, yapıldıkları tarihten başlayarak “iki yıl içinde” iptal edilebileceği düzenlenmiştir. Mahkemenin uyulmasına karar verdiği bozma ilamında da belirtildiği üzere burada düzenlenen sürenin hukuki niteliği zamanaşımı süresi olmayıp, “hak düşürücü süre” olduğundan, kısmi ödemeyi kabul etmiş olan kişi, artık KTK’nin 109.maddesindeki zamanaşımı sürelerinden yararlanamayacak, iki yıllık hak düşürücü süreyi geçirmişse zararının kalan bölümünü dava edemeyecektir.
Davacılar tarafından, dava açılmadan önce davalı sigorta şirketine yapılan başvuru sebebi ile açılan hasar dosyasında davacılar vekili …’in imzaladığı ve ekinde …’e ait kimlik fotokopilerinin de bulunduğu 05.12.2013 tarihli aslı gibidir kaşeli ibraname uyarınca 75.753,00 TL ödeme davacı yana yatırılmıştır. Somut olayda davanın açılış tarihi 19.02.2016 olup, uyuşmazlık, dava tarihi itibari hak düşürücü sürenin dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır. Hak düşürücü sürenin başlangıcı ibranamenin düzenlenme tarihi olup, davaya konu ibraname 05.12.2013 tarihlidir. Bu kapsamda yapılan değerlendirmede davanın açıldığı tarih uyarınca iki yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Açıklanan tüm bu nedenlerle, eldeki davanın açılış tarihi itibari ile ibranamenin düzenlendiği tarihten itibaren iki yıllık hak düşürücü sürenin geçiği gözetilerek açılan maddi tazminat davasının reddi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bunun yanı sıra müteselsil sorumlulukta borçluların iç ilişkilerini düzenleyen TBK 167 ve 168. madde hükümleri gereğince, müteselsil borçlulardan biri alacaklıya borcu ödediği takdirde, diğer müteselsil borçlulara rücu hakkı bulunmaktadır. Diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, ifa ettiği miktar oranında alacaklının haklarına halef olur. Alacaklı diğerlerinin zararına olarak borçlulardan birinin durumunu iyileştirirse, bunun sonuçlarına katlanır. Sigorta poliçesinin limiti 200.000 TL olup ibraname uyarınca ödenen bedel ve aktüer rapora göre eksik kalan ödenmesi gereken bedel toplamının poliçe limit kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Davacı bakiye tazminat alacağı kalmasına rağmen davalı sigorta şirketi ile ibra anlaşması yaparak davalı sigorta şirketinin durumunu iyileştirirken diğer müteselsil borçlu işleten ve sürücü konumundaki davalıların iç ve dış ilişkideki durumunu ağırlaştırmıştır. Bu durumda, davacıların, davalı işleten ve sürücü yönünden sigorta şirketinin yaptığı ödemenin üzerindeki bakiye teminat limitinden zimnen feragat ettiğinin kabulü ve TBK’nun 166/(1) ve 168/(2) maddeleri uyarınca ibra anlaşması ile davalı sigorta şirketinin ve davalı işleten ile sürücünün tüm borçtan kurtulduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece yukarıda yazılı gerekçelerle davalılar hakkında maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden istinaf başvurusunda bulunan davalılar yönünden yeniden hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı … istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
1-Davalı … vekilinin yatırmış olduğu 481,90 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
2-Davalı … vekilinin yatırdığı 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
3-Davalı … yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 37,63 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
B-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
1-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yatırmış olduğu 815,11 TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine ödenmesine,
2-Davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin yatırdığı 98,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcının davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş. verilmesine,
3-Davalı … Sigorta A.Ş. yapmış olduğu istinaf yargılama gideri 14,00 TL’nin davacıdan alınarak davalı … Sigorta A.Ş.’ne verilmesine,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf eden yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
C-İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/07/2018 tarihli, 2016/475 esas ve 2018/228 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
D-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkındaki kararla;
1-Maddi tazminat talebinin davalı … Unlu Mamulleri Tur. San. Tic. Ltd. Şti. yönünden KABULÜ ile, davacı eş … için 33.739,15.-TL DKYT alacağı ve 397,50.-TL cenaze ve defin gideri toplamı 34.136,65.-TL ve davacı çocuklar …, … ve … için ayrı ayrı 397,50.-TL cenaze ve defin gideri olmak üzere toplam 35.329,15.-TL’nin kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı … Unlu Mamulleri Tur. San. Tic. Ltd. Şti.den alınarak davacılara verilmesine,
2- Davalılar … ve … Sigorta A.Ş.yönünden ise maddi tazminat talebinin REDDİNE,
3- Manevi tazminat yönünden davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davacı eş … için 50.000,00.-TL davacılar …, … ve … için ayrı ayrı 15.000,00.-er TL olmak üzere toplam 95.000,00.-TL manevi tazminatın davalı … ve … Unlu Mamüllerinden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müteselsilen bu davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
4-Maddi tazminat davası yönünden; alınması gereken 2.413,33 TL karar harcının davacı tarafından peşin ve ıslah ile yatırılan 569,00 TL harçtan mahsubu ile eksik 1.844,33 TL harcın davalı … Unlu Mamulleri Tur. San. Tic. Ltd. Şti.den alınarak hazineye gelir yazılmasına,
5-Manevi tazminat davası yönünden; alınması gereken 6.489,45 TL karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 604,55 TL harçtan mahsubu ile eksik 5.884,90 TL harcın davalı … Unlu Mamulleri Tur. San. Tic. Ltd. Şti.den alınarak hazineye gelir yazılmasına,
6-Maddi tazminat davası yönünden; davacı tarafından yatırılan 569,00 TL’nin davalı … Unlu Mamulleri Tur. San. Tic. Ltd. Şti.den alınarak davacılara verilmesine,
7-Manevi tazminat davası yönünden; davacı tarafından yatırılan 604,55 TL’nin davalı … Unlu Mamulleri Tur. San. Tic. Ltd. Şti.den alınarak davacılara verilmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 651,80 TL yargılama giderinin;
a-Maddi tazminat davası yönünden; 1/2’si olan 325,90 TL’nin davalı … Unlu Mamulleri Tur. San. Tic. Ltd. Şti.den alınarak davacılara verilmesine,
b-Manevi tazminat davası yönünden; 1/2’si olan 325,90 TL’nin davanın kabul ve ret oranı göre 176,91 TL’sinin davalı … Unlu Mamulleri Tur. San. Tic. Ltd. Şti.den alınarak davacılara verilmesine,
9-Maddi tazminat davası yönünden; davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.299,37 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Maddi tazminat davası yönünden; davalılar … ve … Sigorta A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.299,37 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
11-Manevi tazminat davası yönünden; davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden;
a-Davacı eş … için 7.300,00 TL
b-Davacı … için 4.080,00 TL
c-Davacı … için 4.080,00 TL
d-Davacı … 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı … Unlu Mamulleri Tur. San. Tic. Ltd. Şti.den alınarak davacılara verilmesine,
12-Yatırılan gider avansının varsa kullanılmayan kısmının, 6100 Sayılı Kanunun 333. Maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
13-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesine temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/09/2021