Emsal Mahkeme Kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/522 E. 2021/841 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/522
KARAR NO : 2021/841
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/06/2018
NUMARASI : 2015/662 Esas, 2018/803 Karar
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 23/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/09/2021

İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 26/06/2018 tarihli, 2015/662 esas ve 2018/803 karar sayılı dosyasının incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait … plakalı aracın İzmir Gaziemir Akçay Caddesinde bulunan bir kavşakta trafik ışıklarına uygun şekilde hareket ettiğinde yani yeşil ışık yanarken -hareket-ettiğinde kendisine sarı ışık yanmakta olduğunu, iddia eden karşı yana ait … plakalı aracın müvekkiline ait araca çarpması neticesinde trafik kazasının meydana geldiğini, kazanın oluşumunda müvekkili şirkete ait aracı kullanan sürücüye izafe edilecek bir kusurun bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde kusurlu olan trafik ışığına riayet etmeyen karşı taraf olduğunu, araç müvekkili adına kayıtlı olduğunu ve müvekkili işine gidip gelmek için bu aracı kullandığını, aracın tamir süresinde trafiğe çıkamaması nedeniyle başka bir araç kiralamak zorunda kaldığını, hasarın tespiti İçin İzmir Menderes Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/20 D.İş sayılı dosyası ile tespitin yapıldığını, araçta toplam 20.895,30-TL hasarın meydana geldiğini, bu nedenlerle şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.447.00 TL alacağın sürücü ve araç maliki davalılar açısından kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi açısından ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile (poliçe limiti dahilinde )tahsiline ve Menderes Sulh Hukuk Mahkemesi tespit giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş etmiş, 01.02.2016 tarihli dilekçesi ile 10.447,00 TL talep miktarının, 7.572,00 TL. sinin hasar bedeli,1.750,00 TL. sinin değer kaybı ve 1.125,00 TL sinin ise ikame araç bedeli olduğuna dair beyanda bulunmustur.
Davalılar … ve … Turz.İnşLtd.Şti cevap dilekçelerinde özetle, davaya konu kazanın davacı tarafın iddia ettiğinden farklı gerçekleştiğini, müvekkili kendisine yeşil ışık yanmakta iken geçmeye başladığını ve geçerken yeşil olarak yanan ışık sarı olduğunu, davacının ise dikkatsizce kendisine kırmızı işik yanmakta iken aceleci davranarak kontrolsüzce hareket ettiğini ve kazaya sebebiyet verdiğini, kaza neticesinde davalı müvekkili şirkete ait araçta toplam 11.562,94-TL. parça bedeli ve 4.693,56-TL işçilik bedeli olmak üzere toplam 16.259,49-TL zarar ve değer kaybının meydana geldiğini, davacı aracının tamir süresinin 15 gün olduğunu, 15 günlük araç ikame bedeli olarak 2.250,00 TL talep edildiğini ancak dava dilekçesi ekinde bu bedeli ödediğine dair faturanın sunulmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde özetle,… plakalı aracın davalılardan sigortalı şirket adına 23/02/2015-23/02/2016 tarihleri arasında zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, kaza tarihi itibariyle poliçe teminat üst limitinin 29.000 TL olduğunu, davacının kazanç kaybı gibi yansıma zararlarının poliçe teminatı kapsamında bulunmadığını, davacının bu yöndeki talebinin müvekkili sigorta şirketi yönünden reddi gerektiğini, davacının hasar bedeli ve değer kaybı taleplerinin fahiş olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere davacının bu taleplerinin ancak sigortalının kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla karşılanabileceğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan … Sigorta vekili sunduğu beyan dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:
Mahkemece, iddia savunma ve dosya kapsamına göre; olayın meydana gelmesinde davacı araç sürücüsünün kusurlu olmadığı,davalı araç sürücüsünün ise %100 oranında tam ve asli kusurlu olduğu, dosya kapsamında tamire ilişkin yedek parça faturası ve işçilik faturası yer almadığı, değişik iş dosyası, tramer kayıtları,davacı beyanları dikkate alınarak yapılan değerlendirmeye göre, kaza nedeni ile araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam hasarın KDV dahil 15.145,30 TL olduğu, 3.000,00 TL değer kaybının bulunduğu, aracın kaza öncesi 2.el değerinin 30.000,00 TL olduğu,Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre hasar bedeli araç rayicinin %50 sini aştığından aracın tamirinin ekonomik olmayacağı ve sovtaj bedeli olan 15.000,00 TL ile hasarsız piyasa rayici arasındaki fark olan 15.000,00 TL’nin gerçek zarar bedeli olarak belirlenmesi gerektiği, araç pert total olarak değerlendirildiğinden değer kaybı zararı bulunmadığı, aracın satılması ve yeni araç temini ve tescil işlemleri bakımından ve günlüğü 100,00 TL den 20 günlük süre makul olmakla 2.000,00 TL ikame araç bedeli talep edebileceği, belirtilen miktarın poliçe teminat limiti ve süresi dahilinde olduğu,davalıların tamamının sorumlu olduğu anlaşılmış, davacının da rapora uygun olarak davasının ıslah ettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile; 15.000,00.-TL gerçek zarar bedeli ile 2.000,00.-TL değer kaybı bedeli toplamı 17.000,00.-TL’nin davalılar … ve … Tur. Ltd Şti’den kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı sigorta şirketi vekili istinaf dilekçesine özetle, Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Sigorta poliçesilZMMS) teminatı dışında kalan 2.000,00-TL kazanç kaybı bedelinden müvekkili sigorta şirketinin sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaza sebebi ile oluşan kazanç kaybı ve diğer dolaylı zararların ZMSS kapsamında olmadığını, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.3/m maddesi uyarınca Dolaylı Zararlar teminat kapsamı dışında bırakıldığını, bu nedenle kazaya maruz kalan aracın kullanılamamasından kaynaklanan kazanç (kar) kaybı tazminatına ve dolaylı zararlara ilişkin tazminat taleplerinin müvekkili şirkete yöneltilmesinin mümkün olmadığını, bu bağlamda, teminat dışında kalan 2.000,00-TL aracın kullanılamamasından kaynaklanan kazanç kaybının reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının değer kaybına ilişkin zararlarının, diğer davalılarca karşılanması gerektiğini, bilirkişi raporunda, hiçbir inceleme yapılmaksızın davacının huzurdaki davayı ikame etmeden önce müvekkil şirketin yokluğunda ve tek kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen değişik iş tespit raporu esas alındığını, mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, araçta herhangi bir hasar meydana gelip gelmediğinin irdelenmediğini, hangi somut delillere ve objektif hesaplama yöntemine dayanıldığının belirtilmediğini, bilirkişi raporunda, aracın değerine yaklaşık hasar bedeli tespit edilmiş olup, tespitlerin de neye göre yapıldığının anlaşılamadığını, bilirkişi raporunun kendi içerisinde çelişkilerle dolu olduğunu, aracın perte ayrılacağının tespit edilmesi durumunda sovtaj çalışması yapılmasının şart olduğunu, eksik ve yetersiz inceleme yapılarak hüküm kurulduğunu. dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, hasarın meydana gelişi bakımından değerlendirme yapılmadığını, davacı sigortalı kazanın iddia ettiği şekilde oluştuğunu ispatlayamadığını, müvekkili şirkete süresi içerisinde ihbar etme yükümlülüğüne de aykırı hareket ettiğini, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile, ek bilirkişi raporu alınarak, yeniden hüküm tesisi edilmesi gerektiğini bildirerek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49 ve 50. Maddeleri kapsamında, maddi hasarlı trafik kazasına dayalı açılan tazminat davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ve devamı maddeleri uyarınca ve özellikle istinaf incelemesinin kapsamının öngörüldüğü 355. Maddeye göre re’sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf etmiştir.
Kamu düzeni yönünden yapılan istinaf incelemesi sonucunda; 6100 sayılı HMK’nin Hükmün Kapsamı başlıklı 297. maddesinin 2. Fıkrasına göre “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Kanunun aradığı bu şekil, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetine sebep olabilecek, kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir. (HGK 2013/9-1989 Esas 2014/657 Karar sayılı ilamı)
Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve hukuka uygunluk denetiminin yapabilmesi için ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu İle tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
6100 sayılı HMK’nın 298. maddesi uyarınca kararını gerekçesi ile birlikte tam olarak yazması ve hüküm sonucunu HMK’nın 297/2. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Mahkemece yargılama sonunda verilen bu kısa karar, bir davayı sona erdiren yasa yolu açık olan son kararlardandır. Bu kararla, mahkeme davadan elini çeker ve davayı sona erdirmiş olur.
Ayrıca ilamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazı zorunludur. Gerek icra dairesi ve gerekse sınırlı yetkili İcra Mahkemesi ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E. -1997/776K.; 22.03.2006 gün ve 2006/12-92 E.-2006/85 K.; 25.06.2008 gün ve 2008/12-451 E.- 2008/453 K. sayılı ilamları)
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinin başlığı hâkimin davayı aydınlatma ödevi olup madde metninde, hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir, hükmü düzenlenmiştir.
Dava, birden ziyade talep yönünden maddi tazminat istemine ilişkin olup, davacı vekili birden fazla maddi tazminat talep etmiş ,ilk derece mahkemesince ise infazda tereddüt oluşturacak şekilde araç hasarı yönünden 15.000 TL ve araç değer kaybı yönünden 2000 TL bedele, kararın gerekçesinde davacıya ait araçta değer kaybı bulunmadığı, buna ilişkin talebinin yerinde görülmediği, davacının ikame araç bedeli alacağının 2000 TL olduğu belirtilmiştir.
Bu itibarla, gerekçeli karar ile kısa kararın çelişkili olduğu ve kamu düzenine aykırı görüldüğünden, bu husus resen gözetilmiş olup bu açıdan davalının istinaf istemi yerinde görülmüştür.
Kabule göre ise,
1)Davacı vekilinin, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile … plakalı araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan 10.447.00 TL maddi tazminatın, temerrüt meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 01/02/2016 tarihli dava dilekçesindeki alacak kalemlerini açıkladığı dilekçesiyle maddi tazminat kalemlerinin 7.572. 00 TL araç hasarı,1.750.00 TL araç değer kaybı ve 1.125.00 TL ikame araç bedeli olduğunu açıklamış, 23/05/2018 tarihli değer arttırım dilekçesi ile 09/01/2018 tarihli ek bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerini 6.553.00 TL arttırarak toplam 17.000 TL alacağın tahsilini istemiş, ancak hangi alacak kalemi yönünden dava değerini ne kadar arttırdığını belirtmemiştir. Bu itibarla, mahkemece, değeri arttırılan bu alacak kalemlerine ilişkin hangi talebini ne kadar arttırdığı davacıya açıklatılmadan hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2) 2918 Sayılı KTK’nin 91-101.maddelerinde ZMSS düzenlenmiştir. ZMSS, motorlu bir aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitlerle sigortalamaktadır. Hasar veren aracın trafik sigortacısı, işletenin 2918 sayılı KTK.nun 85/1. madde hükmünde yazılı hukuki sorumluluğunu aynı Kanun’nun 91/1. maddesi uyarınca üstlenmiş olup, gerek 85/1. madde hükmü, gerekse zorunlu trafik sigortası poliçesi genel şartları gereğince, ölüm veya cismani zararlar yanında bir şeyin zarara uğraması halinin teminat kapsamında olduğunu öngörmüş bulunmaktadır. Dolayısıyla, aracın uğradığı hasar, değer kaybı ve çekici ücreti gibi giderler gerçek ve doğrudan zararlar olup teminat kapsamında kalırken, malikin kazanç kaybı ve ikame araç gideri (araç mahrumiyeti) gibi dolaylı zararları teminat dışındadır. Dava konusu uyuşmazlıkta yazılı şekilde davacının ikame araç gideri (araç mahrumiyeti) ilişkin 2000,00 TL dolaylı zararı yönünden … plaklı aracın ZMM sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş.’nin zarardan sorumlu olacak biçimde hüküm kurulması isabetli olmamıştır.
Açıklanan nedenlerden ötürü, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kamu düzenine ilişkin sebeplerden ötürü kaldırılmasına, dosyanın Dairemiz kararına uygun yargılama yapılmak ve HMK 297. Maddeye göre hüküm oluşturulmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … Sigorta vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin diğer nedenler incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kabulüne,
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun HMK’nın 297. Maddesi uyarınca İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/06/2018 tarih ve 2015/662 Esas ve 2018/803 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-İstinaf karar harcının davalı sigorta şirketine iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığı için istinaf incelemesi için vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kesin olan işbu kararın taraflara tebliği, avans iade ve harç tahsil işlemlerinin HMK’nın 359/4. maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
6- Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/4 maddesi gereğince; KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 23/09/2021tarihinde oy birliği ile karar verildi.