Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/550 E. 2021/1072 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/550
KARAR NO : 2021/1073

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/03/2018
NUMARASI : 2015/46 Esas, 2018/43 Karar
DAVA : Patente Tecavüzün Durdurulması
KARAR TARİHİ : 01/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/11/2021

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin TPE’de 24/02/2015’de başvurarak 2015/02155 nolu patent başvurusunu yaptığını ve patentin başvuru tarihinden itibaren korunacağını, oysa davalının Kemalpaşa SHM’nin 2015/11 D.iş dosyada tespit ettikleri üzere, anılan patenti ihlal ederek üretim yaptığını ileri sürmüş ve 10.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminata fazla hakları saklı kalmak üzere karar verilmesini, tecavüzün men edilerek giderilmesini de istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kötü niyetli,haksız bir dava açıldığını, söz konusu teknik yöntemin başvuru tarihinden çok önce bilinen, sıradan bir usul olduğunu ve her hangi bir kişinin TSE’ye başvurup, tip onay belgesi alarak tadilat yapabileceğini, bu tekniği kullanabileceğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİNCE VERİLEN KARAR:”….Dava, Patent hakkına tecavüzün giderilmesi ve tazminata ilişkin olduğu, davacının Türk Patent ve Marka Kurumu’nda kayıtlı 2015/ 02155 nolu patente dayandığı, patent tescili kapsamına giren fikir veya öğreti üzerinde sahibinin tekelci hak ve yetkilerinin bulunduğu, çekişmeli eylemin Kemalpaşa S.H.M’nin 2015/11 D.İş dosyasındaki tespitten doğduğunu, bu tespit ile makine mühendisi bilirkişinin, …’nin ürettiği veya revizyon yaptığı araçların (ön veya arkadan çekişli) 4×4 hale getirilmesini sağladığını, bu işlemin patent kapsamında olduğunun rapor ettiği, araçların tek çekişli olmaktan çıkararak hem ön hem arka çekişli hale getirilmesi işleminin, 24.02.2015 tarihinde 2015/02155 nolu patent kapsamında bulunduğunu, şekil ve istemlere uygunluğunu belirttiği, davacı patent sahibinin, tedbir isteyerek ihlal ürünlere el konulmasını, 10.000 TL maddi, 100.000 TL manevi zararın davalıdan tahsilini istediğini, kurumdan getirtilen kayda göre dayanak patentin başvuru aşamasında olduğu ve davanın bu şekilde açılmış olduğunun anlaşıldığı, davacının ayrıca konuyla ilgisiz sair 2012/08342 sayılı faydalı model ve 21.12.2012 tarihli incelemesiz tipte düzenlenmiş 2011/12734 B sayılı patentini de sunduğunu, bu patentin de incelemesiz verildiği, 21.12.2011 başvuru tarihinden geçerlilik süresinin 7 yıl olduğunun anlaşıldığı, bununla birlikte, davacının tazminat istemini dayandırdığı 24.02.2015 tarihli 2015/02155 sayılı patent henüz başvurusu aşamasında olduğundan, mahkemece başvurunun nihai sonucunun beklendiği, bir yandan da teknik araştırma yapıldığı, sonuç olarak, başvurunun incelemesiz patent imkanı veren SMK’nın öncesinde geçerli bulunan 551 sayılı PatKHK’ya uygun olduğu, başvuru tarihindeki ilkelere göre tasarruf edilebileceği, hükümsüzlüğe de konu edilebileceği, patent akıbeti hakkında yazılan yazıya son olarak 09.10.2017 tarihinde yanıt verildiği, 2015/02155 B sayılı incelemesiz patentin 21.03.2017 tarihinden itibaren 6 ay içinde inceleme talebi yapılmadığından incelemesiz patent olarak işlem gördüğünün bildirildiği, henüz tescil kesinleşmemiş olmakla birlikte bir an için tescilin varlığı kabul edilerek davalının eylemi değerlendirildiği, davalının savunmasının, patent başvuru tarihinden önce bu yöntemi kullandığı yolunda olduğu, öte yandan davacının dayandığı patent istemleri ile benzer istemleri kapsayan 2011/12734 nolu incelemesiz patent bulunmakta olup, bunun kapsamını genişleterek aynı istemler dahil olmak üzere 2015/02155 nolu başvuruyu yaptığı, davalının ön veya arka çekişli araçların 4×4 hale getirme şeklindeki uygulamayı TSE’nin 02.12.2014 tarihli Tip onay belgesi kapsamında yaptığını ve “ön kullanımı” bulunduğunu belirttiği, makine mühendisi öğretim üyesi bilirkişinin, davalı firmanın bu konuda tip onay belgesi aldığını, davacı patentinin başvurusundan 3 ay önce bu belgeyi edindiğini tespit ettiği, bu durumda patent kapsamındaki teknik bilginin, zaten TSE’nin tip onay belgesi ile kamuya açıklanmış bir bilgi olduğunu, dava hükümsüzlüğe ilişkin olmadığından patentin yeniliği konusu üzerinde durulmadığı, makine mühendisi öğretim üyesinden alınan ek raporunda önceki kök raporu doğrulayıcı mahiyette olduğu, her ne kadar muhasip incelemesi de yapılmış, kazanç hesabı konusunda net bir sonuca ulaşılamamış olsa da, bu raporun davanın esasına katkı yapmayacağının değerlendirildiği, nitekim, henüz başvuru süreci sonuçlanmayan patentin araştırma raporu sonrasında istem ıslahı yapılmadığından tescillense bile davalı tarafın faaliyetin patent ile engellenemeyeceğinin anlaşıldığı, PatKHK’nın 87. maddesi uyarınca başvuru tarihi ile rüçhan tarihi arasında patenti iyi niyetli kullananlara karşı patentten doğan tekel haklarının ileri sürülemeyeceği, keza tespit işleminin 17.03.2015 tarihinde yapıldığı, ancak patent başvurusunda rüçhan istenmediğini, bu durumda patent haklarını başvurudan itibaren geçerli olduğu, ancak, patent kapsamındaki istemlerin, zaten önceki tarihli, (02.12.2014) tarihli başvuru üzerinde düzenlenen ve davalıya verilen TSE tip onay belgesi içinde yer aldığı, buna göre davalı tarafın TSE kurumuna başvurarak yapacağı araç tadilat hizmetleri bakımından tip onay belgesi aldığı kanıtlandığı, söz konusu belge 02.12.2014 tarihli olup, davacının 24.02.2015 başvuru tarihli incelemesiz patentinden daha önce düzenlendiği, TSE kurumunun tip onay belgesindeki teknik bilgiler istemlerin kapsamına girdiğini, makine mühendisi Öğr. Üyesi bilirkişinin ana raporlarında ve ek raporlarında bu tespiti ortaya koyduğu, bilirkişi 17.01.2017 tarihli ek raporunda 18.04.2016 tarihli raporunda ve 16.11.2015 tarihli raporlarında bu bilgiyi teyit ettiği, aynı zamanda incelemesiz patentin yenilik şartına uymadığını da ima ettiği, bir hükümsüzlük davası açılmadığı sürece patentin geçerli etki doğurduğu, bununla birlikte bu patentin çekişmede geçerliliği bulunmamakta olup, davalının başvurudan önce patent kapsamındaki tekniği üretimde kullanmak üzere idari ve sınai tedbirler aldığı; TSE’den onay belgesi aldığı kanıtlandığı gerekçesiyle, sabit olmayan patente tecavüzün önlenmesi ve tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı ….’nin, N3 kategorisindeki 4×2 araçların 4×4’e dönüştürülme işlemlerini usulsüz ve sahte evrakla gerçekleştirdiğini, tadilatların uyumsuz seri tadilat tip onay belgesi kullanılarak yapıldığını, araçların emniyet sisteminde 4×4 olarak görünmekle birlikte ruhsatlarında 4×2 olarak kayıtlı olduğunu, onay ve uygunluk belgelerinin sahte olarak tanzim edildiğini, işbu hususla ilgili tahkikatın Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/8417 soruşturma sayılı dosyasında devam ettiğini, kullanılan tip onay belgesinin ise ilgili kurumlarca iptal edildiğini ve sahte belgeyle dönüştürülme işlemleri gerçekleştirildiğini, davalı …. tarafından alındığı belirtilen …. sayılı TSE A.İ.T.M. Seri Tadilat Tip Onayı Belgesinin 10.08.2015 tarihinde iptal edildiğini, dosyada mübrez Bilirkişi raporları ile müvekkilinin uğradığı maddi zararın açıkça tespit edildiğini, davalı firmanın kendisi bu işlemleri gerçekleştirebilmekte ise müvekkili firmadan bu tadilatların yapılması hususunda sözleşme yapmasının anlamsız olduğunu, kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini bildirerek, istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, patente tecavüzün önlenmesi ile maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davalının, patentten önce TSE den onay belgesi almasına, davacının patente tecavüz ve tazminat iddiasını kanıtlayamamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesine göre esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İzmir Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 22/03/2018 tarihli ve 2015/46 Esas, 2018/43 Karar sayılı kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına istinaf vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
3-a) İstinaf kanun yoluna başvuran davacı taraftan alınması gereken 59,30 TL harçtan başlangıçta alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b) Davacının yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru harcı olan 98,10 TL’nin hazineye gelir yazılmasına,
4-İstinaf yoluna başvuran tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan istinaf gider avansının HMK’nun 333. maddesi gereğince yatıran tarafa İADESİNE,
6-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre zarfında Yargıtay 11. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/11/2021